bugün

bülent emin yarar ve yetkin dikinciler'in adeta sahnede devleştikleri başarılı oyun.
illa olumsuz bir şeyler denecekse; metin - hikaye daha derin olabilirdi. alt metinler de zayıf.
ama oyunculuk her şeyi kapatıyor.
fatih erdemci'nin yaşamak zor albümünde yer alan şarkısı.

sözleri:

sen bu şehrin en gizli köşesi
ben bu şehrin en gidilmez sahili
sen bu şehrin en bilinmez sokağı
ben bu şehrin en çıkılmaz yokuşu

bu şehrin ışıkları
kıskandırır tüm yıldızları
bu şehrin yağmurları
hiç unutmaz aşıkları

ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en müdavimi ve arsızı
ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en azılı aşığı yalnızı

sen bu şehrin en varılmaz lımani
ben bu şehrin en geçilmez köprüsü
sen bu şehrin en yıkılmaz kalesi
ben bu şehrin en karanlık kuyusu

bu şehrin ışıkları
kıskandırır tüm yıldızları
bu şehrin yağmurları
hiç unutmaz aşıkları

ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en müdavimi ve arsızı
ben bu şehrin en profesyonel yalnızı
ben bu şehrin en azılı aşığı yalnızı
ikinci kez izlediğim, gülmekten yerlere yattığım yarışma. önce ela kızımız, deyim yerindeyse mahalle ağzıyla jüri üyelerine sıradan giydirdi, arkasından osman yağmurdereli tarafından star ışığı taşıyan tek yarışmacı olarak methedildi, daha da sonra barış kardeş çıktı ve acayip sesler çıkardı ki beni asıl yaran an buydu. ne biçim profesyoneller bulmuşlar vallahi bravo. zaten pelin akatın olduğu yerde seviye ne mümkün. izleyenin de yapanın da zamanına yazık, harcanan paralar heder olmuş. ama 'müzik nasıl yapılmaz'ı izlemek isteyen için birebir.
komedi bitmemiş, ajda pekkan ve yavuz bingöl ün mihribanı söyleyememesi de varmış skeçler arasında.
ilk sahnelendigi sezon kucuk sahne'de yetkin dikinciler'in agzindaki bir bardak dolusu suyu ustume puskurttugu oyun. sonra oyunu durdurup "afedersiniz, birsey var mi?" demisti, "boguluyordum" demem uzerine butun salon dakikalarca gulmustuk. sicak insan kendisi vessalam.
Dusan Kovacevic'in kendi yazdigi ve daha sonra sinema icin de uyarlanan tiyatro oyunu.

Devlet tiyatrolari bunyesinde bu sene isil kasapoglu yonetiminde bulent emin yarar,yetkin dikinciler ve gulen cehreli tarafindan sergilenecekmis.

(bkz: heyecanla bekliyoruz)
bülent emin yarar ve yetkin dikinciler'in sahnede tek perdelik 90 dakika süren enfes bir resital sunduğu bu sene devlet tiyatrolarının galasını yaptığı belki de en güzel oyun veya ben kod adı kongo dan sonra profesyonel'e gittiğim için bana öyle geldi.... ama yetkin dikinciler'i tiyatro sahnesinde izlemek apayrı bir keyifti bunu belirtmezsem çatlarım... bülent emin yararı yazmadım ilk olarak yanlış anlaşılmasın kendisi bu sahnelerde pek çok kez efsane olmuştur o yüzden bu muhteşemlik onun için sıradanlığa dönüşmüştür tahminimce.

--spoiler--
"bundan sonra her zaman sabah, akşam demeden akşam selamı verelim, gün gerçekten gündüz olana kadar!"
--spoiler--
yetkin dikinciler gibi usta isimlerin, sahnede ne kadar sempatik durduklarını bir kez daha gördüğümüz, 2010 devlet tiyatrosu oyunu.

oyundan dikkatimi çeken bir söz; yaptığın şey kötüyse köyden getirdin, iyiyse şehirden kendine kattın. Yok yaa!
şinasi sahnesi'nde kpss çalışan altı öğretmen adayı olarak izlemeye gittiğimiz, izlerken büyük keyif aldığımız, çok ince espriler barındıran yetkin dikinciler ve bülent emin yarar'ın muhteşem bir performans sergilediği tiyatrosever bünyelerin mutlaka izlemesi gereken oyun. yetkin dikinciler gerçekten harikaydı.
müslüm gürses'in jüriliğini yaptığı yaparkende muhtemelen neden orada olduğunu unuttuğu az profosyenel çok amatörün bulunduğu atv yapımı yarışma programı.
performansı ile bülent emin yarar'ın kendine hayran bıraktığı oyundur. tabii Yetkin Dikinciler'i de unutmamalı...
müslüm gürses' in yorum yaparken, yarışmacıların, ebru akel' den simultane tercüme istedikleri program. adam yorum yapmıyor şakıyor yahu, bir atasözü söylüyor bir hafta dengesini bozuyor yarışmacının.
ateist imamdır.
kelimenin sonunun yapım eki eklenmiş haline sahip olmayanların garip bir şekilde ruhsuzluk, paragözlülük ve hevessizlikle suçladıkları kelime.

amatörler, kendi eksiklerini, tembelliklerini hatta bazen yeteneksizliklerini amatör ruh kisvesi altında saklarlar genelde.

bir profesyonel ise bilmeden ve konuya hakim olmadan konuşmamayı tercih edendir. bir amatöre göre zamanında kendisi de aynı işin amatörü olmasından mütevvelit sonradan profesyonel olabildiği için daha çok hevese ve iş sevgisine sahiptir.

amatörler, suçlarlar: "o bu işi sadece para için yapıyor", "bütün ruhunu kaybetmiş, yaptığı işin başkaları tarafından beğenilmesiyle ilgileniyor sadece"
bir profesyonel ise bu iddiaları duyunca sadece gülümser, çünkü bilir ki, zamanında işine günlerini saatlerini ayırmış olması, pratiğin sürekli tekrarı yapılan işi gitgide mükemmelleştirmesi onun hevesini kurutmamış, aksine 5 amatörün birleşerek yapamayacağı işleri tek başına yapmasına sebep olmuştur.

haliyle işini her zaman bir amatörden daha fazla sevmiştir/sevmektedir.

diyeceğim o dur ki; müzikten gidersek mesela: "of işte bu, burada yanlış bi nota var ama süper abi.. adam ruhunu kaybetmemiş işte, çalmasını bilmiyor ama kimin umurunda adam bu işi seviyor" triplerine girmeyin sevgili amatörler, zira o adam müziğini yeteri kadar sevseydi, o ruhu iliklerinde hissetseydi orada yanlış nota basılmaz, kulaklarınıza ebegümeci yaptırmazdı.

b*k atmayın lamn profesyonellere. *
bülent emin yarar' ın oyunculuk dersi verdiği oyun. istanbul devlet tiaytrosunda oynamaktadır. gidip izlenmesi gerekir.
istanbul devlet tiyatrosunun dün akşam eskişehir'de sahnelediği oyun. Bülent Emin Yarar'a ve Yetkin Dikinciler'e bir kez daha hayran bırakmıştır. oyunun sahip olduğu evrensel metin, her çağda ve her iktidar için kurulabilecek cümleleriyle seyirciden "güncel" reaksiyonlar almıştır. aralıksız doksan dakika muhteşem, kesintisiz bir performans sergilediler. bol alkış...