27 mayıs 2011 32. gün programında, mehmet ali birand ın "sen de benim gibi 12 eylül ü alkışlayan taraftarıydın" cümlesinden sonra " ben tercüman gazatesi yazarıydım o zamanlar darbe zaten süleyman demirel hükümetine karşı yapılmıştır, biz o zaman zaten demireli destekliyorduk" beyanatını açıkça vermiştir. demek ki gazetecilik bi taraf olmakmış, gerçekleri yazıp, insanlara anlatmak değil taraf olduğu kişilerin yorumunu yapmakmış, desteklemekmiş.
ben yukarıdaki beyanatından açıkça bunu anlarım efendiler.
acaba şimdi kimi destekliyor?
desteklediği hükümetlerin, partilerin hakkında ki gazetecilik anlayışı ne?
ya da işin özü gazetecilik nedir?
tam bir iktidar yapışığı nereye sırtını yaslayacağını iyi bilen aydın geçinen ama aksine kafasının içi kapkaranlık olan suratına demeçlerine ve yazılarına bakınca ya arkadaş bizim medyamız bu adamların elindemi sen kimi teşkil temsil ediyosun diye tepki verdiğim şahıs.
son olarakta mecliste türbanlı vekil görmek istediğini belirterek laiklik tanımında bulunmuştur. sen git hükümete yaltakçılık yap bu ülkede laikliğin tanımını yapmak sana düşmez hanımefendi.
az önce chp' ye kinini kusmuş sabah gazatesi yazarıdır... iktidarın eliyle kredi kullanılarak alınan gazetenin yazarı olmasından mıdır artık bilemedim ama kemal kılıçdaroğlu' a başbakandan bile daha fazla kin kusmuştur. % 50 lik destek bile nazlı hanıma yetmemektedir. chp yok olana kadar devam edin... böylece daha o gazetede sonusuza kadar yazabilirsiniz....
bildiğin milf. hani bazı filmlerde bu cinsleri seyretmekten hoşlanıyor olsam da onu görünce ayrı bir dehşet duygusuna kapılıyorum. erkekliğimden soğuyorum yemin ederim. eskiden televizyona çıkarken bu kadar özenmezdi ama yaşın getirdiği bir şey olsa gerek artık televizyonlarda hep saçı başı yapılı full makyaj görüyoruz. *
ne diyelim hadi kınalar çıksın piyasaya nazlı abla.
hiç bıkmadan usanmadan bütün kanallara, bütün programlara yetişmeye çalışan geveze kadın. ulusal kanalları geçtim, yerel kanallara bile uzanıyor. bu yaşta bu çene, bu performans, bu direnç. ne diyim, helal olsun.
ne düşünürse düşünsün, neyi savunursa savunsun hanım efendiliğini bozmamaya çalışan bir kadındır. çok doğru düşünceleri olan o kadar insanın kavga eder gibi konuşmasından ziyade, yanlış bile düşünse bu kadının konuşmasını yeğlerim.
Fikirlerine zerrece katılmam,hayata apayrı pencerelerden bakıyor olmamızın dışında aynı şeylere bakıp apayrı yorumlarla okuyoruz durumu.Sevmem de.Özellikle milletvekili dönemindeki kışkırtıcı tavrını hafızamdan silemedim.
Ancak dün akşam CNN Türk'te Dersim olayları ile ilgili konuşurken 'tamam' dedim,biraz vicdan var galiba..
Eyyamcı Nagehan Alçı,herkesi ve her fikri savunup her beladan Kemalist rejimi suçlu bulurken 'Dönemin şartlarında bazı olayları değerlendirmek gerekir' deyivermiş ve takdirimi kazanmıştır
Hala fikirlerine katılmam o da ayrı..
lozan mübadelesi hakkında eksik bilgisi olduğu hissedilen hanımefendi.
az önce tekrarını izlediğim programda " göçmenlerimiz türkiye'ye gelince rumları oraya göndermek zorunda kaldık " tarzı bir kelam etti. oysa doğrusu biz mübadiller, rumlar yunanistan sınırlarına girince türkiye'ye geldik. yani ilk gelen rumlar oldu.