james watt ın buhar makinesini bulmasıyla başlamıştır.avrupada sanayi alanında birçok gelişme yaşanmıştır.
KEndisi* bitmek üzere olmasına karşın hala türkiyeye tam anlamıyla uğramamış devrim.
konuyla ilgili vikipedi linki..
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sanayi_Devrimi
Zamanında gerçekleştiremediğimiz devrim. Türkiye için hala gelişmekte olan devlet dememizin nedeni.
ingiltere'de başlayan teknolojik-ekonomik *devrimle
fransa'da gerçekleşen politik * devrimin
ortak ürünü..
makinelerin coğalması ile az zamanda cok mal üreten fabrikalar kurulmuştur. buda hammadde ve pazar ihtiyacı yaratmıştır. kalabalık nufusu, yer altı ve yer ustu kaynakları ile avrupalı devletler için iyi bir pazar olan osmanlı devleti bu devrimde cok olumsuz etkilenmişitir. cunku kapitülasyonlar osmanlı devletinin elini kolunu baglamıştır.
toplumlar tarihi açısından zurnanın zırt dediği an
ağır sanayinin gelişmesi sonucu çalışanlarında makinenin parçaları olarak görülmesini ve geniş halk kitlelerinin açlık, sefalete sürüklenmesine sebep olmuştur. sonucunda çok kanlı geçen işçi devrimi kaçınılmaz olmuştur. jack london un demir ökçe adlı kitabında amerikadaki sonuçları çok iyi anlatılmıştır.
el üretiminden makinalaşmaya geçiştir. Sanayi Devrimi sonrası kapitalizm empreyalizm sosyalizm gibi akımlar ortaya çıkmış, makinalaşmaya geçilince Osmanlı devletinde el üretimine dayalı sanayi çökmüş,kapitülasyonların da etkisi ile Osmanlı Avrupalı devletlerin açık pazarı haline gelmiştir.
(bkz: üçüncü sanayi devrimi)
bugünkü emperyalist ve tek kutuplu düzenin varlığının en önemli sebeplerinden biridir.

getirdiği ham madde ve pazar ihtiyacı nedeniyle sömürgeciliği tetikleyen ve birinci dünya savaşı'na neden olmuş gelişmedir. kapitülasyonlar, son derece düşük gümrük vergileri ile osmanıl devleti'ni ideal pazar durumuna getirmiş ve osmanlı devleti'ni emperyalist devletler için ortak hedef yapmıştır.

makine düzenine geçildikten sonra üretim artmıştır ve ülke sınırları içinden bu kadar çok ürünü karşılayacak talep yaratılamamıştır. ham madde gereksiniminin başlattığı sömürgecilik yarışı, pazar gereksinimiyle doruk noktasına ulaşmış ve devrimi gerçekleştiren devletler dünyanın her yerinde sömürgecilik yarışına başlamışlardır. milli birliklerini geç tamamlayan almanya ve italya gibi devletler bu yarışta gerilerde kalmışlar ve rakipleriyle aynı konuma ulaşmak istemişlerdir. ingiltere, fransa gibi devletler ise buna izin vermek istemediler doğal olarak.

avrupa'da başlayan kutuplaşma, devletlerin çıkarların bir noktada kesişmesi, topyekün bir savaşı kaçınılmaz hale getirmiştir. bu durumdan en büyük karla çıkan hatta tek karlı çıkan taraf ise a.b.d olmuştur. savaş boyu taraf devletlere silah satmış ve deyim yerindeyse voliyi vurmuştur. savaş sonrası düzende ise a.b.d dünyada başgösteren otorite boşluğunu dolduracak, ikinci dünya savaşı'nı sona erdiren atom bombalarıyla da tek rakibi olarak sovyetler birliği'ni bırakacaktır. sovyetler birliği'nin dağılması ile tek otorite ve süper güç olacak ve bugünkü konumuna gelecektir.
birinci dünya savaşının temelini hazırlayan neden.
zamanla sanayiileşen ülkeler hammadde arayışına girecek ve zamanın güçsüz ülkelerini bir sivrisinek misali emecekler.

bir de bana göre savaş sanayiisi devrimi var, bunu ise ikinci dünya savaşında almanya başlattı *.
viski üretiminde kullanılmak amacıyla, buharlı makinanın icadı ile başlamıştır.
(bkz: içki tüm kötülüklerin anasıdır)
Türkiyedeki etkileri "bir yüzyıl sonra" hissedilmeye başlamıştır!
(bkz: sanayi devrimi)
sanat yolu ile eğitim akımının başlamasına sebebiyet vermiştir.
tekdüzelik, makineleşme, monotonluk kavramlarını insanların yaşamına sokmuştur.
insanlığın yaşamını tamamen etkilemiştir.
burjuvazi ile aristokrasiyi eşit düzeylere taşımıştır vs.
sanayiyi basmışlardır.
bugünkü emperyalizmin temelini atan hadise.

(bkz: osmanlı nın yıkılış sebepleri)
o lanet buhar makinası bulunmasaydı, herşey daha güzel olacaktı.
neden mi ?

buhar makinalarının da dahil olduğu termik makinların verimleri düşüktür.
alternatif veya doğru olan nedir tabi ki elektrik makinlarıdır. verimleri çok yüksektir.
elektrik makinalarının geliştirilmesini geciktirmiştir o lanet buhar makinası.

bir an fosil yakıtlı o makinaların olmadığını düşünelim.
her yerde havai hatlar olur otomobiller bunlardan enerji alırdı. falan filan. uykum geldi.
pekçok yeniliğin beraberinde getirdiği kazanan ve kaybeden değişkenlerinin dramatik bir şekilde çocuklar üzerine kanalize olduğu olgu. özellikle; ingiltere gerçek manada sanayileşiyordu ancak; çocukların sırtında! zira; bu dönemdeki savaşların yarattığı iş gücü açığına önlem olarak, oldukça küçük yaşta çocuklar fabrikalarda ağır koşullar altında çalışmaya itiliyordu. işveren için sorun yoktu; zira onlar bu şekilde fakirlere yardım ettiklerini iddaa ediyorlardı. ancak: 12 ila 14 saat arası düşük ücret ve güç koşullarda mesai doldurulması çocukları harab etti. buna önlem olarak 9 yaşından küçüklerin çalıştırılmasını yasaklayıp, 18 yaşından küçük kız ve erkek çocuklarının çalışma saatlerini, maksimum 12 saatte tutan yasal düzenlemelere geçildi. ancak, sanayi devrimi çocuklar ile gelişmişti bir kere! o çocuklar istemeyerekte olsa, gelecekteki akranlarının refah toplumunda yaşayabilmeleri için, ağır bir bedel ödemişlerdi.
sanayi devrimi 18.yy'ın ortalarında ingiltere'de başlayan ardından kıta avrupası'na yayılan sanayileşme hareketidir.

sanayi devrimi'nin toplumsal ve ekonomik olmak üzere birçok sonucu vardır.

Sanayi devrimi'nin başlamasıyla üretim için daha fazla alana ihtiyaç duyulmasından dolayı atölyelerin yerini büyük alanlara kurulmuş fabrikalara bıraktı.

bu fabrikalarda üretimde verimliliğin sağlanmış olmasına karşın özellikle ilk yıllarda iş güvenliği sağlanamadı ve iş kazalarında artış meydana geldi.

sanayi devrimi'nin etkisiyle tarımda makineleşmenin ardından tarım alanında işgücü ihtiyacı azaldı. bu da köylerde yaşayan insanların işgücü talebinin az olduğu kırsalı bırakarak işgücü talebinin çok olduğu kentlere göç etmesine neden oldu.

köylü ve çiftçi olan insanların kentlere göç edip işçi olarak çalışması sınıfsal yapıda radikal değişikliklerle sonuçlandı.

sanayi devrimi süresince artan işgücü ihtiyacı o dönemde nüfusu hızla artan avrupa'nın çocuklarını fabrikalarda ucuz işgücü olarak çalıştırması, emeğin sömürülmesine yol açtı günümüzde 3.dünya ülkelerini sömüren avrupa sanayi devrimi sırasında kendi halkını sömürdü.

üstelik emeği sömürülen sadece çocuklar değildi, kadın işçilerde erkek işçilerin aldığı ücretlerin yarısını almaya razı oluyordu bir başka deyişle sanayi devrimi sırasında çocuk işçiler kadar kadın işçilerinde emeği sömürülmüştür.

ülkeler köyden kente akın eden nüfusun barınması için işçi sıra evleri inşa etmiştir. bu işçi sıra evlerinin bulunduğu mahalleler getto, banliyö olarak adlandırılmış ve altyapı gibi belediye hizmetlerinden yeteri kadar yararlanamamıştır.

bu durum ileride büyük bir sorun haline gelmiş ve hissedilen sınıf farklılığını arttırmıştır. sınıf farklılığının artması özellikle işçi sınıfının burjuvalar tarafından ezilmesi düşünsel olarak yeni bir akımı doğurdu bu akım ideoloğunun karl marx olduğu sosyalizm'den başka bir şey değildir.

sanayi devrimi'nde yıldızı parlayan ulaşım aracı ise gerek taşıma kapasitesiyle gerek ekonomik oluşu ile demiryolları olmuştur.

sanayi devrimi'nin beşiği olan ingiltere'de ekonomik öneme sahip her bölge birbirine demiryolu ile bağlı hale geldi.

sanayi devrimi sosyal sınıflar bakımından aristokratların etkisini azaltıp burjuvaları yükseltmiştir. aynı şekilde köydeki serflerin etkisini kaybettirip kentlerdeki işçi sınıfını öne çıkartmıştır.

aile yapısıda sanayi devrimi sırasında etkilenmiştir kadınların iş hayatına katılması sanayi devrimi ile başlar kadının çalışması ve köyden kente göç edildiği için geniş aileden çekirdek aileye geçiş sanayi devrimi'nin etkilerindendir.

sanayi devrimi'nin bilimsel çalışmalar, buluşlarla desteklenmesi verimliliği arttıran bir başka etmen oldu james watt'ın buhar makinesini icadı ardından thomas newcomen'ın onu daha kullanışlı, çarklı bir hale getirmesi bu gelişimin örneği olarak gösterilebilir.

gelişen sanayinin daha çok hammadde ihtiyacı doğurması avrupa'yı hammadde arayışına yöneltti ve sömürgecilik, kolonicilik politikasıyla sanayi beslendi.

bu dönem sırasında petrolden ziyade ana enerji kaynağı olarak ingiltere'de ve avrupa'da çok bulunmasından dolayı kömür kullanıldı.
mezopotamyanın, çin ve hindistanın, eski mısırın ve anadolunun becerdiği tarım devrimini, kuzey avrupanın binlerce yıl sonra becerebildiği açıktır.
1900lerde londranın nüfusu 5 milyondur. kraliçe victoryanın tahta geçtiği 1838 de ise şehrin nüfusu 1 milyondur. ve bu 1 milyon bile büyük bir patlama ve korkunç bir gelişme olarak nitelenmektedir. o zaman ki ingiliterenin şehirleşmesi büyük bir problem yaratmıştır. 18. yüzyılda ingilterenin tarımı o adanın insanlarını beslemeye yetmiyordu !
bu durum karşısında ingiliterenin dere beyleri tekstil ile sanayileşme arayışına girdiler. bunun içinde hammedeleri köylüden zorla aldılar. bunun neticesinde ise köyden şehre göç başladı ki şehre gelen köylüler için bu durum büyük bir sorundu, tabi şehir hayatına alışmış insanlar içinde. bu durum şehir nüfuslarını bir kaç on yılda şehir nüfusları beşe altıya katladı.
tabi bu durum ahlak çöküntüsü ve insan istismarını artırdı ki bunun örnekleri halen devam etmekte olup başlangıcı sanayi devrimidir zaten. eşitsizlik her alanda baş göstermeye başlamıştır. pislik ve hastalık nirvanaya ulaşmıştı. çocuk işçi sayısı korkunç boyutlardaydı.
bu gibi sosyal trajedilerin hayat bulmasıyla işçi hareketleri başlamıştır.

osmanlı da sanayi devriminin getirdiği bu yıkıcılığı gören düşünürler, ülke topraklarına bu sistemin gelmesi ile oluşacak yıkımı düşünmeye başlamışlardır. hatta osmanlının sanayi atılımına geç kalması yada ürkmesi birazda buna bağlanmalıdır. ki öyledir de.
on dokuzuncu yüzyılda bir den bire büyüyen şehirler dünyayı sardılar. beş milyonluk londranın yanında üç milyonluk newyork ortaya çıkmıştır. orta avrupa ve amerika kozmopolitleri sanayi devrimi ile başlamıştı.
peki istanbulda durum neydi derseniz istanbulda nüfus o dönem 950 bin civarlarındaydı, ve osmanlı parçalanıyor can çekişiyordu.

toparlarsak : önümüzde ve arkamızda çok ciddi bir sorun var, sanayi devrimi ile başlayan kozmopolit tahribat ve kazanç hırsı.
http://haber.sol.org.tr/d...ara-aciliyor-haberi-69654
osmanlıyı teğet geçmiştir, sonuç olarak fakir olmuşuzdur.
nüfustan ve yığın oluşturan kalabalıklardan nasıl yararlanabileceğini düşünen burjuvanın keşiflerinden biridir. fazla sayıda insan demek, fazla sayıda emek demekti. ardından gelen emek sömürülüşü, ücretlerin düşüşü, sınıflar arası derinliğin artması vb. gelişmeler..
insan hakları gibi kavramlar, sanayi devrimi yoluyla kendini geliştirmiş ve dengenin sağlanmasına hizmet etmiştir.
 1815 Yılında ilk kez ingiltere de ortaya çıktı. Zamanla Avrupa’nın diğer ülkelerine de yayıldı. Fransa, Belçika, Hollanda, Portekiz gibi ülkelerde de etkisini gösterdi. Sanayi inkılabını kısaca kol gücünün yerini makinelerin alması şeklinde özetlenebilir. Özellikle buhar gücünden yararlanılması üretimi artırdı, ulaşımı kolaylaştırdı, ticareti geliştirdi. Sanayi inkılabı, büyük fabrikaların kurulmasına sebep oldu. Bu durum üretim de büyük artışlar sağladı. Böylece mallar ucuz ve seri üretildi. Ülkeler, iç piyasada tüketemedikleri malların satışını sağlamak için, yeni pazarlar bulma çabasına girdiler. Böylece, hammadde sağlamak ve ürettikleri malları pazarlamak için henüz sanayileşmemiş ülkeler yöneldiler. Bu durum sömürgecilik anlayışını meydana getirdi. Sömürgecilik anlayışı uyarınca, sanayileşen devletler, Güney Amerika, Afrika ve Asya’nın belirli bölgelerin de sömürgeler elde ettiler. Bu konu da başı çeken ingiltere, büyük bir sömürge imparatorluğu kurdu. ingiltere sömürgelerini elde tutabilmek için daha çok denizciliğe önem verdi. Hindistan’a ve diğer sömürgelerine giden yollarına giden yolları kontrol altında tutmaya çalıştı. ingiltere’yi, Hollanda, Belçika ve Fransa takip etti. Almanya ve italya ise, siyasi birliğini 19.yüzyılın ikinci yarısında tamamladılar. Kuvvetli birer devlet haline geldiler. Gelişen sanayileri sebebiyle onlar da sömürgecilik siyaseti izlemeye başladılar. Rus Çarlığı da ekonomik gelişmesini hızlandırmak istiyordu. Ancak çok topraklara sahip olmasına rağmen, sıcak denizlerle bağlantısı yoktu. Bu denizler acılan denizlerin bir bölümü, Osmanlı imparatorluğun elindeydi. Osmanlı imparatorluğundan ayrılıp bağımsız devletlerini kuran Balkan milletleri ise, tam bir huzura kavuşmuş değillerdi. Bu arada, sanayileşmesini hızlandıran Japonya da Avrupa devletleri ile rekabete başladı. Amerika ise, 18. Yüzyılın sonlarında, ingiltere’ye karşı, General Washington önderliğinde giriştiği mücadele sonucunda, bağımsızlığını elde etmişti.Sanayi Devrimi tarım ekonomisinden ve üretim ilişkilerinden makine ekonomisine geçmek demektir. Bu olgu 19.yüzyılda Batı Avrupa ülkelerinde meydana geldi ve oradan dünyaya yayıldı. Sonuçları bakımından bütün dünyayı altüst etti. Avrupalıyı güçlü ve zengin kılarken başka milletler ve toplumlar için felaket getirdi. Avrupa’da bilim alanında başlayan gelişme ve önemli buluşların tarihini 19. yüzyıldan çok öncelere götürmemiz mümkündür. Ancak 19. yüzyılla beraber bu buluşların üretime uygulanması gerçekleşmiş ve bunun sonucu olarak artan üretim Avrupa devletlerinin ekonomik refahını çok yükseltmiştir. Ekonomik refah ise başka şeylerin yanında, silah endüstrisinde de büyük gelişmelere yol açarak, Avrupa’nın tüm dünya milletleri üzerinde egemenliğini kurmasını kolaylaştırmıştır. 18. yüzyılın sonlarına kadar ekonomik hayat büyük ölçüde tarıma, küçük el sanatlarına ve ticarete dayanıyordu. Asıl üretim kaynağı olan toprak, soyluların ve kilisenin elindeydi. Bu durumu yalnız liberalizm ve milliyetçilik gibi akımlar yıkmış değildir. Bunlardan daha temel olan ekonomik yapının değişmiş olmasıdır. Kısaca yeni buluşların üretime uygulanması ve bunların en önemlisi olan buhar gücü ile çalışan makine, makineleşmiş endüstriyi doğurmuş ve bu da Avrupa’da sermaye birikimini arttırmıştır. işte buna “Sanayi Devrimi” denilmektedir. Aslında sanayileşme iki aşamalı olarak gerçekleşmiş bir olgudur. Ya da iki ayrı sanayi devriminden söz edebiliriz. Bazı kaynaklar ilk aşamaya sanayi devrimi, ikincisine bilimsel devrim adını vermektedir. Bir başka görüşe göre ise, 18. yüzyıldan 19. yüzyılın ortalarına kadar olan endüstriyel gelişme “makine devrimi”, 19. yüzyılın ikinci yarısında başlayan ise “teknoloji devrimi” dir. Ancak bu duruma nasıl bakılırsa bakılsın önemli olan iki aşamanın etkilerinin birbirinden farklı olmasıdır. Sanayi Devriminin Başlangıcı Tüm ürünlerin artması ve aynı zamanda işgücünün açıkta kalması sanayi devrimine yardımcı oldu.
sanayi inkilabının başlangıç tarihi hakkında çeşitli teoriler dolaşmaktadır.

sanayileşme tecrübesini devrim kavramı olarak ilk ele alan iktisatçı arnold toynbee dir. ona göre ingiliz ekonomisindedeki köklü değişikler 1750 yıllarında başladı ve 1850lere kadar devam etti. fakat bu görüşe karşı bir çok itiraz ortaya çıkmıştır.

john u. nef'e göre ise tarihte devamlılığın esas olduğu ve bu yüzden devrimin başlangıcının 16 ve 17. yy daki teknolojik değişimelere kadar götürülebileceğidir.

j. h. clapham ise 1850lerde sanayileşmenin henüz dokuma ve demir sanayileri ile sınırlı olduğu; makineleşme ve fabrikasyon sistemnini yayılması suretiyle genel bir sanayileşmenin çok daha ileri bir tarihte tamamlandığını ileri sürmektedir.

yakın zamanlarda yapılan çalışmalarda sanayi devrimi'nin zamanı ile yapılan yorumlarda ise ingiliz dış ticaretinin yukarıya doğru hızlı bir ivme kazandığı 1780lerden bahsedilmektedir. walt whitman rostow sanayi devrimi'nin uzun bir süreçten çok ani hızlı bir değişim olarak görmüş ve tarih olarak 1783-1802 yıllarını teorisine katmıştır.