bugün

evet hayır boykot çünkü

Anayasa değişikliğine hayır diyorum, çünkü;

bölücülük suç olmaktan çıkarılıyor

1) AKP anayasa taslağının 9. Maddesiyle, 1982 Anayasasının 84. Maddesinin son fıkrasında bulunan, eylem ve söylemleri nedeniyle partisinin kapatılmasına sebep olan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine yönelik düzenleme ortadan kaldırılmaktadır. AKP bu değişiklikle mecliste her tür bölücülüğü serbest hâle getirmekte ve bölücü faaliyetleri özendirmektedir. AKP, anayasa taslağındaki bu hükümleriyle, başlattığı ülkeyi bölme veya parçalama emellerine, anayasal zemin hazırlamaktadır.

sosyal devlet yerine imtiyazlı, ayrıcalıklı zümrelerdenoluşan devlet

2) AKP Anayasa Paketinin birinci maddesinde getirilen değişiklikler, Anayasanın sosyal devlet ilkesi gibi maddeleri ile Türk Ceza Kanunu gibi mevcut birçok kanunda zaten düzenlenmiş olan konulardır. Eşitlik ve çocuk hakları gibi mevcut Anayasada veya kanunlarda var olan, değişiklik gerektirmeyen bazı düzenlemeler ile Türk halkının gözü boyanmaya çalışılmaktadır.

grev hakkı olmadan toplu sözleşme hakkı hiçbirşey ifade etmez

3) AKP 2002 yılında memurlara grev hakkı getirileceğinin sözünü vermesine rağmen aradan geçen 8 yıldan sonra, referandum paketinde memurlara grev hakkını vermemiştir.Yıllardır yapılan toplu görüşme, toplu sözleşme olarak düzenlenmiştir. Toplu sözleşme hakkı getirilmiştir. Ancak bu, toplu görüşmeden farklı sonuçlar doğurmayacaktır. Çünkü toplu sözleşmede anlaşma sağlanamaz ise, Uzlaştırma Kuruluna başvurulacak, kurulun vereceği karar kesin olacaktır. Uzlaştırma Kurulunun seçimi de yine hükümetin iradesi ile gerçekleşecektir. AKP, grev hakkını vermeyerek kamu çalışanı memurların elinde olması gereken yaptırım gücünü gasp etmiştir. Grev hakkı olmadan, toplu sözleşme hakkı bir anlam ifade etmeyecektir. Memurun niteliği, atanması, görev ve yetkilerinin belirlenmesi yine idarenin takdirine bırakılarak, toplu sözleşme ile sadece malî ve sosyal haklarda düzenleme yapılmasıyla sınırlandırılmıştır. idarenin takdiri, iş güvencesini tehdit etmektedir. Bu uygulama, AKPnin atadığı idarecilerin keyfî davranmasına neden olacak ve memurlar olumsuz sonuçlarla karşılaşacaktır.

akp-pkk elele

4) Anayasa Mahkemesi ile ilgili değişiklikte, Yüce Divan kararlarına yeniden inceleme yolu açılarak bölücülük ve PKK ile işbirliği suçundan milletvekilliğinden düşürülen Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk adlı PKK yandaşlarına milletvekillikleri iade edilecek ve bunlar TBMMye geri döneceklerdir. PKK destekçisi milletvekillerini kurtarma görevini üstlenen AKP, Türk milletinin ve devletinin bekasını korumaktan uzak, bölücülere sınırsız bölücülük yapma fırsatı tanımaktadır.

yargının siyasallaştırılması hedefleniyor

5) Yasama ve yürütmeyi kontrol altına alan AKP, yargıyı da ele geçirmek istemektedir. Bunun nedeni, 8 yıldır kabarmış olan suç dosyalarından dolayı yargılanma ihtimaline tedbir olarak Yüce Divan üyelerini kendi memuru yapma telaşıdır. Kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasının adı, diktatörlüktür. AKP, diktatörlük kurmaya çalışmaktadır.

kuvvetler ayrılığı ilkesi açıkça çiğneniyor, kukla mahkemelerlehükümet istediğini yargılayıp istediğini serbest bırakıyor

6) taslağın 18. maddesiyle, Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Şeklinde Türk hukuk sisteminde olmayan bir uygulama getirilmektedir. Bu düzenleme ile siyasi yasaklı bazı kişilere af yolu açılmaktadır. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu da, Adalet Bakanının emrinde bir kurul haline getirilerek, yargı tamamen siyasete teslim edilmekte, yandaş yargı oluşturulmaktadır. Her siyasi iktidarın yargıya doğrudan müdahalesine imkân tanıyarak, toplumun adalete güveni yok edilmektedir.

vergi kaçıran yeşil sermayecilere akp torpili

7) Anayasanın Seyahat Hürriyeti başlıklı 23. Maddesinde yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması nedeniyle ve hâkim kararıyla sınırlandırılmaktadır. Mahkemelerin ağır aksak çalıştığı ülkemizde, adı bir suça karıştığı mahkemece tescil edilmemiş suçlulara yurt dışına kaçış kapılarını açan AKP sayesinde, beyan edildiğinde idari bir suç olarak kabul edilen vergi kaçırma fiilini işleyenler, hem milletin sırtından para kazanacaklar, hem vergi vermeyecekler hem de ellerini kollarını sallayarak yurt dışına kaçabileceklerdir.

görev tanımı bile belli olmayan, keyfi bir kurum

8) idari işlemlerin denetimi bakımından Kamu Denetçisine başvuru yolunun açılması, devletin demokratikleşmesi konusunda olumlu bir adım olarak takdim edilirken; yargıyı ele geçirmek için her türlü yola başvuran bir zihniyetin bağımsız bir kurum oluşturma ihtimali de yoktur. Kamu Denetçiliği Kurumu; AKP için kadrolaşma alanı olarak kullanılacak, hizmet üretemeyecek, bu kurumda yandaşlar istihdam edilecektir. Görev ve yetki tanımı bile açık olarak yapılamamış bir kurumun, görev ve yetkilerinin yasa ile belirlenecek olması, bu kurumun sembolik bir nitelik taşıyacağının ifadesidir. Devletin işleyişini denetleyecek bir kurumun görev ve yetkileri AKP tarafından belirlenecek olursa,memleketin başı dertten kurtulamayacak demektir.

darbecilere hesap sorulmuyor, aksine güvence sağlanıyor

9) Anayasa paketinin 24. Maddesiyle, 1982 Anayasasının geçici 15. Maddesi yürürlükten kaldırılmaktadır. Bu değişikliğin 12 Eylül işkencecilerini yargılama imkânı sağlayacağı gibi bir yalanı iktidar yandaşları sürekli dile getirmektedir. Oysa hukukun genel ilkeleri (zaman aşımı, sanık lehine kanunun uygulanması mecburiyeti ilkeleri gibi), sadece anayasa değişikliği ile böyle bir imkânın sağlanamayacağını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, 12 Eylül işkencecilerinin hesap vermelerini sağlayabilmek adına, anayasa görüşmeleri esnasında MHP aşağıdaki teklifi sunmuştur ve teklif AKP oyları ile reddedilmiştir. 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanının oluşturulduğu tarihe kadar geçen süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan Millî Güvenlik Konseyinin, bu dönemde kurulmuş hükümetlerin ve Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarını uygulayan idare, yetkili organ, merci ve görevliler tasarruflarından dolayı yargılanabilir. Açılacak davalarda zaman aşımı süresi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işlemeye başlar. AKP MHPnin yukarıdaki teklifini reddederek, amacının 12 Eylül işkencecilerini yargılamak değil, 12 Eylülcüleri aklamak olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Diğer bir deyişle AKP, 12 Eylülcüleri yargılama yolunu açacak anayasa değişikliklerinin önünü tamamen kesmektedir.

tüm bu sebeplerden ötürü mevcut anayasa değişikliğine hayır diyorum. toplumun tümünü kapsamayan, bir mutabakat zemini üzerinde kararlaştırılmayan, dış mihrakların emirleri doğrultusunda ve hükümetin yüce divandan kurtulma maksadıyla yapacağı anayasa değişikliğinin ülkemin yararına olduğuna inanmıyorum. milletvekili dokunulmazlığını kaldırmayan, daha demokratik bir sonuç için seçim barajını düşürmeyen, memura grev hakkı tanımayan bir anayasa değişikliği bu ülkenin ihtiyaçlarına değil, sömürge valisi başbakanın ikbal kaygısına ve uykusuz gecelerin geç saatlerinde bastıran kalp çarpıntılarına çözüm olacaktır.

ülkesi üzerine oynanan oyunların farkında olan türk gençliği, son sözünü istiklal mahkemelerinin zabıt tutanaklarına geçeceği günü beklemekte ve o günün yaklaştığını bilmektedir.