müziklerini lux aeterna'nın yaratıcısı clint mansell hazırlayınca çok daha tatlı bir film olmuş. ayda tek başına yaşayan ve çalışan bir kişinin hikayesini konu alıyor. bunun yanısıra bilim kurgu ve distopya karışımı bir senaryosu var. o tatlı müziklerinden biri:
sam rockwell'in tek kişilik şovu. yönetmen duncan jones'un ilk uzun metrajı. (bir sene sonra çektiği film de source code). ay'yıydı robotuydu falan derken her ne kadar bilim-kurgu etiketi ön planda gibi görünse de bu film önce dram sonra bilim-kurgudur.
müziklerinde clint mansell'ın sihirli parmakları olduğundan enfestir.
enteresan bir bilim-kurgu filmi. sam rockwell döktürüyor. mekanlar, alet edevat oldukça eli yüzü düzgün kullanılmış. ay yüzeyi sahneleri falan da güzel. insan olma, yalnızlık, kar etme düşüncesinin şirketlere neler yaptırabileceği gibi sorunsallar üzerine seyirciyi düşündüren izlenesi bir film. müzikleri de, özellikle filmin açılışından itibaren sık sık duyulan ana müziği gayet keyifli.
bu film sam rockwell'in oyunculukda sınır noktası olabilir. çok oturmuş bir kurgusu var.
--spoiler--
3 sam in de hayatta olduğu sahne gayet etkileyiciydi. ayrıca gerty'yi kevin spacey seslendiriyormuş. aşırı akıllı robot yapınca illa sonunda kötü kedi şerafettin olmalarına gerek yok . bak ne kadar oturaklı, eli yüzü düzgün, iyi aile terbiyesi almış gerty. *
--spoiler--
film bize seçme şansın olmasaydı yada yaşadığın anılar sana ait olmasaydı bir yalanı yaşıyor olsaydını bilimkurgu çerçevesinde birleştirip, tek bir oyuncuyla ve tek bir mekanda sunuyor. herzamnki gibi iyi filmlerin müziklerini yapan clint mansell da unutmamak gerek.
en çok bilim-kurgu kısmı dikkat çekse de aslında tam olarak sınıflandırmak gerekirse bilim-kurgu-drama demek daha doğru olur.
senaryo hakkında tek cümle bile kuramıyorum, gerçekten yaratıcı ve hoş bir senaryo. izlenmesi gereken mükemmel bir film.
-
--spoiler--
o değil de, dünyada bir şey olsa; tüm insanlar ölse bile sam'in ruhu duymaz lan. bir ara kıllandım zaten aradan 400-500 yıl geçmiştir belki diye. ama senarist benim kadar uçmamış.*
ayrıca gerty kadar mükemmel yapılamaz bir robot ya. bir yapay zekada böyle kişilik olabilecekse varsın robotlar ele geçirsin dünyayı. lan insan insana yapmaz onun yapacağı iyiliği. ayrıca o yüz ifadeleri falan; kesinlikle mükemmeldi.
--spoiler--
hatrı sayılır filmlerden. gelecekte ay üzerinde enerji üretmek adına çalışmalar yapan bir şirketin üssünde çalışan sam bell'in dünyaya dönmesine sayılı günler kala orada yaşadığı olayları anlatmakta. halüsinasyon ile başlayan gerici olaylar, insanı bir süre sonra daha duygusal bir boyuta da sürüklemekte. film yaklaşık bir buçuk saat kadar ancak merak duygusunu bir dakika bile bitirmedi.
bu tarz gelecek hikayeleri daha önce de büyük yönetmenler tarafından işlendi. filmi izlemeye başladığımda özellikle 2001 a space odyssey taklidi mi acaba falan diye oluşan soru işaretlerimi bir bir yok etti. moon, duncan jones'in ilk yönetmenlik deneyimi, ki kendisi david bowie'nin oğlu olmakla birlikte, bu ilk filmini gayet iyi kotardığını düşünmekteyim. ayrıca üsteki astonotu canlandıran sam rockwell de gayet iyi iş çıkarmış kanımca, keza tek oyuncuya yüklenilen filmlerde yönetmen ya da diğer öğeler ne kadar iyi olursa olsun, oyunculuğun filmi batırma ihtimali de söz konusuyken burada tam tersi olmuş. tavsiye ettiğim güzel bir bilim kurgu filmidir.
clint mansell imzalı muhteşem bir soundtrack albümüne sahip filmdir.
01. welcome to lunar industries (7:11)
02. two weeks & counting... (2:00)
03. i'm sam bell (3:45)
04. i'm sam bell, too... (5:05)
05. memories (someone we'll never know) (4:53)
06. are you receiving? (3:18)
07. can't get there from here (3:17)
08. "we're not programs, gerty, we're people" (5:10)
09. the nursery (3:46)
10. sacrifice (3:03)
11. we're going home (3:42)
12. welcome to lunar industries (three year stretch....) (10:03)
çıtır çıtır izlenecek bir bilim-kurgu filmidir. ayrıca, film içindeki espriler de son derece güzeldir. son bir nokta;
--spoiler--
evet ben de gerty bir puştluk yapacak sandım. kim bilirdi ki, o kablo yığının altında kocaman bir yüreği var.*
--spoiler--
ve evet, sam rockwell mükemmel bir aktör.
daha az aksiyon ve daha az oyuncu ile the island filminin ayda çevirilmiş hali. yine de izlemeye değer. kevin spacey de bu filmde bir robotun seslendirmesini yaparak yer almıştır.
--spoiler--
finaline doğru aklınızdan geçecek film budur:
(bkz: truman show)
en az truman show kadar etkili bir filmdir. bu tarzı sevenlerin kaçırmaması gerekir.
yaşadıklarımızın bir yalandan ibaret olduğu düşüncesi her zaman zihnimizdedir.bu film de teknoloji ile bu düşüncelerin hayata geçirilmesi sonucu bir insanın yaşayabilecekleri anlatılmış. başarılı bir yapım olmuş.
not: gerty'nin yüz ifadeleri muhteşemdir. robot dünyasından beğendiğim r2d2'nun 2.liğini kapmıştır bu arada. 1.likte tabi ki wall-e var.
--spoiler--
Tüm filmi Sam Rockwell'in götürmesi gerekiyor, çünkü ortada ona eşlik edecek başka oyuncu yok: Rockwell'in karakteri Sam Bell, geleceğin önemli enerji kaynağı helyum-3 gazını çıkarıp dünyaya göndermek üzere kurulmuş bir ay istasyonunun tek çalışanı ve sakini. Kevin Spacey'in sesiyle konuşan Gerty adlı yardımcı robot dışında etrafta yalnızlığını giderecek kimse yok, daha da beteri dünya ile iletişimde bir arıza yaşandığından kimseyle canlı olarak görüşemiyor.
Üç yıl kadar önce arkada hamile bir eş bırakarak bu görev için aya gelen Sam, karısına ve henüz göremediği kızı Eve'e dönmek için sabırsızlanıyor. Üstelik yalnızlığın yıpratıcı etkileri de kendini iyiden iyiye göstermeye başlamış durumda. Ancak tam görev süresinin sonu gelirken Ay'daki operasyonun doğası ve kendi yeri konusunda hayret verici bir gerçeği keşfediyor.
Filmin yönetmeni Duncan Jınes (ki tam adı duncan Zowie Haywood Jones olan yönetmen David Bowie'nin oğlu), Moon'da 2001: A Space Odyssey, Alien ve Silent Running gibi kendi çocukluğunun daha az aksiyonlu , daha çok karakterli bilimkurgularının bir benzerini yapmayı hedeflediğini söylüyor. Bu hedef doğrultusunda da bilgisayar ürünü efektleri asgaride tutup mümkün mertebe maket kullanmış. (CNBC -e dergi, Mart 2010)
Yönetmen : Duncan Jones
Senaryo : Duncan Jones, Nathan parker
Müzik : Clint Mansell
Oyuncular : Sam Rockwell, Kevin Spacey (Ses), Dominique McElligott, Adrienne Shaw
tek bir oyuncu ile tek bir mekanda geçen, son dönemlerde yapılmış en iyi bilimkurgu filmlerinden.
yönetmene de dikkat çekmek isterim. duncan jones isimli yönetmenin ilk filmi olması ile de oldukça dikkat çekiyor. duncan jones da david bowie'nin oğludur.
sam rockwell tek başına harikalar yaratır bu filmde.
film sadece bir bilimkurgu filmi olarak görülmemeli, aynı zamanda insan olmaya yönelik felsefi alt okumalar da barındırmaktadır.
dolu bir kafayla izlediğinizde anlamakta zorluk çekip bazen sıkılsanızda,sam rockwellin başarılı oyunculuğu ve özgün konusuyla iyi bir bilim kurgu film.
daha izlemeyi yeni bitirdiğim bu sene izlediğim en iyi bilim-kurgulardan. district-9 ve pandorum ile beraber tabi. benzerlik olarak pandoruma daha çok benzerlik göstermektedir. film oyunculuk, müzikler ve görsellik olarak gayet iyiydi.
konusu kısaca (ya da uzunca) şöyle ; gelecek zamanda dünya enerji kıtlığından kurtulmuştur. bunu da ay'da bulunan bir çeşit madde sayesinde başarmıştır. çöller bile yeşillendirilmiştir. bunları intro'da gördükten sonra ay'daki bu maddeyi üreten üsse geçiyoruz. bu üst'deki tek insan sam bell'dir. tabi bir de gert adı verilen bir robot vardır ki kendisi yapay zeka olarak aşmıştır. sam araçla kaza geçirir. tekrar uyanır ve biz onun iyileşip uyandığını sanırız. ama sonrasında uyanan kişinin sam değil de onun klonu oduğunu anlarız. uyanan sam terslikten şüphelenip dışarı çıkar ve kaza geçiren sam'i bulur. birbirinin klonu olup olmadığı konusunda hem biz hem de onlar çelişkiye düşeriz. hatta ben başlarda sam'in kafayı yediğini düşünmüştüm(doppelganger). ama sonradan ikisi üstte yeralan gizli bir oda ve içerisinde de sayısız klon bulur. sam'in klonları. anlarlar ki dünyanın enerji ihtiyacını karşılayan şirket onu ve klonlarını oraya yerleştirmiştir ve o (yani eski klon) sandığından çok daha uzun süre önce oraya gelmiştir. karısının ve kızının videoları ve kafasındaki şeyler de bilgisayar tarafından ona yüklenmiştir. karısı ve kızı gerçektir ama onun sandığından çok daha uzun süre önce bu konuşmaları yapmıştır. onun dünyayla olan konuşmalarını engelleyen kuleleri de bulup yokettikten sonra evini aradığında kızının çok büyüdüğünü ve eşinin öldüğünü görür. sam ve yeni klonu bir klon daha uyandırıp bir oyun yaparlar ve yeni klon filmin sonunda gert'ün de yardımıyla dünyaya döner ve enerji şirketinin foyasını ortaya çıkartır.
konusu çok orijinal sayılmasa da kendini bana izlettirmeyi başardı. filmde neredeyse tek oyuncu olduğunu düşünürsek, film gayet başarılı. bu oyuncu da sam rockwell. ona daha sonra klonu olarak robin chalk eşlik etmektedir. tabii ki gert karakterini unutmamak lazım. kendisi kaven specy tarafından seslendirilmiş bir robottur. film boyunca bu robotun bir kıllık yapacağını düşünüyorsunuz ama film boyunca hatta filmin sonunda çok kıyak işler yapmakta sam kardeşlerimize. ön tarafındaki msn smileylerini de yerim ben onun! bayağı bir sevimlilik katmakta. bu robotun iyi olması filmi güzelleştiren en büyük etmenlerden zaten.
bence film aslında gelişip enerji kaynağımızı sınırsız hale getirsek bile insanları kullanıp yoketmekten vazgeçmememizi ve (filmin sonundaki konuşmalardan anladığımız üzere) uygarlıktan hala uzak olduğumuzu göstermektedir.
son olarak izleyin izlettirin diyorum. yaratıklar, makine savaşları, daş kızlar bulamazsınız ama bir değişiklik olur en azından!