bugün

arzuyla şefkatin; birbirini hor gören, onaylanmayan iki duygunun biraradalığından oluşan durum.
ruhsal ve bedensel paylaşımın doruklarındaki birliktelik.
insanoğlunun 3 temel amcından biri olan üremenin ilk basamağıdır.

aile tanışma durumu ise tadından yenmez ama.
aşka dair, aşk dolu dakikalar.
--spoiler--
sevgililik böyle bir şey işte. mahremiyet kaybı.
--spoiler--

mahrem
erhan sopayı getir! müadili sözcükler devşireceğim. vuracağım , kıracağım, kafalarına kuş sıçmış insan evlatlarından beter edeceğim. kaba etlerini darp sonucu morartacağım ama kafaya ellemek yok aga! .sonra bu ülkedeki beyin göçü hesabını gelip benden soruyorlar.

en başta yerim ben sizde ki istanbulluk tabirine yakın sevgililik müessesenizi.

yağmurda paçalarımdan akan suya bakıp, mutlu mesut havanız ve en az molpet kadar kuru havanıza tüküreyim emi!. o gökyüzünden düşen yağmur ,siz mutlu çift ve benim üzerime aynı anda düşerken ben dudakları tavuk götü gibi siz dişeriniz üzerinde yıldız parlayan şirincan ayağıyla nasıl geziyorsunuz!... yağmurlu havaları güllük gülistanlık gösteren sileceklerinizi sökeyim emi!

birazda; tiffany tomato’dan ikiz kardeş giydirilmiş gibi giyindiğiniz ortak paydalı giyim reyonlarınızı sorgulayayım!. bildiğin ali ile sami. aynı renkte, çizgili bluzlar, kot desen gene aynı ,ayakkabıya hiç gelmeyelim. birbirinizi kaybetseniz ,sokağın delisi bile ‘’abi senin öbür tekini üst caddede gördüm ‘’diyebilecek koşullarda ortak takılıyorsunuz ha! ben o ortak zevki ta ortasından yırtarım hacı!

ya şuna ne demeli; noller’de, batasıca 14 şubatlarda ,çarşı pazar dolaşıp ayaklarınıza indirdiğiniz kara suyu rağmen , en sonunda avuç içine sığan tanga alışınızı ya da zippo üzerine gülü birgün seni hergün tavrında , önemli gün ve haftaları takvimde işaretleyen hafızanıza sokayım!

market kuyruğunda bile birbirinden ayrılamayan, yapış, yapış ellerinizi kırayım!
el belde, el omuzda senkronize olmuş biz ayrılamayız tadındaki siyam ikizi laubali halinize samimiyet kırıntısı ekleyin lan.

sevmek dediğin dört duvar arasında. toplumda varolan bir ben ne anlar senin sevme , sevebilme ve sevgililik müessesenden!

bu yazı sevgilerin’’ ti’’ sesini içermektedir, buna biraz’da yazarın içsel mendevurluğu deyip önemsemeden okumayı insanlık namına deneyin. ti’ye alınan her hadiseyi önemsemeyin
aslında sosyal bir kontrattır. taraflar flörtleşme sürecinde birbirlerini tanırlar, böylelikle a ve b kişisinin talepleri ortaya konur, bu talepler zamanla elenir, üzerine ortak bir konsensusa varılanlar ise kontrat maddesi haline dönüşür.

örneğin;

a. eski sevgiliyle görüşmek yok (hardcore normatif oldu bu)
b. bundan sonra alkollü ortamlara pek gidilmeyecek (taraflardan biri sevmiyordur alkolü vb.)
c. ay dönümlerinde bir şeyler organize edilecek (hatun kişi gizlice talep eder mesela, üstü kapalı maddedir bu açık açık yazılmaz.)
d. aldatma normları oluşturulur (bakışmak da aldatmadır ya da tarafların haberleri olmadan yapılan flört aldatma sayılmaz vb.)
e. facebook ya da sosyal platformlarda ilişkinin deklerasyonu gerçekleştirilir ki, rekabet unsurları ortadan kalksın, rahat bir sevgililik yaşanılsın vs.

bazı maddeler esnektik genişletilebilir, bazıları çok serttir ve değiştirilemez. ardından imzalar atılır, imzalar atıldıktan sonra sevgililerimiz mutlu mesut sandıkları bir hayat dönemi içersine girerler, bilahare o kontrat çoğunlukla saç baş yolarcasına yırtılıp atılır.

sevgili ile partner kavramını karıştırmamak gerekir.
aralarında geçen diyalogların yüzde sekseni saçmalıktır.
-aşkım napıyorsun?
+oturyorum canım sen napıyorsun?
-hiç bende öyle dolanıyorum. telefonumu neden meşgule aldın?
+müsait değildim canım ondan aldım müsait olunca döndüm.
-telefonu açıp müsait degilim diyemedin mi ?( bu iyimser versiyon)
-ne yapıyordun neden müsait değilmişsin? (bundan sonra diyecek bir şey yoktur birde sürekli tartışılıyorsa)
+(erkek şahıs veya bayan şahıs ne derse desin yalan söylediği düşünülür)
...
böylece saçma sapan iki üç saat gider.
zor olandır.
yazık lan...
kızlar şu trip modunuzu kapatın walla adamlar direkt mala bağlıyolar amk...
görsel
Hiç kimseye hissetmediğiniz hisleri ortada bir durum yokken birine hissetmenizdir...
Yapmam dediğiniz hemen hemen her şeyi yaparsınız.
Canınız acır, yoğuruldukça pişersiniz, kendinizi bulursunuz ona yaklaştıkça.
Kavuşmak var ise hayatın tadına varırsınız, Yok sa aşkın...
Gelişi gibi gidişini de olgunlukla karşılarsınız...
Günü gelir siz gidersiniz...
Bütün matematiği çöpe atan bir olay. Anlayamadığım olay. Harbi anlayamıyorum. Abi milyarlarca insan arasından nasıl olur da 2'si kendini seveni sever? Biri ötekini severken o öteki de nasıl o birini sever? Nasıl bir olasılıktır? Var mı böyle bir olasılık? Olasılık neydi? Olasılık mı bu? 1/7milyar çarpı 1/(7milyar-1) lan !

Onu geçtim gömlek değiştirir gibi değiştiren var. Adam mesela 5 sevgilim oldu diyor. [1/7milyar çarpı 1/(7milyar-1)] üzeri 5 amk ?! Olm nasıl lan ! insan nasıl sevgililik falan ? Anlamak güç şey. cümleler bozuldu. Sen git milli piyango şeet. Millette de iyi şans var demek ki amk. Bir ben şanssız gelmişim şu aranıza.
sonu mutsuzluk ile biten hadise.
Bir gün elbet bitecektir. ister ıyi ister kötü.
am göt meme ilişkisine dönmediği sürece güzeldir.
zor iş. yokken ararsın, bulunca bunaldım lan gidiyorum ben dersin. ortası yoktur.
zordur. sabır, sevgi, sadakat gerektirir. zor günlerde birbirine destek olmak gerekir. kaçmak olmaz. sorunlarla yüzlesip halletmek gerekir. halledilince de ağzınızdan kelebekler çıkar, huzura erersiniz.
sarılmak,
ele ele gezmek,
öpüşmek,
belki seks,
duygusal bağ,
aidiyet hissi,
ortama hava atmak,
ego tatmini vs
Sevgilinin konulduğu yer.
değer vermek, sarılmak, saçlarını sevmek, başının üst tarafından saçlarını koklayarak öpmek, en iyi dostun, en iyi arkadaşın ve daha bir çok en.
Başka bir insanla kendi hayatını paylaşmak demek.

Bir insanla neden hayatımı paylaşayım? Peki neden özellikle o insanla hayatımı paylaşayım, onu özel kılan şey ne?

Başkasıyla hayatımı paylaşmak için herhangi bir gerekçe görmüyorum, dolayısıyla da saçma buluyorum.

Sevgililik saçmalıktır.
kınışmık, misij ıtmık, wıtsıptın yızmık değildir. şimdi izninizle gençliğe hitabem:

yıldım ya. anlıyorum, yeni nesil muhafazakar bir iktidarın dünya görüşünün her kaldırım taşına duhûl ettiği bir dönemde büyüdü, anlıyorum, cinsiyetsiz mekanlar teker teker yok oldular ve geriye avm'ler kaldı, anlıyorum kadın erkek ilişkileri iki cinsin birbirinden bu denli uzaklaşması, seksin tu kaka edilmesi ve bilinçli olarak karşılıklı haz tanımının silinmesi ile yakın tarihin en sıkıntılı dönemini yaşıyor, anlıyorum eğitim sistemi de aileler de çöp, anlıyorum yerli ve yabancı televizyon size gerçekdışı ve işlerine gelen bir romantizm resmi çiziyor ama lütfen titreyin ve kendinize gelin. evet arkadaşlar, acıııııı ama gerçek; sevmeden, sevişmeden*, hesap kitaptan vazgeçmeden, fedakarlık etmeden, tutku hissetmeden ve en önemlisi gerçek hayatta tezahür etmeden böylesi bir romantik ilişkiye sahip olamayacaksınız.

biriyle sevgili olmak "bana mesaj atmıştı", "güldü verecek" fazından epey öte bir şey. bunlar sıradan insanın herkesle her zaman yapabileceği şeyler olduğu için bu sizle gerçekleşince sevgili olduğunuzu, başkasıyla gerçekleştiği için de aldatıldığınızı düşünüyorsunuz. oysa bir adım geri çekilip baksanız, bir monitörün, bir tabletin ya da telefonun arkasında sıradaki hamlesinin ne olacağını kestirmeye çalışan tatlı su kurnazlarısınız. yaşadığınız şeyler gerçek dışı. böyle yaşamayın.
anlamsız gelen durumdur.
Çay kaşıklı artısı bol kepçeli zararı olan gereksiz boş yere kafa yoran durumdur.
günümüz için cıvık olmayanına çok az rastladığım durumdur. belki sevgilim yok diye, kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş hesabına döndürebilirsiniz ama böyle düşünüyorum. sevgilim olduğunda o cıvıklar arasına bende katılacağım belki. ya da cıvıklık değil de, sevgi gösterisinin kendi içinde cilvesi de denebilir. cilve iki kişi arasında olur, ve ilişkiye renk katar biliyorum ama cıvıklık olan abartıya kaçandır, samimiyetsiz gösterimdir. sosyal medya destekli sevgililik olayında da bu samimiyetsizliği görüyorum sanki. bilmiyorum belki de ben yanlış düşünüyorumdur.
Ben kimsenin sevgili olmasına karşı değilim karşı olduğum tek şey kullan at misali çıkıp daha sonra ayrılanlardır. Adam gibi sevip bir daha bırakmamak asıl mesela. Yoksa bu kaba tabirle totoşluktan başka bir şey değildir.