askere gidene kadar en sevdiğim çorbaydı fakat her allahın günü bunu göre göre artık bi süre sonra yemez oldum.
şimdi düşündüm de askerden geleli 16 ay olmuş geldim geleli bir kere bile içmedim bu çorbadan. hatta ilk geldiğim gün yapılmasını evdekilere yasak etmiştim.
çorbaların kralıdır. özellikle süzülerek yapılmış olanı bir numaradır herkes de mercimek çorbası yapamaz her mercimek çorbası da mercimek çorbası olmaz. *
evet uşaklar, soğanları ipince doğruyoruz, ne kadar ince ve ufak o kadar iyi, gerçi blenderdan verya ilistirden geçireceğiz ya, yine de un-ufak olacak neyse.
soğanları doğruyoruz, yağda hafif kavuruyoruz, unu da ekleyip bir iki defa daha karışıtırıyoruz, 10 bardak kaynar su, mercimek, bulyon, kesme şeker büyüklüğünde doğranmış patates, doğranmış havucu ekleyip kaynamaya bırakıyoruz.
ne zaman alıyoruz ateşten? patatesler kaşıkla rahatça ezilmeye başladığında, ortalama 20-30 dakikaya tekabül eder.
ister tencerenin içinde isterseniz de ayrı bir kapta blenderdan geçirip çorbayı kremalı bir hale getiriyoruz. emin olun tadını veren budur. tuzunu ekleyip 10 dk daha ateşte tutuyoruz. ve çorba hazır.
en çok sevilendir. ama içince alnımı ağrıtıyor, böyle tam 2 kaşımın ortasının biraz üstünü. henüz ne tıp dünyası ne de isviçreli bilim adamları buna bir açıklık getiremedi.