başlıca yönetmenleri jean luc godard, francois truffaut, alain resnais olan sinema akımı. fransa'da ortaya çıkan bu akımın içindekiler klasik hollywood filmlerinden farklı bir sinema dili oluşması gerektiğine inanmışlardır.
2004'te, marc collin - olivier libaux tarafından, love will tear us apart, guns of brixton, in a manner of speaking, too drunk to fuck gibi parçaların da aralarında bulunduğu birçok kült haline gelmiş şarkının, şarkıları daha önce hiç dinlememiş bayan vokalistler tarafından yorumlanması yoluyla ortaya çıkarılan muhteşem proje.
çok bilinen bu şarkılar, son derece farklı yorumlarla adeta yeniden yaratılmıştır, bu çalışmaya imza atan* iki fransız müzisyenin ellerine sağlıktır.
the killing moon'un içine sıçmışlar kanımca
lakin love will tear us apart'ın başındaki
rüzgardı,denizdi,kumsaldı..
joy division tesiri yapmasa dadi sürüklüyor..
9 aralık itibariyle istanbul yeni melek kültür merkezinde konser veren fransız progressive müzik grubu. çok çeşitli bir yelpazeleri var nu jazz den sambaya kadar bir çok ezgi barındırıyorlar.
fransada 1950 lerin ortalarından 1965 e kadar suren sinema akımıdır. genel ozelliklerini inceleyecek olursak dusuk butceli bir cok film cekilmistir. genel olarak ozgurlukcu bir sinemadır ve geleneklere baglı degildir. oyuncular sıradan insanlardan secilirken cekimler studyoda degil sokaklarda yapılmıstır. dogallık da ha da fazla belli olsun diye sıkıcı ve gubdelik diyaloglara sık sık yer verilmektedir. bir baskasının yazdıgını baska biri hakkıyla cekemez dusuncesiyle salt senaristlik yapanlar ortadan kalkmıs sadece yonetmenlerin yazıp yonettigi sinemalar ortaya cıkmıstır. (bkz: auteur sineması)
(bkz: la nouvelle vague)
radarlive 2007 dahilinde sahne almış iki tane güzel kızın şarkılarını söylediği, gece vakti dinlendiğinde huzur veren grup. sahne performansları mükemmele yakın.
konserci topluluğu galeyana getirip bir kaç bin kişiye aynı anda "fuuck" diye bağırtmışlardır.
şahsım üzerindeki izlenim ve tasvirlerinin ifadeleri zor.
dolayısıyla benzetmeye başvurup; yağmurlu havalarda evde içilen neskafe sigara ikilisi, yaz akşamüstü tadılan iki yudum ev yapımı şarap ya da paris ruhu demekle yetinicem.
ama özellikle bu iki bayan, sahnede o kadar şık dururlar ve şarkıları söylerken o kadar içimden nefesimden çıkarırlar ki sesleri, ben nouvelle vague dinleyicisi olur çıkarım.
ayrıca coverın böyle nazik, cool ve yaramaz yapıldığı nadir görülmüştür.
donnie darko'un o korku dolu yaşamının adeta fon müziği olan the killing moon'u daha bir keyfli daha bir narin yorumlayan grup. sahne performanslarına mtv'de denk gelmiştim. grup üyeleri pek bir şıkır şıkır pek bir laylaylom. too drunk to fuck çalsın, içelim çılgın atalım, o derece.
Babylon'da 19 şubat'ta saat 21.30'da, 20 şubat'ta ise 23.00'te sahne alacak gruptur kendileri. iki gün üst üste çıkmaları insana gitmek için daha bir baskı yapıyor gibi.
türk sinemasında, bir zamanların özellikle disko sahnelerinin değişmez şarkısı olan ve yine tango & cash filminde de hatırlayacağımız don't go (yazoo) şarkısını çok bi değişik yorumlamış gruptur, lezizdir.
bir arkadaşımın, benim ayrılığımın aynısını aynı şekılde birileri yaşamış demesi ,sonucunda keşfettiğim "in a manner of speaking" adlı muhteşem şarkıyı yorumlayan grup.
in a manner of speaking
i just want to say
that i could never forget the way
you told me everything
by saying nothing
in a manner of speaking
i don't understand
how love in silence becomes reprimand
but the way i feel about you
is beyond words
· give me the words
give me the words
that tell me nothing
give me the words
that tell me everything
· in a manner of speaking
semantics won't do
in this life that we live
we only make do
and the way that we feel
might have to be sacrificed
give me the words
give me the words
that tell me nothing
give me the words
give me the words
give me the words
give me the words
give me the words
new wave olarak çıkmış olsalar da artık popülerdirler. şimdi bunlar popüler olunca alternatif olamıyorlar mı bilemiyorum ama, bu yeni akım artık yerleşmiş ve popüler olmuştur.