yaşamıyorsan, sadece hava güzelken ve kalabalık değilse güzel yer.
18 yıldır oturuyorum, hala sevemedim. arkadaşım kalmadığı için de olabilir, bilmiyorum. arkadaşlarım evlendi, artık sürekli kabul etmiyorlar aralarına. *
2016 yazında askerliğimi yaptığım efsane ilçe. insanları da kendisi gibi güzeldir. ayrıca çok özledim. o zamanlardan beri bir daha gitme imkanım olmadı. ilk fırsatta gidip anıları yad etmek sonrasında da tirilye'ye gitmek ne güzel olurdu.
Bursa'ya gittiğimde istanbul'a deniz otobüsü vasıtasıyla gidebilmek için kaldığım güzide ilçe. Havası (Bursa'nın manevi atmosferinden bahsediyorum) Bursa'dan çok farklı bir yer.
2016'da mudanya'ya tatile gelmiştik 1 hafta kadar. az buçuk aşinayım buraya. öncelikle sahil şeridi harika. bir yol düşünün, sağ tarafında koskoca ve boydan boya bir deniz, sol tarafında da marmara medeniyeti. giyim, yemek, dondurma, kafeler ve aklıma şuan gelmeyen birçok esnaf yuvası bu sahil şeridinde yer almakta. hatta çubukta patates satan standlara ayrıca tutuluyorum. patatesleri yuvarlak yuvarlak dilimleyip, yağda kızartıp, çubuğa tutturup ve soslayıp insanlara satarlardı. tadı da harikaydı, sanırım hiçbir zaman unutamayacağım.
yalnız kötü tarafları da var. insanların yüzdüğü sahil oldukça kirli. denizde yosunlar, deniz anaları, insanların kendi elleriyle attığı bilimum çöpler ve daha birçoğu... denizi pis, bakımsız yani. tabi liman olduğu için bu hijyensizlik biraz doğal, ancak devletin de buna bir el atması gerekiyor. en azından sahil kıyıları temizlenmeli ki insanlar gönül rahatlığıyla denize girip yüzebilsinler diye düşünüyorum.
güzeldir mudanya. tabi ben 2016'ya göre söylüyorum bunları. belki şimdi çok daha temiz biryerdir. ölmeden önce bir kez daha gideceğim, söz.
bursamın en güzel noktasıdır. huzur verir, insanın aidiyet hissine kapılmasına neden olur. mudanya içindeki en güzel nokta ise, kıyı balıktır... rakının mezenin balığın en güzel olduğu yerdir. mudanya, şerefe demektir.
ömrünü geçirdiğin bir şehre 2 gün içinde nasıl veda edersin? son gününü nasıl geçirirsin?
geçiremezsin. öyle evinde durur, vaktin ne kadar hızlı geçtiğini anlarsın. uyanalı 5 saat geçmiş, sanki 5 dakika önce uyanmışım.
hayır, kim cennetini terk etmek ister ki kendi rızası ile? tabi ki istemiyorum, rızam yok ancak bir noktada insan kendinden daha büyük amaçlar için kendinden, en sevdiğinden fedakarlık yapmak durumunda kalıyormuş.
artık sana yıllar sonra mı dönerim, 45 yaşımda mı dönerim, yoksa kaderimden silinir misin bilemem.
bildiğim tek şey şu ki evet, ayrılıklar da sevdaya dahilmiş.