Bu durum özellikle Atatürk düşmanı yobaz kesimi ve Türkiye düşmanı dış çevreleri rahatsız etmiştir. Bu nedenle olsa gerek son yıllarda yeni bir aktör ortaya çıkarılmıştır. işte o yeni aktör istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu Mustafa Armağandır.
Mustafa Armağan Atatürk düşmanı dinci kesimin yeni aktörü olarak 1990larda sahne almıştır.(ya da aldırılmıştır.) (Armağının bu durumun farkında olup olmadığını bilmiyorum!)
Peki ama islamcı Timaş Yayınlarından yayınlanan kitapları büyük ilgiyle karşılanan, Nurcu Zaman Gazetesinde yazdığı tarihsel içerikli makaleler gündem oluşturan Mustafa Armağan kimdir?
Biraz araştırılınca Armağanın adeta yeni bir Kadir Mısırlıoğlu ya da Abdurrahman Dilipak olduğu kolayca anlaşılacaktır.
Armağanın çok satan kitaplarında ve gündem yaratan makalelerindeki temel görüş, Atatürkün sözüm ona eksikleri, yanlışları ve olumsuz özelikleridir. Mustafa Armağan, Atatürk ve cumhuriyet tarihini inceden inceye eleştirirken yine o eski dinci numarasına başvurarak bazı Osmanlı padişahlarını yücelterek Osmanlıyı dikensiz gül bahçesi gibi göstererek Atatürkü ve cumhuriyeti gözden düşürmeye çalışmaktadır.
Abdülhamitin Kurtlarla Dansı, Efsaneler ve Gerçekler gibi kitaplarında hep Osmanlının pozitif yönlerini ön plana çıkarma, buna karşın cumhuriyetin negatif yönlerini vurgulama gayreti vardır. Armağan bunu yaparken tabu yıkıcısı rolüne soyunarak bu konularda zaten kafaları karışık olan insanları etkilemektedir. ikinci Cumhuriyetçilerin ve Kartelci islamcı medyanın da desteğiyle Armağan, Atatürk düşmanı çevrelerin dört elle sarıldıkları bir yazar haline gelmiştir.
Bir Yobaz Yalanı: Atatürk ingilterenin Anadolu Valisi Olmak istedi!
işte bu Armağan, son bombasını Fethullahçı Zaman Gazetesinde, 27 Kasım 2007de patlattı ve Atatürk, Anadolu Topraklarında ingiliz idaresinde Bir Vali Olarak Çalışmayı Teklif Etti! diye bir açıklama yaptı.
Tabii yine yer yerinden oynayacak, irticacı Atatürk düşmanları o küpürü kesip saklayacak ve belki de çok yakında birileri bu gazete küpüründeki açıklamayı belge olarak kullanıp Atatürk ingiliz Yanlısıydı! diye kitap yazacak !
Vah memleketim vah! .
Peki ama Atatürkün ingiliz Valisi Olmak istediğini iddia eden Mustafa Armağanın bu önemli iddiasının kaynağı nedir?
Çok güçlü bir kaynak beklerken bir de ne görelim: Büyük tarihçimizin kaynağı G. WARD PRiCENiN EXTRA SPECiAL CORRESPONDET (Çok Özel Yaşamlar) , 1957, s.104. adlı bir kitapmış Daha da ilginci, büyük tarihçimiz bir anıda geçen bu açıklamayı orijinal kaynağından değil Gotthard Jeaschkenin çok bilinen Kurtuluş Savaşı ile ingiliz Belgeleri, TTK, Ankara 1991, s.98 adlı kitabından almış ve bunu büyük bir buluş gibi kamuoyuna çok yeni bir bilgi diye sunmuş.
Armağan, Zaman Gazetesindeki açıklamasında şöyle diyor:
Atatürk, 14 Kasım 1918de Britanya resmi makamlarına Anadolu topraklarında ingiliz idaresinde bir vali olarak çalışmayı teklif etti. Bu bilgi ingiliz Daily Mail gazetesinin muhabiri G.W.Pricenin hatıralarını yazdığı Çok Özel Yazışmalar adlı kitapta yer alıyor.
Armağan, Fethullahçı ZAMAN gazetesinde Kim Kahraman Kim Hain başlığıyla yazdığı yazıda Atatürkün bu beyanatıyla vatan haini olarak görülebileceğini ima etti. (Vatan, 28 Kasım 2007, s.28)
Cürete bakın! Atatürk vatan haini imiş!
Gülsek mi ağlasak mı!
Ülkemin düştüğü hale bakın!
Amaç: Son Direnç Noktasını da Kırmak
Bir tarihçi olarak ben Armağanın bu açıklamasının tarihi bakımdan hiçbir şey ifade etmediğini biliyorum ve az sonra bunu kanıtlayacağım; ama sıradan vatandaş için bu açıklamalar tehlikelidir. Çünkü vatandaş, okuduğuna inanma gibi bir yanlışın içindedir. Armağanın Atatürk konusundaki bu açıklamasını okuyan sıradan vatandaş da acaba sorusunu sorabilir. Hatta, bu açıklamaya inanarak Atatürk de ingilizciymiş diyerek güvendiği son dalın da kırıldığını hissedebilir.
Peki ama Armağanın bu yalanı kime yarar sağlar.
Hemen söyleyelim: Atatürk ve Türkiye düşmanlarına yarar sağlar
Bu zor günlerde, ulusal birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyacımız olan bu günlerde Mustafa Armağan Atatürkü halkın gözünden düşürerek kime nasıl bir hizmet yapmaya çalışmaktadır?
Artık uyanma zamanı gelmiştir.
Artık birilerince görevlendirilen, ya da birilerine alet olan aydın tayfasına bazı sorular sormanın zamanı gelmiştir. Artık onlara Yalanını da al git demenin zamanı gelmiştir.
Peki ama Mustafa Armağan, neden durup dururken Atatürk ingiliz valisi olmak istiyordu diye deli saçması bir açıklama yapmıştır?
Aslında Armağan, durup dururken bu açıklamayı yapmamıştır. Kendince tam zamanında yapmıştır. Çünkü birincisi, son zamanlarda Türkiye halkı gericiliğe ve bölücülüğe karşı Atatürk etrafında kenetlenmeye başlamıştır. Bu ulusal bağlaşmayı bozmak gerekiyordu. ikincisi, iki gündür (26-27 Ekim 2007) Vatan Gazetesi, ingiliz arşivlerinde ortaya çıkan belgeler ışığında, manşetten Vahdettinin nasıl bir vatan haini olduğuna ilişkin bir yazı dizisine yer veriyordu. Yıllardır Vahdettini aklamaya çalışan Armağan, bu yazı dizisine bozularak basit önerme mantığıyla Atatürk de ingilizciydi! diyerek, ingilizci Vahdettini bir kere daha aklamak istemiştir. Çünkü ortaya çıkan yeni belgelerde Vahdettinin sıkça ingiliz yetkililerine mektuplar yazarak para yardımı istediği ortaya çıkmıştır. Armağan, Vahdettinin sıkıştığını görünce adeta imdada yetişerek, Atatürk de ingilizciydi gibi saçma sapan bir açıklama yapmıştır. Kanıt olarak da tarihçiler için ancak doğruluğu kanıtlandıktan sonra ikinci el kaynak olarak kullanılabilecek bir anıya başvurmuştur. Ayrıca gazeteci ve tarihçi görünümündeki ingiliz ajanlarının Atatürke geçmişte de iftiralar attıkları bilinmektedir.Örneğin ingiliz ajan-tarihçi H.J.Armstrong bunlardan biridir. Armstrong "Bozkurt" adlı kitabında Atatürk hakkında akıl almaz iftiralara yer vermiştir.Ama daha sonra Armstrongun Atatürk ve Türkiye düşmanı bir ajan olduğu anlaşılmışı.
Armağan, böyle bir açıklama yapmak için kullandığı kaynağın çok yetersiz olduğunun farkındadır; ama "misyounu gereği" konuyu değiştirmek için apar topar böyle bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır.
Ama bu sefer kelimenin tam anlamıyla "çuvallamıştır."
--spoiler--
senin gibi kaç tane said kaç tane siyasete girince iftira atan karabekir geldi geçti...
bu millet gerçek kahramanlarını asla unutmaz! boşuna 2. el kaynaklardan çocuğa söylesem e bunun doğruluğu nedir diyecek olan 1990'ların basımlarıyla edebiyat yapma...
zaman gibi nurcu bi gazetede yazıyorsun. önce kendine bir bak be adam! bu kadar mı düştün...
özet olarak tanımlarsak kendisi cumhuriyet ve atatürk düşmanıdır. yalan, yanlış, temeli olmayan belgelerle atatürk'ü karalamaya çalışır. ayrıca zaman gazetesi yazarıdır.
osmanlı tarafından abd'ye tanınan bir dizi imtiyazı mustafa kemal atatürk'e mal etmiş. kendisine twitter aracılığıyla yanlışlarını bildirdim, işin doğrusunu yazdım...
işte abd'nin bugün dahi türk milleti'nin bağımsızlık bildirgesi olan lozan antlaşmasini hala tanımamasının altında yatan gerçek, chester imtiyazı sayesinde bu coğrafyada elde ettiği bir dizi haklardan vazgeçmek istememesidir.
şayet olur da 2023 yılında türkiiye cumhuriyeti devleti yıkılırsa, rejim değişikliğine giderse, lozan antlaşmasını tanımayan abd, atatürk tarafından kaldırılan bu chester imtiyazina tekrar kavuşacaktır... http://tarihturklerdebasl.../abd-ve-lozan-antlasmasi/
sevgili yandaş tarihçi mustafa armağan'ın bunları yazmasını beklemiyordum zaten. hoş kendisi de bir tarihçi değil, edebiyatçıdır. onun için bol bol edebiyat yapmış...
Hasan Tahsin gibi bir vatanseveri dahi elinde bir kanıt yokken yunanlıları galeyana getirmekle suçlayıp savaş suçlusu ilan etmiş yazar. Şu kadarını söyleyeyim çok sevdiği, öve öve bitiremediği sultan abdulhamid şu tavrını görse kendisine ne derdi önce onu bir düşünelim.
Ataturk dusmanidir. Utanmadan en son kazim karabekiri kurtulus savasinin mimari yapmaya calisti, Allah'tan
Kazim karabekir'in kizi onu yalanlayip sesini kesti.. Alternatif tarih ayagina, gorevlendigi misyonu yapmaya
calisiyor, o kadar salliyor ki desteksiz , Murat bardakci bile dayanamadi, ayarı verdi ...
Yalan söylediği tarih utanıyordur!
Kâzım Karabekir'in mezarda kemiklerini sızlatıyordur.
Kâzım Karabekir ile ilgili bazı bilgileri kızı Timsal Karabekir'e sormasını önerdiğim biridir.
murat bardakçıya her daim ayar veren, kitaplarındaki her bilginin kaynağını veren, başkaları gibi götünden sallamayan ve osmanlıca okumayı iyi bilen bir tarihçidir.
birileri osmanlıca okuyup çevireceğim diye saçmalayanları affetmez lafı inceden çakar.
adı böylesine güzel birinin söylemlerinin bu denli çirkin oluşu gerçekten çok yazık.
öncelikle, sn. armağan bir tarihçinin sahip olması gereken belge göstermede sınıfta kalır. bunun tabii sonucu ise iftira, yalan ve çarpıtarak yorumlamadır; sn. armağan* yazdığı ve söylediği bundan ibarettir.
nihayet, laikçi veya cemaatçi değilim. aksine akıl ve vicdan sahibi biri olmaya çalışıyorum. ve bu ikisine sahip olmaya çalışan biri için bu adamın yazdıkları saçmalıktır. aklı olan belgesiz ve yalan belgeyle yazılanlara; vicdanı olan ise yorumlayarak ve çarpıtarak yazılanlara inanmaz.
sn. armağan osmanlı'ya ve abdülhamid'e gözü kör bir hayranlık içindedir. nerede kaldı doğruları anlatmak? bu ikisi hiç mi haksızlık etmemiştir. veya cumhuriyet türkiye'si ve mustafa kemal bu memlekete hiç mi ferahlık vermemiştir.
tarihçiliğin baştan sakat; ne belge biliyorsun ne metodoloji. zaten bunları bir kenara bıraktım ama asıl sorum sen nasıl vicdan sahibisin? osmanlı'yı ve abdülhamid'i neredeyse günahsız ilan edecek ve her ikisine de ulviyet yükleyeceksin ama konu cumhuriyet'e ve mustafa kemal'e gelince atmadığın iftira ve çarpıtma kalmayacak.
ben ve akıl ve vicdan sahibi pek çok kişi inan osmanlı'yı da abdülhamid'i de hak ettikleri gibi seviyoruz. eski devletimiz ve padişahlarımız senin aciz ve ucuz tarih yazımına konu olamayacak kadar yüce zaten. nitekim senin iftira attığın şehzade de* aynı şekilde yücedir.
atasını bilmeyen bizden değildir derler. sen sn. armağan kendi hayal dünyanda bir iki ata seçmişsin onların peşinde koşturup iftira atıyorsun. allah ıslah etsin.
editörü olduğu derin tarih adlı dergide bilgi bazında hata üzerine hata yapılırken, rövanşist yaklaşılmaması gereken bir mecrada ipin ucunu fazla kaçıran ve bilgi verme misyonunun dümenini çokça kıran zat.
Popülariyesiyle ciddiyeti ters oranda ilerleyen insan, iyi bir araştırmacı oldukça kötü bir tarihçidir. Popüler olmadan önce yazdığı güzel 2-3 kitap haricinde kitapları bence okunmaya dahi değer değildir zira çok ciddi bir manipülatif üslup kullanır. 2-3 kıytırık bilgiyle tarihsel kişilikleri ve olayları ters-düz etmeye çalışır. Objektif olabilse muhtemelen çok önemli bir tarihçi olabilirdi.
iyidir hoşturda.
ido da gördüğüm bir gün aklıma takılan bir kaç soruyu sordum ama hafif bi cevaptan sonra bunlar kitabımda yazıyor, önce kitabı okuyun demesi kendini benden soğutmadı değil.