tereyagi varken ne diye alinip da tuketildigini anlamadigim hede. zira, tereyagina b.k atan kisilerin margarincilerin ibibikleri oldugunu bilmemden mutevellit, tereyagindan olen olsaydi, koylerde herkes kalp hastaligindan ya da damar tikanikligina bagli hastaliklardan giderdi de demek ister bunyem. hulasa, mumkun oldugunca uzak durunuz.
şu anda, bilimsel olduğu iddia edilen verilerle satışı, yine margarin üreticileri tarafından verilen reklamlarla arttırılmaya çalışılan şey.
fakat bu reklamlar, feynman'ın belirttiği bilimsel gerçeğin her yönünü açıklamak hususunu fazla sallamıyor kanımca.
hayatımızı sürdürmemizde bize lazım olan yemek yapma eylemini gerçekleştirmemizde sonsuz yardımları bulunan, gönülden bağlı oldumuz mutfak arkadaşıdır.
sigara gibidir, ne kadar kötülense de bok atılsa da severek yemeye devam edeceğiz, inatla yemeyeceğiz desek bile alacağımız en ufak pastane ürününde nasıl olsa karşılaşacağız kendisi ile. ayrıca ekmeğe sürüldüğünde, yumurta yapıldığında ve mantı üzerine pul biberle karışık döküldüğünde ve pilavda tereyağı ile lezzet konusunda yarışabileceğini düşündüğüm son derece öğrenci dostu bir üründür.
vücutta mesken tuttuğu yerlerde sapsarı bir tabaka halinde erimeden senelerce kalan gıda. sadece aldırma yöntemleriyle vücuttan atılabilir. vücudun kendi yağı gibi beyaz değil bildiğin civciv sarısı bir haldedir. sonra da bu göbek neden erimiyor derler.
zararlı olan doymuş yağın aksine, doymamış yağ oranlarının yüksek miktarda bulunduğu gıda ürünüdür. fakat içerdiği doymamış yağ, cis değilde trans formunda olduğundan kolesterol sentezletebilmekte. böylelikle kalp damar hastalıkları açısından zararlı olmaktadırlar.
herkesin hakkında hiçbirşey bilmeden eleştirdiği gıda maddesi. şimdi eleştiriler arasında en saçmalarından başlayalım.
margarin aslında plastikmiş, plastiğe yakınmış;
plastikle margarin arasında hiçbir kimyasal yakınlık yoktur. margarin esterik yapıdayken plastik uzun zincirli polimerlerdir.
tereyağı varken neden margarin alalım.
çünkü tereyağının kilosu yirmi lira. margarin üç kuruş.
tereyağı elbette ki daha iyi. zaten tereyağının yerini tutsun diye üretilmiş birşey.
vücutta yakılması mümkün değilmiş.
yağların yakılmaması diye birşey yoktur bilimsel olarak çok komik bir önermedir.
sinek
sineğin konup konmaması gıda maddelerinde bir ölçüt müymüş? bala da konuyor boka da.
ayrıca işletmelerde sinekten korunmak için türlü türlü önlem alınıyor.
endüstriyel
siz istediğiniz kadar margarin yemiyorum diyin. pastalar, poğaçalar, baklavalar, börekler hep sırf ona uygun margarinlerle yapılıyor. başka türlü o tadı alamazdınız. öte yandan marketlere girdiğinizde etrafınızda gördüğünüz hemen hemen herşey için endüstriyel margarinler kullanılıyor:) çikolata, bisküvi, nutella, cips, gofret vs...aklınıza ne gelirse.
üretim şartları
sıvı yağ merdiven altında dahi üretilebilirken margarin çok az sayıda firma tarafından üretilebilmektedir. bunlarda zaten çok büyük firmalardır. mutlaka kendi içinde uyguladıkları çeşitli gıda güvenliği sertifikaları vardır. yoksa zaten satış yapamazlar/tercih edilmezler.
geçen aylarda bir doktor margarin hakkında konuşuyorken margarinin zararı hakkında şu sözleri sarfetmişti.
" bildiğiniz naylon poşeti eritin, işte o margarindir. sizin midenize giren şey o. "
otomobilin kaportasına yapışan zift lekelerini temizlemede mükemmel iş görür.
uygulama:
bir paket margarin oto kaportasında zift lekesi olan yerlere rastgele sürülür ve yağın sıcakta erimesi beklenir. eriyen margarin zift lekesini anında söker atar. kaportaya zararı yoktur. yağ bez veya kağıt havlu benzeri bir ürünle silinip araç yıkanır.