amerikalı ünlü siyasal bilimci harold lasswell'e göre ''kimin, neyi, ne zaman, nasıl elde ettiğini belirleyen bir faaliyet'' olarak nitelendirmiştir. genelde politika bilimcilerinin en çok kabul ettiği tanımdır.
kelimeyi duydugumda serefsizlik yolsuzluk adilik gibi nerde olumsuz olgular var hemen aklıma gelir
gonul isterki politika diyince guven adalat kalkınma gelsin ama olmuyor iste naparsın...
bir dönem disk'in sahip olduğu, tkp çizgisinde yayın yapan ve ulusal demokratik cephe için sürekli çağrılar yapan bir gazeteydi. 1977'den 1980 eylül'e kadar yayımlandı. önemli miktarda satılmaktaydı, ancak demokrat gazetesi gibi vurucu bir güce sahip değildi.
Baba söyle der: "bak oglum, ben eve para getiriyorum, öyleyse ben kapitalistim.
Annen parayi yönetir, öyleyse o hükümettir.
Deden paranin doğru idare edilip edilmedigine dikkat eder, öyleyse o
da sendikadir.
Hizmetçi kiz ise isçi sinifidir.
bizlerin ise tek hedefi vardir, senin rahatligin. Dolayisiyla sen de halksin ve altinda bezi ile yatan küçük kardesin ise gelecektir.
Söyle bakalim anlayabildin mi?"
Çocuk düsünür ve o gece babasinin anlattiklarini düsünecegini söyler.
Gece yarisi cocuk uyanir. Çünkü kücük kardesi altini pisletmistir ve aglamaktadir.
Ne yapacagini bilemeyen çocuk anne ve babasinin yatak odasina gider.
Annesi yalniz ve derin bir sekilde uyumaktadir, öyle ki onu uyandiramaz.
Hizmetçi kizin odasina gider. bakar ki babasi hizmetçi kizla yatmaktadir.
Dedesi de pencereden gizlice onlari izlemektedir.
Hepsi öyle mesguldürler ki çocugun orada oldugunu farketmezler bile.Çocuk hiçbir sey yapamadan yatagina geri döner.
Ertesi sabah baba çocuga kendince politikanin ne oldugunu anlatmasini
ister.
-"evet" der çocuk, "kapitalizm" isçi sinifini kötüye kullaniyor... sendika bunu seyrediyor... Bu arada hükümet uyuyor... Halk ise dikkate alinmiyor... ve gelecek bokun içinde yatiyor!
poli=çok (birden fazla).
tika=yüz.
politika=çok yüzlülük.
adamlar tarih başında koymuş adını şimdi çıkıp da ""peh pek ikiyüzlü bunlar!! çok değişi insanoğlu çook peh peh!"" bak işte insan oğlun neymiş ne olmuş çokyüzlülükten, ikiyüzlülüğe fena mı???
an itibariyle ntv'deki biri bana anlatsın programında konuklardan birisiyle eski dyp milletvekili esat kıratlıoğlu arasında etimolojik kökeni ve tam anlamı konusunda büyük tartışma konusu yaratmış kavramdır. Esat kıratlıoğlu amcam ''politika yunanca kökenli bir kelimedir. poli: çok, tika:yüz anlamına gelmektedir. bu tez üzerine her iddiaya varım'' diyerekten konuya damardan girmiştir* Nitekim bu kadar kendine güvenmekte haklıdır, zira vikipedi'nin web sitesi de sayın kıratlıoğlu'nu doğrulamaktadır: doğrulamaktadır: http://tr.wikipedia.org/wiki/Politika
yıllardır tartışılan şey, kısaca devlet işlerini yönetmek için kullanılan yöntem,siyaset. ama gerçekte öyle değil, aslında sonu olmayan saçmasapan bir tartışma, çamur atma. yok hadi tartışılıpta bir neticeye varılsa gam yemeyeceğim, neymiş onun dediği yanlış, benim ki doğru. sen kimsin kardeşim. ne diyorsun? politika yapacağım diye herkesi yalancılıkla suçluyorsun. sen doğru mu söylüyorsun? bir kere kendi lafını destekle, bir kere karşı tarafa laf atmadan, kendi düşüncelerini millete anlat... kahrolsun bilmem ne, neden kahrolsun? kahrolsun işte. helal olsun bilmem kim, neden helal olsun? helal olsun işte. yıllardır anlamsız çamurlaşmaların sürdüğü, her iki tarafta "a" derken, karşı tarafı "b" demekle suçladığı, elinde güç olsa yapacağı şeyleri, başkaları güç sahibi olduğu için yaptığında kendi değerlerini bile hiçe sayıp saldırdığı olay.
hatta politika ile ilgili yapılmış bir sürü de komik hikayecikler ve şehir efsaneleri de mevcuttur.
misal:
Bir bürokrat yoksul bir adamı ziyarete gitmiş: bürokrat: senin oğlana bir eş bulalım, zamanı geldi artık. Adam: ben hayatımda oğlumun işine karışmadım. Bürokrat: ama bu kız Rahmi Koç'un kızı Adam: a aaa ..tamam o zaman.
Sonra bizim bürokrat Rahmi Koç'un evine gitmis: bürokrat: kiziniz için harika bir koca adayi buldum. Rahmi Koç: *ama benim kızım daha çok küçük. Bürokrat: ama bu genç adam DÜNYA BANKASI'nda başkan yardımcısı! Rahmi Koç: a aaa... tamam o zaman.
Sonunda bizim bürokrat DÜNYA BANKASI başkanını ziyarete gitmiş: bürokrat: baskanim, size harika bir başkan yardimcısı adayı buldum. Başkan: iyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var. Bürokrat: ama bu Rahmi Koç'un damadı! Başkan: a aaaa...tamam o zaman.
sevgili çok ve çok sayın süleyman seyfi hocamızın* ağzından çokcana duyduğumuz anlamını 100 sene politika eğitimi almış insanın bile tekrar tekrar öğrendiği ve yine verdiği politikbilim dersini üçüncüye alarak benim de hala öğrenenemiş olduğumu bana gösteren hocamızın verdiği ders.