Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup, dünyaya talib bedbaht nefsim! Bilir misin neye benzersin? Deve kuşuna... Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarda. Avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.
terbiye edilmesi gereken içsel düşman aslında. nefs öyle bir şey ki hakim olunca bile peşini bırakmadığını bilmeli insan. büyümenin zorluğu karşısında ezilmemek gerek. bunlar neden var diye isyan etmeden, dua ederek.
Merkez. Osmanlı zamanında Bir yönetim biriminin en önemli yerleşim yerine nefs denirdi. Örneğin nefs-i Maraş, bu sancağın yönetim merkezi olan kentti. Birbirine yakın ve tek muhtara bağlı köylerden ortadakine de bu ad verilirdi.
“Nefsinin kontrolü altına girmiş olan kişi, onun azgın isteklerinde hoşlanmaya mahkûm olmuş, onun yanılgılar zindanında tutuklanmış ve kalbini faydalı şeylerden mahrum etmiş olur.”
imam Gazâlî
Kendi nefsine galip gelen, bütün âlemi hükmü altına alır. Nizâmî
“Nefsinden gördüğü şeyleri iyi sanan ayıplarını göremez. Ancak nefsinin ayıplarını arayan, ondan gelen şeyleri elekten geçiren kendi kusurlarını bulur ve görür.” Nisaburi
“iyilikte her düşmanı dost edinebilirsin, oysa nefsin ona iyilik ettikçe düşmanlığını arttırır.”
Sadi
"Kul ile Rabbi arasında nefisten başka örtü olmadığı gibi Allah'a da Allah'tan başka visal (ulaşım yolu) yoktur. Nefse karşı nefisle değil Allah'ın vasıtası ile mücadele edilir."
insanda, tasavvufi anlamda, kötü vasıfları bünyesinin her tarafına toplayan, aklın ve kalbin beraberinde yanyana bulunan bir kavramdır. tasavvuf geleneksel olarak nefsin (yanlış benlik) evrimini yedi mertebe ile çerçeveler. bu yedi mertebe bir eğitim sisteminde bulunan ve olgun bir insan olarak mezun olabilmek için geçilmesi gereken sınıflar gibidirler.