çeşme'de, bodrum'da gönderilen elektrik faturalarının ingilizce olmasından daha çok şaşırtıcı, sarsıcı bi durum değildir. zira, resmi dil ingilizceyse, halk dili de ingilizceye kayacaktır. ne yazık ki...
Daha anadilini öğrenememiş çocuklara anaokulda ingilizce şarkı öğretildiği,özel liselerde yabancı dille eğitim yapılıp
-ne gerek varsa- Matematik,Fizik,Kimya..vs dersleri yabancı dilde öğretilmeye çalışıldığı,Üniversitelerde bilim dili olarak anadilimizi değil de başka diller kullanılıp ingilizce işletme..vs gibi saçma sapan bölümler açıldığı,anne ve babalar 'Okey canım','sales meeting'..vs şeklinde konuştuğu için gelinen durumdur.
Günlük hayatında iki lafının arasına ingilizce ekleyerek konuşmayı modernlik sayan zihniyetler bilinçli olarak geliştirildi bu toplumda.Ülkeler artık topla,tüfekl değil,kültürel işgaller ile ele geçiriliyor.
Elbette ki dil bilmek çok önemli.Yabancı yayınları takip edebilmek için,dünya klasiklerini kendi dillerinde okuyabilmek için,mesleğiniz ile ilgili araştırmaları ülkenizle sınırlamadan dünyayı da takip edebilmek için.Zaten karşı çıkılan da Yabancı dil eğitimi değil ki...Ancak siz bilim dili olarak kendi dilinizi kullanmaktan vazgeçtiğiniz an o dili öldürmeye bir adım daha yaklaşmış olursunuz..Günlük hayatta da büyük bir çemişlik örneği olarak 'okey,thank you,bye'kullanmaya başladığınız an kültürünüze en büyük ihaneti etmeye başlarsınız.
Kelime hazinesi ve ifade genişliği açısından en geniş alana sahip dillerden biri olan Türkçeye ne gariptir ki en büyük hainliği biz Türkler yapıyoruz.
Bir sabah çocuğumuz 'bananalı milkshake' içerken ona ölü diller sınıfındaki Türkçe'nin bir zamanlar ne de geniş ifade kabiliyeti olduğunu anlatmak istemiyorsak şu tuhaf özentiden vazgeçmemiz gerek.
ingiltere, amerika veya amerika-ingiltere sömürgelerinden birinde büyüyen bir cocuktur.. Yasadıgımız ülke ingiltere degil; e malum amerika da degil.. Geriye tek bir seçenek kalıyo o zaman..
orion rings
big mac
big king
burger king
mc donald's
apple pie
puzzle
mouse
entry
frame
.
.
.
.
.
.
gider bu böyle. konuştuklarımız sürekli bir yerlerden alıntı kelimelere dayanmaktadır. aşağıdakiler de benim en çok kullanıklarımdır(gerçeklerimden kaçamam kardeşim);
"şu dünyada kültürel guruplaşmaya karşı bir tane yazar olmazmı?" sorususundan doğan bakış açısını bana kazandırmış başlık.
yılın bir haftasını tüm dünyada insanların bikldiği kadar, kendilerine yabancı dilleri konuşarak kutlaması gibi hoş bir düşünce de bunu takip ediyor.
tiki* olup da salak salak ingilizce sıçmak... buna karşıyım.
tiki* olmayıp da entry, mouse, puzzle, frame vs. gibi kelimeleri kullananlar, yani biz de bize yavaş yavaş öğretilen ve bizim de benimsediğimiz en ufak değerlere bile dikkat etmeliyiz. sizce amaç ne?