özellikle günümüzde herkesin harcı olmayan eylem. kim ne derse desin, yetenek ister, emek ister. alışılagelmiş kalıp kelimeleri bir arada kullanarak, iyi de reklam yaparak yazar olunmayacağı gibi, iyi roman da yazılamaz. dostoyevski, sefiller, suç ve ceza okumayan insanlar roman yazmasın.
bunu burada söylemek istemezdim ama sanırım artık kafayı sıyırıyorum ve bazı yerlerde bunu taşırmam gerek.
deniyorum sözlük. hatta denemeden de öte, kendimi şaşırtıyorum. bazen utanıyorum, bazen "aeeeeh ne lan bu?" deyip yırtıyorum ama bir şekilde gidiyor.
ama bu sıralar bir sorun olduğunu fark ettim.
ve bu sorun kendimi ciddi anlamda sefil ve işe yaramaz görmemi sağladı.
bazı insanlar kurguladım. bazılarını konuşturdum. mesela bir kuyumcuyu, balık restoranı garsonunu, bir rezidans sitesinin güvenlik görevlisini ve hatta 89 yaşındaki bir kore savaşı gazisini. evet bunları bir derece yaptım ve fena da olmadı.
ama;
aşık olduğum kızı bir türlü konuşturamadım.
evet romanımda bir aşk hikayesi de var.
ama kafama edeyim;
ben şu yaşıma kadar hiç aşık olmadım ki!
bir kızla çıkıp kafe restoran dolaşmadım. sinemaya gitmedim. sahilde yürümedim. elini tutmadım! aşkı gerçekten hissetmedim... ama şimdi tutup bunu adam gibi kurgulamaya çalışıyorum.
nesini yazacağım ki bunun? şimdiye kadar yazdığım kısmı sönük, silik bir tip tasvirinden öteye gidemedi. karakter bile oluşturamadım tam.
tüm o oluşturduğum dünya, mekanlar, insanlar, zihnimde renkli ve capcanlı ama romanın en önemli unsuru olan o aşık olduğum kadın beynimde siyah bir silüet gibi. bir gölge. saçları ve vücudunun hatları var ama içi simsiyah ve bana hiçbir şey söyleyemez. benimle romanlara yakışır bir diyolog kuramaz.
çünkü hayal dünyamda yok. canlandıramıyorum bir türlü.
çünkü hiç olmadı.
evet biliyorum. sefilce ama gerçek bu. lise aşkı bile olmayan kafasına edilesi bir roman yazarı adayıyım.
daha doğrusu aday adayı da olabilir. bilmiyorum.
yalnız bol sıfırlı paralar kazanmak için yaptığım işlerim nedeniyle eskisi kadar zaman bulamıyorum,
bir gün yazmaya geri döneceğim,
denize karşı evimin bahçesinde masamı kurup çıplak ayaklarım çimene basarken ve ben pinâ colada mı yudumlarken önce yarım hikayelerimi romanlarımı bitirecek sonra da yenilerini yazacağım.
kaç ay oldu başlayalı hatırlamıyorum. bugün yüzüncü sayfayı ve yirmi dört bin küsürüncü kelimeyi yazdım. hiç kolay bir iş değil ama çok zevkli. inşallah bir gün tek işim kitap yazmak olabilir.
bir süredir yazıyorum. 1936 senesinden başlayıp günümüze kadar gelen ve balattaki bir sokakta geçen romanı yazarken şunu farkettim, insan yazdıkça açılıyor. şuan iyi gittiğini düşünüyorum. inşallah bir gün raflarda "süslü selamet sokağı" adlı eserimi görmek nasip olur. amin.
Bir süredir uğraştığım şey, insan okurken okuyup geçiyor ama çok zormuş, tırı vırı bir hikaye yazmak bile zor, adamlar 500 sayfayı Nasıl yazıyor helal olsun.
Roman yazmak bir bina yapmak gibidir. Bina yapmak için önce bir yer tespit edilir, sonra proje hazırlanır ve inşaat başlar. Binada ki proje romandaki kurguyu anlatır. Binanın sağlam olması için projeye uyulması gerekir. Aynı bunun gibi romanda da kurguya sadık kalmak şarttır.
Binada kum, çimento, tuğla neyse romanda da gözlem odur. Yani gözlem yapmadan roman yazmak imkansızdır.
Tıpkı bir binanın boya ve işlemelerle süslenmesi gibi roman da dil ve anlatımla süslenir.
ilginç bir durum halidir bence. bazı amatör deneyimlerimden kasıtla söylediğim bir ilginçlik bu. kurgu sistematiğinin içindeyken duyularınız açılır iyice. ilginç şeyler yaşarsınız, çok ilginç ayrıntılar yakalarsınız. bol hayal kurmanın da meyvesidir. şimdilerde sevgilimle yazacağım romanı düşünüyorum mesela. ilginç. evliliğimizde mutfakta yazılacak birçok sayfası.kahramanlar bekliyor. zihnimin çeperinde de sevgilim bekliyor. ismi ne olsa acaba?*
çok basit bak önce e ve t nin yanındaki f nin üstündeki r yi bulun. buldunuz mu? bulanlarla devam edelim. şimdi ı ve p nin yanındaki, l nin üzerindeki o yu bulmak, lazım.
of ya sahiden zormuş. o dedim de aklıma o geldi. harbiden o...'ymuş ya o da. bak kaçtı keyfim yine man yazamıycam şimdi. man'ı da başkası anlatsın.
fantastik roman yazmayı düşünüyorum. kurgu olaylar hatta bazı diyaloglar bile hazır fakat kahramanların isimleri, bilhassa ana kahramanın ismi konusunda çıkmaza girdim. lan fantastik bir olayı anlatıcam ama ana kahramanımın adı mahmut olsun istemiyorum. yabancı isim koyarsam da yabancı özentisi durumuna düşücem. lan napıcam ben bi yardım fena olmaz.