asıl adı mehmet'dir. Niyazi-i mısri ise mahlasıdır. tahsilini mısır'da yaptığından dolayı bu mahlayı almıştır. 1617 yılında Malatya'da işpozi'de(günümüzdeki adıyla Soğanlı)doğdu.Babası Nakşibendi tarikatının mensubu olsa da, o Halveti tarikatı şeyhi Malatyalı Hüseyin Efendi'ye bağlandı. Niyazi-i Mısri arapçasını geliştirmek ve sufilerle görüşmek üzere Bağdat'dan başlayarak arap yarımadasını dolaştı. Mısır'a gitti. Dört yıllık bir eğitimin ardından Anadolu'ya döndü. Önce istanbul'a geldi. Niyazii istanbul'daki bir Bektaşi tekkesinin başına geçince, `Sabetay Sevi'nin onu sık sık ziyaret ettiği ve buradaki ayinlere katıldığı biliniyor. sonra,çok ilgi gördüğü, Bursa, Uşak ve Kütahya'da bulundu. Vaazları nedeniyle (Mehdi olduğunu iddia ediyordu) Edirne ve Limni'ye sürgüne gönderildi. 1694'te Limni'de vefat etti.
(kyn:Türkiye Sabetaycılığı,Evet ben selanikliyim, Ilgaz Zorlu-1999)
bilhassa tefsir, hadis, fıkıh ve tasavvuf alanlarında sesini duyurmuştur.
1638'de memleketinden ayrılarak diyarbakır, mardin, bağdat ve kerbela'ya gitmiştir. daha sonra mısır'a gidip orada öğrenim görmüştür. lımni adasında öldüğü bilinir.
divan-ı ilahiyat, aruz ve hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerini topladığı yapıttır.
islam'ın utanç seromonisi tasavvuf zırvasına müptela bir sufist. şiirler vezinleri güzel anladık. gereksiz biri yani ayrıca hurufidir. zaten islam ne çektiyse şu tasavvufçu takımından çekti.
Uyan gözün aç durma yalvar güzel Allah'a
Yolundan izin ayırma yalvar güzel Allah'a
Her geceyi kaaim ol her gündüzü saim ol
Hem zikr ile daim ol yalvar güzel Allah'a
Bir gün bu gözün görmez hem kulağın işitmez
Bu fırsat ele girmez yalvar güzel Allah'a
Aslığı ganimet bil her saati nimet bil
Gizlice ibadet kıl yalvar güzel Allah'a
Ömrünü hiçe sayma kendini oda yakma
Her şam u seher yatma yalvar güzel Allah'a
Hey nice yatırsun dur olma bu safadan dur
Bahr-ı keremi boldur yalvar güzel Allah'a
Her vakt-i seherde bir lütfu gelir Allah'ın
Ol vakt uyanır kalbin yalvar güzel Allah'a
Allah'ın adın yadet, can ile dili şâd et
Bülbül gibi feryat et yalvar güzel Allah'a
Gel imdi Niyaziyle Allah'a niyaz eyle
Hacatı dıraz eyle yalvar güzel Allah'a
Beyitleriyle kafes filmi'nde yüreklerimizi doyuran 17. yüzyıl şairlerindendir. Yunus Emre'den çokça etkilenmiş ancak Yunus Emre'nin aksine şiirlerinde aruz veznini kullanmıştır.
Evliyânın büyüklerinden. Halvetî yolunun Mısriyye kolunun şeyhidir. Adı Muhammed olup babasınınki Ali Çelebi'dir. Mahlası Niyâzî olup, uzun müddet Mısır'da kaldığı için de Mısrî denilmiştir. 1618 (H.1027) senesinde Malatya'nın Soğanlı köyünde doğdu. 1693 (H.1105) senesinde bir Çarşamba günü kuşluk vakti Limni adasında vefât etti.
"Zât-ı Hakda mahrem-i irfân olan anlar bizi,
ilm-i sırda bahr-ı bî-pâyân olan anlar bizi,
Ey Niyâzî katremiz deryâya saldık biz bugün,
Katre nice anlasın,ummân olan anlar bizi."
savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin,
insân-ı kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş
(oruç, namaz ve hac ile sanma biter zâhid işin,
insân‐ı kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş)
der niyazi mısri hazretleri. bu sözün sırrını her müslüman hakkıyla bilseydi bugün insanlar birbirlerine karşı öfke, nefret, şehvet, haset beslemezler ve iyi birer insan olurlardı.
zahiren(görünürde) bakıldığında herkes iyidir. ama iş batına yani iç dünyaya gelince asıl iyiliğin kaynağı orada başlıyor. ameller niyetlere göredir der peygamberi ekber(s.a.s) niyetin halis olsun ki irfan işte orada ortaya çıkar. insan-ı kamil olmak temiz bir niyetle başlar.