bugün

bir necip fazıl kısakürek şiiri.

sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
yolumun karanlığa saplanan noktasında,
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
in cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

içimde damla damla bir korku birikiyor;
sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.

kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
iki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.

ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..
funda arar'ın ilk albümü sevgilerde'nin çıkış parçası...
uğruna sanal bir mühendislik türü üretilmiş,aslında yayalara ait ama istanbulda arabaların kullandığı taştan yapıtlar...
(bkz: kaldırım mühendisliği)
(bkz: kaldırıma park eden araçlar)
(bkz: yolda yürümek zorunda kalan insanlar)

edit: belediye de çalıştığını sandığım bir zındık tarafından kötülenmiş. Sen de insansın ya oa yanarım ben...
necip fazıl ın üçlü seri olan şiirleridir. favorim ilkidir.

I

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
in cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

içimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
iki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...

II

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!
Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

ikinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...

III

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...
Necip Fazıl Kısakürek'in "Şairlerin Sultanı" ünvanını almasını büyük ölçüde sağlamış şiir.
ibrahim sadri'nin başarıyla seslendirdiği şiir. türk edebiyatının en iyi işlenmiş şiirlerinden biridir.
üstad ın okuduğum ilk siiridir..

bu şiiriyle üstad beni kendisine hayran bırakmıştır...

kesinlikle en iyi türk şiirlendendir...
üstadın harika şiirlerinden biri. kendi sesinden dinlemek için;
http://www.youtube.com/watch?v=-XBPg-ak09w
üstadı üstad yapan, o'nu türk şiirinin erişilmesi güç bir zirvesine çıkaran olağanüstü şiiri.sokaktaki kaldrımlardan bile bu denli duygu yüklü, anlamlı bir şiir çıkaran nfk'nın ölümsüz eseri.
http://www.youtube.com/watch?v=-yvczH-fqSM
tüm rezil kepaze söz yazarlarına saatlerce, günlerce hatta haftalarca günde 20 saat dinletilip, sözün ve kelimelerin ne denli etkileyici olabileceğini öğretmek için ders olacak şiirdir. çok kalitedir.
üstadın 22 yaşındayken üretmiş olduğu başyapıt.
"fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
erimiş ruhlarınız bir derdin potasında" lafıyla olaya son noktayı koymuş şiir/felsefe. dağıtan insanın kalbine ince ince dokunan birşey. ya da herşey.
bir de bu...

http://www.youtube.com/watch?v=nyK-1nQtvPc
aykut kuşkaya ile ikinci kez hayat bulmuş bir necip fazıl kısakürek eseri. oldukça ağdasız ve akıcı bir dille yazılmış ama etkileyiciliğinden bir şey yitirmemiş bir şiirdir.
yaşar kurt ve arto tuncboyacıyan ikilisinin beğenimize sunduğu şarkı.
sanırım yaşar kurt'un tarzına pek benzemeyen bi şarkı olması sebebiyle; ilk başta insana işe yarar bi şarkıymış gibi bir izlenim vermese de dinledikçe insanı kendine bağlayan bir şarkı olmuştur.

sözlerini de yazayım tam olsun. yalnız haberiniz olsun sözler copy-paste değil dinlerken yazdım, onun için bazı yerlerde hatalar olabilir.*
kaldırımda bir taş olsam,
basıp geçsen, görmesen.

sana bir şarkı yazsam,
her gün duysan, bilmesen.

bilmesen, bilmesen, bilmesen, bilmeseeeeen
bilmeseeen, bilmeseeen

uzanıp uyusak senle,
düşümde denizi görsem.

ben aşkına şiir yazsam,
her gün duysan, bilmesen.

bilmesen, bilmesen, bilmesen, bilmeseeeennn
bilmeseeen, bilmeseeen.

gecenin yıldızı olsam,
bakıp geçsen, görmesen.

ben aşkına şarkı yazsam,
hergün duysan, bilmesen.

bilmesen, bilmesen, bilmesen, bilmeseeeennn
bilmeseeen, bilmeseeen
"dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya
ölse, kaldırımların bu kara sevdalı eşi..." şeklinde biten ve bitiren necip fazıl kısakürek şiiridir.
necip fazıl kısakürek'in en güzel şiirlerindendir. yücel arzen tarafından bestelenmişliği funda arar tarafından okunmuşluğu da vardır.
yolların kenarında yayaların yürümesi için yapılmış arnavut ve enayi kaldırımı gibi çeşitleri olan tümsek.
funda arar'ın müthiş seslendirdiği şiir.
çilekeş yalnızların annesidir.
her okuduğumda gözlerimin dolmasına sebebiyet veren necip fazıl şaheseridir.
büyükşehir belediyemizin bozup bozup yapmaktan sıkılmadığı yaya yollarıdır.
Necip fazıl KISAKÜREK'in aşık olduğum şiiri.
daha ergenlikten yeni çıkmış bir genç yazar olarak anılırken bu şiiri edebiyat dünyasına "bomba" gibi düşmüştür.