bugün

arapça yüklenici anlamına gelen kelime. yani bir işi yapmadan önce belli kurallar koyan, bedeli karşılığında belli sürede bitirmeyi taahhüt eden kişi.
tepesi kel, bıyıklı ve göbekli olma olasılığı en yüksek meslek grubu.
1999 depremi ve veli göçer isminin sıkca telafuz edilmesinden sonra daha cok ön plana çıkan meslek grubu.
ömründe yaptığı en büyük imalat duvara asacağı saat için çivi çakmak olan dar ufuklu insanların hayalini bile kuramayacakları meslek. birileri tarafından sürekli üçkağıtçılıkla suçlansa da bu meslek gurubu mensupları zor bir göreve soyunmuşlardır. boş arsaya tapu fotokopisi, proje atmakla bina olmuyor. en küçük yapı için en az 50 ayrı adamla çalışmalısınız.
taahhüt eden kişi manasındadır. oldukça zor bir meslektir, öyle böyle değil harbiden zordur eğer adam gibi usülüne uygun bina yapmak istiyorsanız.
önce arsa için anlaşılır daha sonra o arsaya yapılacak bina için plan yaptırmak gerekir, sonra o plana belediyenin ruhsat vermesi gerekir. eğer arsada ev varsa onun yıkılıp harfiyatın alınması gerekir sonra duvar ustaları ile anlaşılır ve temel için demir örme başlar. beton atma da bir derttir, her betonda polis tayfasına benzin parası vermek şart gibi bişeydir mesela. ruhsat için belediyeye rüşvet vermeseniz bile zaten resmi olarak baya bi para alırlar.
bu arada depremden sonra gelen yapı denetim uygulaması da maddi açıdan tuzlu olsa da güvenlik açısından oldukça güzel olmuştur.
nerede kalmıştık? ha, kaba inşaat bitti diyelim daha sonra sıvası, şap atılması, elektrik, su ve doğalgaz hatları, fayans/kalebodur, kartonpiyer, kapı/pencere, boya vs yapılması gerek. bunların her biri için ayrı kişilerle çalışılır ve başında durulmazsa da kimse işini doğru düzgün yapmaz. gerçekten yapmazlar ama. bu yüzden dandik olur sorumsuz müteahhit in daireleri. o kadar kişi ile uğraşmak da ömürden ömür yer zaten.
bir de kat karşılığı arsa sahibi ile anlaşılmışsa, arsa sahibinin afra tafrası ve bitmeyen istekleri derdi artırır.
hadi bitti diyelim satmak da ayrı bir mesele. aynı özellikteki daireler için istanbulun farklı muhitlerinde çok farklı fiyatlar ortaya çıkar mesela.
işini doğru düzgün yapan bi insan ise oldukça yorulur bu müteahhit demeye çalışıyorum kardeşlerim.
(babamdan biliyorum) aralarında dolandırıcısı da olan temizi de olan;ama dolandırılan mesleklerden bitanesi...
halk arasında mütayit şeklinde telaffuz edilen meslek adı.
genelde lazdırlar.
oflu bir arkadaşıma "neden bütün lazlar müteahhit oluyo lan" diye sorduğumda "daha biz bile anlayamadık hiç kasma" cevabını almışlığım vardır bu konuda.
Kelime anlamı olarak "bir şeyi taahhüt eden kişi" anlamındadır.

Türk halkının, kışın donan yazın hamam gibi olan, göt kadar, etrafında hiçbir yeşillik olmayan, abd'de olsa kimsenin dönüp bakmayacağı evlerde yaşamasının müsebbibi olan kimselerdir. ilk hakedişlerini alıklarında genelde ilk işleri gidip bu parayla bir mercedes almaktır. türkiye'de şehirlerin bu kadar dandik olmasının sebebidirler kanımca.
çobanlıktan gelen, şöförlükten gelen, lokantacılıktan ,amelelikten gelen müteahhitler bile vardır. köklü ailelerden gelenleri, başka sektörlerde büyük olup bu iş koluna girenleri de vardır. pekçoğunun siyasi bir yönü baskın bir şekilde vardır. siyasi yönü olmayanların ise büyük olanlarına nadiren rastlanır. hem işçiyle, hem idareyle, hemde kendi personeliyle, hemde bütçesiyle arada bir denge tutturmak zorundadır. ödemeler dengesi bir kere şaştımı genellikle toparlayabilene az rastlanır. zor, yıpratıcı, kolay olmayan,kimsenin empati kurmadığı bir iştir. parası boldur, derdi de boldur, başağrısı da büyüklüğüne göre büyüktür.
akp nin ihya ettiği günümüzün en karlı işidir..
eski dilde taahhüt eden* anlamına gelen, gündelik dilde ise parası bol olup faize koymak yerine, daha çok getiri amacı ile bina yapıp satarak ve her daim bina malzemelerinden çalarak servetine servet katan kişi manasında kullanılan kelime.
(bkz: camlari siyah filmli buyuk kasa siyah mercedes)
(bkz: uzun marlboro)
sektörü elinde tutan babaların çoğunun karadenizli olduğu meslek dalı.

ve bu mevzu çok yaman bi çelişki. karadenizlilerin doğuştan ironik olmaları herhalde onları bu mesleğe yönelten.

karadenizli sayılırım az buçuk, hani kütük mütük olayları var ya o bakımdan. bağlarım kopmadı hani, gider gelirim her yaz. 3 dayım var, birinin adı şeref...*
demek istediğim karadeniz sahilini rizeye kadar dolaşmış bir insanım, insanların mimari anlayışı ''he başumuzu sokucağumuz bi yer olsun yeter da'' dan ibaret. ne binalar gördüm kapısı yok, ne evler gördüm sıvası yok. sıva yok lan sıva... amcanın evinin dış tasarımı tuğladan ibaret. he bi de arasında çimento var. allahtan...

bu ortamda yetişen bi genç nasıl olur da müteahhitliğe yönelir ilginç geliyo bana. acaba babaları ''oğlum bak evlerin halini görüyosun müteahhitlikte çok ekmek var'' diye gaza mı getiriyor ki?

arayayım da şeref dayıma bi sorup geliyim...

ayrıca verilmezse ayıp olacak bakınız için; (bkz: ali ağaoğlu)
bu arkadaşların ortak noktaları; şehrin göbeğinde, trafiğin hiç durmadığı bir noktada, dört bir tarafı binalarla çevrili bir alana inşa etmeye başladıkları binanın proje resmini yeşillikler içinde ağaçların ortasında göstermeleridir. üzülerek belirteyim ki, bu eylemin tabelada güzel görünmesi dışında bir fonksiyonu yok, maalesef
belli miktar inşaat, malzeme ve statik bilgisine sahip olması gerektiği halde, en çok nasıl kar edilir, hangi malzeme daha ucuz hesabı yapabilmek için yeterli görülen toplama çıkarma bilgisine sahip olan ve dandikten de olsa bir projeyi hayata geçirebilmiş herkesin olduğunu iddia edebildiği taahhütçü.
Kat karşılığı arsa alırlar. işten en karlı çıkan onlardır.
Kârı yuksek rakamlar oldugu kadar zarari da oldukca yuksektir. isi beceremediginizde donunuzdan dahi olabilirsiniz. Bi kac milyar degil bi kac yüz milyarlarla oynuyorsunuz. Kolay degil. Dedemden gelen aile meslegimizdir.
dünyanın en karlı sektörlerinden birinin para babalarıdır.

ama çoğu, hatta büyük çoğunluğu 3-5 daha fazla kazanacağım diye her türlü hırsızlığı yapar ve olası depremde insan hayatıyla oynar.
zengin olmadan önceki mesleği için;

(bkz: mücahit)
ağzı iyi laf yapan, genelde sonradan görme, jiple gezen, üç kağıtçı kılıklı kişi.
(bkz: bu adam benim babam)
Dogu karadeniz insaninda ata sporu olan meslek dalidir.
Dünyanın örgütlenmemiş ancak örgütlü gibi çalışan tek grubudur. Ortak özellikleri şerefsiz olmalarıdır.