bugün

ikinci nesil çaylak yazardır. 5 entry girip gitmiştir kesin geri dönecektir. **
mitolojide müzisyen,kahin ve trakyalı bir ozandır.karısı euydike öldüğünde orpheus hades'e, yani ölüler ülkesine gider. müziği ona yerin altındaki tüm kapıları açar. hades tanrısı müziğinden çok etkilenir ve karısıyla yeryüzüne dönmesi için ona izin verir ama tek bir şartla; orpheus asla arkasına bakmamalıdır. tam çıkmak üzereyke orpheus arkasına bakar. karısı yok olur. ona sinirlenen tanrılar kafasını kesip nehire atarlar ve orpheus'un kesik başı bütün ege'yi dolaşır. (bkz: orphenism)
"Arkana Bakmayacaksın, AsLa Bakmayacaksın Arkana Orpheus. Dönüp Bakarsan, Sevdiğini Bir Daha Hiç Kavuşmamacasına Kaybedersin...!" hades'in Orpheus'a sevgilisini verdiğinde koyduğu şart. ama orpheus buna uymamış ve sevgilisini kaybetmiştir... salak!
tekrar hoşgelmiş yazardır.
Savaş tamtamları arasında
tanrılar dağının koca Yunus'u
dolaşırmış ormanları
elinde lir'i
ararmış sevgilisini

Nice sevişmelerden sonra
yüreği kaymış Eurydik'e
alev dişli bir yılan
ısırmış topuğundan
kırların şen perisini

inlemiş lir'in telleri
kırılmış Hades’in yüreği
geri vermiş Orpheus'a
altın saçlı periyi

Bir mutluluk anında
sevincin yarattığı gaflet
unutturur Orpheus'a
verdiği tüm sözleri!

Ne Orpheus var şimdi
Ne de sevgilisi. *
"orpheus'un müziği, cansız cisimleri coşturan, ölüler ülkesinin tanrısı hades'i bile etkileyen dokunaklı seslerle örtülüdür."*
Orpheus mitolojideki ünlü Trakyalı ozandır. Esin perilerinden biri olan Kalliope ya da bazılarına göre Apollon'un oğludur. Sanat yeteneği bu sayede meydana gelmiştir. Lirini çalmaya başlayınca azgın akan sular durur, ormandaki en yabani yaratıklar bile evcilleşirdi. Orpheus zamanını ormanda, Musalarla birlikte geçirirdi. Orpheus Musalardan Eurydike'ye aşık olmuş, onunla evlenmiştir. Eurydike bir gün ormanda gezinirken ayağını bir yılan sokmuş ve ölmüştür. Orpheus bunun üzerine lirini alarak karısının ardından Hades'e yani ölüler ülksine gitmiştir. Orpheus'un yeraltında kaldığı süre içinde cehennemde tüm işkenceler durmuş, güzel müziği ona yeraltının tüm kapılarını açmış, Tanrı Hades bile duygulanarak gözyaşlarını tutamamıştır. Hades, Orpheus'a karısını da alarak yeryüzüne dönmesi için izin vermiş ancak dönüp ardına bakmaması gibi bir şart koşmuştur. Orheus çıkış yolunda dayanamaz ve dönüp arkasına bakar. Ama karısı birden görünmez olarak Hades'e geri döner ve Orpheus'a ölüler ülkesinin kapıları bir daha açılmaz. Bu duruma tanrılar ve Trakyalı Karlar çok sinirlenerek Orpheus'un kafasını kesip bir ırmağa atarlar. Kesik baş ırmaktan denize karışarak bütün Ege'yi dolaşır.
Mitolojide eski Yunanistan'ın en büyük ozanı sayılır. Babasının Apollon olduğu söylenir. babasının müzik tanrıçası olduğunu düşünecek olursak Orpheus'un müzik alanında neden bu kadar yetenekli olduğunu anlarız. Annesi Kalliope'dir. Kalliope "güzel sesli" anlamına gelmektedir ve lirik şiirin esin perisidir.

Şarkı söylemeye ve çalmaya başladığı zaman kuşlar sonu gelmez sürüler halinde kafasının üzerinde uçuşup dururdu, balıklar koyu mavi denizin içinden ona doğru sıçrardı. Söylencelere göre etrafında toplananlar sadece hayvanlar da olmazdı. Ağaçlar ve çalılar da onu doğru yürümeye çalışırlardı. Aynı zamanda taşlar, tepeler, kayalar da takip edermiş onu.

Orpheus'un kelime anlamı karanlık demektir. Orpheus'un çalgısının da lir olduğu söylenir ve tanrısal kökenlidir. Hermes, varlığının ilk gününde kundağından emekleye emekleye mağarasından dışarı süzülür ve bebek tanrı mağarasının önünde dev bir kaplumbağa bulur. Onu öldürüp dev zırhını sırtından koparır. Üzerine de teller gererek yeryüzünün ilk kitharasını yani günümüzün ilk gitarını yapar. aynı gün de yarı kardeşi Apollon'a hediye eder. Apollon da lirini sevgili oğlunu Orpheus'a aktarır.

Orpheus, aynı zamanda Argo gemisiyle dünyayı dolaşan Argonautlardan biridir. Üstelik askeri sebeplerden ötürü gemi personeli için de son derece önemliydi. Karşılarına çıkan ordularla savaşmadan önce Orpheus şarkı söylemeye başlıyor, onu işiten düşman askerleri kendinden geçerek silahlarını bırakıyor ve Argonautlar tarafından kolayca tepeleniyorlardı. Ayrıca kahramanları içinde Odysseus'un da olduğu gemi Sirenlerin, büyüleyici sese sahip canavarların adasının yanından geçerken Orpheus o kadar yüksek sesle şarkı söylemeye başlamıştır ki sirenler seslerini mürettebata ulaştıramamışlar ve gemi kazasız belasız yoluna devam etmiştir.

Yine de Orpheus'un bu kadar ünlü bir mitolojik kahraman olmasının sebebi askeri başarıları değil eurydike ile yaşadığı ölümsüz aşktır. Dünya gezisinden dönen Orpheus, eurydike ile karşılaşır karşılaşmaz birbirlerine aşık olurlar. Günün birinde Eurydike Orpheus'a çiçek toplamak için kırlara gider. Orpheus ise sevgilisine bir şal almak için şehre gitmiştir. Eurydike üzerinde arıların uçtuğu çiçeklerin etrafında dolanırken onu aristaios görür. Aristaios arıcılığı icat etmişti. Sadece insanlara değil aynı zamanda tanrılara da bal satıyordu. Aristaios onu görür görmez etkilenir, eurydike ise suratında garip bir ağ taşıyan bu adamdan çok korkar ve kaçmaya başlar. Ne yazık ki bu da sonun başlangıcı olur. Kaçarken görmeyip üzerine bastığı bir yılan onu sokar. Elinde şal ile eve dönen Orpheus sevgilisinin ölüsü ile karşılaşır.

Orpheus, Eurydike'in ölümünden sonra o zamana dek hiç kimsenin duymadığı kadar acılı ağıtlarla güneye yürür. Pelopennes'in güney ucuna ulaşır. Orada da hades'in krallığı başlar. Yani ölüler ülkesine... Orada ölüler ülkesine açılan kapının önünde hem çalıp hem söylemeye başlar. Sevgilisi Eurydike'in Hermes tarafından bu kapıdan geçirildiğini biliyordu. Bıkıp usanmadan kapının önünde şarkı söyleyen Orpheus'un ağıtlarına Charon da kayıtsız kalamaz. Charon, ölülerin ruhlarını Yeraltı dünyasındaki Styx nehrinden karşıya geçiren kayıkçının ismidir. Genelde kayığına yaşayan kimsenin binmesine izin vermemesine rağmen Orpheus'un ikna edici müziği karşısında çaresiz kalır ve onu karşı kıyıya geçirir. Fakat karşı kıyıda bir bekçi daha vardır. Cehennem Köpeği Cerberus. Bu çok başlı canavar bile onun müziği karşısında sakinleşir. Böylece, Orpheus yeraltı ülkesine ayak basar. Onun çaldığı müzik ve söylediği şarkılar ile Eurydike'i araması ve çağırması sayesinde ölüler dünyası canlanmaya, neşelenmeye başlar. Yeraltının kara kraliçesi Persophone ve onun kral kocası Hades bile dikkatle Orpheus'un sevgilisi için söylediği şarkıları dinliyordu.

Sonunda Persephone daha fazla dayanamaz ve Orpheus'a "Eurydike'ni alarak beraberinde yukarı götürebilirsin" der. Hades ise bunu bir koşula bağlar: "Bunu yapabilirsin ama her ikiniz de dünyanın ışığını tekrar görene, ölüm ülkesinin kapılarından tekrar geçene kadar birbirinizi göremezsiniz." der.

Orpheus önde Eurydike ardında yola koyulurlar. Orpheus hiç durmadan şarkılar söyleyerek kapıya doğru gitmektedir. Şarkı söyleyerek Eurydike'in bu karanlık ortamda kendisini daha rahat izleyeceğini bilmektedir. Ve dünyanın ışığını gördükleri anda belki de Orpheus kapıdan çıkar çıkmaz dönüp arkasına bakar, oysa ki eurydike henüz kapıdan geçmemiştir. Orpheus'un bu aptalca hareketi neden yaptığını bilemeyiz. Ama bildiğimiz Eurydike tam o anda Orpheus'tan tüm zamanlar için geri alınır. Her yerde hazır bulunan Hermes Eurydike'i tuttuğu gibi tekrar karanlıkların içine çekiverir. Orpheus'un Charon'u bir kez daha ikna etmesi mümkün değildir. Sevgili eurydike'ten sonsuza kadar ayrı kalacaktır artık.

O andan itibaren orpheus dünyadan elini ayağını çekerek bir tür mistik dünyaya girer. Bir erkekler tarikatu kurarak geceleri arkadaşlarıyla bir araya gelerek onlara Eurydike ile olan aşkını, yeraltı dünyasına yaptığı yolculuğu anlatan şarkılar söyler. Sadece erkeklerle birlikte olmasına rağmen güzel sesli ve çekici Orpheus'u uzaktan uzağa bir çok kadın takip etmekteydi. Buna rağmen Orpheus bunlardan tekine bile yüz vermedi. Mitolojinin nasıl olarak tam olarak açıklayamadığı bir saldırı gerçekleşir sonunda. Kadınlar üzerine atlayıp onu param parça ederler. Vücudunun parçalarını ormana ve nehire attılar. Şarkı söylemeye son vermesi için başını kestilerse de kesik baş şarkı söylemeye devam etti. Kutsal lirini başına çivileyip nehre atarlar. Denize dökülen nehirde Orpheus'un kesik başı denize ulaşır ve dalgalar onu Midilli adasına taşırlar. Midilli adası'nda Orpheus için bir tapınak inşa edilir. Kesik baş hiç durmadan şarkı söylemeye devam ediyordu. Bu arada kehanetlerde de bulunmaya başlamıştı. Bu kehanetler sayesinde delphi'deki kehanet merkeziyle bile rekabet etmeye başlamıştı. Ta ki babası Apollon dayanamayıp ona artık sesini kesmesini söyleyene kadar. Ve orpheus ta sonsuza kadar susar.
Thrakia kralı Oiagros'un oğludur.
yunan mitolojisinde çaldığı liriyle her şeyi büyüleyen ve eşi eurydike'yi bir türlü unutamayan ozan.
roma imparatorluğunun; suçluları cezalandırma ritüellerinde, daha ağır bir deyiş ile; "katletme seremoni"lerinde tezatsal bir yerde konuşlandırılan, yunan mitlerinin en entelektüel tanrılarındandır. roma'lıların zanlı konumundaki kimseleri öldürürken; bundan haz duyma maksatlı geliştirdiği eksantirk yöntem ve metodlar, hali hazırda beşeriyet tarihinin en trajik ve arsız noktalarından birisi olarak arz-ı endam etmektedir. işte bu kurgulardan birisinde orpheus miti görev alır. romalıar collezyum'a çıkardıkları ölümlü zanlılara; o gün o an görmek istedikleri tanrı silüeti ve aşina materyallerini bahşederler; tanrı havası katarlardı. orpheus herkesçe bilinen lir'i ile collezyuma doldurulan; basit ebat ve yeterlilikteki hayvanları etkiler; lirin ezgileri ile onları uysallaştırırdı. bu ana değin olağandışı bir durum söz konusu değil ancak; ne zaman ki; tanrı kıyafetine ve mizansenlerine bürünmüş; öldürülmeyi bekleyen bu suçluya son darbe olarak bir ayı gönderilir o zaman; derin bir paradoks enkarne olurdu. zira; orpheus yani ölmesi gereken suçlu, ayıyı liri ile uysallaştıramaz ve bu ayı tarafından hunharca öldürülürdü.
romalılar böylelikle hem ağız tatlarına uygun şekilde cezalandırma yapıp eğlenir; hem de: ibret yordamını yeşertirdi. ayrıca; böylelikle din olgusunun ne denli içi boş olduğuna dair manidar öğeler kaydeden seremonileri yüyıllarca sürdürürlerdi.
Antik yunan'da yaşamış müzisyen bir mitolojik karakter ve bir david slyvian şarkısı.

https://m.youtube.com/watch?v=4YuvdDPYEy0
Acıklı bir aşk hikayesi vardır.

inanılmaz müzik yeteneği sayesinde tüm engelleri aşıp Hadesin hükümdarı olduğu cehenneme girip ölüler diyarından sevdiğini tam çekip çıkaracakken hadesin koyduğu sevgilisine oradan çıkmadan bakmama şartını tam çıkışın önünde bozup sevdiğini sonsuza dek kaybetmiştir.

ceza olarak başının kesilmesi durumu her kaynakta geçmez. Fakat her kaynakta sevdiğini sonsuza dek kaybeder.
Çaldığı müzikle ağaçları ve kayaları harekete geçirdiği ve canavarları yatıştırdığı varsayılan mitolojik bir kahraman.
orpheus'ün karısı euridice'i, bir gün bir yılan sokar ve karısı ölür. o yeraltı ülkesinin tanrısı olan hades'e gider. orpheus da karısının arkasından gider ve onu geri almak için tanrıya yalvarır. şiirlerinden ve müziğinin tatlılığından etkilenen tanrılar, karısını bir şartla dünyaya geri götürmesi üzerine orpheus'e verirler. karısının daima orpheus'ün arkasında olması ve yüzüne bakmaması şartıyla. orpheus bu vaadini tutamayınca, karısı ruh haline gelip tekrar yeraltı ülkesine döner. bunun sonucunda orpheus bütün trakyalı kadınlardan soğur ve tiksinir. trakyalı kadınlar, bir orgy sırasında orpheus'ü parçalarlar. başını da denize atarlar. başı ege denizi'nde yüzerek lesbos (midilli) adasına gelir ve bu adada orpheus için bir tapınak yapılır.