avrupa birliğine girmeyi bağımsızlığı devretmek olarak anlayan zihniyetin dahil olduğu gruptur. Buna karşın avrupa birliğine halen girmemiş olan tam bağımsız türkiye askerlerini öldüren topraklarına göz diken pkk şerefsizlerine halen bir sınırötesi operasyon düzenleyememektedir.
avrupa birliğine girmenin iki tarafın karşılıklı olarak bağımsızlık devretmesi olduğunu kavramış, ve ancak bu iki taraflılığın her daim birlik lehine işleyen bir süreç olduğunu da bellemiş zihniyetin dahil olduğu gruptur..
avrupa birliği'ne girmeden dahil olunan gümrük birliğinin zararlarının da farkında olan güruhtur aynı zamanda..
ülkesini seven, bir yerlerine sokulan, sokulmaya devam eden ve sokulacak kazıkların, boruların farkında olan; yalan ve gerçeği ayırt edebilen, kimin dost kimin düşman olduğunu kavrayabilmiş, avrupa'nın -ve dahi batının- "ne emmeye ne gömmeye" politikasını görebilen, bazı şeyleri çoktan çözmüş, denizler kadar engin insanlardır.
sanki avrupa birliği türkiye'yi kendi içine dahil etmek için kapısında sabahlıyormuşçasına hayallere dalan, türkiye'nin abye girme olayı sanki türk milletinin insiyatifine kalmış da referandum aşamasına gelinmiş gibi davranmaya çalışan, karşı da olsan destek de olsan nasıl olsa o birliğe girilemeyeceğini idrak edemeyen yazarların tutumu.
(bkz: neye karşı kime karşı)
iyi tamam karşı çıklaım ab ye, abd ye, .... ya. hepsine karşıyız, alayına karşıyız...
buraya kadar herşey güzel hoş di mi?
işte mesele bundan sonra; kimse ne ab ye, ne de abd ye meraklı değil kardeşim. ama bu adamlarla çalışmaya mecbursun. ****
eğer sen bu adamlara resti koyarsan, adamlar da sana ambargoyu öyle bi koyarlar ki işte o zaman ebenin çeşitli uzuvlarını çok rahat görürsün.
kemal derviş'in de dediği gibi 'eğer sen ab'ye rest çekersen kapıkule sana demirperde olur'
sen önce yavaş yavaş götü başı düzelt ondan sonra çık de ki 'ey ab ben sana karşıyım sana dahil olmayacağım'
sürekli büyüyen bir ülke olarak, globalleşen bir dünyada bir şekilde yerimizi bulmalıyız. artık tek başına millet diye bir şey kalmadı. bazı büyük devletler ve büyük ittifaklar var günümüz dünyasında. abd bu dünyanın şu an süper gücü, bu su götürmez bir gerçek, bunu takip eden ülkeler ve ittifaklar ; çin, ab, rusya... çin büyük bir potansiyel güç, kendi yağıyla kavrulabilir, bu vakte kadar içine dönük yaşamış, ama şimdi yavaş yavaş dışa dönmeye başladı, rusya putinin kişisel zorlamalarıyla bir yerlere geldi, ama dikta rejimlerinin gücü diktatörün ömrü kadardır, sonrası meçhul... ab ise en oturaklı, en sağlam güç görünümünde, önceliği ekonomiye veriyor ve abdye abdnin silahıyla karşı koymaya çalışıyor. peki biz bu güçler dengesinde nerede yer alabiliriz? bize en yakın birlik olan ab ye girmek en mantıklısı gibi gözüküyordu, ta ki bu adamlar iyice kimliklerini belli edene kadar... zamanında osmanlıdan kalma kuyruk acısını unutamadıkları belli, müslümanlık ise onlaraı tamamen korkutan bir terim, her ne kadar laik bir devlet olsakta, aynı zamanda kaldırılmadan önceki son halifeninde ev sahibiydik, yani ne kadar inkar etsekte biz bir islam ülkesiyiz, bu ab denen oluşumda açık ve net bir şekilde islama karşı. peki biz neden zorluyoruz bu oluşumu? çünkü abd gösterdi ki, türkiyeymiş, ırakmış, sivilmiş, askermiş hiçbir şey umrunda değil, tek umrunda olan şey para, petrol ve benzeri ekonomik şeyler... biz şu an abdye karşı koyamayız, eğer yalnız kalırsak karşı koyacak gücü ya çok zor bir şekilde, çok uzun bir zamanda elde ederiz, ya da elde edemeyiz. işte bizim bu gücü kısa bir sürede elde edebilmemiz için abye ihtiyacımız var, evet ben de karşıyım, ama bu güç başka şekilde elde edilmez, bir diğer şık, yeni bir ittifak kurmak,yani iran ve türki cumhuriyelerle bir anlaşma sağlamak ama bu olursa eğer karşımızda abd, rusya, çin, ab dörtlüsünü birden buluruz, ve bu bizim için içinden çıkılmaz ve çok zor bir durum halini alır. karşı olsamda, bir yerde biz onlara mecburuz, onlarda bize. bir orta yol, bir çözüm bulunmalı artık buna.
benimde severek katıldığım yazarlar topluluğudur. zira ulu önder m.kemal atatürk şöyle demiştir: ''kendi özdeğerleri ile varolmayı bilmeyen bir millet, onun bunun elinde oyuncak olur'' işte türkiyenin bugünkü hali de bundan ibarettir.
anadolu'nun bir degil on ülkeyi cebinden cikaracak nitelikte oldugunu kavramis, tam bagimsizlik isteyen ve bunda da sonu kadar hakli olan, benim de icinde bulundugumu bir kez daha belirttigim yazarlar grubudur.
avrupanin ve bati'nin iki yuzlulugunu farketmis, somurgeci zihniyete dahil olmak istemeyen, tam bagimsizligi savunan, cagdaslasmayi batililasma olarak algilamayan, ab'nin turkiyeyi hicbir zaman icine almayacagini kavramis gruptur.
isin ilginci, bugunlerde ab savunucularin buyuk cogunlugunun ayrilikçi, seriatçi sahislarin olmasi. ha bide, bati'ya karsi kompleksi olan, karaktersiz, sözde aydin! kisiler.
girsekte girmesekte sömürülecegimiz durumdur ab ye girmek. girme cabaları sonucunda yapılan calısmalar güzel ama bunları ab ye girmek icin yapmaları kötü. yapılan bu calısmlar cok daha öncesinden düsünülmeliydi insanların refahı ve rahatı icin. ayrıca ab karsıtı arkadaslara mesajım iciniz rahat olsun bizim ab ye girmemiz icin yapılması gereken tonlarca sey var ki bunları yapmak o kadar da kolay degil belki 2020 de gireriz...