kötülük olmasaydı iyiliğin kıymeti kalmazdı. o halde iyinin ve iyiliğin kıymetini bilmek lazım. peki nasıl? iyilik ve kötülüğün kıyamete kadar savaş halinde olduğu dünyamızda safını seçerek ve bu uğurda mücadele ederek. herkesin iyi olmasını beklemek ise saflıktır. bu olmayacak. ama eğer bu konuda seni rahatsız eden bir şeyler varsa o halde önce kendi nefsinle müdahale ederek işe başla. çünkü en büyük kötü insanın kendi içindedir. kendisidir. nefsidir. daha şerlisi yoktur. düşmanı uzaklarda arama. nefis insana 40 şeytanın yaptıramadığını yaptırır. nefsine hakim olamadıktan sonra herkes iyi olsa bile sen kötü kalırsın. ne kıymeti kaldı? o halde esas mesele kendi kendini terbiye etmendir. herkes aleme nizam vermeye uğraşıyor amma velakin iş kendine gelince hevai heveslerinden süfli arzularından sınırsız hayvani isteklerinden vazgeçmiyor, dünyanın zevkü sefasını istiyor ve bu şekilde yaşamanın derdinde. ölümü düşünen az ahireti için gayret sarfeden neredeyse yok gibi. herkes refahın rahatın dünya malını elde etmenin sevdasında. bunun için ben kendi nefsimi terbiye edeyim kâmil bir insan olayım düşüncesi toplumu bırak bireye bile hakim değil. sınırsız tüketim ve nefsani doyumlarla huzur mutluluk selamet ve afiyet bekleniyor. yok bu şekilde o dediklerinizi bulamazsınız. öyle bir insan da bulamazsınız. varsa da nadirdir. çünkü insanlar allahın rızasını aramıyor istemiyor ki iyilik artsın. varsa yoksa dünya. halbuki dünya dul bir karıdır. senden önce pek çok kocası olmuştur. asla seni sevmez. sadece kullanır. ee sende buna meyillisin zaten, yani alan razı satan razı niye şikayet ediyorsun ki? dünya kahpeliğini yapacak. sen de bunu haketme o zaman. dünyaya tapınma. dünyaya dair meşru işleri helal dairesinde kafi miktarda temin etmenin haricinde ne derece dünya için hırslanırsan o kadar iyilikten uzaklaşırsın. çünkü sınırlar bellidir. çizgiyi aşarsan kontrolünü kaybedersin. dünyaya dalarsın. ondan sonra bir daha da toparlayamazsın. sanki ebedi kalacakmıs gibi yaşar allahı dini ölümü unutursan dünya da sana esas meseleyi unutturur. esas mesele ise Allah'a kulluktur. kulluk tarağında bezin yoksa ben iyilerdenim diye boşuna kendini aldatma. ne kadar allahı zikredip ne kadar sakınıp ahlakını muhafaza edip ne kadar ona itaat ediyor ve insanlara iyilik edip kötülükten ve zulümden sakınıyorsan o kadar kıymetin var. eğer bu uğurda gayretin varsa, fazlası değil. iş bu..
ÇÜNKÜ ÖYLE iNSANLAR YOK DA ONDAN HERKES KÖTÜ, HERKES MERHAMETSiZ, HERKES MENFAATÇi (ÇIKARCI, HERKES GÜZEL GÜN DOSTU, KÖTÜ GÜN DOSTU DEĞiL, BELKi VARDIR DA BiZE DENK DÜŞMEDi, iYi NiYETLi iNSANLAR OLDUĞUMUZ iÇiN HERKESi KENDiMiZ GiBi ZANNEDiYORUZ.
Huzursuz zengin'e katılmıyorum: Kendini usta gören dingiller çırağına adam gibi davranmıyor ve hakkını teslim etmiyor, üstüne de işi öğretmiyorsa; zati o usta değildir. Günümüzün sorunu çıraklarda değil ustalardadır; çünkü adam usta değil. Olsa idi kendi için istediğini herkes için de isterdi. iyi insan olmak demek bence budur. Ben alayım, satayım, yatayım, yiyeyim-içeyim; başkası n'örürse n'örsün diyen hiçbir kimse iyi değildir zati. Thebiggraywolf kankilimin bu konuda belirttiklerine yüzde yüz katılıyorum.
acı ma gerçek...
bireysel ilişkiler (yaşanmışlıklar) için bu serzeniş yapılıyorsa, sen pazara gidip elma alma-seçme yetisine bile sahip olmayan embesilsin demektir.
toplum-çevre için yapılıyorsa haklısın. etrafa bakınca...
daha fazla söze gerek yok. vatan millet edebiyatı yapan dangalağın biri çıkıp topluma millete hakaret ediyor demesin.
karşılaşıp ne yapacaksın sorusunu sormadan önce kendimizin iyi bir insan olduğuna nasıl inandık, iyi bir insan mıyız, nasıl iyi bir insan olabiliriz gibi beşbenzemez soruları kendimize sormalıyız. bu soruların cevabı bizi ''hiç iyi insanlarla karşılaşamıyoruz acaba bizde mi bir sikkoluk var'' doğru yaklaşımına götürecektir.
O iyi insanlar enkaz altında kaldılar. Geriye depremden ders almayıp daha çok azıtan, su sırasında 1 defa su aldıktan sonra tekrar aradan kaynak yapıp başkalarının hakkına giren, evi hasarsız olup ta yardımlardan yararlanmak için sabahları çadırda kalan akşamları evinde yatan, gıda ve hijyen malzemeleri dağıtan araçlar gelince komşularına haber vermeyen, işler için fahiş fiyat çeken, hırsızlık yapan, yalan söyleyen, iftira atanlar kaldı. iyi insana rastlamak zorlaştı.
çünkü iyi insanlar cidden az ve enayi yerine konulduklarının farkındalar. tüm insanlara sorsanız onlar zaten iyi insanım derler fakat ben gerçekten iyi biri miyim diye kendilerini sorgulamazlar.
Hayatımın üzen bölümü. Kime değer verirsem o arkamdan iş çevirdi. Ekmeğimiz mi tuzsuz yoksa sorun gerçekten ben miyim bilemiyorum. Kimseyi de üzmem öyle biri de değilim ama anlamıyorum.
Gün geçtikçe daha da zor olan bir ritüel. Dünya hep kötüye gittiği için iyi insanlarda mum gibi aranır oldu maalesef. Bir insan iyi oldu mu kaldı mı senin gibiler ya diyor herkes. Aslında yanlış keşke iyi olanların sayısı artmalı senin gibi demek lazım. Üzücü.