bugün

*

bir televizyon tamircisinin tamir ediyorum ayagına verdiği kumandayla eski bir amerikan kasabasını anlatan siyah beyaz bir diziye giren 2 gencin öyküsü.zamanla bu iki gencin kasaba hayatına kattıklarıyla yavaş yavaş renklenip duygularını ve bastırdıkları hislerini bulan kasabalılarla tutucu renksiz kalma taraftarı kasabalıların mücadelesiyle devam edip genelde oldugu gibi değişim hakim oluşunu anlatan filmdir.öykü güzel anlatılmıştır renklenme olayı da iyi düşünülmüştür.spiderman tobey maguire'ın daha tüysüz zamanlarıyla reese witherspoon'un oscara uzanan yola başladığı zamanları görmek için de birebir.
'98 yapımı, yaşamin renkleri türkçesi olan bir film.tobey maguire oynadığı, derin bir özetle siyah-beyaz-gri bir kasabanın renklerle içindeki arzuları dışa vurumunu en güzel şekilde, aşk ile anlatan etkiliyici bir film.ayrıca
(imdb=7.5/10)
bu gece 23.30da tv8'de yayınlanacak mükemmel film.
bir filmin finaline fiona apple - across the universe bu kadar mı yakışır.. *
sonlara doğru eski klasik bir amerikan aile dizisi tadı tam olarak alınabilir, bilmiyorum yönetmen gerçekten bunu mu yapmak istedi acaba, yani dizinin içindeyken dizi havası vermek miydi amacı. çok değişik başlayıp devam eden ama çok farklı bir sonu bulunmayan güzel bir film. filmi izlerken yanınıza gelenlerin spiderman mi izliyorsun diye sorması mümkün.
adını 50'lerin siyah beyaz dizisi Pleasantville'den alan, jt walsh'in ölmeden önce oynadığı son film. 3 dalda aday olmasına rağmen oscar kazanamamıştır.
klişe barındırmayan, farklı bir tarza sahip hoş film.
şaşırtıcı derecede ince mesajlar veren, güzel bir film. reese witherspoon'u sevme nedenim.
kanada'nın nova scotia eyaletinin orta-güney kısmında yer alan lunenburg şehrinde bir yerleşim birimi (community).

şehrin ve eyaletin tüm yerleşim birimleri için:

(bkz: lunenburg/#8829338)
(bkz: nova scotia/#8803347)

(government of canada)
(travelingluck)
özgürlüğü, ruhu, ötekiyi, farklılığı, çeşitliliği, baskıyı, sanatı çok ama çok iyi anlatan film.
sanırım yıllar boyu, sinema var oldukça; izlenilecek-beğenilecek-sevilecek-sanatı renklendirecek.
ayrıca: yanlış hayat doğru yaşanmaz.
--spoiler--
insanların sistemden çok, hayatla ve kendileriyle olan ilişkilerinin kurbanı olduklarını söyleyen film.
--spoiler--

tartışılır.

film kaliteli yalnız.
birbiriyle anlaşayamayan iki kardeş kumanda için tartışırken kumanda aletini bozarlar, tesadüfen orada bulunan tamirci de her ikisini kardeşlerden biri olan tobey maguire'nin severek seyrettiği plesantville dünyasına yollar. sonra bu siyah beyaz dünyada değişimler başlar.
siyah- beyazdan renkliye dönerken ortaya çıkan doğal tonlarıyla oldukça başarılı bir filmdir.
bazı açılardan truman show'u anımsatan film. iki film de aynı yıl tamamlanmıştır (1998). pleasantville'de truman show'dan farklı olarak insanların hayatlarının seneryosunu yazan, kiminle sevgili olacağını belirleyen bir televizyon şovu ekibi yoktur. benzerlik sebebi olarak iki görüş öne sürülebilir:
a) ikisinde de olaylar televizyonun etrafında gelişir. truman'ın ki farkında olmadan hapsedildiği ve kaçmaya çalıştığı televizyonun içinde, diğeri ise iki kardeşin kumanda kavgası sırasında bilmeden bastıkları bir tuşla düştükleri televizyonun içinde.
b) pleasantville'de görünürde insanların hayatının senaryosunu yazan kimse yoktur. senaryoyu düzenin ve istikrarın yolundan sapmadan, kişisel özelliklerini baskılayarak kendileri yazdıklarının farkında değildirler.

pleasantville'e kardeş kavgası ile düşen ikizler birbirinin zıddı iki karakterdir. başlangıçta kız olanı (jeniffer) yırtık bir amerikan dilberi, erkek olanı (david) ise muhallebi çocuğudur. kazara pleasentville düşen ikizlerden david, pleasentville'deki yaşantının tüm detaylarına hakim olduğundan gelir gelmez ayak uydurur (düzenin adamı). jeniffer ise olaydan bihaber olduğundan hazır senaryoya (düzene) göre yaşamakta zorlanır ve kendi özgür iradesi ile aldığı kararı (cinsellik) uygulaması sonucu, tüm pleasantville insanları gibi siyah-beyaz olan erkek arkadaşı birden renklenir. erkek arkadaşın nasıl renklendiği konusu fısıltı gazetesi aracılığı hızla yayılır ve gençler bir bir renklenmeye başlarlar. ardından birkaç yetişkinin daha renklenmesi (değişime açık hale gelmesi) ile düzeni bozulan kasaba halkı galeyana gelir. sonrasında olaylar hızla gelişir ve kasabanın tüm insanlarını canlı renklerle görürüz. film aşırı istiktârın tehlikeli bir durum olduğu, istikrârsız bir tutarlığın daha iyi olduğundan bahseder. huckleberry finn ve holden caulfield'ı da iki kez gözümüzün içine sokarak kendiniz olun demeye çalışır.
masal gibi bir film.

--spoiler--

en sevdiğim sahnelerinden biri bud'ın kız arkadaşının aşıklar tepesinde bud'a meyve verdikten sonra başka şeyler de var deyip de ağaçtan elma kopardığı, bud'ın yanına gelip şehvetli gözlerle elmayı uzatarak "hadi, tadına bak" dediği sahnedir. ve sonra olaylar gelişir. * * *
--spoiler--
Şu garip günler için biçilmiş kaftan. Her açıdan dolu dolu bir film. Siyah beyaz sevenler için.