bir örneğini 28 subat ta türkiye de yasadığımız darbe türü. herkesin uzmanlaştığı konunun en çok çabaladığı konu olduğu savıyla hareket ederek ve türkiye de yapılmıs/girisilmis darbe sayısının cift haneli rakamlara ulastığını hesaba katarak düşündüğümüzde; bu durum darbe kavramına getirdiğimiz yeni açılımdır.

ayrıca pre-modern ve modern darbe sürecinin tamamlamıs türk darbecilerin bununla da yetinmeyerek yeni bir isimle yola devam cabalarının en güzel örneğidir.
ba (bkz: bati calisma grubu)
(bkz: yirmisekiz şubat bir devrimdir)
rejime verilen "ince" ayar.
ne darbe sayılan,ne de darbe kategorisi dışında bırakılabilen eylem.posmodernizm fluluğunda topluma ayar ve zarar verme fiili.
anayasa mahkemesinin anayasayı çiğneyerek cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal etmesidir.
anayasa mahkemesi anayasayı delecek ve rte hükümeti akp, buna sessiz kalacak. neremle gülüyorum tahmin et bakalım?
28 şubat 1997 muhtırası ve necmettin erbakan hukümetinin iktidardan indirilmesine gazetecilerden biri tarafından bu isim verilmiş ve siyaset tarihimize olay bu isimle geçmiştir.
bu darbenin özelliği ihtilal yapılmadan * hükümetin kendi kendine devrilmesinin sağlanması ve rejimin şeriatçiliğe doğru götüren istikametinin değiştirilmesidir. sözkonusu hükümet zamanında tarikat liderleri toplanarak devlet tarafından resmen ağırlanmakta, başbakan libya ziyaretinde kaddafi tarafından islam askeri olarak adlandırılmakta, islam dinarı ve taksime cami yapma gibi projeler açıkça dile getirilmekte idi. sincan'da tankların yürütülmesi gibi özel bazı reaksiyonlardan sonra şimdiki siyasal islamcı hükümete göre epey daha şiddetli dozda şeriatçı hareketler yapan hükümet devrilmişti.

dönemden hatırda kalan bir başka önemli terim de ""andıç"" terimidir. bu terimle bazı medya mensuplarının yapmadıkları işlerle suçlanarak sistemli bir şekilde halkın gözünde yıpratılmasını hedefleyen bir askeri iç yazışmayı * akla getirmektedir.
dort veya bes suikast,bir operasyon.
refahyol hükümet zamanında askeriyenin devlet yönetimine üstü örtülü müdahale etmesiyle gerçekleştirilmiş bir olaydır.

refahyol hükümetinin icraatlarına bakıldığında ekonomik açıdan fena olmadıkları görülürken,d-8 projesi* * ve islami kesimle olan ilişkilerden dolayı,ordunun rejim kaygılarını güçlendirmiş ve postmodern darbe gerçekleşmiştir.

bu dönemde başbakanlıkta ağırlanan arap şeyhleri,türkiye sınırları içinde yaşayan tarikat liderleriyle çekilen fotoğraflar,bu gibi kaygıların artmasına yol açmıştır.

necmettin erbakan'ın geçenlerde milliyet'te çıkan röportajında anlattıklarına göre,doğruyol partisinden 50 kişiyi yassıada'daki odayla tehdit etmişler ve bu 50 kişi hükümete olan desteklerini çekmiştir.bununla birlikte hükümet meclisteki coğunluğunu kaybetmiş ve bunun sonucunda da hükümet yıkılmıştır.

kimilerine göre ise necmettin erbakan'ı tehdit etmişler ve o da tereddütsüz boyun eğmiştir.kimilerine göre de refahyol hükümeti icraatlarıyla sermaye sahiplerinin ve abd'nin çıkarlarına mani olmuş ve buna mahsuben de darbe gerçekleşmiştir...

arkasında yatan her ne ise de ordunun bu ülkede büyük güç olduğu gerçeğiyle bizi yüzleştirmesi açısından manidardır...
bildik kalıplara (toplu, tüfekli, trt'nin ele geçirilmesi vs.vs.) uymayan modifiyeli darbe anlamına gelir ki ilk defa 28 şubat 1997'yi tanımlamak için ortaya atılmıştır. 28 şubat abd destekli bir askeri darbedir; abd'ye istediği kadar taviz vermeyecek olan erbakan'ı devirip rte'yi başımıza geçirme planının bir aşamasıdır. (bkz: 28 şubat süreci) bu dönemde erbakan'ın yanında imdat hoca gibi milli görüşçü yobazlar öne çıkarılmış (darbe tamamen yobazlara karşı gibi gösterilmiş), geri plandaki ılımlı islam modeli gayet güzel kamufle edilmiştir. (bkz: rte nin yobaz imdat hoca ile muhabbeti)
türkiye cumhuriyeti'nin düştüğü en sağlam tuzaklardan biridir. bugünümüzü borçlu olduğumuz darbe şeklidir.sağ gösterip solu vurmuştur demek en yerinde tanım olacaktır.
(bkz: 28 şubat)
edit:postmodern
28 şubatta yaşanan şeydir. ordu 1995 yılında gizli bir rapor hazırlar,bu raporda radikal din partilerinin öngörülen gelişme planı araştırılır ve hiç sapmayan rakamlarla belirlenir.

bu rakamlar akp gibi bir partinin 1995-2008 arası alacağı oyları gösterir.akp nin 2002 de yüzde 34,2008 de ise yüzde 67 oranında oy alacağını belirtir.

yola çıkılan bu çok güçlü temel kriter, imam hatip liselerinin,her yıl verdiği mezun sayısıyla yakından ilgilidir.her yıl artan imam hatipli mezunlarla, 2008 de akp nin aldığı oy yüzde 67 yi bulacak ve muhtemel bir islam devrimi patlak verecekti.

post-modern darbe bu noktada olmuştur 1997 yılında, erbakan zorla 8 yıllık eğitimin altına imzasını atmıştır.

akp tipi partilerin yaşatacağı süreç,bu yolla ertelenmiş ya da bertaraf edilmiştir.
türker alkan in 28 şubat 1997 den sonra kaleme almis oldugu kose yazisiyla beraber siyasi literatüre girmiş olan darbe şeklidir. türker alkan in siyasi literatüre askerin hukumete yapacaklari ve yapamiyacaklarini bildirmesi seklinde tanimladigi bu darbe sekli yurtdisinda ise gorevde olan hukumete abd menşeli olan, abd den destek alan kuruluslarin mudahale etmesi anlaminda kullanilmaktadir.
bu ismi kim koyduysa türk değildir. biz türklerden böyle ismi koyacak kadar derin insan zor çıkar.

28 şubat'ta olanlar darbedir. darbe böyle olmaz diyenler çıkacak ve "hani silah yok, ordu el koymadı" diyeceklerdir. postmodernizm çağında darbe yapmak oldukça zordur. çünkü insanların, modernizmi savunan elitist anlayışa karşı cephe almış olduğu ve cahil bile olsa insanların hakkını toplum olarak korumayı seçtiği döneme postmodernizm diyoruz.

postmodern dönemde darbe denmesi daha doğru.
28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan ve Türkiye siyasi tarihine geçen
kararlar, postmodern darbe diye anılmaktadır.

Necmettin Erbakan liderliğindeki RP 1995 genel seçimlerinden az farkla da olsa ikinci DYP ve üçüncü olan ANAP'ın önünde birinci parti olarak çıkmıştı. Seçimlerin ardından kurulan DYP-ANAP koalisyon hükümeti, RP'nin güvenoylaması hakkında hukuksal inceleme yapılması için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru haklı görülerek geçersiz sayıldığından dağılmıştı. Bunun üzerine TBMM'de birinci parti durumunda olan RP ile ikinci parti olan DYP arasında kurulan ittifakla RefahYol hükümeti 8 Temmuz 1996'da güvenoyu aldı.

Ancak hükümetin, kendilerinden zaten rahatsız olan askerlerin istediği biçimde davranacak kimi tutumları ve bir takım karanlık komplolar sonucu 28 Şubat süreci hayata geçti. Millî Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat 1997'deki toplantısında da, Rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler başlığıyla resmen bir muhtıra yayımlandı.

Muhtırada 8 yıllık eğitim, tarikatlar, laiklik karşıtı hareketler, TSK'den irticacılık suçlamasıyla atılan personelin RP'li belediyelerde istihdamı, bazı tarikatçıların cüppe ve sarıklarıyla kimi eylemlerde bulunması örneklerle anlatılıp, TSK'nin rejimi bekçisi olduğuna bir kez daha vurgu yapılıyordu.

Kısa süre sonra da RefahYol hükümetinin Başbakanı Necmettin Erbakan, Havada yakıt ikmali olarak tanımladığı başbakanlık görevini hükümet ortağı DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e vermek amacıyla 18 Haziran 1997'de istifasını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sundu. Ancak Demirel, hükümet ortaklarının arasındaki protokolü dikkate almadı ve hükümeti kurma görevini TBMM'de çoğunluğu olmayan muhalefet lideri ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi. Daha sonraki bir aylık müddet zarfında, Cumhurbaşkanı Demirel, birçok DYP milletvekilini bizzat arayarak partilerinden istifa etmeleri gerektiğini, etmezler ve Mesut Yılmaz hükümeti güvenoyu alamazsa askeri
darbe olacağını tehdit olarak öne sürerek parti grubunun parçalanmasını sağladı.

12 Temmuz'da Mesut Yılmaz başkanlığında ANAP - DSP - Demokrat Türkiye Partisi arasında kurulan 55. hükümet TBMM'den güvenoyu aldı. 18
Nisan 1999 seçimlerine kadar işbaşında kalan bu hükümet zamanında 28 Şubat kararları harfiyen yerine getirildi. 8 yıllık kesintisiz eğitim kanunu TBMM'de kabul edildi.

Bu kanunla imam Hatip Liseleri (iHL) dâhil meslek liselerinin ortaokul bölümleri kapatıldı. Ayrıca iHL'lerin önünün kesilmesi için meslek liselerinden mezun olanların üniversiteye giriş sınavından aldıkları puanla kendi bölümleri dışında tercih yapmaları halinde ortaöğretim başarı puanlarının daha düşük katsayı ile hesaplanması kararı alındı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından RP hakkında açılan kapatma davası da 17 Ocak 1998'de Anayasa Mahkemesi'nde sonuçlandı. RP'nin, "Laik Cumhuriyet ilkesine aykırı eylemleri saptandığı" gerekçesiyle kapatılmasına karar verildi. Necmettin Erbakan
ve 6 partiliye de 5 yıl siyaset yasağı getirildi.

kaynak: Milliyet Gazetesi, 29 Şubat 2000.
1 şubat 2012 sözlüğe entry girmeme eylemi yine aylardan şubat.
son yıllarda özellikle medya yoluyla milletin kafasına sokulmuş; dönemin siyasilerinin bilgileri dahilinde gelişen olay ve hareketlerin darbe olarak hatları çizilemediği için kullanılmasına ağırlık verilen kelime.

sanılanın aksine türk gazeteci veya politikacıların türettiği bir kelime değildir, yabancı medyanın bu gibi durumlar için kullandığı tanımlama olup araklanmıştır kısacası darbenin kendisi gibi ismide çakmadır.