bugün

Margarin, tereyağının yerine kullanılmak üzere üretilmiş olan, çeşitli bitkisel ve hayvansal yağlardan doğal veya kimyasal olarak elde edilen yağ çeşididir. Margarin ilk defa 1869 yılında Napolyon'un isteğiyle kimyager Mouries tarafından üretilmiştir.
Zararlıdır. Şöyle bir deney yapılıyor: bir odada bulunan bir masanın bir tarafına margarin, bir tarafına tereyağı konuluyor. Odada sinekler var. sinekler tereyağına konuyor, margarine konmuyor. Ki; boka konan bir hayvan sinek. Düşün. Boka konan hayvanın konmadığı yiyeceği tüketiyorsun sen. Beyinsizlik lan bu.
(bkz: makaron)
Geçmiş neslin ekmeğe löpçük löpçük sürüp yediğidir.
Üstüne şeker serperdik bazen, tatlı niyetine.
Nutella, mutella hak getire!
Babam almazdi hic yengemin evine gittik mi surse diye gozune bakardik o da tuz ekerdi harika olurdu. Iyi ki babam engellemis 10 yildir tamamen uzagim
Market raflarında o kadar çok sayıda marka ve çeşit görünce bunlar nasıl hâlâ batmamış diye düşünmemek elde değil.
Kim kullanıyor hala bunları? Kafayı bozmuş, evde sürekli yemek pişirenler mi, öğrenciler mi? Hangi aklını kullanmayan, hiç okumayan, ne yediğini merak etmen insan türleri yiyor, merak ediyorum doğrusu.
israil projesidir.
Hidrojenasyon lu her şey sağlığa kati suretle çok zararlıdır.
usta ile margarin.
bir nesli kalp hastası yapan zararları çok sonradan anlaşılan. malum lobinin kolesterol hapları tansiyon ilaçları satmak için halkımıza empoze ettiği; halk tabiriyle sineğin bile üstüne konmadığı kimyasal yağ.
ekmek arası domates, peynir, soğanla yediğim muhteşem birleşim.
katil yağ. bir nesli 40 lı yaşlarda kalp krizinden katleden rezillilk.

hala evine alan varsa salaktır.
Margarinler piyasadaki pekçok ambalajlı üründe mevcuttur. Evinize margarin almamakla margarinden arınmış sayılmayız yani. Margarin üretiminde sıvı yağlar (ayçiçek, mısır, soya, aspir, pamuk, kanola, palm) basınç altında ısıtılıp kaynatılır. Bu ham yağlarda bulunan yabancı maddelerin uzaklaştırılması için 3 aşamalı olarak nötralizasyon, ağartma, deodorizasyon (koku giderme) işlemleri yapıldıktan sonra ortaya çıkan rafine yağlar, su ve sütle karıştırılarak margarin üretimi gerçekleştirilir. Süt, süt tozu, peynir altı suyu tozu içeren bu karışıma; su bazlı sitrik asit, tereyağı aromaları, antimikrobiyal maddeler, yağ bazlı emülgatörler, lesitin, renklendirici beta karoten, diğer aromalar ve vitaminler katılarak margarin yapma süreci tamamlanmış olur.

Margarinler kahvaltılık ve yemeklik olmak üzere farklı amaçlara uygun olarak değişik oranda yağ içerebilir (yüzde 10 - 90) Genel olarak margarinler % 80 kadar yağ, % 16 su içerir. % 100 yağ içermediği için zeytinyağına göre kalorisi daha azdır. Tereyağına alternatif olarak üretilmiştir. Eğer kullanılan bitkisel yağın yapısında Omega-3 yağ asitleri (kanola, soya) var ise margarinler Omega-3 içerebilir. Kısmi hidrojenizasyon yöntemi uygulanmış ise margarinler trans yağ asitleri içerir. Dolayısıyla margarin etiketlerinde "hidrojenize yağ" ya da " hidrojenize bitkisel yağ" ibarelerine dikkat edilmelidir. Başlangıçta uygulanan yüksek ısı nedeniyle yağların içerisinde var olan A, D, E vitaminleri ortadan kalktığı için üretim aşamasında bu vitaminler margarine tekrar suni olarak karıştırılır. Teknolojik gelişmelerle margarinlerde kısmi hidrojenizasyon yerine tam bir hidrojenizasyon uygulanırsa trans yağ miktarı "yok" düzeyine ulaşır.2005 yılından beri interesterifikasyon yöntemi uygulanmasıyla trans yağlardan tamamen arındırılmış margarinler üretilmeye başlanmıştır. Bu yöntemle doymuş yağ oranı düşük, doymamış yağ oranı yüksek trans yağ içermeyen margarinler üretilmektedir. Ancak bu tür margarinler de diğerleri gibi bol kalori içerir.

Yüksek sıcaklık ve işlemlerden geçirme iyi yağları bozarak sağlığa zararlı hidrojenize ve trans yağların oluşumuna yol açmaktadır. Harvard Tıp Fakültesi'nde yapılan bir çalışmada trans yağ içeren margarin tüketen kadınlarda tereyağ tüketen kadınlara göre kalp hastalığı ve kanser riskinin daha fazla olduğu, margarin kullanan annelerin sütlerinin daha kalitesiz olduğu gösterilmiştir. Avustralya'dan bildirilen ve Thorax dergisinde yayınlanan bir makaleye göre yine trans yağ içeren margarin tüketen çocuklarda astım ve alerjik hastalıklar daha sık ortaya çıkmakta ve daha ağır seyretmektedir.

Margarinlerde; tereyağına göre doymuş yağ daha azdır, daha fazla miktarda doymamış yağ vardır. Ancak doğal koşullarla beslenen hayvanların sütünden elde edilen tereyağı sağlık açısından daha kabul edilebilir özelliklere sahiptir. Tereyağının içinde var olan trans yağ asitleri doğal trans yağ asitleridir ve sentetik trans yağ asitlerinden farklıdır. Bu trans yağ asitlerinden CLA sağlık açısından olumlu pek çok etkiye sahiptir. Doğal tereyağında ayrıca başta A, E vitaminleri, beta karoten gibi antioksidanlar, çinko, bakır, selenyum gibi mineraller de bol miktarda bulunmaktadır. Değerli bir antioksidan olan selenyumun en fazla bulunduğu gıdalardan biri de tereyağıdır. Sonuçta margarin, yağ, su ve pastörize süt karışımı; içinde tuz, renk ve koku gidericiler, koruyucular ve karışım yapıcılar gibi katkı maddeleri bulunan endüstriyel bir gıdadır.
yağ galiba.
(bkz: margarin Thatcher)
Yapılan bir deneyde üstüne sineklerin konmadığı yiyecek. Sinek bile konmuyor ki boka konan hayvan. Onun konmadığı şeyi sen yiyorsan yanlıştasın dostum.
Midemi bozan gıdadır. Valla neye konulsa tadını mahvediyor. Mideme dokunuyor sonrası malum. O yüzden asla.