bugün

yine güzel bir placebo şarkısıdır:

Walk away to save your face
You never were a genius
Walk away to save your face
You let it come between us
Walk away to save your face
You never were a genius
Walk away to save your face
You never were, you never were

Yes its just the second night
That I would break back nights for you
Yes I know youre the jealous type
cause Im cursed with second sight so

Walk away to save your face
You never were an actor
Walk away to save your face
Here comes the morning after
Walk away to save your face
You never were an actor
Walk away to save your face
You never were, you never were

Yes its just the second night
That I would break back nights for you
Yes I know youre the jealous type
cause Im cursed with second sight so (x3)

Third verse same as the first

Walk away to save your face
You never were a genius
Walk away to save your face
You let it come between us
Walk away to save your face
You never were a genius
Walk away to save your face
You never were, you never were

Yes its just the second night
That I would break back nights for you
Yes I know youre the jealous type
cause Im cursed with second sight so

Walk away (x 8)
(you never were...)
mükemmel bir senaryoya sahip oldukça eğlenceli ve etikleyici oyun. ama vasatın biraz üstündeki grafikleri yüzünden sanırım pek de ismi duyulmamış, raflarda çürümüş bir oyun.

"neredeyim lan" edasıyla başlıyan bir hikayemiz var. bir hastane odasında çırılçıplak uyanan, ne ismini, ne de nerede olduğunu bilen birisini yönetiyoruz. zamanla anlıyoruz ki üzerimizde psişik deneyler yapılmış; psişik yeteneklerimiz var. nedir bu yetenekler mesela; telekinezi, iyileştirme, ruhun çıkıp gezinmesi, başka bedenleri kontrol etmek gibi.

buraya kadar bile yeteri kadar güzel bir oyun zaten. bir de 6 ay öncesine gidip gelmeler vardır ki; oyuna bağımlı hale getirir sizi. 6 ay öncesine gitmek derken flashback'lerden bahsetmiyorum. psişik karakterimiz john, bildiğin 6 ay öncesine gidiyor, anılarını falan yeni baştan yaşayıp değiştiriyor ve geri geliyor. peki tüm bunları neden yapıyor. çocuklar üzerinde yapılan psişik deneylerle psişik askerler yetiştirmeye çalışan kötü adamı durdurmak için.

bir de esas kız var tabi, olmazsa olmazıdır bu tarz oyunların. o kadar dandik grafiklere sahip olmasına rağmen bu kadar sempatik ve çekici olabilen nadir oyun kahramanlarındandır sanırım. 6 ay önceki halinde saçlarını iki taraftan bağlaması ve o azıcık çekik gözleriyle karşımıza çıkarken; günümüzdeki halinde bildiğin delidir. hatta bir bölümde tımarhaneden kaçırıyoruz kendisini. "prensim beni kurtarmaya gelmiş" tarzında sayıklaması da inanın hoşuna gitmiyor değil tabi.*

özellikle son bölümde o kadar fazla zamanda ileri geri gidiyorsunuz ki "lan şimdi hangi zamandayım" sorusunu artık kendinize sormuyorsunuz bile. ama dediğim gibi; adı duyulmamış, ama adı duyulmuş oyunlara bin basacak oyunlardan. tek eksisi grafikler ve kontroller. ama onlara da katlanılabiliyor. kesinlikle oynanması gereken 2004 yapımı mükemmel ötesi oyun.
"nerdeydim, ben kimim, hangi yıldayız" geyikleriyle acayip mekanda uyanan abi klişesiyle başlayan, oyun içinde de sürekli bir geçmişe, bir geleceği, bir şimdiki zamana falan giderek, tense'leri işlediğimiz oyun. senaryosu ile süper, grafikleriyle kötü, oynanabilirliği ile kolay bir oyundu.

(bkz: codemasters)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar