bir gün hatırlayacaksın beni oturup ağlayacaksın o yerde
buğulanmış pencerenden yağmurun sesini duyacaksın
pembe yanakların sırılsıklam olacak,.
nereye baksan simamı göreceksin.
tekrar yaşayacaksın o eski günleri
ve kahrolacaksın biliyorum
bir gün hatırlayacaksın beni
yanık bir türkü tutturacaksın loş odanda
bir sigara yakacaksın yarı pişman
dumanında beni göreceksin
ıssız ormanlar gibi yalnız kalacaksın.
kahrolacaksın...
muhtemelen bir kız tarafından terk edildiğimde yazmışımdır. zira üzerinde yirmi yıl öncenin tarihi var.
ben seni, senin kendini sevdiğinden çok severken;
üzerime düştüğün tatlı zamanları hüzünle anarken;
rüzgârlar kokunu bana getirip beni boğarken;
bülbül gül bahçesinde seni bana sorarken;
şimdi farkına vardım ki sen yoksan hayatta yok
artık farkına vardım ki sen yoksun ben de yokum.
Yaşımın kaç olduğunun farkında değilim,
Saat gece yarısıyla sevişirken
Ne kadar şanslı bir piç kurusu olduğunun farkında değil gibisin
Canım daralıyor
Kundakla şu hayallerini de eğlencemize bakalım
Neron puştu bile kıskanırdı bizim yarım hektarcık yangınımızı
Ne büyük adammışız!
Bir şarkı söyle yirmi yaşındaki halime
Hafif caz olsun içinde
Biraz da gaz
Beni biraz ayılt moruk
Canımın sızısından uyuyamadım son birkaç gece
Kesin Neron’un işidir
Yok, sandığın gibi değil
Mevzular çok sıradan
Vazgeçtim, sen iyisi mi bana birkaç yumruk salla da
Uyanayım tatsız rüyalarımdan
Sen bilir misin burada işler kaç yarayla dönüyor
Ruhumun her yanı dikiş
Birkaç pansuman eksilmişim
O basmakalıp melankolini kendine sakla
Bana bir defa güzel fikirlerle gelsen de
Keşke şu beynimi rahatça ıskartaya çıkarabilsem
Yorma beni
Bak zamanımız can çekişiyor
Topla pılını pırtını
Yalnızlıklar sana ağır geliyorsa
Kaybedecek neyin varsa toparlan
Gel tokuşturalım mutsuzluklarımızı
Oluk oluk kanayalım
Elveda dünya!
Saçının ağırlığıydı göğsümün boşluğunda ki hafiflik
Bir at gibi yaralıydı
Bir kuş gibi kaygıldı
Ardı ardına en sevdiğim adlı listede sıralıydı
O oralıydı ben buralıydım
Şu nereliydi bende çıkaramadım
Onun yanmaması için cehennem de belki de bu dünya da ben yanmalıydım
Sebebler ve sonuçlar hep anlamlıydı
Ta ki onu görene kadar sağır gözlerim
O bir devlet kanalıydı
Ben ise bal reklamı yapan bir tv programı
Onun kokusu vardı
Fransızların parfümü yapmaya çalıştığı
..
Çocukluğumu özledim..
Saflığımı temizliğimi özledim
Okula annemle gidişimi,
Okuldan çıkınca gözlerimin yine onu arayışını,
Yağmurlu günde ayaklarımın ıslanışını,
Ve yine gördüğüm her birikintiye basışımı,
işittiğim azarları özledim.
Saf ve temiz mahalle arkadaşlıklarını,
Akşam ezanında eve kaçışımı,
Ayaklarımı sobaya dayayışımı,
Bisikletten düşmeyi
Ve Kaygısız günlerimi,
Çocukluğumu özledim.
Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var.
Ama geçecek hepsi, geçecek.
Şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
Gözlerimin içine bakmaktan korkma anna.
Sen adımını attığın andan itibaren
Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.