Dün burada 5 kg file kuru soğan aldım ve fiyatı buranın parası ile 1 lira, ingiltereye kuru soğan yurt dışından geliyor yani ithal.
Türkiye de marketler de kuru soğanın kilosu 3 TL, yani 5 kg kuru soğan için 15 TL vermeniz gerekiyor ve türkiye kuru soğan üreticisi bir ülke,
Erikli Pet Su 1.5 lt 6'lı Koli ingiltere de ki türk bakkalların da ingiliz parası ile 1.80 kuruş, su türkiyeden ve nakliye, bayi satış kar payı vs de içinde.
Türkiye de aynı su 5,23 TL market satış fiyatı.
Şimdi ama ingiliz parasını türk parasına çevirince fiyatlar aynı demeyin sakın. Siz asgari ücret olarak ayda 4736 TL asgari ücret mi alıyorsunuz, sizin asgari ücretinin ingiliz parası ile 314 lira,
işte bunun için hayır demelisiniz,
kendi malınızı, kendi marka ürünlerinizi bile pahalı yiyorsunuz, pahalı alıyorsunuz diye bu referanduma hayır demelisiniz.
beyin error! fatal error! php config dosyası bulunamadı hata 404! unknown hata! explorer aradığınız sayfayı bulamadı! böyle bir sayfa olmayabilir! dll exe dosyası bulunamadı!...
benim için şunlar, kol gibi yazdım ama belki fikri olmayanlar ve maddeleri bilmeyenler için bir şeyler ifade eder.
öncelikle 18 maddede yapılan değişiklikler şu linkte. isteyen önce yapılan değişiklikleri okuyabilir. http://www.aljazeera.com....yasa-teklifinin-tam-metni
1) 600'e çıkarılan milletvekili sayısı. ne değişecek yani 600 olunca, daha çok eş dost akrabanızı dolduracaksınız. başka?
2) 18 yaşındaki çocuğu milletvekili yapmanın anlamı ne? ayrıca bir de askerlikten muaf tutacaksınız. askere, savaşa gitmesini istemediğiniz çocuklarınız mı var? gidenlerden ne farkı var onların?
3) 4. maddedeki durum.
MADDE 4- türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.
ya cumhurbaşkanlığı ilk seçimde seçilemezse? ya da cumhurbaşkanının partisinin tek olarak girdiğini düşünsenize meclise? tek partili bir sistem. bu demokrasi mi?
4) Bakanlar kurulunun olmaması, bakanların memur pozisyonuna düşürülmesi. bakanlar kurulu ortadan kaldırılıyor. bakanlar kurulunu denetlemek de tbmm'nin yetkisinden çıkarılıyor. baştakinin 2 dudağının arasında her şey.
5) TBMM’nin denetim görev ve yetkisi “genel görüşme açılması”, “yazılı soru”, “Meclis araştırması”, “Meclis soruşturması” şeklinde sınırlanıyor. Cumhurbaşkanına, cumhurbaşkanı yardımcılarına ve bakanlara sözlü soru bile sorulamayacak. Hiçbiri Meclis’e gelmeyecek. yani denetleme ortadan kalkıyor.
6) 8. maddedeki durum. yürütmenin tamamı, yasama ve yargının büyük bölümü başkanın eline geçiyor. başkan tek başına kafasına göre kararname çıkarabiliyor, tek imza ile bunu kanunlaştırabiliyor ve bunu tbmm'ye sormasına bile gerek olmuyor. böyle demokrasi olur mu?
7) tbmm'nin herhangi bir savaş durumunda asker gönderme ile ilgili karar alması gerekmiyor. başkan nereye isterse o şekilde türk askerini yollayabiliyor? atıyorum, peru'da bir s avaş mı var. hadi gidin diyebiliyor.
8) başkan bundan sonra herhangi bir denetlemeye tabi değil. 600 milletvekilinin 2/3'ü yani 400 kişinin ok demesi ile yüce divana gönderilebiliyor. bu da pek mümkün görünmüyor.
9) istediği kadar, istediklerini yardımcı olarak atayabiliyor. yani yarın istese kadir mısır'ı da, yiğit bulut'u da ne bileyim nihat doğan'ı da başkan yardımcısı yapabiliyor. aynı ziamanda istediklerini de bakan olarak atayabiliyor. bununla birlikte bakanlar da milletvekillerinden olmayacak.
10) kafasına göre seçime gidebiliyor.
11) istediği zaman ohal ilan edebiliyor.
12) Hakimler ve savcılar yüksek kurulu 13 kişiye iniyor. bunun 6'sını kendi, 7'sini tbmm seçiyor. yani tamamını kendileri seçecek.
13) bütçenin tamamı kendisine bağlanıyor.
benim hayır deme sebeplerim bunlar.
bunlara evet diyenin de bildiğinden evet dediğini sanmıyorum. şunlara bile bile evet diyen birinin de demokrasi ve parlamenter sistemi kavramından çok uzak olduğunu düşünüyorum.
ayrıca 15 senedir tek başına iktidar olan akp'nin önceliğinin başkanlık değil, iç huzur, savaş, suriyeliler, ekonomide istikrar, daha demokratik bir hayat, özgür düşünce, çevre bilinci olması gerektiğini söylüyorum.
türkiye'nin temel sorunu yönetimde ikilik değildir. bu sorun erdoğan'ın kendisine daha fazla yetki almak için ortaya attığı bir bahanedir. türkiye'nin ihtiyacı olan şey başkanlık değil, kurumların güçlendirilmesidir.
ülkemizin ihtiyacı olan şeylerden bazıları;
- seçim barajının düşürülerek fakir tabanlı partilerin rekabette yer alması
- hdp türevi huzur bozan bölücü partilerin hukuk çerçevesinde saf dışı bırakılması
- siyasette nezaket ve anlayış
- kamu kuruluşlarının sosyal hayatta daha aktif olması
- birey haklarına verilen önemin artırılması ve yasaların güçlendirilmesi
- siyasi partilerin ortak bir dış politika, eğitim sistemi, ekonomik planı üretmesi ve uygulaması
- ermeni iddialarına karşı yeni bir diyaspora bakanlığı kurulması
- türkiye'nin kendi savaş gemisi, uçak, denizaltı, tank gibi savaş araçlarını üretmesi
gibi maddelerle sıralanabilir. başkanlık sistemi türkiye'yi daha güçlü yapmaz, aksine demokrasi kazanımlarımızı çöpe atar. türkiye'nin ihtiyacı olan şey tüm yetkileri tek bir kişiye vermek değil, mevcut sistemi güçlendirmektir.
akpli olabilirsiniz, erdoğan'ı çok sevebilirsiniz ama erdoğan'a meclisi fesh etme yetkisi veremezsiniz. bugün erdoğan bunu kullanmaz belki ama yarın başka biri kullanabilir.
bugün erdoğan ilk 4 maddeye dokunmaz ama 5 yıl sonra ''fiili bir durum var'' diyip güle oynaya değiştirebilir.
o yüzden oyum hayır olacak. hiçbir partiye de oy vermiyorum.
türk birliği hükümeti(turan)'nin 2 büyük yönetici ülke adayı var. türkiye ve kazakistan. kazakistan sırf türk dünyası lider ülkesi olabilmek için 27 yıllık siteminde vazgeçiyor. peki türkiye 2013te lider ülke statüsündeyken 2016-2017 yıllarına ise başkanlık tartışmaları ve akılcı olmayan politikalarından dolayı adaylığını kaybetmiş gözüküyor. ihtimali azalıyor. türk dünyası türk birliği için.referandumda hayır demek gerekir.
hazret dün akşam ntv de konuştu(başbakan).
efendim diyorki bu başkanlık sistemi kesinlikle korkulacak biley değil. bu sistem sadece iki başlılığı ortadan kaldırmak ve dolayısıyla bürokrasıyı kaldırmak, işleri hızlandırmak içindir dedi.
cumhuriyet elden gidiyor diye konuşan muhalefet partisinide anlayamıyorum diyor bu arada.
oh be içime su serpildi amk. meğerse amaçları yargıyı ellerinde tutmak değilmiş. meğerse tüm dertleri bürokrasiymiş. meğerse kendilerini yargılayacak 15 yargı mensupundan 12 sinin başkan tarafından, geri kalan 3 kişininde başkanı olduğu parti tarafından seçilmesi korkulacak bir durum değilmiş. o kadarda endişe edilecek bir durum olmadığını düşünmeye başladım içimden. böyle bi su serpildi içime amınakoyim.
mustafa kemal atarürk'ü müferdattan kaldıran gereksiz heriflerden biride geçen tv deydi. dedi ki hazret 1. sınıftaki çocuğa atatürkü öğretecende ne olacak kardeşim. demokrasiyi, devleti bilmem neyi öğretmeden kuru kuru atatürkü öğretmenin anlamı nedir yahu dedi. sınıf ve yaşına göre kademeli olarak öğretilecek dedi.
yani böyle aralarda derelerde bahsedecez, pekiştirmeyecez üstünde pek durmayacaz dedi. ayrıca o sikimsonik kurtuluş mücadelelerinide müfredata eklediklerinden bahsetti.
Bütün yetkiler bir kişide olunca, ülkeyi etkisi almaya çalışan (bkz: sömürmek) isteyen güçlerin işi kolaylaşacak.
Bakınız fetöyü 40 yılda anca devletin önemli kademelerine getirebildiler. Onu da binbir türlü oyunla, kandırmayla yaptılar. Ya adamlar türkçe olimpiyatları düzenleyince hangimizin gururu okşanmadı.
işte başkanlık gelince kendi adamlarını getirdiler mi iş bitti. "Biz öyle satılmışı seçmeyiz" demeyin. Yine binbir türlü oyun yaparlar. Danışıklı dövüş yapıp israil ve amerikaya düşman gösterirler. Dini duyguları çok kuvvetli olur. Karşısına muhalefet diye bir ateisti koyarlar falan.
Ayrıca "türklerden öyle adam çıkmaz" demeyin. Başkan olabilmek için türk vatandaşı olarak doğma şartı kaldırıldı.
Dolayısıyla hangi partiden olunursa olunsun bu oyun bozulmalıdır. Ey halkım titre ve kendine gel, bu oyunu boz.
****Kadınlar ve erkekler esit haklara sahiptir. Devlet, bu esitligin yasama geçmesini saglamakla yükümlüdür. maddesine
"Bu maksatla alınacak tedbirler esitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
Çocuklar, yaslılar ve engelliler gibi özel surette korunması gerekenler için alınacak tedbirler esitlik ilkesine aykırı sayılamaz." cümleleri eklenmiştir. açıkçası bu maddenin suyunun çıkarılacağını düşünüyorum. yarın bir sün kadınları koruyoruz diye haremlik selamlık uygulaması gelirse şaşırmayacağım.
****".... sendikalar ve üst kurulusları, üyeleri adına yargı mercilerine basvurabilir ve idareyle amaçları dogrultusunda toplu görüsme yapabilirler. Toplu görüsme sonunda
anlasmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni, uygun idarî veya kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun
takdirine sunulur. Toplu görüsme sonunda mutabakat metni imzalanmamıssa anlasma ve anlasmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun
takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına iliskin usuller kanunla düzenlenir." kısmı kaldırılmakta. yani yargı yolu kapancı sevgili evetçi yazarlar. memur ve işçinin toplu sözleşme hakkını götürebileceği bir yargı olmayacak. ve eklenen madde şu:
"Memurlar ve diger kamu görevlileri, toplu sözlesme yapma hakkına sahiptirler.
Toplu sözlesme yapılması sırasında uyusmazlık çıkması halinde taraflar Uzlastırma Kuruluna basvurabilir. Uzlastırma Kurulu kararları kesindir ve toplu sözlesme hükmündedir.
Toplu sözlesme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözlesmeden yararlanacaklar, toplu sözlesmenin yapılma sekli, usulü ve yürürlügü, Uzlastırma Kurulunun teskili,
çalısma usul ve esasları ile diger hususlar kanunla düzenlenir." yani bebişler adamların seçeceği uzlaştırma kurulu ne derse o olacak. gerçi şimdiki durumdan çok da farklı olmayacak. hükümetin sendikası zaten olabildiğince hükümete yontuyodu herşeyi. neyse devam edelim.
****daha önce anayasa mahkemesi tarafından yapılan siyasi parti mali durum denetimleri artık sayıştaya devredilecek.
ha bir de siyasi partilerin kapatılması konusu; metin şuydu:
"Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının açacagı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Bir siyasî partinin tüzügü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde
temelli kapatma kararı verilir."
ve kendilerini sağlama alan akp nin anayasası; "Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu
bulunan her bir siyasî partinin beser üye ile temsil edildigi ve Meclis Baskanının baskanlıgında olusturulacak Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çogunlugu ve gizli
oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dısındadır. Reddedilen izin
basvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir sekilde yeni bir basvuruya konu olamaz. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde izin konusunda görüsme yapılamaz ve karar alınamaz." yani üçte iki sağlanmazsa kapatma davası bile açılamayacak. tüzüğü ne olursa olsun.
****askeri mahkemeler hususunda: "Bu mahkemeler; asker kisilerin, sadece askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak isledikleri askerî suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler." olarak değiştirildi.
****geldik en önemlilerden birine. anayasa mahkemesi... kişi sayısıyla birlikte herşeyi değişiyor. nalet gelsin özlerine.
****şimdi, akp de biliyor başına ne geleceğini. yolları yüce divan. hemen el atarak o maddeyi de katekulliye getirmişler.
"Yüce Divan kararları kesindir." maddesi "Yüce Divan kararlarına karsı yeniden inceleme basvurusu yapılabilir. Genel Kurulun bu basvuru üzerine verdigi kararlar kesindir." haline getirildi. paçayı kurtarma girişimlerine bakın allasen...
hsyk nın yapısını ve adını değiştirecekler. öyle bir pişkinlikle yapıyorlar ki bu işi. anlamak mümkün değil. bazen diyorum ki bende galiba sorun. bu adamlar aleni bir şekilde ülkeyi satarken hala vatandaşım onu destekliyor arkasında "eveeeet" diye çığırıyor.
her zaman söylediğim gibi. yatacak yeriniz yok. vallahi yok.
CHP'nin yargı üzerinde olan etkisinin kalmasını istemek,askeri vesayeti istemek,değişikliklerin ilk adımı olan bu anayasa paketine hayır demek için yetiyor demek hayırcı arkadaşlara.
evet diyen vatandasin bircogu akp evet dedigi icin hayir diyor aslinda. ancak su da vardir; hayir diyen 26 yasanin 26sina da mi hayir diyor ya da 26 sina dami evet diyor. ayri ayri pusula verirsin her bir degisiklige, iste o zaman ona adalet denir.