modernizm' i eleştiren ve modernizm'in üzerinde durduğu nosyonları sorunsallaştırarak modernizm'in dayandığı temel ilkeleri yerlerinden eden ve onların yeniden ele alınarak sorgulanması amacını güden hareket.
Loyatarda göre, "Gelişmiş toplumlarda bilginin durumu, ya da metaanlatılara yönelik inanılmazlıkdır." Harveye göre, "yeni bir yapı veya düşünce tarzıdır." Kelnere göre,"Teknokapitalizmdir." Jamesona göre, "Geç Kapitalizm"in kültürel mantığıdır. Baudrillarda göre, "taktikler, hiper gerçeklik ve nihilizm dönemidir." Ecoya göre, "Masumiyet çağının sonudur." Faucaulta göre "Bilmeceli ve rahatsız eden bir dönemdir." Adaire göre, "Bir geçiş dönemidir." Barthese göre: "Nazik bir mahşer anıdır." Touraineye göre, "Modernlikten çıkıştır." Bermana göre,"Katı olan her şeyin buharlaştığı dönemdir." Kroker ve Cooka göre,"Bir panik kültürdür." Vattimoya göre "Avrupanın dünyanın geri kalanı üzerinde egemenliğinin sonudur." Belle göre, "Sanayi sonrası toplumdur." Sarupa göre,"Muğlaklık dönemidir." Lipovetskya göre "Boşluk çağıdır." Feyerebanda göre "Ne olsa gider dediği şeyin egemen olduğu dönemdir." Larraine göre, "Schopenhouer ve Nietzshenin felsefelerinden kaynaklanan kötümserlik ve Rölativizmdir." Gellnere göre:"aşırı görelilik ve öznelcilik yanlısı bir akımdır ya da farklı bakış açılarına sahip Nietzsche ile Marxın yüzyıl sonraki buluşmasında Nietzschenin dans etmesine Marxın purosuyla verdiği karşılıktır."
bazılarına göre modernizmden bir kopuş. Bir kısım yazarlara göre ise modernizmin rafine edilmiş, ileri bir halidir. Kimine göre kolaj tekniği iken kimide onu tarihin sonunu ilan eden akım olarak görülen.
osmanlı devletinde (feodalizm) kürdistan bölge olarak tanınır. cumhuriyet ve modernizmle birlikte kürdistan tanınmaz ve asimile edilir. postmodernizm işte, bu modernist cumhuriyeti ortadan kaldırıp yeniden kürdistan'ı düzenin sınırları içinde tanımaya, osmanlıya geri dönüşü temsil eder. AKP hükümetinin buna yatkınlık sebebi budur. Çünkü modernizm yadsınır açıkça. Ama gerçekliği mevcut değildir. Örneğin kürtçe seçmeli ders olur, ama anadilde eğitim yapılmaz vs.
modernizmin temel ilkelerini şiddetle eleştirmesinin yanı sıra yerine yeni ilkeler getirememiş, eleştiri olmaktan ötesine gidememiş bir akımdır. 70'lerden sonra yeni liberal ideolojinin felsefi arka planını oluşturmuştur. temel sorunların ortaya konulmasında sergilediği performansı çözümde göstermez. sorunu ortaya koyar ancak bir fiil gerçekleştiremez. bununla kalmayıp mikro boyutta sosyal sorumluluk gösteren düşünce akımlarınında felsefi tarafıdır.
"post" kelimesi "sonra" demektir. post-modern modernizm sonrası bir dönemi işaret eder. 70'lerin başında sanatsal bir akım olarak doğsa da günlük hayattan siyasete hayatın her alanında kendini göstermektedir. başlarda masum bir girişim gibi görülse de sanatı ve dadandığı diğer alanları değersizleştirdiği için epey eleştiri almıştır. hatta kimilerine göre emperyalizmin manevi karşılığıdır. bir nevi cehalete övgüdür. özellikle sanat alanında uydurmaların ve saçmalamaların postmodern sanat sayılması bu şekilde nitelenmesine yol açmıştır. artık yanyana gelemesi zor kelimelerin anlamsızca yanyana gelmesi, hiçbir anlam ifade etmeyen uydurma çizgiler, hezeyan çalışmaları "sanat eseri" sayılmakta ve zenginlere peşkeş çekilmektedir bu akım sayesinde. yani her zamanki gibi yanlış ellerde öldürücü bir silaha dönüşmüştür. sanatsal cehaletin tek sorumlusudur postmodernizm.
modernizmin daha ilerisidir. Teknolojik gelişmeleri doğayla bütünleştirip onun bir parçasıymış gibi sürdürmek isteyen insanların benimsedikleri düşünce tarzıdır. Postmodernizm yüzeyseldir, 15 temmuz 1972 yılında ortaya atılmıştır.
postmodernizm tüm diğer akımlara özellikle ise modernizm'e bir tepki olarak doğmuştur. peki postmodernizm'e tepki olarak bir akım doğarsa onun adınının yeniden potmodernizm olması gerekmez mi? sonuçta ilkesizliğin kuralsızlığın akımı olan postmodernizm bu yönüyle bir kısır döngüye yol açmaktadır.
eklendiği sözcükte ingilizce "dahası", "sonrası" anlamını katan "post" öneki nedeni ile, farklı bir "modernizm" kavramı halini almıştır.
zaten ortaya çıkışı, 1960'lı, 1970'li yıllarda, new york'daki sanat çeverelerindeki yaşanan değişikliklere rastlar.
artık, 1880 ve 1890 lı yıllardan itibaren yansıtılan sanat ve modernist çizginin, farklı bir hüviyete kavuşturulması gerekliliğinden yola çıkmıştır.
"her şey değişiyor, değişimin temel kavramı: modernizm bile...!" deyip, içini temel kalıplar aynı olmak sureti ile, farklılaştırmayı öngörmektedir.
çok sesliliktir. mesela şu anda postmodernist bir dünyada yaşıyoruz. yüzlerce televizyon kanalı var değil mi?** bir konu hakkında her televizyon kanalından en az bir fikir çıkıyor mu?* ama bazen bir televizyon kanalında bile iki farklı görüş tartışabiliyor mu?* bu postmodernizmdir işte. her şey tek tip değil. herkesin farklı farklı kıyafetler giyiyor olması bile postmodernist dünyanın bize getirdiği bir şeydir.
insanların kendisine topluma yabancılaşmasını sağlayan sorgucu akımdır. kültür niye var olmasa ya din nedir sanat ne ki ahlak zorunlu mu ki gibi soruları sordurttuğu için tüm değerlerin taşlarını yerinden oynatmıştır. Bu yüzden olağandışı diye tabir ettiğimiz şeyler olağan haline gelmiştir.
1960'lı yıllarda amerika'da etkili olmaya başlayan sanat akımıdır. felsefe, mimari, plastik sanatlar ve edebiyatta etkili olan postmodernizm, henüz tamamlanmamış proje gibidir. günümüz sanat dünyasında etkisi sürmektedir.
postmodern edebiyatta, edebi türler ayrımı ortadan kalkmıştır.
farklı anlayışlar ve üsluplar bir potada eritilerek yeni formlar yaratılmıştır.
daha önce yazılmış metinlerden yola çıkılarak yeni metinler üretilmiştir, metinler arası ilişkilerden yararlanılmıştır.
okur, okuduğu metni kendisine göre yeniden yorumlama durumundadır.
yazar, kendi yazma macerasını da kitabın konusu yapabilmektedir.
postmodernizm, modernizm sonrası anlamına gelen akımdır.çok iyi bir tanımlaması yapılmamıştır.ama kişisel gözlemim olarak postmodernizmi, 'her şeyin kendini konu alması' olarak değerlendiriyorum.yani çağımız felsefesindeki, açıkca ifade edilen, felsefenin amacı felsefeyi yok etmektir ya da felsefenin amacı felsefeyi sorgulamaktır düşüncesi buna örnektir.yine sanatın kendini konu alması, 'sanatı konu alan sanat sergilerinin' artması, bu tür sanatçıların artması güzel bir örnektir.
"Postmodernizm" terimini ilk kez Federico de Onis modernizmin kendi içindeki muhafazakar bir gerileyişi ortaya koymak üzere ortaya atmıştır.
Günümüzdeki anlamında ise tartışmayı başlatan Jean-François Lyotard'dır. Lyotard 1979 yılında çıkardığı Türkçe ismiyle "Postmodern Durum" isimli kitabında, ideolojilerin ve üst-yönetimlerin aslında sonuna gelindiğini iddia etmiştir. Marksizm, Hıristiyanlık ve Aydınlanma gibi insanlığın kurtuluşu üzerine kurulu olan söylemlerin meşruluk krizinden söz eden Lyotard, yeni bilgi çağıyla birlikte hem sosyal durumun hem de teknolojiyle birlikte üretim ilişkileri üzerine kurulu anlayışın sonuna gelindiğini savunmaktadır.