bir adam yaratmak adlı eseri okunduğunda zihninin katmalarında gezinme hazzını duyabileceğiniz bir yazar. abdülhakim arvasi hazretlerinin bir bakışından allah dostu olduğunu anlayarak onun eline eteğine yapışmış ve kendini içinde bulunduğu imansızlık çukurundan kurtarmış olan yazar. alkol ve zinayı mesken ettiği yıllardan geriye bir damla zevk kalmadığını, insanın huzurunun, mutluluğunun allah yolundan hariç hiçbir yerde bulunamayacağını ölüm gelmeden anlamış yazar.
anlamış ve bizlere anlatıyor eserleriyle hala o yattığı mezardan...
nazım hikmet ile şöyle bir anıları olduğu söylenen şairdir.
iki üstad beraber bir lokantaya giderler. mönüyü kontrol ederler. kimin daha edebi bir dil kullandığı tartışmaları vardır gündemde. garson sorar ikiliye:
-efendim ne arzu ederdiniz? necip fazıl kısakürek cevap verme hakkını nazım hikmete bırakır. nazım usta cevap verir:
-pilav. üzerine de et.
cevap verme sırası necip fazıl kısakirek e geldiğinde tüm tartışmalara * son noktayı koyar:
-bende pilav alayım. fakat üzerine etme. **
şairliğim on ki yaşında başladı.
bahanesi tuhaftır: Annem hastanedeydi. ziyaretine gitmiştim... beyaz yatak örtüsünde, siyah kalpli,küçük ve eski bir defter...Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde...Haberi veren annem,bir an gözlerimin içini tarayıp:
-senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim!
Annemin dileği bana, içimde besleyipte on iki yaşına kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi... Gözlerim, hastane odasının penceresinde,savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı, içimden kararımı verdim
ne olduğu belli olmayan şair yazardır! bir dönem sol başka bir dönem dini bir başka dönem milliyetçiliği savunduğu yazdıkları ve anlattıklarından belli olur! ama edebiyatçı şahsiyet tartışılmaz, türkçeyi kullanışı ve sembolize etmede en az nazım hikmet ran kadar başarılıdır! ancak bir dönem çalıştığı dergide o dönemin "dersim isyanına" itafen yazdığı "son yüzyılın din mazlumları" adlı makale necip fazıl'ın aslında milliyetçi mi yoksa yeni kurulan tc'ye laf sokmak peşinde gezen bir bozguncu mu olduğuna dair ipuçları verir! zira dersim'de çıkan kürt isyanı dönemin şartları göz önünde tutulduğu takdir de resmen bugünün pkk'sını övmek gibi birşeydir! ancak yine de çok sevilir, bir dönem sol entellektüelleri sözcükler ile okşadığı gibi bir dönem de dini duyguları yoğun kişileri okşaması fazılı'ın bazı özelleiklerini kapatmıştır! at yarışına ve kadın bacaklarına olan düşkünlüğünü bazı şiirlerinde dışvurmuş ve dönemim dindar eleştirmenlerinde bir hayli eleştiri almıştır ama ne at yarışından ne de kadın bacaklarından ölene kadar vaz geçmemiştir! hatta bir döneme kadar izmir hipodrumunda adına düzenlenen at-yarışıları vardı! bir nokat daha, necip fazıl asla türkçü-turancı çizgide değildi, belki dönemin mhp'si ile 1970'lerin ortasında çok iyi anlaşmıştı ama mhp türkçülük davasından taa 1969 adana kongresinde vaz geçmişti, zaten kendisi de maraş-malatya civarından gelen kürt bir ailenin çocuğu idi!
işin kısası, fazıl türk edebiyatında özellikle şiir dalında en az nazım hikmet kadar önemli imzalar atmış kişidir! büyük doğu düşüncesini ortaya atmıştır ve daha sonra gelecek bazı radikel islamcı grupların bu düşünceden destur edinmesine neden olacaktır, ancak necip fazıl bu düşünceyi bir ideoloji olarak ortaya atmadığı sadece felsefi bir düşünce gelgiti sonucu makalelerinden anlaşılacaktır! günümüzde çıkıpta fazıl'ın siyasi yanını savunacak adam sayısı azdır, milliyetçi cenah onun sadece edebiyetçı ve imankar yönünü savunabilir, çünkü siyasi yönü ve dersim isyanına atfettiği sözleri benim diyen akıllı bir milliyetçinin savunması saçmalıktır.
necip fazıl,içindekileri kelimelere dökme aşamasında kelime seçme sanatının insandaki en üst düzeydeki tezahürü.
içindeki istanbul aşkını ifade ederken seçtiği kelimeler için (bkz:
o' nu sevebilirsiniz yada sevmeyebilirsiniz ama ta 1971 yılında bu şiirde demirel'i ne kadar güzel anlatmış. tarih onu ne kadar haklı çıkarmış.* Süleymanname..
Sen gül diyarının yapma gülüsün!
Aynı yapmacıkla Çoban Sülüsün!
Yoktur izlediğin bir dava yolu;
Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!
Türk;e zıt sermaye merkezlerinden,
Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün!
Milli yekparelik gelmez işine;
Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün 1
Ve devlete mason biraderlerin
Tam da maslahata denk ödülüsün!
Ne sır sendeki bedava oluş!
Problemler içinde en müşkülüsün!
Fikir dağlar boyu kocaman kitap;
Sen de o kocaman kitabın bir virgülüsün!
Böyleyken ustasın gözbağcılıkta;
Cüceler sirkinin baş Herkülüsün!
Gözyaşı ve çığlık vatanında sen,
Hüzün bahçesinin şen bülbülüsün!
ne olduğu belli olan yazardır..lakin bunu anlamak için önce hakkında araştırma yapılması, sonra gelip üzerine konuşulması gereken yazardır..nazım hikmet ile birlikte türk şiirinin en güçlü iki kaleminden birisidir..
kelimelerle dünyayı dolduran şairdir kendisi, her şiirinde ayrı bir mükemmellik bulunmaktadır.
bilindiği gibi hayatı iki dönemde incelenir üstad ın. ilki bohem hayatı, ikincisi de tam bir Allah ve peygamber dostu olarak yasadığı dönemler. nerde nasıl yasadıgı kimseyi ilgilendirmez. ben yazdığı şiirlere bakarım arkadasım.