bugün

Şimdi bile izlendiğinde, göndermeleri ve gelecek tasvirinin ne kadar mantıklı ve gerçekçi olduğunu anladığımız film, hele ki devrine göre mükemmele yakın bir bilim-kurgu. Kapitalizm, işçi sınıfı ve patronlar ekseninde geçen bir filmde gayet güzel sosyal mesajlar da var. "Eller ile beynin anlaşması ve birleşmesi için, kalp elzemdir."
ankara sinema barda canlı performanslarını izleyerek tanıdığım ankaralı rock-grunge grubu. şimdiler de ne yapıyorlar ne ediyorlar hayattalar mı hiç bir fikrim yok? piyasada "ünlü" sıfatıyla endam bir çok gruptan gömlek gömlek üstün bir yapıya ve yeteneğe sahiptirler.
ayrıca orhan baba'nın hatasız kul olmaz'ını grunge'a uyarlayarak vaktiyle beni benden almışlardı.
türkiyenin bütçesi 1 milyon markken, maliyeti 5 milyon mark olan film.
gün itibariyle tekrar sardığım. parçalarını döne döne dinlediğim enfes grup.

nasıl değeri bilinmez, çok iyi yerlere gelemez anlamadım gitti. gerçi; gripin'in, badem'in, kıraç'ın, 84'ün başarılı rock grubu olarak bilindiği bu ortamda isim yapsalar ne olacak. neye yarayacak? ama keşke bi kaç albüm daha yapsalarmış.**
japon animasyon versiyonu an itibarı ile cnbc-e'de gösterilmektedir.
yönetmenliğini fritz langın yaptığı (1927) bilim-kurgu filmi. film, alanında ilk sayılmakla birlikte, verdiği mesajlar bakımından oldukça ilgi çekicidir.
öncelikle gelecek dünyanın metropolis'i; yer altı işçi siteleri ve yer üstünde (üst yapı) bilim,sanat,sporla uğraşan elitler olarak bölünmüş bir şehir olarak tasvir edilir. işçiler günde 10 saat çalışmakta, vardiyalı olarak ve 6 sıra halinde topluca (robotlar gibi) yer değiştirmektedirler.
( bu yer değiştirme sahnesindeki robotik-disiplin pink floydun another brick in the wall klibine benzer )

yer üstünde ise işler biraz farklı yürümektedir. "club of the sons" yaşam tarzı geçer burada. atletizm ile uğraşan, kızlarla koşturmacılık oynayan john fredersenın oğlu freder i görürüz. bu velet daha sonra bir aşk hikayesiyle karışık, yer altına merak sarar ve olaylar gelişir...

tiyatral bir seyirde akıp gider film, yer yer sıkıcı hatta (freder karakterinin abartılı oynaması yüzünden) sinir bozucu olmakla birlikte, marksizm-kapitalizm karşıtlığında bir arabulucu durumla son bulur (mutlu ve umutlu son).
filmin sonunda ilk kez görmeyeceğimiz "the mediator between head and hands must be the hearth" ifadesi, filmin özetidir de aynı zamanda.

kısa anektodlarla noktalayalım girimizi.

- film günümüze eksik negatifler ve değiştirilmiş versiyonların kısaltılmış kopyaları ile gelmiştir. filmin 1/4 ünün kaybolduğu kabul edilmiştir.( kim kabul etmiş ben de merak ediyorum doğrusu)

- işçileri ayartan! devrime ve yıkıma sürükleyen filmin casus robotu, esas kızın suretinde bir hatundur, kötü karakterdir... bu robot sinema tarihinin ilk insanımsı robotudur aynı zamanda.

-işçileri ayartan sözkonusu robot kadın, filmin bi yerinde sahnededir, elindeki kasede 7 büyük günah vardır. ve kadın salaklık ötesi figürlerle kıvırtır, yan yatar düz, gider vs. ancak bu sırada onu izleyen erkeklerin gözü dönmüştür. birbirini öldüreni mi istersin intihar edeni mi sonrada...

-zamanında hitler filmi sevmiştir.(siz de sevin!) fritz lang'dan propaganda filmlerini çekmesini istemiştir. fritz lang, reddetmiştir ve hitleri sevmemiştir. (siz de sevmeyin!)

-patronlar, işçilerini makinaların köleleri durumuna soktuğunda, işçiler bir süre sonra isyan ederler. onlar da insandırlar ve sistemi omuzlarında taşıyan onlardır. buna rağmen moloch a kurban gidenler de onlardır.

(bkz: moloch)

-işçiler ayaklanarak makinaları yokettiğinde aynı zamanda çocuklarının hayatlarınıda tehlikeye atarlar. imar ve iskan edilmiş şehri, yılların emeği, yer altında ve üstünde yok olur. her şey boşa gider.

-halbüsü vicdan olsa ne güzel geçinirler! (ana tema)
"the mediator between head and hands must be the hearth"

-filmde işçiler akılsız, master (fredersen) vicdansız, arabulucu (freder) ibiştir.

-john fredersen (master) atatürk gibi adamdır.
izmirin torbalı ilçesinde bulunan tarihi yer.
tiyatrosunun restorasyondan antikliğini yitirmiş gibi bir havası vardır. biraz yukarı çıkınca meclis binasını yarıdan kesen bizans şaheseri(!) kaleyi görüyorusunuz. kenti tahrip etmiş olduklarından yerinde pek bişey yoktur.
sergilenmeye açık olursa güzel mozaiklere denk gelebilirsiniz.

kazılmayı bekleyen çok yer var, bu yüzden iştahınız yarım kalabilir.
sırtını yamaca vermesi dolayısıyla seyre doyum olmayan bereketli manzarayı karşısına almıstır.
yakınlığı açısından görülmeye, arşive eklenmeye değerdir.
tam adı metropolis pt.1 the miracle and the sleeper olan mükemmel ötesi şarkı.
lisede bilgisayar dersi hocasına sorulan bir soru; hocam millet nerde? hoca ise metrocity yerine metropolise gittiler dersi bırakıp demesi dumurlara yolculuk etmeme sebep olmuştur.
dream theater'ın images and words albümünün aşmış 5. şarkısı. ayrıca kült bir bilim-kurgu filmi.
en sevdiğim Gareth Emery parçası.
http://www.vimeo.com/13209519

yeni albümlerinin çıkış parçası. progressive müziği güzel icra etmişler.
bu nasıl bir filmdir dedirtir. 1927 yapımı mükemmel kurgu, çekimler, maketler her şey süper. ama filmin 4de birinden fazlası kaybolduğu için bazı sahneler eksik onları bir kaç cümlede tasvir ederek sahneleri birbirine bağlamışlar. buna rağmen mükemmel. bu filmse bizim izlediklerimiz ne oluyor acaba...
--spoiler--
BAşıN VE ELLERiN ARABULUCUSU KALP OLMALı!
--spoiler--
gayet yüksek binaların üzerinde uçakların vızır vızır uçuştuğu bir şehir profilini daha 1927'de çekilmesine rağmen çizebilmiş olan gayet enteresan bir bilim kurgu filmidir. izlenesidir.
motörhead'in overkill albümünde yer alan bir şarkı. sözleri;

metropolis, when worlds collide,
ain't nobody on the other side,
i don't care, i don't care
metropolis is something new,
ain't nobody got their eye on you,
i don't care, it's nowhere

metropolis, the worlds collide,
ain't nobody on the other side,
i don't care, i'm not there.
david guetta ve nicky romero yapımı parça.

http://www.youtube.com/wa..._odK58s&feature=share
okan bayülgenin, sunacağı yeni yarışma programı. jenerik müziğinide yayınlamışlar.

Söz-Müzik: Okan Bayülgen, Tuncer Tunceli
Vokaller: Okan Bayülgen, Fatma Turgut, Yasemin Mori

http://www.youtube.com/watch?v=_aYEBvM5eJc
söz müzik; tunceli bayülgen yazarak lennon mccartney göndermesi yapmış başarısız şarkı.
Yılına bakıldığında söylenecek tek kelime ''aşmış!'' olur herhalde. 1927 yılında böyle bir film çekmek olağanüstü bir iş. Zaten bu öncülük ve bu çaba fazlasıyla hak ettiği değeri görüyor. Filmin görselliği çok iyi. Çekilen sahneler, oyuncuların şahane performanslarıyla şahlanıyor. Konu olarak da fazlasıyla yaratıcı olduğunu söylemeliyim. Fritz Lang'i ayrıca kutlamak, tebrik etmek gerekiyor. Bunu düşünmek bir yana uygulamaya konulması ve böyle bir yapımın çıkması, gösterilmesi gereken ilginin daha fazlasını hak ettiğinin bir göstergesi. Ancak 2,5 saatlik bir sessiz film olması ve çok ağır işlemesi beni sıktı açıkçası.

Kast sistemini yansıtıyor film. işçi ve işçi sınıfının nasıl ayaklar altına alındığını gözler önüne seriyor. Bunun bir kadın köleleğiyle gösterilmesi daha farklı bir pencereden baktırıyor insana. Heybetli bir kadının yönettiği sıradan işçi sınıfı kısaca. Bununla kalmıyor, film ayrıca bunların yanında aşkı da saf bir şekilde işliyor. Bir aşığın sevdiği bir insanı anlayabilme yetisi çok iyi gösterilmiş. Hipnoz olmuş bir işçi sınıfı ve o robotun sevdiği kadın olmadığını söyleyen aşık bir erkek. Filmde vahşi kapitalizm yerilmekte, kalp/gönül destekli (dini referansların kullanılacağı) bir yumuşak kapitalizm, belki sosyal demokrasi önerilmektedir. Tam anlamıyla (haklı olarak) kapitalizm karşıtı bir film.

Yine söylüyorum o kadar etkilenmedim. Ancak eleştirileri, yılına göre inanılmaz olması kendisini çok öne çıkartıyor..
siyah beyaz taa kaç yılı yapımı drama.
Aşmış zamanını. kadın yarıçıplak dans ediyor. tabi o zaman bayağı ses getirir.
Şey vardı hani 7 ölümcül günah incilde.
bir de dans o kadar kötü ki. tabi maria nın robotu.
progresiv metalde türkiyedeki tek düzgün grup. bi ara türkiyenin dream theater a cevabı falan demişlerdi de sonra kendileri de anladılar yanlış yaptıklarını.
1. Film 2. Bakkalımın Istanbuldan bahsetme şekli -metropolis hayatı çok kozmos be abicim- demiştir geçen hafta 3. Metro da takılan polis 4. Ortaköy de açılması beklenen Bar
fritz lang ın 1927 yapımı sessiz bilim kurgu başyapıtı.
superman'ın yaşadığı üyopik şehir. dc evreninde new york olması muhtemel şehir.