lord of the flies

entry85 galeri0
    85.
  1. tekrar edinmeye çalıştığım okuma alışkanlığı seferberliği kapsamında bitirdiğim ilk kitap. zaten kendisi klasikler arasına girmiş bir distopya. şöyle söyleyeyim bir 1984 bir cesur yeni dünya tarzında ve kalitesinde bir kitap.

    alışılmışın aksine derdini, diğer distopik eserler gibi yetişkinler üzerinden değil çocuklar üzerinden anlatan bir kitap. bu konuda hayvan çiftliği ile birlikte diğerlerinden ayrılıyor. bu bir tercih mi yoksa çocuklar üzerine de bir eleştiri mi tam olarak emin değilim. yani vermek istediği mesajı çocukları konuşturarak vermek istemiş de olabilir ya da çocuk da olsa insan insandır, uygun şartlarda hepsi birer caniye dönüşmeye hazır dimağlardır demek istemiş de olabilir. her iki ihtimal de mümkün.

    hikayeye gelirsek; aslında çok bildik karakterler var. güç savaşına girişen iki farklı lider tipi. jack ve ralph, aklın, bilimin ve sağduyunun sesi domuzcuk, mistisizmin simgesi simon, ve muktedirin kolluk kuvveti roger. yaratılan hayali düşman ve bu düşman üzerinden insanlar üzerine korku salıp, sonra da onları koruma vaadiyle kontrol altında tutma hikayesi de mevcut. bu açıdan bakarsak aslında klasik bir distopya gibi duruyor. farklı tarafıysa; bunları çocukların ilkel şartlarda, bir adada ve çocuk akıllarıyla yaşamış olmaları. yani kuralların olmadığı, medeniyetten uzak, denetimden azade bir dünyada kurulan yeni bir dünya. hikaye ilerledikçe adadan kurtulmaya çalışan, mantıklı kararlar alan bir grup ile avcılık, eğlence ve şiddete eğilimli bir gurup arasında gerginlikler başlıyor ve iş değişik yerlere varıyor. bütün bunları çocukların gözünden takip etmek de ayrıca bir keyif veriyor insana.

    kitabı bitirdikten sonra bir de filmlerine göz atayım dedim. 1963 ve 1990 yapımı iki adet filmi bulunuyor bu hikayenin. garip gelecek ama 1963 yapımı siyah beyaz olan bu versiyon diğerinden kat kat iyi. yani ikisi de başarılı filmler değiller aslında ama yine de bir tercih hakkınız varsa ilkini izleyin. benim için sineklerin tanrısına doyarak geçirdiğim eğlenceli bir iki güne vesile oldu bu eser. okunması gereken kitaplar arasında zaten yıllardır gösteriliyor. bir göz atın derim.
    1 ...
  2. 84.
  3. filmleri rezalet. ama kitabı iyidir.
    1 ...
  4. 83.
  5. Lord of the flies kitabını çocuklar için yazılmış bir serüven romanı saymak doğru değildir ve hatta bu kitaba roman demek de yersizdir; çünkü bu kitap bir roman değil, gerçekçi bir anlatımla yazılmış olmakla beraber, bir alegoridir. yani simgesel anlamları olan bir öyküdür.
    1 ...
  6. 82.
  7. Ölmeden önce okunması gereken kitaplardandır.

    Çekilmiş Filmlerinden de ilk versiyonu daha makbuldür.

    --spoiler--
    "Belki. Bir canavar vardır. Belki de o sadece biziz."
    --spoiler--
    5 ...
  8. 81.
  9. kitabın başları herkeste olduğu gibi bende de çocuk kitabı algısı oluşturdu. sayfalar ilerledikçe kitap sizi daha bir içine alıyor.

    bana göre bu kitap bize, boş korkuların sonucunda başımıza ne denli işler açabileceğini, ayrıca kötülüğü, canavarlığı, vahşeti ya da adına her ne diyorsanız işte tüm bu pislikleri yanlış yerde aradığımızı anlatıyor.

    son olarak kitabın çevirmeni mine urgana değinmeden geçemeyeceğim, kitaba yazdığı sonsöz gerçekten kitapta yerine oturmayan tüm taşları yerine oturtuyor. kitabın mesajını daha iyi anlamamıza ve farklı bir bakış açısı kazanmamıza vesile oluyor.
    4 ...
  10. 80.
  11. --spoiler--
    Sineklerin Tanrısı; ıssız adaya düşen Ralph ve Domuzcuk’un tanışmasıyla başlıyor. Ralph sevgi dolu, eşitlikçi, iyi bir çocuktur. Kurtarılıncaya dek bu ıssız adada eğlenecekleri sevincini taşımaktadır.Domuzcuk ise dışlanan ve fiziksel kusurları sebebiyle gerçek adını bilmediğimiz; akıl ve sağduyu dolu bir çocuktur. Bir nevi aklın ve sağduyunun sesidir. Domuzcuk’a göre dağılmış çocuklar bir araya getirilmeli ve kurtarılmak için bir şeyler yapılmalıdır. Ralph ve Domuzcuk’un bulduğu deniz kabuğunu Ralph üfleyerek; dağılmış çocukları bir araya getirir ve toplantıya çağırır. Toplantıda alınan ilk karar; deniz kabuğunu elinde tutanın söz ve konuşma hakkına sahip olmasıdır. Bundan hareketle deniz kabuğu; iktidarın, demokrasinin ve düşünce özgürlüğünün sembolü haline gelir. Deniz kabuğunun çıkardığı ses; düzene çağrıdır. Deniz kabuğunun verdiği manevi güçle ve Ralph’in dış görünüşünün verdiği etki ile çocuklar lider olarak Ralph’i seçer. Buna karşı çıkan tek kişi Jack’tir. Jack ise baskıcı,şiddet dolu ve zalimdir. Jack; bir çocuk koro grubunun lideridir ve bu grup kendine has üniformaları ve üniforma üzerindeki gümüş haç ve işlemeleri, disiplinleri ve Jack’e karşı itaatleri ile Hitler faşizm’ini sembolize eder. Zira, ileride Jack her sözünü bitirdiğinde çocuklar “Şef söyleyeceğini söyledi!” tepkisi ile Hitler’in konuşmalarından sonra söylenen “Heil Hitler!”i hatırlatmaktadır. Jack için sadece meyve yiyip, korkudan geceleri uyuyamayan ve kabus gören güçsüz çocuklar yaşamaması gereken varlıklardır. Ralph ise; özgürlükçü ve eşitlikçi bir toplumu temsil eder. Bu iki farklı toplum arasındaki çatışmanın şiddetlenmesini ileride iktidar mücadelesi ışığında göreceğiz. Jack ve grubu her daim Domuzcuğa karşı nefret beslemektedir bu da, baskıcı toplumlarda aydın ve aklın sesine karşı olan kinin bir mesajıdır.
    ......
    ......
    ......
    Sonuç olarak; Sineklerin Tanrısı, 2. Dünya Savaşını görmüş ve içinde bulunmuş William Golding tarafından; umudu yitirilmiş, vahşeti ve zalimliği görmüş bir zihinle dile getirilen, distopik bir toplum alegorisidir. Sineklerin Tanrısı, insanların içerisindeki kötülüğü sembolize edip; bu romanın ve filmin ıssız bir adada “çocuklar” üzerinden işlenmesi ise, en masum kişilerin bile toplumdan ve kurallardan uzak halde korku ve vahşet duygularıyla ne kadar kötülüğe kayabileceklerini ve iyilikten kopabileceklerini acı bir şekilde göstermektedir. Fakat Simon’un, Ralph’in ve Domuzcuk’un her ne olursa olsun, doğru yoldan sapmamaları, kötülüğe karşı yenilmemeleri ise Golding’in zihninde bütün gördüğü vahşete rağmen bulunan optimist bir umuttur.

    --spoiler--

    ilginizi çektiyse tamamı için bakabilirsiniz;

    http://www.marjinalaforiz...ik-incelemesi-ve-analizi/
    2 ...
  12. 79.
  13. 78.
  14. Kitabını okumuştum, filmini de bugün izledim.

    Anne babaların mutlaka okuması ve izlemesi gerek. Kitapla film örtüşmüyor tabiki ama film de idare eder.

    Medeniyet olmazsa ne olur, eğitim, siyasi propaganda, gruplaşma, vahşi yaşam ve çocuklar.

    Medeniyetin olmadığı bir ortamda gücün, doğruluğun önüne geçtiği ilginç bir yapıt.
    0 ...
  15. 76.
  16. Heyecanın sayfa sayfa arttığı insanların içindeki karanlıklığın çocukluğundada içinde olduğu yavaş yavaş çevrenin etkeniyle ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Okunması gereken kitaplardan.
    0 ...
  17. 75.
  18. william golding'in çok basit gözüken; fakat sembollerle örülü ilginç kitabı. kitabın sonundaki mine urgan'ın kitapla ilgili makalesini okuyunca romanın değerini daha iyi anlıyorsunuz. hatta kitaba başlamadan önce bu makaleyi okumak daha yararlı olacaktır.

    bilinmeyen bir zamanda gerçekleşen atom savaşından korunmak için çocuklar uçakla güvenli bir yere taşınır. fakat bu taşıma sırasında uçak ıssız bir adaya düşer. yaşları 6 ile 12 arasında değişen çok sayıda çocuk, bir macera havasında başlayan bu romanı tam anlamıyla cehenneme çevireceklerdir.

    romanın en güzel tarafı, insanın bilmediği fakat çok yücelttiği boş korkuların başına ne felaketler getireceğini irdelemesidir. adına ister din deyin ister hurafe deyin, tüm bu korkuların insanın insana düşman olmasındaki en büyük etken olduğunu gözler önüne serer. hatta bu korkuların kaynağını açıklamaya çalışanların çoğunluk tarafından nasıl linç edildiğini de romanda çok net görürsünüz.(simon'un öldürülmesi)

    dünyanın bir ucunda da olsanız, hiyerarşinin insanı nasıl kutuplara ayırdığını, çoğu zaman sebepsiz yere insanların birbirlerine nasıl düşman olduğunu ve bunun altında yatan psikolojiyi iliklerinizde hissedersiniz. özellikle domuz avlama sahnelerinde insanın nasıl vahşileştiğini ve bu vahşilikten nasıl cinsel haz duyduğunu ürpererek okursunuz.

    her insan ve toplum kendi "sinek tanrılarını" yaratmıştır. ve bu tanrıların korkusu ve hazzıyla birer canavara dönüşmektedir. ve toplum içinde gerçekleri anlatmaya çalışan azınlıklar, toplum tarafından yutulmaktadır. asıl kötü olan bu yersiz, temelsiz inançların ve vahşetin normal algılanmasıdır. bir nobel değil onlarca nobel hak eden bir roman. insanın ciğerini, çocuklar vasıtasıyla okuyan bir şah eser.
    1 ...
  19. 74.
  20. çocuklara terörist diyen zihniyetlerin okuması faideli kitap.
    0 ...
  21. 73.
  22. bireysel önceliklerin toplumsallaşmasının yıkıcılığı başlığıyla http://wp.me/p4iyte-6c adresimdeki blogumda yorumladığım,william golding ' in gerçekleri, sizi gerçeklerden korkuturcasına gösterdiği toplumsal incelemesi.
    0 ...
  23. 72.
  24. 71.
  25. Cami avlularında bir toz bulutu, bir koşuşturma , birbirine karışan çığlıklar; şakalaşan, hoplayıp zıplayan çocuklar... yaz ramazanlarının hayalimdeki akşam manzarası budur.
    - ha, çocukların en küçük hareketine ifrit olan, onları camiden kovmak isteyen hatta peşlerinden koşup azarlayan canı tez ihtiyarlar yok mudur? vardır, hem de çoktur; ama onlar, o çocuklar oradan çıkıp gitse, camilerin sadece kendileri gibi belini doğrultamayan, ağzını bıçak açmayaz, asık yüzlü adamlara kalacağının farkında değillerdir.
    - sonra azıcık ufakları başlar kıkırdamaya. derken o kıkırtı, o gülmek isteyip de gülememenin hışırtısı bütün arka safları tutar. kimisi dirseğiyle yanındakine sataşır, kimisi dayanamaz, namazı bozup kendini dışarıya zor atar.
    -çocuk milletini teravihte, her dört rekattan sonra getirilen salavatlarda görmelisiniz. artık orada coşar, bastırılmışlığın acısını çıkarırlar.
    - ve yine bir işe yarıyor olduğunu gösterme dürtüsüyle yerinden kalkıp etrafa, cemaate tesbih yetiştirmeye çalışır.
    - teravihten çıkmış bir çocuğun hali, görülmeye, izlenmeye değerdir. büyük iş başarmış insanlara mahsus bir haleti ruhiye ile inerler caminin merdivenlerinden. yüzlerinde bir kendine güven hissi, bir büyümüş, olgunlaşmış genç adam hali vardır.
    bu ve bunun gibi birçok leziz yazılarından oluşan, aynı zamanda zaman gazetesi yazarlarından olan ali çolak beyefendinin deneme kitabını mazi hasretiyle yanıp tutuşan herkese tavsiye edilir.
    0 ...
  26. 70.
  27. okuduktan sonra insanların doğuştan kötü,bencil, ayrımcı olmaları konusundaki düşüncelerimi pekiştiren kitap. kitabın kahramanı olan çocuklar, günümüz toplumundaki yetişkinlerin özüdür, modern kabul edilen insanlık ile bu çocukların aralarındaki ilişkinin tek farkı çocukların bu ayrımcılığı ve vahşeti kılıflara gerek duymadan doğal bir tepki olarak gerçekleştirmeleridir.
    0 ...
  28. 69.
  29. yaklaşık ilk elli sayfasını hiçbir şey beklemeden ve bir şey anlamadan okuduğum kitap. ancak bir yerden sonra olayların seyri değişiyor, baktım ki ardı ardına çeviriyorum sayfalarını.
    bitirdiğimde ise özellikle mina urganın son sözü sayesinde birçok şeyin farkına vardım ve çok etkilendim.
    mutlaka ama mutlaka okunması gerekiyor.
    1 ...
  30. 68.
  31. Mükemmel bir kitaptır. insanın iki dürtüsü olan vahşilik ve medenilik arasındaki savaş anlatılır. 12 Bölümden oluşur. Dikkatli bir şekilde okunursa toplumdan kopan çocukların değişim süreci takip edilebilir. içeriği sebebiyle okurken beni son derece rahatsız eden bir kitaptı. Kitapta hiç kız bulunmuyor ve bunun sebebi William Golding in kız çocuklarıyla empati yapamaması. Ayrıca kendisi cinselliği kitabın temalarından biri yapmak istememiş. Kitabın sonlarına doğru birçok beklenmedik olay gerçekleşir.
    0 ...
  32. 67.
  33. zamanında beni çok etkilemiş olan kitap. biz de nihat doğanla pascalın kavgasını bişey sandıydık meğer ada ortamı çok acayip bir yermiş.
    2 ...
  34. 66.
  35. William Golding'in sineklerin tanrısı'nı mercan adası ve hazine adası kitaplarına karşı yazdığı söylenir. Iki kitabın aksine karamsar bir kitaptır ve kesinlikle bir çocuk kitabı değildir. Medeniyetten uzaklaşmış çocukların kendi içlerindeki "canavarın" nasıl ortaya cıktığını anlatır.
    Onlar adadaki bir canavardan kaçarlarken asıl canavar onlardır.
    0 ...
  36. 65.
  37. Kitabın sonu aslında umutla beklediğiniz mutlu son tarifine uyuyor mu bilmiyorum ama bana göre mutlu olmayan hüzünlü bir son.

    Sineklerin Tanrısı, çarpıcı bir kitap. Okumak isteyenlere öneriyorum.
    0 ...
  38. 64.
  39. en anlamlı, en gerçekçi, en ürpertici romandır. kötülüğün insanların içinde olduğunu gösterir.
    (bkz: bütün insanlar ölmeli)
    2 ...
  40. 63.
  41. william golding romanı.

    yan yana yürüdüler. ayrı ayrı yaşantıları, ayrı ayrı duyguları olan iki kıta gibiydiler; bir ilişki kurulamıyordu aralarında.
    1 ...
  42. 62.
  43. mercan adasının "aslında" versiyonu. konu kabaca ; kötülük insanın yaratılışında doğuştan vardır. uygarlık , kötü dürtüleri yasaklar ve etik gibi toplumsal kurallar ile kontrol altında tutar. uygarlıkla bağlar koptuğunda da çocukların içindeki şeytanı durduran bir faktör kalmaz. misal roger , kitabın daha başında bir küçüğü taşlamak ister fakat daha toplum kurallarından tam arınmadığı için uzağına atar taşları. sembolik bir hareket. ama kitabın son bölümünde aynı roger öyle bir raddeye gelir ki domuzcuk'u devasa bir kaya ile gebertir. maskeler ve boyalar da bu kopuşu hızlandırmıştır.

    --spoiler--
    sanki başlı başına bir benliği vardı bu maskenin ve bunun arkasına saklanan jack , utanma duygusundan da kendi benliğinden de kurtulmuştu.
    --spoiler--

    karakterleri de frp alignmentlarıyla anlatırsak ;

    lawful good: simon
    neutral good: ralph ve domuzcuk
    lawful evil: jack merridew
    neutral evil: roger

    dipnot: http://www.imdb.com/title/tt0100054/?ref_=nv_sr_1
    şöyle de bir filmi var ama izlemeyin. rezillik. yönetmen kafasına göre takılmış. çocuk da olsa insan bir oyunculuk bekliyor.
    2 ...
  44. 61.
  45. filmi kitabına müthiş uydurulan nadir kitaplardan biridir aynı zamanda. müthiş bir alegori. iNSAN DOĞUŞTAN KÖTÜDÜR.
    1 ...
  46. 60.
  47. medeniyetle ilkellik arasındaki çizginin ne kadar ince olduğunu görmemize vesile olan kitap.

    --spoiler--

    bir grup çocuk uçak kazası sonucu adaya düşer. kendilerinden başka kimsenin barınmadığı bu adada düzeni sağlamak için bazı sınırlar koyarlar. gel zaman git zaman bir grup çocuk keyfi hareket eder ve amaçları kurtulmaktan sapar, ada yaşamına ayak uydurarak diğer gruba karşı adeta terör estirir. gün geçtikçe daha da vahşileşirler, tanınmaz hale gelirler. avladıkları bir domuzun kafasını bir sopanın ucuna geçirdikleri vakit pik yapan bu vahşet, mızrakla Ralph'i yaralamalarıyla son bulur.

    william golding, medeniyetten yoksun bir uzamda ortaya çıkması engellenemez iki insani duyguyu ve bu adada onların tezahürünü tasvir etmiştir bizlere: saldırganlık ve şehvet.

    --spoiler--
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük