murathan mungan

entry481 galeri11
    50.
  1. kurtlar vadisi ile ilgili kendisinden beklenmeyecek, abuk bir kampanyaya imza atmış şair ve yazar. üzüldüm doğrusu.

    --spoiler--
    Şair ve edebiyatçı yazar Murathan Mungan, Kutlar Vadisi-Terör dizisine reklam veren şirketlerin ürünlerinin boykot edilmesine dair kampanya başlattı. Tüketicileri bu şirketlerin ürünlerini satın almama çağrısı yapan Mungan herkesi karanlık kara ortak olmamaya çagırdı.

    Dizilerin yapanların ceplerini doldurduğunu iddia ederek vatandaşlara şu çağrıyı yaptı:

    "Ama sizler daha fazla ölü, daha fazla kan, daha fazla tabut istemiyorsanız, bunu bize söylemenizi istiyorum."

    işte Mungan'ın kendi sitesinde Sivil itiraz Adına Suya Atılan Taş başlıklı yazısından bir bölüm:

    "Akıtılan bunca kanı aklayacak deterjanların, katil eli yıkayacak sabunların henüz bulunmadığını unutmayalım. Bu karanlık kâra ortak olmayalım. Sesimizi ve varlığımızı duyurana kadar o marka yağları, yoğurtları, çikolataları, dondurmaları, bisküvileri yemeyelim; o marka sütleri, kolaları, meşrubatları içmeyelim; o marka tencere tavaları, kağıt mendilleri, bebek bezlerini almayalım; o marka çarşaf nevresim takımlarında yatmayalım; o marka mobilyalarda oturmayalım; o telefonlarla konuşmayalım; paralarımızı o bankalardan geri çekelim; bunları yaparken en etkin biçimde herkese duyuralım. Bu kampanyanın başarılı olmasını, birkaç kişinin kişisel ahlakına, vicdanına bırakmayalım; takipçisi olalım, sivil itiraz grupları oluşturarak gelişmelerden sürekli herkesi haberdar edelim. Sevenleri, hayranları, okurları, seyircileri, dinleyicileri olan topluma mal olmuş, tanınmış kişileri, bu kampanyaya destek olmaya ve destek olduklarını duyurmaya çalışalım."

    --spoiler--
    1 ...
  2. 51.
  3. efkar gene içiyor. ümit bir türlü vaz geçiremiyor onu.
    yeryüzünde her şeyden çok içkiyi sevdiğini o zaman anlamıştı.
    vazgeçemeyeceği tek şeyin içki olduğunu. bunu ümit'le birlikte anladılar. küçük
    kırgınlıklar, öfkeli kıskançlık nöbetleri, kısa süren dargınlıklar, birleşmenin
    büyük ve mutlu anları, gözyaşları, gülücükler, karşılıklı çekilen pişmanlıklar,
    aşkın ve gururun sorunları; bir aşkın, bir birlikteliğin bütün
    tuzları-biberleri, çeşitlemeleri, şekerlemeleri, gel-gitlerini yaşadılar.
    kuyruklarda bekleyenler onları hiçbir zaman bağışlamadı.
    üç yıldır birlikteydiler.
    üç yılın sonunda bir gün efkar dedi -okyanusun sonuna gelmişlerdi; üç
    yıldır korsandılar-:
    "ümit beni seviyor musun?"
    şaşırdı ümit. acılı gülümsedi, omuzlarını silkti. üç yıl bütün
    sözcükleri alıp götürmüştü yaşamlarından. artık birbirlerini tanıyor
    olmalıydılar.
    "beni seviyorsan eğer bir şey isteyeceğim senden. tek bir şey..."
    "bütün erkekler hayatları boyunca tek bir şeyi isterler," dedi ümit:
    "her şeyi..."
    bu kez efkar acılı gülümsedi. omuzlarını silkti.
    "bak üç yıldır seninle birlikteyiz," dedi. "sana allah gibi taptım.
    bunu da biliyorsun. acı tatlı günlerimiz oldu. birbirimizi sevdik. Çok sevdik.
    her sevişmede benden saklamanı istediğim bir şey vardı bilirsin. bu üç yıl
    boyunca çevremin, ailemin, arkadaşlarımın baskısına karşı bütün gücümle
    direndim, seni korudum, aşkımızı korudum. aşkimiz bir günahti. senin için kem
    söz ettirmesim hiç kimseye. ettirdim mi? herkes bunun gelip geçici bir heves
    olduğunu sanırken ben seni daha çok sevdim. ama artık direnecek, karşı koyacak
    gücüm kalmadı. herkes kuşkuyla bakmaya başladı bana. senin tenini almaya
    başladığımı düşünüyor olmalılar. şimdi senden bir isteğim var: beni seviyorsan
    eğer, ama gerçekten seviyorsan hher sevişmede benden sakladığın şeyi saklama.."
    "yani?" dedi ümit.
    "yani ameliyat ol artık," dedi efkar. "kestir şunu, kadın ol."
    ümit sustu. uzun uzun sustu. gözlerine kederli bulutlar yüklendi. "tam
    üç yıl," dedi ümit. dile kolay. "üç yıl sonra mı efkar?"
    "bir yol ayrımındayız ümit," dedi efkar. "Çevreyi biliyorsun,
    yaşadığımız dünyayı biliyorsun. az çekmedik. biz iki kişiyiz. onlarsa bir
    yığın. dünyayı onlar ellerinde tutuyorlar. birbirimize yeterek, birbirimize
    dayanarak nereye dek direnebiliriz ki? onlara benzemekten başka çaremiz yok,"
    dedi.
    "yani boyalı kuş," dedi ümit.
    "evet, boyalı kuş," dedi efkar. "boyalı kuş boyalı olduğu için
    hemcinsleri tarafından tüyleri gagalanarak öldürülür. seni üç yıldan daha fazla
    koruyamam, koruyamadım, bağışla beni, bağışla... benim de gücüm buraya kadarmış
    demek ki. artık onlara benzememiz gerekiyor. onlar gibi olmamız. onların
    rengini almamız, toplumun rengini almamaız. onlar çoğunluk bizse azınlığız. her
    şey burada kilitleniyor, burada düğümlenip kalıyoruz," dedi. "beni seviyorsan
    bunu yaparsın, benim için yaparsın."
    "seni seviyorum ama benden beni istediğinin farkında mısın?" dedi ümit.
    "böyle nereye kadar dayanabiliriz sevgilim? ama kadın olursan
    evleniriz. evli oluruz hiç olmazsa; nasıl olsa birbirimizi sevmiyor muyuz?
    birlikte yaşlanmayacak mıyız? birlikte ölmeyecek miyiz? ha kadın olmuşsun, ha
    erkek, ne çıkar? evli olursak kimse diyecek söz bulamaz. istersen buralardan
    gideriz, başka yerlere, başka diyarlara gideriz. bir daha hiç dönemeyeceğimiz
    yerlere..."
    ümit günlerce kıvrandı durdu.
    bedeninin sınırındaydı.
    efkar kendini saklayarak, kendini sakınarak karar gününü bekliyor
    ümit'in. soğuk, alabildiğine uzak şimdi. Çekip gidecek gibi, her an gidecekmiş,
    gidebilecekmiş gibi... bir daha hiç dönmeyecekmiş gibi.
    "beni sevmiyorsun sen," diyor efkar. "eğer sevsen kırmazsın beni, genci
    kıran kırılsın dememişler mi? beni sevmiyorsun. beni sevmiyormuşsun meğer."
    bir gün.. bir sabah..
    "peki," dedi ümit. "eğer kestirirsem, ameliyat olursam, inanacak mısın
    seni sevdiğime?"
    "inanacağım," dedi efkar. "ölünceye kadar inanacağım."
    "ölünceye kadar," dedi efkar.
    arkadaşları artık altın makas diyeceklerdi ona. bıçak altına yattı
    ümit. erkekliğini uğurladı bedeninden. göğüsleri yapıldı, iğnelerini vuruldu,
    epilasyonu yapılıp, gövdesi tüylerinden temizlendi. saçları çoğaldı, gürleşti,
    kalçaları genişledi. Çıkacağı gün uzun uzun saçlarını tarattı, uzun uzun
    saçlarını... rapunzel olup sarkıttı uzun saçlarını uzun kulenin uzun
    penceresinden efkar tutunsun diye.. sonra çıktı hastaneden efkar'a koştu.
    "adım ne olsun?" demişti efkar'a. "adımı sen koy anam gibi, babam gibi,
    beni yeniden doğuran, yeniden yaratan gibi adımı sen koy," dedi.
    "ümit kalsın," dedi efkar.
    "kalabilir mi?" dedi ümit.
    ve sonra kadınlığının dokuz ayına varmadan terketti ümit'i efkar.
    "kusura bakma," dedi. "bu böyle olmayacak. böyle de olmayacak. neden
    bilmiyorum, inan bilmiyorum, ama ayrılmamız gerekiyor. olmuyor, olmuyor,
    olmuyor, olmuyor."
    okyanus bitmiş, yolun sonuna/başına gelmişlerdi. bütün denizlerin
    çekildiği kıyılardaydılar şimdi. indi kadırga'dan ümit. kuyrukta bekleyenler
    doluşmaya başladı. arkasına bile bakmadan sokağın sonuna dek yürüdü ümit. az
    sonra dolmuşun dolduğunu duydu. "adımı kendim koyarım," dedi. "bundan böyle
    yudum olacak adım. okyanusta bir yudum."
    şimdi efkar gene akşam birahanelerinde birasına votka, rakı ve bilimum
    içkileri karıştırarak demleniyor. hiçbir şey olmamış gibi, hiçbir şey
    değişmemiş gibi, hiçbir şey yaşamamış gibi. mümkün mü? mümkünmü? eskisinden
    daha çok mutsuz, daha çok efkarlı. sürekli içiyor, içiyor, içiyor. yaşamında
    değişmeyen tek şey içki. göbeklendi, yağlandı, yanakları sarktı, gözlerinin
    altı torbalandı, bakışları dalgın ve kanlı, yüzünde kopkoyu bir matlık.
    "kimi neyi sevdiğimi bilmiyorum ağbi," diyor "ölesiye seviyorum."
    (hacıbayram'a gidiyor mu gene? en eski aşk masallarını okuyor mu?)
    yudum bir pavyonda konsomatris şimdi. hep aynı erkeğin matemini tutarak
    dağıtıyor kendini bütün erkeklere, yüreğini bütün erkeklere dağıtıyor, bütün
    aşklara, bütün hayatlara... her serüvende en ölümsüz aşk yaratıyor. efkar'ı
    düşündükçe hiçliğe benzer bir duygu yokluyor yüreğini; ne kızıyor, ne
    öfkeleniyor, ne seviyor, ne nefret ediyor, hiçbir şey. hiçbir şey. hiçbir şey.
    şimdi efkar, adını bilmediği, adını koyamadığı bir sızı yalnızca yüreğinde.
    altın makas feride diyor ki: "kendi farkında değildi belki ama sende sevdiği
    şeyi öldürdü. bilmedi, bilemedi."
    bütün erkekleri deliler gibi seviyor şimdi, hepsini de en ölümsüz aşkla
    seviyor ve aşkın gözyaşlarını döküyor her gece, aşkın ölümüne döktüğü
    gözyaşlarını.
    2 ...
  4. 52.
  5. yalnız bir opera ile "aşk" şiiri ni aşmış , büyülemiş , * mahvetmiş şair.
    2 ...
  6. 53.
  7. ....yaradılışı görmüş meleklerin kanatlarındaki kamaşma
    kalbimi ışıtıyor sonsuzlukla yıkanmış ışığın hala...*.*
    1 ...
  8. 54.
  9. ''kaybetmek istemeyen kaybeder,kazanmak isteyen kazanır'' cümlesiyle hafızalardaki yerini daha da sağlamlaştırmış yazar.
    4 ...
  10. 55.
  11. eşcinsel olduğuna dair söylentileri dolaşan şair.
    1 ...
  12. 56.
  13. 1980 yılında başladığı profesyonel yazım yaşamında şimdiye değin imza attığı eserler şu şekilde olan modern türk edebiyat'nın önde gelen kalemlerinden.

    şiir kitapları;

    Osmanlıya dair Hikâyat - 1981
    Kum Saati - 1984
    Sahtiyan - 1985
    Yaz Sinemaları - 1989
    Eski 45'likler - 1989
    Mırıldandıklarım - 1990
    Yaz Geçer - 1992
    Omayra - 1993
    Oda, Poster ve Şeylerin Kederi - 1993
    Metal - 1994
    Oyunlar intiharlar Şarkılar - 1997
    Mürekkep Balığı - 1997
    Başkalarının Gecesi - 1997
    Doğduğum Yüzyıla Veda - tek baskılık özel bir seçme - 1999
    Erkekler için Divan - 2001
    Timsah Sokak Şiirleri - 2003
    Eteğimdeki Taşlar - 2004

    hikaye kitapları;

    Son Istanbul - 1985
    Cenk Hikâyeleri - 1986
    Kırk Oda - 1987
    Lal Masallar - 1989
    Kaf Dağının Önü - 1994
    Üç Aynalı Kırk Oda - 1999
    7 Mühür - kutu içinde tek baskılık özel bir seçme - 2002

    Romanları;

    Yüksek Topuklar - 2002

    Oyunları;

    Mahmud ile Yezida - 1980
    Taziye - 1982
    Geyikler Lanetler - 1992
    Bir Garip Orhan Veli - 1993

    Senaryoları;

    Dört Kişilik Bahçe - 1997
    Dağınık Yatak - 1997
    Başkasının Hayatı - 1997

    Denemeleri

    Meskalin 60 Draje - 2000
    Soğuk Büfe - 2001
    Bir Kutu Daha - 2004

    Seçkileri

    Ressamın Sözleşmesi - öykü - 1996
    Çocuklar ve Büyükleri - öykü - 2001
    Yazıhane - deneme - 2003
    Yabancı Hayvanlar - öykü - 2003
    Kadınlığın 21 Hikâyesi - öykü - 2004
    Erkeklerin Hikâyeleri - öykü - 2004
    Ressamın ikinci Sözleşmesi - öykü - genişletilmiş basım - 2005

    Diğer

    Murathan '95 - derleme/seçki - 1996
    Paranın Cinleri - anlatı - 1997
    Metinler Kitabı - metinler - 1998
    Çador - anlatı - 2004
    Beşpeşe (Ortaklaşa roman) - 2004
    Elli Parça - derleme/seçki - 2005
    Söz Vermiş Şarkılar - şarkı sözleri - 2006

    Özel baskılar

    13+1 içinde yer alan "Fazladan Bir Kitap" - 2000
    Yaz Geçer - onuncu yılı nedeniyle özel basım - 2002

    Kutu

    13+1 - şiirler - 2000.
    7 Mühür - öykülerden özel bir seçme - 2002
    3 ...
  14. 57.
  15. mardin' in elmalılı köyünde doğmuş olan ve köyden dedesinin zamanında kan davası yüzünden göçettiği bilinir. hatta bir romanında bu olaylardan isim vermeden bahseder. olmasa mektubun adlı şarkının sözleri kendisine aittir. bir rivayete göre sözlerini bir arkadaşına atfen yazar ve bu arkadaşıda bu şiiri alıp besteler. murathan mungan 90' lı yıllara damgasını vurmuş ünlü bir şairimizdir. kitaplarını ve şiirlerini okumuş tüm edebiyat üstaları ve öğretmenleri kendisini çok beğenir ve över.
    1 ...
  16. 58.
  17. şiirlerinden örnekler için:

    1 (bkz: Adı Dua Olan Sevgilim)
    2 (bkz: Affedilmeyen)
    3 (bkz: Alacanim)
    4 (bkz: Anakin)
    5 (bkz: Armalar)
    6 (bkz: Aşkın Karanlık Metali)
    7 (bkz: Ateşte Unutulmuş Ferman)
    8 (bkz: Avara)
    9 (bkz: Ay Zeytin Gece)
    10 (bkz: Ayaküstü Yaşanmış Ölümsüz Aşk Hikayeleri)
    11 (bkz: Bana Zamandan Söz Ediyorlar)
    12 (bkz: Bıçak)
    13 (bkz: Bilardo Topları)
    14 (bkz: Bis)
    15 (bkz: Bu Ne Biçim Hayat)
    16 (bkz: Cam Yaz)
    17 (bkz: Çöl Terzisi)
    18 (bkz: Çöl ve Duvar)
    19 (bkz: Eskidendi, Çok Eskiden)
    20 (bkz: Fay)
    21 (bkz: Gece Nöbeti)
    22 (bkz: Göç Yolları)
    23 (bkz: Göçebe)
    24 (bkz: Görü)
    25 (bkz: Grizu)
    26 (bkz: Güz Beyleri)
    27 (bkz: istersen Hiç Başlamasın)
    28 (bkz: izin)
    29 (bkz: Kan, Tuz, Ölü)
    30 (bkz: Kırılgan)
    31 (bkz: Kupon)
    32 (bkz: Kuzeydeki Pencere)
    33 (bkz: Manşet)
    34 (bkz: Maske)
    35 (bkz: Metal)
    36 (bkz: Mırıldandıklarım)
    37 (bkz: Parçalar)
    38 (bkz: Peynir Tenekesi)
    39 (bkz: Sis Çanları)
    40 (bkz: Sizden Saklı)
    41 (bkz: Söyle Bana)
    42 (bkz: Sudra Gömlekleri)
    43 (bkz: Tılsım ve Kum)
    44 (bkz: Unutmadık)
    45 (bkz: Yalnız Bir Opera)
    46 (bkz: Yaş)
    47 (bkz: Yaz Bitti)
    48 (bkz: Yılan Yastığı)
    49 (bkz: Diyalektik Mutsuzluklar)
    50 (bkz: geçilmez deniz)
    51 (bkz: omayra)
    52 (bkz: sözler, yaprak)
    53 (bkz: yalnız bir opera)
    54 (bkz: iki bıçak)...
    5 ...
  18. 59.
  19. "Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
    Bütün kazananlar gibi
    Terk ettin..."
    dizelerine sahip insanötesi.
    1 ...
  20. 60.
  21. 4000 inci yazımı bana her konuda ilham veren bu koca yürekli adama ithaf ediyorum.

    insan kalbini titreten adamdır..
    3 ...
  22. 61.
  23. haziran 2007 de 'kullanılmış biletler' adlı son kitabı çıkmıştır. kitabın adından da anlaşılabileceği gibi yazar, sinema üzerine, deneme türünde mükemmel bir kitap yazmış.
    2 ...
  24. 62.
  25. hikaye gerisi

    ..yağmur herkese yağar
    güneş ısıtır herkesi
    mevsimler herkes içindir
    yalnız çığ altında kalan
    sele kapılan herzaman birkaç kişi
    herkes içindir aşk da ayrılık da
    yalnızca birkaç kişi ölür acıdan
    eskiden ölümle tartılırdı ayrılık
    kiminin hayatı yalnızca unutkanlıktan
    her şey, herkes için değildir oysa
    kimi hiçbir şey öğrenmez karanlıktan
    yalnızlığı kullanmayı bilmez kimi
    kimi ayrılamaz karanlıktan
    yağmur herkese yağar
    ama çok az insan tutar yağmurun ellerini
    onca şarkı onca film onca roman
    ama sevmeye yetmez herkesin kalbi
    çığ altında kalan sele kapılan
    aşktan ve acıdan ölen
    birkaç kişi dünyayı başka bir yer yapmaya yeter
    aslında onların hikayesidir anlatılan
    diğerleri dinler, seyreder, geçer gider
    geçer gider herkes
    hikayelerdir geriye kalan.

    murathan mungan
    2 ...
  26. 63.
  27. Fırsatları sayısız sanıp, hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız birisini, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu?

    Karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken; bir gün geri dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?

    Hayat her zaman cömert davranmaz bize. Tersine, çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün...

    Bir akşam üstü yanımızda kimsecikler olmaz;

    Ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir...

    Murathan MUNGAN'ın en beğendiğim yazılarından biri...
    2 ...
  28. 64.
  29. mardinli yazar.
    çok güzel yazar yaa... hem bu kadar süslü, hem bu kadar akıcı yazmak her yazara nasip olmaz. eğer hak ettiği değeri görmemesine neden olacağını bile bile bir erkeğe aşık olduğunu söylüyor, ona şiirler yazıyorsa bu, her yazarda bulunması gereken cesaretin bir varyantıdır.
    şiir sevmeyen beni bile dize getiren dizelerinden kimse mahrum etmemelidir kendini... nesirdeki ustalığıyla tartışılmaz, homoseksüellik sakızıyla asla sıvanamaz...
    2 ...
  30. 65.
  31. mezepotamya üçlemesini oluşturan "mahmud ile yezida" ," taziye" , "geyikler ve lanetler" gibi dehşedengiz oyunların yaratıcısıdır. "insan ait olduğu coğrafyanın hikayesini anlatmalı" dedirten oyunlardır bunlar.
    2 ...
  32. 66.
  33. 67.
  34. şiirlerinin hastası olunacak fakat romanları şiirleri kadar etkili olmayan yazar şair. omayra ve yalnız opera en iyi şiirleridir kanımca.
    1 ...
  35. 68.
  36. kafayı bir aralar cinsellikle bozan yazar.
    1 ...
  37. 69.
  38. yüksek topuklar kitabında dünya üzerinde kaç çeşit kadın vardır ve bunlar ne yapar, ne düşünür hepsini bir bir afişe etmiş ve kadınları bu kadar iyi tanıyan biri elbette kadınlardan hoşlanamaz, doğaldır dedirten kalemi güçlü saygı duyulası yazar.
    2 ...
  39. 70.
  40. insanin hayal gücünü zorlayan oyunlarin yazari, basarili sair... bir sürü kisinin kalemini etkilemis insan..
    2 ...
  41. 71.
  42. üç aynalı kırk oda kitabıyla sevdiğim yazar. insan eşcinsel liği de anlıyor, onların aşk larını da seviyor onu okurken. ayşe arman a şöyle demişti röportajında; ''işim kelimeler benim. sahte alçakgönüllülüğe gerek yok: türkçe nin saçlarını tarayan, tarayabilen yaşayan üç-beş yazardan biriyim. içimizle dilimiz arasındaki mesafeyi kelimelerle kapatmaya çalışan adamdır yazar dediğin''

    ayrıca, bıçak sırtı dizisinin oğlum şarkısını yazmış en son gördüm. sözlerini bilmiyorum ama çok etkileyici sözleri var.

    fotoğraflar yerini tutmuyor oğlum *
    1 ...
  43. 72.
  44. dağ tutmasına yakalanmış şimdilerde.. dağ tuttu mu, çıkacakmışsın..
    1 ...
  45. 73.
  46. 74.
  47. kahkahanın her dilde aynı olduğunu, "çıkmaz şarkı" adlı şiirinde bize gösteren mardinli.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük