yeşilçam'da pembe panjur önemli bir yer tutuyor. aşıklar, bu evde kuracakları yuvanın hayaliyle yanıp tutuşurlar. şimdi o pembe panjurlu evlerin sayısı ne kadar bilinmez ama pembe hayallerin sayısı oldukça fazla.
içinde bali çeken çocuklar varsa eğer, kısa bir süre sonra satılıp parasının çocukların tedavisine harcanması gereken evdir.
üzülünmesindir. çocuklar iyileşip iş güç sahibi olduğunda, ahde vefa olarak yenisini alacaklarmış.
öte yandan cümleyi şöyle bir düşündüm de... evin pembe panjurlarının hayat gerçeklerini değiştirmediği, o evde de büyük sıkıntılar yaşanabileceğini anlatıyormuş gibi geldi. ben mi uydurdum, yoksa cümle içinde ki ana temayı çabuk mu buldum anlamadım. ben uydurmuşumdur herhalde diye karar verip bu başlıktan da elimi eteğimi çekiyorum efenim.
Hep sözde kalan, uygulamaya bir türlü geçemeyen bir hayal gibi birşey. Kişi saçmalayacak başka bişey bulamadığında( romantik anlarda) ileride pembe panjurlu bir evimiz, boy boy çocuklarımız olacak klişesini sallar hemen.
Panjurun renginin özel olarak pembe oluşu dikkat çekmektedir. "Hayır beyaz olsa , kahverengi olsa adam gibi bir renk olsa tamamda nedir bu pembe aşkı?" dedirtir.
hollanda çimleriyle desteklenip, kapısına dikkat köpek var yazmadan, panjuru acmadan dışarda ki salıncakta sallanan bebeğini görebildiğin tek katlı da olsa, gönüllerin köşküdür.
türk filmlerinde aşık çiftlerin vazgeçilmez hayali. günümüz one night stand gençliği tarafından alaya alınan, kutsiyeti ve samimiyeti tartışılmaması gereken, umut denen vazgeçilmez olgunun imgesidir. burada aslolan pembe panjurlu ev değildir belki. illaki bütün aşıklar pebme panjurlu ev hayali kuracak diye de bir hadise yoktur.
lakin saf ve temiz duyguların yoğunluğunu anlatmak amacı ile eski yeşil çam filmlerinde bizlere göstermiş olan bu imgenin gerçek değerini iyi anlamak gerekmektedir.