risale-i nuru dünyanın merkezi zanneden, bu merkezciliğin insanları islamdan uzaklaştırdığını idrak etmeyen, "tesettür diye diretmek yerine başı açarak okumak daha doğruıdur" lafını söylemeye müceserrit insanları ağa olarak kabul edebilen, kendi grubundan olmayanı her türlü aşağılık mahlukat ile aynı kefede görmekten rahatsızlık duymayan, islam birliği ve islam kardeşliğini illa ki kendi grubunda toplanmakla mümkün olabileceğini sanan, sanrılarını tanrı edinmiş, falancı diye hitab edilmekten memnun, kur'ân-ı kerimin anlaşılmasının herhangi bir risaleye muhtaç olduğunu düşünen boş insanların söylemi...
(bkz: o zaman allah neden kuran yerine risale-i nur indirmedi)
kuran-ı kerim yüce bir kelamdır buna itirazınız var mı? yok. ben de diyorum ki onu en iyi anlatan ve belki de tek kitap olan risale i nur olmadan kuran eksik kalır.
fethullah gülen'in said-i nursi'nin kürtlüğü ile ilgili kısımlarını sansürleyerek tercüme ettiği eserleri olmadan kur'an'ın anlaşılmayacağını ifade eden düşünüş.
kur'an-ı kerim'i en iyi anlatan, kendisidir. kur'an olmadan dinimiz olmazdı.
peygamber efendimiz s.a.v. veda hutbesinde: "Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur-ân-ı Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir" buyurmuştur.
tefsirler muhakkak ki kur'an'ın dah iyi anlaşılır olması içindir ama illa ki risale-i nur olacak değildir.
kuran zaten insanlara gönderilmiş apaçık ve her aklı selimin algılıyacağı kurandır. Fakat bazı leblebi beyinli ışığı ve (bkz: nur-u) sönük dervişlerin kendinden daha aciz müridlerine kendinde ruhban sıfatları ve alametler yükleyerek ortaya attığı düşüncedir.
Kuran, insanlığa indirilmiş bir kitap ise insan olmayanlar anlamaz tabii. ayrıca iki kere okudum bu külliyatı kuran'nın daha anlaşılır olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
cümle görünüm olarak manasız anlamsız olarak gelsede , içerik olarak doğrudur .
bu konuda tartışmanın anlamsız olduğunu düşünüyor ve inanmayan ya da benimsemeyen insanların bu söze ön yargılı yaklaşacağını düşnerek söylüyorum bunu.
kuran-ı kerimden ve hadislerden sonra gelen en sağlam , dayanılması gereken kitap rabbani'nin mektubat'ıdır. hal böyleyken yazılmış diğer kitaplar (mektubat dahil) kuranı kerim'i anlamak için yazılmış yardımcı kitaplardır diyebiliriz. şöyle ki;
inanan insanlar kuran-ı kerimde aradıkları konuyu net açık ifadeyle bulamadığı veya göremediği zaman yazılmış kitaplara başvururlar. inanmayanlar için ise kişiliğine saygı gösterilen ilmine saygı gösterilen insanların yazdığı kitaplar kaynak ve ispat olarak gösterilir. durum budur ki hiç bir insan yazması hatasız eksiksiz ya da kainata dair her şeye sahip olamaz . öyle olsa idi bir yaratıcıdan bahsedemezdik. güneşe bakmak için gözlük lazım ise kuran-ı kerim'i anlamak içinde yardımcı kitaplar lazımdır.
şunu diyen arkadaşlarda olabilir ki, madem öyleydi neden daha anlaşılır gelmedi kuran-ı kerim?
cevaben derim ki; kuran-ı kerim'in dil'i, dünyanın ortak dili olmadığı göz önüne alınarak daha sonra tefsirleri ve mealleri çıkmıştır. biliniyor ki inen kutsal kitaplar inen kavmin diline göre iner. diğer bi husus da en azgın kavim o olduğu için o yüzden arap yarım adasına inmiştir. burdan yola çıkarak tüm dünyaya arapça olarak yayılması gayet mantıklıdır ki ingilizce çıkan kitapların dahi orjinali tüm dünyaya yayılır çünkü yazan kişinin dili o dur. istisnalar tabi ki olacak ama sonuçta insan yazması mükemmel olamz dedik en başta.
verilen basit örneklerle anlatmaya çalıştığım yazılan bütün kitaplar risale-i nur ya da mektubat ya da marifetname sadece kuran-ı kerim'in gölgesidir. onun gölgesinden faydalanmak lazım gelir. yoksa tabi ki bu kitapları yazanlar böyle idda etmezler. söyledikleri mana da budur işte sadece anlamaya yardımcı olmak.
risale-i nur' u övmeye çalışırken insanların aşırı tepkisine neden olmuştur, bu yönü ile iddia sahibi zan altındadır.
yanlış, hatalı önerme. risale-i nur kur-an' ı anlamak için müthiş bir kaynaktır. eserin müellifi, tek doğru benim, hak olan benim mesleğim demekten talebelerini men ederken nurlar adına böyle bir savunma yapmak abestir, altında art niyet bile ararım.
budur iste turkiye deki din sorununun temeli. anlatmaya calistigini anlatamayi sicip sivamak. igne ipligine bagli bir konuya bu kadar gozu kara girmek.
ayni cemaate bagli hemen hemen herkes bu cumleyi soyluyor maalesef. dogruluk payi vardir belki ama icraat niyetin onune geciyor. kuran okumayip 7/24 risale okuyanlar, haddini asarak kuran okumaya gerek yok risale bize yetenler oldugu muddetce siz bu cemaate olan bakisi ve onyargilari degistiremezsiniz.
islama da en buyuk darbeyi de siz vuruyorsunuz bu ulkede farkinda degilsiniz.
bu lafı söyleyen nur tarikatındandır, hizmet mensubu derler birbirlerine. uzak durmakta yarar vardır.
bu arada bilmeyenler için, said nursi denen imam kılıklı yobaz, mustafa kemal atatürk ile konuşurken eli ile gözlerini kapatırmış. şeytanın dünyaya mustafa kemal paşa nın gözleri ile baktığını, o gözlere bakanın yoldan çıkacağını söylemiş.
akabinde de paşam karga tulumba attırmış zaten kendisini ankara mın eski meclisinden..
kuranı anlamak için hiç kimsenin yorumuna ihtiyaç yoktur. allah zaten anlayabileceğimiz şekilde yollamış ve kullarımla arama kimse girmesin demiştir. ne fetullah, ne yaşar nuri, ne de zekeriya beyaz... insana akıl veren allah; oku ve kullan demiş aklını, bu kadar basit. erkekler yorumluyor, ondan sonra kadınlar hapı yutuyor. yeter be! camilerden de soğutuyorsunuz bizi, her yerden de.
arkanızda bile namaz kılmak zorunda kalıyoruz popomuza bakıp tahrik olacaksınız diye. müslümansan tahrik olma kardeşim! size allah sapıklığı emretmiyor. bunu "anlamak" için de, "mürit olmaya" ya da "efendiler"e ihtiyacınız yok!
fetullah ın dershanelerinde erkek ve kızların ayrı eğitim aldığını biliyoruz. sebep ne? birbirlerinden etkilenmesinlermiş. işte sapkınlığın dik alası esas burada başlıyor.
oraya giden öğrencinin bilgiden önce kafasına bu düşünceyi sokarsan, teneffüste yapar yapacağını, yine yapar. bunu yapacağınıza çocuklara özgür iradeyi anlatın; ve ona uygun davranılmazsa neler olabileceğini.
kalkıp yasaklarla neyi çözebiliyorsunuz? ve dini sevgi duygusundan çıkarıp nefret duygusuna, allah ı sevilecek bir varlık olmaktan çıkarıp cezalandırıcı bir varlığa dönüştürüyorsunuz.
"islamiyet sevgi dinidir."
erkekler de nefislerine hakim olsunlar, gerçek müslümanın da yapması gereken budur. yoksa kızı ayrı, erkeği ayrı tutmakla bir boka varmak mümkün değil.
anlayın artık bunu "atatürkçü düşünce düşmanları." zaten atatürk'e bayılmamanız da bu yüzden. din bireyin özelidir görüşüne izin verdiği, dini kullanmaktan koruduğu için ondan da nefret ediyorsunuz. laiklik ilkesi bu sebeple çok zorunuza gidiyor zaten.
allah diyor dinde zorlama yoktur diye. siz bu zorlamayı ortadan laiklik ilkesi ile kaldıran mustafa kemal'e diş biliyorsunuz.
unutmayın onun kurduğu cumhuriyette yaşayarak, onun verdiği özgürlüğü kullanarak, yine atatürkçü gençlik yetişmesin diye elinizden geleni yapıyorsunuz. hadi devam edin! biz cumhuriyetin ve o'nun takipçileri ölmedik daha. var oldukça bizler; hesabınız hep bağdat'tan dönecektir zaten.
risale i nur u yazan allah tan daha üstün demek ki sizin inacınıza göre. tanrı yı anlamak için başka aracıya ihtiyaç yok. "size şah damarınız kadar yakınım." diyor. ne risale i nur a ne başka insanlara ihtiyacımız var. kuran yeter. oku, anla, yap! sanki vahiy gelmiş de risale i nur yazılmış. yeter artık!
allahın aklına gelmemiş kusura bakmayın sömürgenler, akıl edebilseymiş kuranın yanında açıklayıcı kitap olarak risalei nur denen şeyi eklermiş. yoksa ne diye uğraşacaktı her birimize akıl vereceğim diye.
ancak ve ancak kafir birinin edebileceği bir sözdür. evet ciddiyim kafir! risale-i nur islamın katillerinden biridir. kuran dışındaki her kaynak yakılmalıdır. insan gerizekalı değildir ve kuran'ı anlayabilecek zekaya sahiptir. sen sahip değilsen o akıl yoksa allah seni zaten günahlarından sorumlu tutmaz. fakat bunu bile bile risale-i nur kuran'ın dostu diyorsan sen kafirsin. kanın beş para etmez.
entry i açan delikanlının nur cemaatinden olmadığı bir tane risaleyi baştan sona okumadığı her ama her halinden belli olmaktadır.
hizmetin böyle bir iddiası yoktur.
risale-i nur bugüne değin yazılmış yüzlerce tefsir kitabı gibi kendine özgü bir tefsir kitabıdır. yani kuran ayetlerini said nursi yaşadığı döneme göre kendince açıklamıştır. ancak hiçbir nur cemaatinin başlıktaki gibi bir iddiası yoktur, olamaz da.