yine cahil önyargılarını okumamıza vesile olmuştur. osmanlıca'da kullanılan arap alfabesi değildir. (adamdaki mantık osmanlı müslümandı, her müslüman araptır len aq) fars alfabesidir. ayrıca osmanlıca değil osmanlı türkçesidir. beyimiz cafe sözcüğü fransızcadan girince rahatsız olmuyor ama neymiş efendim türkçe falan değilmiş arapçaymış bu bildiğin. her dile komşu ülkelerin dilinden bir şeyler girmesi normal. normal olmayan komşu olmayan ülke kelimelerini benimseyip osmanlı türkçesine bik bik ötmek.
Bir sınav çevirisinde, kemalettin kamu' yu, galaleddin gani diye gerzekçe çevirip rezil olmaya hatta dersi alttan almaya neden olabilecek potansiyelde zorlu dil.
dayanamayıp kısa bir aralıkla ikinci entry'i girmeme sebep olan dildir.
arkadaşlar kiminiz metin atmış al sana türkçe demiş, kiminiz fars alfabesine arap alfabesi demiş vs. osmanlı türkçesi kelimelerin tek olduğu bir dil değil, bir şeyi birkaç kelimeyle ifade edebiliyorsun, filozofun kullandığı türkçe ile bizim kullandığımız türkçe bir mi şu anda? bunun gibi düşünün. işin kolayına kaçmayın metin atıp. aa bu metin çok karışık içinde türkçe kelime yok öyleyse osmanlıca türkçe değildir. çok yanlış yargı. o zamanın bürokratları bilim adamları elbette ağdalı dil kullanacak. günümüzün instagram fenomenleri de havalı görünmek için ingilizce fransızca kelimeler karıştırmıyor mu günlük konuşmalarına? o zamanın ingilizcesi, fransızcası da arapça ve farsçaydı, bu dillerden kelime karıştırarak konuşurdu devrin okumuşları. her metni anlamamamız çok normal. sokaktaki mehmet amcaya hegel diyalektiği ile ilgili bir metin ver bakalım ne kadarını anlayacak. bakın günümüz türkçesiyle bir hegel diyalektiği diyorum ha eski kelimelerle falan değil.
Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlı bir hanedanın ismidir. Nasıl "selçukluca" diye saçmalamıyorsak, Osmanlıca diye de saçmalamıyalım. Osmanlı portakalda vitaminken bu lisan (Türkçe) bu alfabeyle ( Kur'an alfabesi) yazılıyordu.
ne arap ne de fars alfabesi ile yazılmıştır.
aslen arap-fars alfabelerinin karışımı idi, fakat fars albafesine daha yakındı.
öte yandan gayriresmi olarak 1800'lü yıllarda latin alfabesi kullanan yazarlar var(mış).
1870 li yıllardan sonraki osmanlı türkçesi, günümüz türkçesi benzemektedir.
hiç bir bilgii olmayan bile bir çok cümleyi rahatlıkla anlayabilir.
osmanlı türkçesi adlı yazı dilinin yanlış ifade biçimidir. osmanlıca diye bir dil yoktur. arap-fars alfabesinin sentezinden oluşan bir harf sistemiyle yazıya dökülen türkçedir kendisi. söylemesi ayıp çok da güzel okurum.
mustafa kemal atatürk'ün ne denli akıllı bir kişilik olduğunu burdan anlayınız işte.
zaten coğrafi sebeplerden ötürü araplarla kaynaşmışız, yetmemiş birde alfabelerini koskocaman 600 yıllık bir türk imparatorluğu kullanmış. ve bu alfabe yüzünden türk insanı araplarla bir tutulmuş. orta asya özünden uzaklaşan bir tip çizmiş. halbuki gir halkın içine, öz ve öz türk, öz ve öz ergenekon.
şunu da belirteyim. osmanlıca dediğiniz şey yazı dili. yine türkçe okuyorsun, türkçe anlıyorsun ama yazı dili farklı. bu halkta bir gecede cahil kalmadı. bir gecede özüne döndü özüne.
Osmanlıca bir dil değil, edebi eserlerde ve resmi yazışmalarda kullanılmış osmanlı türkçesi yani türkçe arapça farsça karışımı olup Yazılması okunmasına göre daha zordur.
Osmanlıca, aslında Osmanlı Türkçesi'dir. Uydurma, yapay bir dildir. Yazı sistemi olarak arap alfabesiyle yazılır. Üst tabaka olan saray eşrafının konuştuğu dil olarak bilinir.
Üniversitelerde hocalarımız o ayrı bir dil değil, eski türkçe deseler de sözcüklere bakıldığında bürokratik anadolu arapçasından başka bir şey değildir.
Osmanlıda eğitim, don, bürokrasi, tıp, mühendislik, hukuk, askerlik gibi alanların hepsinde de arapca hakimdir. Şu anda bile hukuk ve askerlik dili neredeyse tamamen arapçadır Toplantı demez içtima derler. Saldırı demez taarruz derler. Sınır demez hudut derler. Duyuru demez tebliğ derler.
manyağın önde gideni ıv. murat denilen deli oğlancı ağda yaptırırken çok severdi ağdalı osmanlıca konuşmayı.
osmanlı kurulduğunda baştan sona cahille doluydu, on yıllarca devam etti bu cahillik.
rönesans sonrası daha cahil kaldı ,ne bilim insanı ne bir icat ne bir sanayi-tarım atılımı.
osmanlıca denilen uydurma dilin kökeni selçuk sarayıdır ,türklükten kopmanın ilk aşamasıdır.
sarayda üç beş tane topingen şair yada yalaka kasideciden edebiyat ve dil çıkmaz..
mefaülün faülün mavtakülün ,koyun amk.
yemişim osmanlıca'yı.
Türkçe en güzel dillerden biridir, ana dilimizdir...
ülkemizde ki etnik dilleri de yaşatmalıyız.
üniversitelerde hocalarımız o ayrı bir dil değil, eski türkçe deseler de sözcüklere bakıldığında bürokratik anadolu arapçasından başka bir şey değildir.
Aile tapularımızı arap harfinden latın harfine çevirttirdik. Ulan en azından hitaplar türkçedir heralde diyorum. Onlarda bile .... oğlu .... kızı dememisler bin binti sözcükleri geçiyor. Eski türkceymiş, yalan eamına koyyim. Baya bildiğin bürokratik anadolu arapçası.
Dilde sadeleşme hareketleri sonucu anası karambole alınmış eski bir imparatorluk lisânı. Ülkemizdeki faşizmin susma zorunluluğundan değil, söyleme mecburiyetinden öte geldiğinin bir başka örneği.
Türkçenin, iğrenç ötesi bir saçma bir dönemidir. arapça, farsça, fransızca Türkçe bohçasıdır. Arapça sözcükler farsça üzerinden geçmiş saçma sapan bir çorba olmuş. Arap fars fransız Türk bir araya gelse okuyamayaz. Adama diyorum Türkçe arapça ile kirletilmiş. Adam diyor ki dünyada saf bir dil yok. Diyorum o zaman evin mutfağında mikroplar var. Dünyada steril mutfak yok. O zaman mutfağa mı sıçalım? Dil dilden etkilenir diyor. Osmanlıca bohçasının oluşması, dilin dilden etkilenmesiyle oluşabilecek bir şey değildir. Osmanlının sözde aydınlarının halt etmesidir tamamen yapay şekilde olmuştur. Bazıları da işi islam'a getiriyor. Ulan fransızca ve farsça ne ayak o zaman. Osmanlıca denen çöplük nereden bakarsan bak iğrençtir. Türk'e ve Türkçeye olan düşmanlığın yansımasıdır.
bir milletin var olabilmesi için kültür temelinin olması gerekir.
kültürü olmayan kültürüne sahip çıkmayan ve kültürünü korumayan-geliştirmeyen toplumlar yok olurlar , kültürü önemsemeyen toplumlarda yok sayılırlar .
dil kültürün en önemli öğesidir, dil- lisan-imla-yazım ile tarihe kazınırsınız ve yaşarsınız.
bugün antik mısır-yunan-çin -iran-pers-sümer (vb.) toplumlar (kavim -millet- kabile ne derseniz) dillerini yazıya geçirmek ve sanatları sayesinde hala varlar.
türkler sibirya gibi boz ve yoz topraklardan nasıl bugüne geldiler sanıyorsunuz türkçe ile. lena-yenisey ve yakut/saha'da medeniyet mi kurulacaktı sanıyorsunuz.
ön-proto ata yada gök türk ile kavim olmuş türkler diileri ile yaşadılar,ellerinden geldiği kadar taşa dillerini kazıdılar ve bugüne geldiler. 30 bin yıllık bir macera (ilkel) türkçe.
bakın hala ana hatlarını kaybetmemiş bir dile sahibiz.
urduca(hint),farsça-arapça -rumca baskısına rağmen dilimizin temel imlası hala yaşıyor.
osmanlıca türkçedir diyor mallar b utanmazlığın daniskası.
bir pir sultan,dadaloğlu osmanlıca mı konuşuyordu da biz bilmiyoruz.
osmanlıca bir ulusu bitirme dili idi , öyle ki (anadolu)selçuklu kendine rum demeyi yeğledi,türk'ü kendinden saymadı,kısa zamanda da yok olup gitti.
beyliklerde aynı kültürlerini birleştireceklerine klan-aile yapılanmasını tercih ettiler ,yuvarlanıp yok oldular.
osmanlıca bir ulusu bitirmeye çalışmanın ürünüdür.
ben artık tdk'yı izlemiyorum, ip kopmuş.
anadolu halkı diline sahip çıkar mı hiç sanmıyorum ,çünkü ulus olmayı değil ümmet olmayı tercih diyor en az yarısı..