bugün

Dar bir boğazla birbirine bağlanmış iki cam kaptan oluşan ve üstteki kapta bulunan kumun aşağıya akmasından yararlanarak zamanı anlamaya, ölçmeye yarayan araç.

ayrıca murathan mungan'ın 1984 mayısında piyasaya sürdüğü şiir kitabının adı.
zamanın ne kadar da hızlı aktığını gözler önüne serebilen alet, özellikle tabu oynarken.

takıldığımız bir kafede kum saatinin içindeki madde dökülmüş, akıllı arkadaşlar da o ince tozun yerine toz şeker kullanmışlardı. ee tabi zaman geçmek bilmiyordu dolayısıyla.*
(bkz: kum saati yayınları) dünya edebiyatı klasiklerinin tamamını yayımlamaktadır ve fiyatları da çok ucuzdur.ancak bu kitaplardan bir tane alma gafletinde bulunursanız yandınız.hayatınız boyunca bir daha klasik okumak istemeyebilirsiniz.çevirilerinin ne kadar kötü olduğunu siz tahmin edin artık.
bağlı bulunduğu bir akrep, yelkovan falan yoktur. özgürdür, özgür kalacaktır.
zamanında özellikle denizciler tarafından pek kullanılmış saat.
romanlarda kadın vücudu için kullanılan tanımlama.
tabi ki eski romanlarda, sıfır bedenlerin ucube sayıldığı zamanlardan kalma romanlarda.*
(bkz: beyonce başka)
babylon'a yakın olması sebiyle tercih edilesi; nezih mekan. dekorasyonu da güzeldir; yemekleri haricinde ama bir cardinal melon yok orası ayrı.
tabu oynarken, karambolde anlatan takımın oyuncusuna verilirse yere paralel tutularak zaman kazanılabilen alettir.
murathan mungan'ın ikinci şiir kitabıdır. ilk kez mayıs 1984'te "yeni insan şiirleri" tarafından yayımlanmıştır.

(bkz: kasr üzerine)
doğurgan kadının simgesi.
zamanın siyam ikizidir kum saati.... devinir döner, kumlar su misali akar, yukarılardan çağlar aşağıya düşerler, evet üstteki kristal haznede sürekli kaybetmenin cinneti, ama ya alttaki... aşağıdaki yığın da şekil şemal kaybeder, toparlanmaya çalıştıkça küçük parçaları zamanın, defalarca düşer türdeşleri ayakta durma umutlarını lime lime ederler. ve hep göz ardı edilmiştir kum saatinin gizli öznesi, görünmez paydaşı hava.... hava da var ardında çepeçevre camların kumdan daha çok. çalkantılı haliyle, sefer olmuştur kumları yerinden etmeye.
Microsoft Windows'ta işlem yapılırken ortaya çıkan dönen de dönen simge.
ahmet altan'ın köşesinin adı. zaman'ın logosu.
Öldürülen aydınlarımızın son günlerini anlatan Ümran Avcı'nın yazdığı kitap. Eserde, Turan dursun, Uğur mumcu, Çetin Emeç, Bahriye Üçok ve Abdi ipekçi gibi yitirdiğimiz bir çok kişinin yakınları tarafından aktarılan, onların öldürülmeden önceki son günlerine ait anıları yer almakta.
istiklal'in sonunda, tünel istasyonunun ve kafe pi'nin karşısındaki cafe bar. orada takılan şapkalı beyaz sakallı amca oranın sahibidir. gidin muhabbet edin. elini falan öpün. hayır kazanın ne diyim.
çöllerin cam fanusta dansı.

gittikçe çölleşmekte saatlerim.

ve sen ince ince akmaktasın geceden.

ve ters çevirdim zamanı 4 harfli heceden.

ve ben yakaladım kaçmak üzereyken emmayı.
her kum zerresinde bir taraf tamamlanırken diğer taraf yitiyor ya, buna zamanı yakalamak diyorlar. ama aslında zaman akarken, neler kaybettiler, gör(e)miyorlar.
kum saatini uzun uzun izlemek bariz, gözle görülür bir vakit kaybıdır.
ya beyninde bütün ağırlık,
ya kasıklarında.
bu kitabı yazan kadın kör olmuştur.
vakti normal saatten daha iyi tarif ettiğini düşündüğüm saat.
Bademin bu isimde çıkardığı bi şarkıyla benim için anlam taşımaya başlayan saattir.
Kum saatinin her çevrilişinde geçen zaman tekrar elde edilir. bir el hareketi yeterlidir bunun için. Ama biriken kumlar ne kadar sıklıkla akıtılırsa zaman o oranda hızlı geçer. Kum saatlerinde akan kum taneleri her defasında sürtünerek birbirlerinin yüzeylerini parlatır, sonunda bir kaptan ötekine neredeyse birbirine hiç sürtünmeden geçer ve her defasında saatin boynunu da bir parça genişletirler.

Kum saati ne kadar eskiyse, kum o kadar hızlı akar. Böylece kum saati, fark edilmese de her defasında belli bir zaman aralığını daha kısa ölçer. Bu ölçüm hatası, içinde bir metafor barındırmaktadır

insanlarda da böyledir, sonraki yıllar gittikçe daha hızlı akar, ta ki ölçüm kabı dolana kadar... insanın içi de zamanla izlenimlerle doldukça dolar.
KUM SAATi

Gobi Çölü'nü geçen kafile uzunca bir süre suskunluğun gölgesinde yol aldı
Ölümü Glock marka tabanca kurşununda buldu zavallı Jinsan
ve Nev Yorklu güzel kedisini okşuyordu gün batımına doğru
Hangi dilde yazılırsa yazılsın sonbahar hiç böyle yakışıklı durmamıştı bizde şimdiye dek
Öyle değil mi Nelly?

Devrilen Lenin büstlerinin altında kalan papatyadan kime ne
Devlerin ülkesine baldırı çıplak saldırırken Don Kişot'u bir de böyle düşün
Kül rengindeki bulutlar tümüyle çalınırken cırtlak kızıla Kenai'de
Çığlık çığlığa, nefes nefese Es Es askerleri süngülerinde masum birer ruah taşıyorlardı

Bilmem saat hangi çileyi hangi çileye bağlarken, bir çile bitiyordu ellerinde Hanife Ninemin
Tiflis'te açlık diye haykırıyordu gazeteci çocuk bölüşürken bir lokma ekmeği geceleri kardeşi ve annesiyle birlikte
Listede adı geçenler okunuyordu yorgun gözlerinde, imza, ardından mühür, uykuya dalmıştı Alkatraz'daki müdür
Demiri eritirken Kırgız Kınay, şekil verirken kan ter içinde kaldı; örs, özengi, çekiç

Neyse pencere kenarında begonya büyütmek şöyle bir yana dursun
diye düşünürken
Şiire yazılmış bu papirüs avuçlarımın arasında bir parça saat oldu, birazcıkta kum
Gözüm anne yadigarı o fotoğrafta takılı kaldı
Sonra uyumuşum.

ViranŞairi
teoman'ın son albümü eski bir rüya uğruna'nın 10. şarkısıdır.

ahanda sözleri;

Zamanla Aram Pek iyi Değildir
Kendimi Şanslı Sayarım Yine De
Yalnzı Kalmakla ilgili Bir Sorunum Yok
Ama Yakınlarda Olsun Nefesi Sevdiğim Birinin
Zaman Nefes Almakla Geçen Günler Değil
Birnin Aklında Olmakla ilgili Biraz
Ve Hayatın Kum Saatini Sen Değil
Senin Yanındaki Tutar O Kadar
Zamanım Dar Benimle Kal
Gitme Bu Gece Yanımda Kal
Hayatla Aram Hep iyi Değildir
Çok Mutsuz Saymam Kendimi Yine De
Göçüp Gitmekle ilgili Sorunum Yok
Ama Kalbine Olayım Sevdiklerimin
Hayat Nefes Almakla Geçen Günler Değil
Sonumuzun Farkında Olmakla ilgili Biraz
Ve Hayatın Kum Saatini Sen Değilsin
Biriktirdiğin Anılar Tutar O Kadar
ZAmanım Dar Benimle Kal
Gitme Bu Gece Yanımda Kal