uzun bir zaman sonra sözlüğe geri dönmüş adamın dibi. mobilden bağlan, pratik oluyor aslan kardeşim diyeceğim de anlıyorum seni. bazen yazmak, okumak, buralarda durmak gelmez içinden. fakat özletme kendini.
sevdiğim kıza sıradan biri olduğunu söyleme konusuna gelince, o cidden benim verebileceğim karar, kurabileceğim bi cümle değil, kalbime bağlı. o ne zaman söylemek isterse. güneşin doğduğunu da battığını da yalnız izlerim ama uzun bir zaman daha onu biliyorum. selametle kal, allah a emanetsin...
adam adam. ben cayır cayır sevmişim elalemin kızını, buraları hep onunla doldurmuşum, bir mesaj dahi atmamış, öldün mü kaldın mı diye arayıp sormamış, kılını kıpırdatmamış, 100 gram derdime ortak olmamış, günler, aylar,yıllar adaletsizce, manyakça geçmiş lan. kafamı kaldırdığımda ona isyan eden cümlelerle doluyor duvarlar. o yine yok. sonra bu kral adam çıkıp geliyor, elinde nazım hikmet in sürgün yüreğiyle yazdığı kitaptan notlar, üzülme diyor: "orhan veli gibi gökyüzünü çek içine, sait faik gibi balıkçılara sağ elini kaldır rastgele de gülümseyerek, cevat şakir gibi denizi sev, behçet necatigil gibi keyifle izle diyor evin kuzey cephesinde kalan arka bahçeyi, işaret parmağıyla felan gösteriyor.. teselli etmek için değil; sadece yanındayım, biz varız, korkma, sen o kadar hakkını verdin ki severek yeter artık bırak, başka bir zamanda, başka bir solukta yine severiz demek için.
üstüne alınmasın, yazdığım şeyler her ne kadar onu bağlasa da kendim için biraz da kardeşim, bir köpek gibi aşık ol, bi sevilme, bir de susamazsın. susarsam, daha fazla mutsuz olurum. susmak imkansızdır zaten bilirsin kardeşim. ama iyiyim ben valla.sen yüreğini ferah tut.
keşke onunla bir hukukum, ilişkim, paylaşımım olsaydı, sevgilim olsaydı, bir deniz kenarında oturup hep beraber yemek yerdik, mis gibi çay içerdik sohbet ederek. çok süper olurdu. hayatımda en çok mutlu olduğum anlardan biri olurdu. keşke. nasip. allaha emanetsin adamın demi...
moralin bozulduğunda, bunaldığında zile arka arkaya basıp kapıyı açtığında "nerdesin amk" diyen ve psikolojini başka bir yere taşıyan samimi dost gibi. eyvallah kardeşim.
rönesans döneminin meşhur italyan ressam ve mimarlarıdır. michelangelo aynı zamanda şair ve heykeltraştır. çoğu genç kendilerinin adını ninja kaplumbağalar aracığıyla duymuştur.
işte elin gavuru leonardo, raphael*, michelangelo, donatello adını verir, bizdeyse pepee falan... zaten o da pocoyo çakması...
sözlükte ilk nickaltı entry'mi yazdığım 9. nesil süper bir yazardır. sebebi yoktur. hiçbir yazısını okumamıştım ve sol frame'de gördükten sonra girip aklıma geleni yazmıştım. o sıra yeni olduğum için nickaltı mantığını bile bilmiyordum.
o sıra michelangelo raphael'i takip listeme koyuyorum ve ayrıca ilk takip ettiğim yazar oluyor. herkese önerilir. özellike football manager manyağı iseniz kesinlikle takip etmeniz gereken bir numaralı kişidir. öyle ki yazdıklarından (genelde kendine ve takımına küfür içerikli entry'ler oluyor ama olsun.) bir kaç incelik çıkartıp, rayında gitmeyen takımımı rayına oturttum. ondan habersiz aldığım, öğrendiğim bir kaç tüyo ile takımıma uefa'yı kazandırdım.