Üst edit:arkadaşlar plan yapılmış da eski aşkların,üzenlerin,üzülenlerin,hak etmediği şeyler yaşayanların şerefine acısıyla tatlısıyla güzel ve nostaljik bir gece şerefine toplanılmış hissine kapıldım yazan arkadaşlar böyle hissettirdi hislerimi dökeyim dedim eyvallah.
Öncelikle özür dilerim özellikle ulu erkeklerinin tek eşli olmadığını hepsinin fiyakalı çocuklar olduğunu bildiğim halde karakter sınırı yüzünden “sevgilileriniz, eşiniz ya da metreslerinizden duyduğunuz en ağır söz” diye açamadım.küçük bir yer açın ve affınıza sığındırın beni.
Hatta siz bu listeye sevdiğiniz ama karşıya açılmayı şu anlık erken bulduğunuz ve hatta açıldığınız ama sizin büyüklüğünüz karşısında sizle sevgili olmayı kendine had edinemeyen erkek/kadın ları da ekleyin. (Siz reddedilir misiniz lan ben bile o kadar şuursuz değilim canlarına bal sürüp yediklerim)
T:tanımlanan kişilerden duyulan söz
Ben en güzelinden bir “beni hak etmiyorsun artık”ı duydum.
Herkes kendini iyi, kötü tanımlar. Biriyle ilk tanıştığında kendini tanıtırsın ya, o an söylediklerini aklına getir. Ben kendimi bütün samimiyetimle tanıttım. iyi yönlerimi de anlattım kötü yönlerimi de. Ayrılma arifesinde benim kelimelerimle beni aşağıladı. Hiç unutmam o anı. Zayıf karakterde insanın yapacağı bir işti, yaptı. insan kendi hariç kimseyi iyi tanıyamıyor. ki kendini tanımayan, kendini kendine yanlış tanıtan insanlar da tanımadım değil.
insanlıkta ne kadar iyiysen ilişkide o kadar kötüsün demişti.
Yediği her haltı kabul etmediğim, her dediğine tamam demediğim için duydum bu cümleyi muhtemelen. insanları olduğu gibi kabul ederim, hiç yargılamam ama hayatımı geçireceğim kişi bırak da istediğim gibi olsun.
Valla çok ağır sözler söylemişlerdi. Şimdi düşünüyorum da şuraya yazmak bile Bana zulüm geliyor. Öyle boş öyle anlamsız ve kalitesiz insnalarmis. Değerli vaktimi onlara nasıl ağırmışım. Onalri değerli yapan benim sevgimmiş. Neler atlatmisim be
Elinde olsa daha da kötüsünü yapacağından emin olduğum, bana yaptığı çektirdiği tüm korkunç şeylerden sonra “seni seviyorum” demesi. Keşke en ağır küfürleri savursaydı, en sert tabirleri kullansaydı. Ama bunları kullanmaktan beter ettikten ve ayağımı kaydırdıktan sonra gelip seni seviyorum dediğinde her şeyi unutursun ve kendini yaptıklarından daha kötüsüne hazırlarsın bir anda, her şeyi sıfırlarsın. kötü yani.
"sen böyle bi evde yaşayabilir misin ömründe" demişti (bu arada ev 2+1 65 metre kare bi ev yani yanlış anlamayın villa falan değil). şu an annemin evi onun evinden bin kat daha güzel, en azından içinde sevgi var ve mutluluk var.
bunu diyen de torpille belediyede çalışan lise mezunu bir adam.
ayrıca düşmez kalkmaz bi allah, çok güveniyorlar para pula mala, bir anda tepetaklak olursunuz nerden geldiğinizi şaşarsınız.
bir film seyrediyorduk, amerikan filmi. orta halli bir amerikan ailesini anlatıyor, güzel bir evleri var. adam evine girerken geldi görüntü, eşim bana laf sokmak için atladı
"vay be, adamdaki eve bak"
sonra adamın eşi girdi kadraja -ki michelle pfeiffer-, ben de atladım:
"vay be, adamdaki karıya bak".