yazları gençlerin köprüsünden atladığı, savaşlar sırasında bir kaç kez yıkılmış ve yeniden yapılmış meşhur mostar köprüsünün olduğu sevimli bosna şehri.
üzgündür mostar. hem de çok.
yorgundur.
taşıyamaz artık üstündeki köprüleri.
küçücük yüz ölçümüne kocaman hikayeler sığdırmıştır.
küskündür mostar.
bakma öyle misafirperver oluşuna, seni kabul edişine.
insanlığın suratına kusmak ister aslında.
hepimizi neretvasında boğmak ister.
barut kokar mostar, kan kokar,
bakma sen suyunun temiz oluşununa,
kırmızısını gözyaşlarıyla temizlemiştir.
bir çocuk sevincidir mostar, bebek ağlayışı
keskin nişancının dürbününden gördüğü eski okul arkadaşı,
delik deşik binalar...
onu o halde bırakıp giden avrupanın ucuz turist mekanı.
oysa bilmiyorlar senin zenginliğini mostar
sen yine dur öyle belki bir gün anlarlar.
Doğa harikası balkanların, şirin ve acılarla dolu bir şehridir efendim. Binalarda halen mermi izlerini görmek mümkündür. Şehir anadoluda görülmesi çok da mümkün olmayan bir osmanlı şehri özelliği gösterir ki zaten osmanlıyı görmek için balkanlara gitmek lazımdır. Şirin manzarası ve osmanlı camileri ile insanda hoş bir duygu uyandırır.
Mostar köprüsü ise üstüne cila olur. O köprü ki bir anlamda artık simge olmuştur. O köprünün üstünde durup akan nehri ve o güzelim şehri izlemek ne de güzeldir. Köprüde durup nehrin akışı yönüne göre aşağıya döndüğünüzde sağda kalan taraftan azıcık yürürseniz karşınıza şadırvan restoran çıkar. Oraya kadar gelmişken orada bir yemek yemelisiniz derim. Porsiyonları çok büyük olmakla birlikte fiyatları gayet ucuzdur. Sizin türk olduğunuzu farkeden herkes size çok iyi davranmaya ve yardımcı olmaya çalışır. Böyle de severler bizi...
Kalacak yer lazım olursa da bu restorandan çıkınca yine aşağı yürüyün ve bir alt köprüden karşıya geçin. Köprünün bitti yerde bir hostel var. Palace ya da paradise gibi bir şeydi ismi şu an hatırlamıyorum. Sahibi çok tatlı bir boşnak kadın. Türkleri çok seviyor ve çok yardımcı oluyor. Fiyatları 15 euro gibi bir şey ama sizi evde hissettirebilecek kadar güzel ve temiz bir yer.
entellektüel yazıların yayınlandığı aylık ilim kültür dergisi. 2009 Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından Türkiye'nin en iyi dergisi seçildi.yazıları tarafsız ve ikna edici. akademisyen yayın kadrosuyla tatmin edici. editörlüğünü ibrahim baran ın yaptığı bir dergi.
nisan sayısında ekşi sözlük kurucusu sedat kapanoğlu ile yapılan söyleyişi yayınlamış dergidir.
"sosyal medyanın kucaklanması adına toplumu hazırladık" cümlesiyle kendini gösteren yazıda sedat kapanoğlu'nun özgeçmişinden, ekşi sözlüğün içeriğinden, bireylerin (yazarların) duruşundan ve bunun getirisi olarak sözlük oluşumunun diğer internet sitelerinden farkı dile getiriliyor.
--spoiler--
sözlük, insanların fikirlerini rahatça ifade edebildiği bir platform. her kesimden insanın -aşırı uçlar da dahil- olduğu bir platformu yönetiyorsunuz. 26 binden fazla yazar, bunun iki katı da yazar adayınız var. diğer klonlarınızı da unutmadan, ekşi sözlük özelinde sorarsak, insanlar neden sözlükte yazmak istiyor.
s.k.: bu sorunun cevabı son 11 yıl içinde sürekli bir değişim gösterdi ve bugüne dair cevabın da çok uzun ömürlü olacağından kuşkuluyum. şu çekirdek cazibe hiçbir zaman değişmedi gerçi: "bir bilgi kaynağını kafanıza göre şekillendirebilmek." bu inanılmaz eğlenceli, keyifli, haz veren bir şey. biz, 80 çocukları, tek bir otoritenin onayından geçmiş didaktik kitaplarla, önsözünde " kırmızı gömlekliler bir siyasi görüşe mensup değildir." uyarısı yazan pal sokagi cocuklari'yla büyüdük. bize bilgi hep dayatıldı ve hep sorgulanamaz kılındı. halbuki bir çocuğun bildiği en kolay öğrenme şeklidir sormak ve sorgulamak. bundan mahrum bırakıldık ve her şeyi bize sunulduğu gibi kabul etmeye alıştık. internet bize bunu değiştirebileceğimizi gösterdi. ekşi sözlük, bunu karşıt görüşe sahip olanlarla bir arada yapabileceğimizi, görüş uyuşmazlığının insan uyuşmazlığını gerektirmediğini gösterdi. bu açıdan başlı başına bir cazibesi olduğuna inanıyorum.
herkesin ortasında düşündüklerimizi filtrelemeden söylemeye o kadar açmışız ki... diğer yan faktörler de var ama onların getirdiği kullanıcıların kısa ömürlü olduğunu düşünüyorum. misal, çok popüler diye yazmak isteyen, ekşi sözlük'ü bir marka olarak gören kesim var. sözlük, onların kafasında da doğru yere oturuyordur bir süre sonra. aynı şekilde "içine girmesi çok zor bir komünite" diye gelen var meraktan. "ben şu kişiyim beni alın." deyip forsunu kullanıp gelmek isteyenler de... halbuki bizim böyle yüksek bir eleme kriterimiz yok. mason locası değiliz. dileğimiz, imkanlar dahilinde herkesin sözlük içerisinde var olabilmesi...
--spoiler--
şehir tamamen ikiye bölünmüş durumdadır. boşnakların futbol takımı fc. velez mostar'dır. amblemi kızıl yıldız, taraftar grubu ise red army'dir. hırvatların takımı ise zrinjski mostar'dır ve taraftar grubu faşist ultras'tır. bu klübü tito zamanında kapatmıştı.