4. Ankara Film Festivali, 1992 - Emin Sivas - Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu
17. Uluslararası Frankfurt Film Festivali, 1990 - Tunç Başaran - En iyi Film ödüllerini almış, bir çocuğun hayallerinin gizlendği hafızalara kazınmış 1990 yapimi tunç başaran filmi. filmde bacaksızın nefs mücadelesi, düşleri, ve akılda kalan replikleri ile canımı yakan, " bak hayatta bunlar da varmış" dememe neden olan türk filmlerinin içinde nadide eserlerden birisidir.
madeni paraları topraga gömerek eskitip altın dişi olan ninenin dişini alıp bu paraların üstüne takıp deger kazandırarak antikacıya satma olayının gerceklestiği * en iyi türk filmidir.
Kemal Demirel"in "Evimizin insanları" adlı kitabından yola çıkılarak yapılan "Piano Piano Bacaksız" adlı film, gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında büyük bir beğeniyle karşılanmış ve çeşitli ödüller alan bir film olmuştu. Tunç Başaran'ın yönettiği "Piano Piano Bacaksız"ın senaryo yazımına Kemal Demirel de katılmıştı. Kemal Demirel, bu kitabında, bir çocuğun gözüyle, yoksul, ama sevgi ve umut dolu insanları anlatıyor. 1933-40 yılları arası istanbul'u. Haliç kıyısında bir yoksullar semti: Kasımpaşa. On odalı, eski mi eski, yıkık dökük, hemen hemen her odası kiraya verilen bir ev. Ve burada 'canıyla kanıyla yaşanan bir dünya'. Sıkıntıya katlanmasını bilen, yaşamını sürdürmeye çabalayan, didinen insanların, umutsuzluk nedir tanımayan insanların, yüreklerini ortaya koyan insanların dünyası. Sevgiyle varoluşlarının yeterli ve gerekli koşulu sayan insanların dünyası. (...) Sanırım pek az kitap bu denli sevgiyi ve insanlığı yüceltmenin ve yürekten paylaşmanın erdemine inanılarak yazılmıştır. -Yusuf Çotuksöken- http://www.canyayinlari.c...kitap_ayrinti.asp?id=1011
hırsızlıkla dolandırıcılıkla geçimini sağlayan birkaç ailenin bir araya gelmesiyle oluşan büyük ailenin yaşantısını anlatır. aileler arasında kan bağı olmamasına rağmen kardeşçesine bir yaşam sürmektedirler. ya herkes açtır, ya herkes doyar o evde. bacaksız, bu evin küçük çocuğudur. başka bir dünya mümkün dedirten, kahkahalara ve hıçkırıklara boğan bir klasik.
etkileyici ve oldukça güzel bir filmdir. bir evde yaşayan fakir ama hayattan umutlu bir kaç ailenin yaşadıklarını ve hayata direnişlerini anlatır. izlenesi bir yapımdır.
rutkay aziz'in sahte altınların satılışını anlattığı bir tiradı vardır ki ne denli kaliteli bir oyunculuk sergilediğini anlatmak için sözcükleri kifayetsiz kalır.
bu akşam trt yeniden yayınlayarak içimizi yine hoş etmiştir .. kanımca türk sinema tarihinde üretilmiş en özgün ve sıcak yapımlardan biridir. bir de rutkay aziz vardır ki, bütün filmi rolüyle ve sesiyle şekillendirmiştir. bir kez daha yayınlasalar tekrar izletir kendini.
belki de türk sinema tarihinin en "bizden" filmidir, bizim tinimizin, türkiye tini'nin yeşerdiğinin belirtisidir. küfürler, argo sözcükler ve ince esprilerle doludur film.
emin sivas'ın oyunculuğu o kadar başarılıdır ki, bir çocuk rolünü ancak bir çocuğun bu kadar iyi oynayabileceğini gösterir bize. ve metinler olağanüstüdür. müşfik kenter'in sesiyle daha bir etkileyici gelir izleyiciye.
elbet bir gün tekrar keşfedilecektir bu eser de, türkiye tini'nin adı konduğu vakit.