-amerikan şakşakçısı, israil destekçisi ama bir iyi yönü var bu gastenin!
+nedir o abi?
-antimilitarist!!!
+hadi yaa!!! desene süper insancıdır şimdi bunlar!
-evet evet! hatta, emperyalizmin aslında var olmadığını gösterdiler bize, ayrıca feci samimiler, öyle ki, hem solcular, hem überkapitalist, elinden gelse ülkedeki herkesi bir günde donuna kadar soyacak kadar paragöz bir adamın kuruluşundalar, hem de amerika'yı çok seviyorlar! ne kadar hümanist değil mi benjamin?
+evet cevat abi, hemen almalıyız bunu, hatta üye olalım, süpermiş bişiymiş buymuş!
-evet! eveeet!! potasyumkökyedi....
edit: ayrıca "marjinalim ve emperyalizme inanmıyorum, solcu görünmek için okuyorum" diyenlerin çok sevdiği, leke sürdürtmediği bir gasta, paçavra, hödö...
elbet homojenize bir gazete değildir. patronu aydın doğan'dır. birçok siyasi görüşe sahip kişi tarafından birçok "öznel" eleştiriye maruz kalması doğaldır. kimileri bölücü, kimileri emperyalizme göz yumucu, kimileri de sermaye şakşakçısı deme lüksüne sahiptir. ama ardında samimiyetsizlik aramak boşuna. zira hasan celal güzel ile yıldırım türker'in aynı gazetede yazması ikisine de "kendince" değerinden bir şey kaybettirmez gibi geliyor. aksi takdirde cumhuriyet gazetesi gibi kalıp gazete olma yoluna girerler ve bildiri dağıtır gibi birşey olur yaptıkları.
bu ülkede erol manisalı'nın gazetesi din-asker çatışmasından fırsat bulup ekonomiyi pek bi mandallarken(!), militarize çağrışımlar yaparken, askerin medya notları açıklanırken herkesten hadiseye daha makro bakmasını rica edeceğim. yoksa asıl tehlikenin farkına varmamız gittikçe zorlaşır.
tarihte bugün köşesinde önemli bir vak'a olarak "Takvimler 18 mart tarihini gösterdiği zaman 1953 yılında,Gönen, Pazar, Çan ve Yenice ilçelerinde meydana gelen depremde 10 bine yakın bina yıkıldı, 265 kişi öldü." metninin yayınlamış gazete, broşür vs.
18 mart dediğin gün zaten başka ne olmuştur ki? çanakkale denilen bir mekan, 1915 denilen bir tarih, zafer denilen bir vak'a, şehit denilen insanlar var ama, öncelik olarak elbette göz önünde bulundurulması gerekmezdi...
"radikal gazetesi tsk açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir gazetedir. zaman zaman tsk ile ilgili önemli çıkışlar yapabilmektedir. mart-temmuz 2005 tarihleri arasında şehit olan askerlerimizden 'öldü' şeklinde bahsetmesi tepki toplamıştır. 21 temmuz 2005 tarihinde tsk tarafından düzenlenen medya brifinginde bu konunun gündeme getirilmesi üzerine, (...) çizgisini düzeltmiştir."
"gazetenin yazar kadrosunun çoğunluğunun tsk karşıtı sol eğilimli yazılar yazmalarına karşın, yönetim kadrosunun tsk'nın eleştirilerini dikkate aldığı; hedef kitlesinin ab grubu olması nedeniyle gazetenin türk basını'nda ayrı bir yeri olduğu, tsk ile ilgili konularda uzman kimi yazarların da gazetenin kadrosunda bulunması nedeniyle gazetenin akreditasyon halinin devam etmesinin yerinde olacağı; ancak tsk hakkında açık olumsuz eleştirilerinde ısrarlı olan köşe yazarları (...) kişisel akreditasyonlarının bir müddet askıya alınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir."
''ogün samast ı bayrampaşa da krallar gibi karşıladılar'' tarzı utanç dolu bir yalan haber yayınlayan, hapishane müdürünün, ''yok vallahi girin bakın çocuğa çarşaf bile vermedik'' tarzı çıkışı üzerine g.t olup kalmış gazete. liberallerin broşürü. tuhaf olan türkiye de ters gittiğini düşündükleri şeyleri eleştirirken hükümete en ufak bir konuda dokundurmuyorlar. askeri, yargıyı kısaca devleti hedef alıyolar. her konuda türkleri yani milliyetçileri suçluyolar. yaptıklarını ise demokrasinin gereği olarak değerlendiriyorlar.
şeyh said ile said-i nursi'yi karıştıracak denli şaşkoloz bir güruh!
ama yiğidi öldürsek de hakkını yemeyelim, çünkü;
cumhuriyetten sonra çözmekten en zevk aldığım bulmaca ekine sahip gazete dir aynı zamanda, bir de sanat eki çoğunlukla okunası haberlere kaynaklık eder..
edit: bu gazete ile bilgi üniversitesi arasında sıkı bir bağ, bilgi üniversitesi ile de bana ulaşan kimi güvenilir kaynaklara haiz maillerde de belirtildiğine göre mason locaları ve yahudi sermayesi arasında yakın bir ilişki mevcuttur!
bakın internet sitelerindeki tarihte bugün başlığının altına ne yazmışlar: "1961 yılında, Amerika Türkiye'ye 43 milyon dolar yardımda bulundu."
Hemen dönüyoruz wikipedia'ya ve tarihte bugün başlığı altına neler yazılabilir okuyoruz:
1846 - ilk Ziraat Bakanlığı (Nazırlığı) kuruldu.
1914 - Altay Spor Kulübü kuruldu.
1928 - Cemal Reşit Rey'in "12 Anadolu Türküsü" adlı ses ve piyano için yapıtı ilk kez seslendirildi.
1928 - Doktor Şefik Hüsnü Değmer ve arkadaşlarının Türkiye Komünist Partisi davası başladı.
1952 - Gazeteci ve yazar Ercüment Ekrem Talu'ya Fransız "Légion d'honneur" nişanı verildi. Yazar bu ödüle Türk-Fransız kültür ilişkilerine katkılarından dolayı layık görüldü.
1956 - Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye'de basına baskı yapıldığını açıkladı.
1960 - işçi Sigortalıları Kurumu istanbul Hastanesi Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından hizmete açıldı.
1983 - Türk Hava Yolları'nın "Afyon" uçağı Ankara'da düştü: 47 kişi öldü.
1985 - Halkçı Parti (HP) milletvekili Bahriye Üçok, zina yapan erkeklerin de cezalandırılmasını öngören yasa önerisi vermişti. TBMM yasa önerisini reddetti.
1986 - New York'ta toplanan Uluslararası PEN Kongresi, Türk hükümetini yazarlarla ilgili tutumunu gözden geçirmeye çağırdı.
1992 - Halkın Emek Partisi (HEP) kökenli Hatip Dicle ve Leyla Zana, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'den (SHP) istifa etti.
1996 - "Avrasya feribotu" silahlı eylemciler tarafından 177 yolcu ve 55 mürettebatıyla Trabzon limanında rehin alındı ve istanbul'a doğru kaçırıldı. Eylemciler Çeçenistan sorununa dikkat çekmek istediklerini söylediler.
1998 - Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılmasıyla Necmettin Erbakan siyasi yasaklı duruma düştü.
yazılacak bu kadar şey varken 16 ocaktaki; tarihte bugün başlığı altına amerika'dan aldığımız yardımı* yazan yoz kağıt parçası*.
dün gece 22:40 sularında gerçekleşen, yabancı ajansların flaş haber olarak geçtikleri
bülent ecevit 'in vefatından internet sayfasında an itibarı ile ( 6 kasım 2006 08:45 )
söz etmemeyi başaran, onuncu yıl sarhoşluğundan kurtulamamış gazete. tarz olarak gazete
müsveddesi gibi benzetmelerden hoşlanmıyorum ama evet bu kez bir istisna yapacağım,ra-
dikal, gazete müsveddesi.
susurluk un üstüne en çok giden gazeteyken Andıç denilen ve general Çevik Bir ve çevresindeki subaylar tarafından hazılanan bir iftira belgesini yayınlamamış olması itibariyle 28 Şubat sürecinin bir parçası olan gazete.
yine 28 şubat döneminde bu gazetenin o zamanki genel yayın müdürü tarafından askerlerin talebi ile bir çok değerli yazarın işine son verilip tasfiye edilmiştir. Bunlar hep 28 Şubatçılar istediği için ya da onlara şirin görünmek adına yapıldı... Radikal, radikal * bir gazete olmaktan çıktı. Darbe destekçisi uysal bir gazete oldu.
doğan grubu tarafından, memleketin sağ tandansının günden güne daha da ağır basmaya başlaması nedeniyle ve sol görüşlü yurdum insanlarının az biraz da olsa 'sistem dışına çıkmadan, efendice' seslerini duyurmaları amacıyla, sol taraftaki az miktarda birikmiş bulunan havayı almak için çıkarılan gazete.
radikal gazetesi, bence iktidar kanadındaki kişilerin türkiye'nin olmayan soluna* karşı halen ne kadar korkak bir tavırda olduklarının göstergesi niteliğindedir. bu sözüm ona sol tavırlı ve sol kesimin rağbet ettiği gazetede hasan celal güzel gibi muhafazakar kanattaki şahıslar da köşe yazarlığı yapmaktadır.
yamulmuyorsam dogan medya gurubuna baglı bu gazate de.nasıl oluyor da onların arasından boyle bir gazete cıkmış ki?bu da bir stratejimi?
(bkz: aydın dogan)
(bkz: medya tekeli olarak aydın dogan)