bugün

sanat din ve devlet işlerini birbirinden ayırmaktır. daha bu bilince sahip olamayan insancıklardır.
sanatın subjektifliğini , zevkin eleştirilemez olduğunu unutup ,bi de üstüne sanatı tekelinde sanıp , "sen sanattan anlamıyorsun çünkü ben bu işi bilirim ve senin fikrin yanlış cicişim" diyenlerden mütevellit sanattan soğumuş , sanatı içine alamamış bi toplumu eleştirmektir..kendi sebep olduğu duruma gene kendi sinir olmaktır..ilginç şeyler bunlar tabii..

(bkz: sanatsever)
ultra postmodern sanat akımlarına kapılmaktır. durum böyle olunca toplumuda bir kişi gibi görürsün, oturur onunla sohbet edersin, çay içersin.
(bkz: türkçe konuşun lan)
(bkz: ironi)
(bkz: tükürürüm böyle sanatın içine)

(bkz: ironi)
(bkz: sanattan anlayan ayağına yatmak)
can sıkıcıdır ancak hangi ülkeye gidilirse gidilsin yüksek sanat zevki toplumun çoğunluğuna hakim değildir önce bunun farkına varılmalı. sorun teşkil eden de insanın sanattan anlamaması değil, ona saygı duymaması olmalıdır. lazım olan da budur, bizde olmayan da budur.
ucuz edebiyat seviyor, serdar ortaç dinliyor, recep ivedik seyrediyor diye bir insanı suçlayabilir misiniz? hayır. haddiniz değil!

sanatla içiçe olmak için istanbul'da yaşamak kârınızadır. bu toplumda da sanat yapılıyor. az belki ama daha kıymetli bana göre.
çevrenize bile sanat sergisine gideceğinizi söylediğinizde tuhaf tuhaf bakılması ve sanatçı mı olacak bu çocuk diye içlerinden geçirmesidir.

gittikçe somut ve sonuç odaklı düşünen toplumlar sanattan uzaklaşır çünkü sanat onlar için değersiz boşa uğraştır aynı şekilde sanatçıda bohem yaşayan birisidir sıradan biri olarak hayal etmezler sanatçı deyince.

fakat böyle sonuç odaklı, somut ve materyalist düşünen insanların yaşadığı toplumlarda insaniyetten uzaklaşma yaşanır. charlie chaplin'in de dediği gibi daha çok düşünüyoruz daha az hissediyoruz. işte sanat bunun için önemlidir hızla makineleşen ve bazı değerlerin yitirildiği ya da hor görülen insanların olduğu dünyaya karşı çıkmak ve tepkimizi gösterebilmek için önemlidir.

mesela calculus, newton'ın ya da leibniz'in daha önce icat ettiği muamma ama ikisi de birbirinden bağımsız şekilde bunu düşünmüşler ve yaratmışlar fakat bir de düşünün bir guernica tablosunu picasso yapmasaydı salvador dali yapabilir miydi? ya da başka bir sanatçı.

işte sanat bu yüzden özgünlüğün doruk noktasıdır.
(bkz: eurovision)
sanattan anlamayan birbirini kayıran koskoca bir kıta var.
çok çok zordur. güzel sanatların 2 yıllık olduğunu zannederler. resimdir müziktir(müsik derler genelde) okuyupta napcan?gibilerinden sorular sorarlar.
onlar için memurluk kutsaldır. sırtını devlete yaslayacaksın mantığıyla mal gelir mal giderler. bir tuvalde tek bi kırmızı nokta olsa o tabloya boyadan masraf etmiş mantığıyla yaklaşırlar.

sergilere gitmez, müzik dinletilerine katılmazlar.

giderlersede fiyaskoyla sonuçlanabilir.

bir anım diye başlayabileceğim bir gözlemimdir bu; besyodan bizim fakültemize(gsf) gelen bir grup sporcu(!) arkadaşlar tam da resim sergisinin içine düştü. biz 8 mart dünya kadınlar günü üzerine yapılan bu tabloların sahibi olan arkadaşımızla katılımcıların ilgisi tavırları üzerine konuşurken, doğurganlığı ifade eden bir çıplak kadın tablosu önünde durdular, tabloda kadının bir göğsü çok şişkindi bu sütün bereketiyle alakalandırılmıştı ve arkadaşlar o şişkin göğse doğru yaklaştılar bir durup baktılar, biz de a ne güzel başka bölümlerde ilgileniyor derken biri cep talafonun kamerasını açtı ve diğeri o göğsü yalar gibi yaptı! fotoğrafı çektikten sonra defolup gittiler. bizede bu iğrenç anı kaldı.

yani sanat ile ilgilenmeyen -ki anlamayan demiyorum- bir toplumda yaşamakta, sanatı yaşatmakta zordur.
Çok fazla önemsenmeyecek kişi konumuna düşürebilir sizi. Ama sanatı bilen bir yerde sanatı sevseniz gündem olursunuz.
eşekten hoşafı uzak tutarak içmeye çalışmaktır.
marjinalliğinin kişiye kattığı havayı göz önünde bulundurursak şanslı kimselerdir. herkes sanat sever olsaydı sıradan bir insan olurlardı. kıymetimizi bilin.
(bkz: müslüman mahallesinde salyangoz satmak)
(bkz: sanatı toplumda aramak)
sanatı sadece başka bir şey beceremiyor da yapıyor şeklindeki düşünceler nedeniyle bir hayli zor olandır. Bir tiyatro metnini okursun '' Ne kadar sıkıcısın .''derler . Felsefeyi sevdiğini söylersin '' ateist mi olucaksın sen? Boşver böyle gereksiz şeyleri '' derler. Hayat felsefesi sadece kendisi gibi olmayanları eleştirmek olan insanların bulunduğu bir toplumda sanatsever olmak çok zor.
Sanat toplum içindir!
işi zordur.
işte bazen bu yüzden eserlerin yurt dışına gitmesine pek bir şey diyemiyorum. bizim burada heykelin ağzına musluk takıyorlar, gidiyorlar sümele manastırında güzelim resimleri kazıyorlar, ayasofyadan mozaik çalan var ya. bildiğin adam mozaiğin parçasını kopartıp götürüyor. götüne sokacak herhalde yoksa derdi ne?
yani bir insan gidip duvarda duran mozaik veya freskodan ne ister?
işte bu yüzden iyi ki kaçırmışlar diyorum bazen çünkü onların müzelerinde o eserler kraller gibi korunuyor. adamlar ışık zarar vermesin diye ışığı bile ayarlıyor. saygı duyuyor o esere.
zamanında iyi götürmüşler yani, mesela daha dün belgesel izledim petra diye bir antik kent var adamlar heykelleri paramparça etmiş. neden? put diye.
şimdi gidip o heykelleri bunlar çalıp götürseydi bunlar olmayacaktı çünkü değer vermiyorlar eserlere.
define bulacağım diye adam gidiyor ne var ne yoksa kazarken hayvan gibi vurup parçalıyor ancak onlar bir sürü arkeologla buraya gelip bilimsel kazı yapıyordu.
o eserleri şimdi geri istiyoruz bizim diyoruz, ne hakkımız var ki?
bence hiçbir hakkımız yok.
Bana göre çölde bir vahadır. Ama gel gör ki sanat bu topraklarda çoktan tasını tarağını toplayıp uzaklara göç etti.
sanattan anlamayan insana sanatı öğreterek doğru olanı yapar. üff pis cahil kültürsüz diye aşağılayarak değil.
sanat toplum için yapılmadığından olabilecek bir durum. sanat, insanların ruhunu, hislerini, düşüncelerini, yaşamlarını, anılarını yani kendine dair ne varsa eserlerine aktarması ve böylece insanlara anlatmasıdır.

böyle bir toplumda sanatsever olmak o eserlerde aktarılanları anlamak hissetmek pek çok sanatçının dönemlerinde yaşadığı bir durumdur. ve dönemlerine adeta eserleriyle bir tebessümle bakar.

toplumun sanattan anladığı ne olursa olsun sanat sevilmeli ve üretilmeli o eserleri anlayan insanlar bunu görüp o toplumu ileride güzelleştirecek adımlar olur o yüzden sanat sevilmeli, hissedilmeli ve yaşanmalı.