monty python un, tanri, isa ve hristiyanlik kavramlariyla dalga gecen, izlerken gulmekten koltuktan dusmenize sebebiyet veren filmi. buram buram analiz ve zeka kokan esprileriyle "basyapit" olmayi kesinlikle hak eden film.
sol örgütler arasında her daim yaşanan çatışmalara yaptığı göndermelerle yarmıştır.
bir de:
"All right, but apart from the sanitation, medicine, education, wine, public order, irrigation, roads, the fresh water system and public health, what have the Romans ever done for us?" *
terry jones 'un yönetmenliğini yaptığı 1979 yapımı komedi. ufo sahnesi filmin tadını kaçırıp, zeka skalasında düşüşe sebep olsa da görmezlikten gelinebilir. güldürürken düşündürür. başyapıt olarak uzun süre önce kabul görmüş, sinemayı sevmeyi sağlayan filmlerden.
yanlışlıkla isayı arayan three magi nin brianın doğduğu ahıra gelmesi ile başlar. başladığı anda yere yatırır bitenen kadar yarılırsınız. ben her inanan insanın bu filmin herhengi bir 5 dakikasını inançsız olarak seyretmesini önermekteyim. korkularından korkmadan inandığınız şeylerin ne kadar saçma olduğunu anlamanıza yetecek bir 5 dakika.
bütün monty python filmleri gibi ingiliz komedisi ile sistem eleştirisi (bu filmde Hz isa'nın hayatı temasında) yapılan güzel bir film. tek bir sahneyle filmi özetlersek;
--spoiler--
-yaşasın mesih!
+ben mesih değilim
-bence öylesiniz efendim. Ben bu işlerden anlarım. Daha önce birçok kişiyi takip etmişliğim vardır.
-yaşasın mesih!
+ben mesih değilim! lütfen dinleyin. Ben mesih değilim , anlıyor musunuz? gerçekten!
-"sadece gerçek mesih nübüvveti(ilahiliğini) inkar eder..."
+ne?!? Bu bana ne şans bırakır ki? Pekala , mesih benim!
-Bu o! mesih!
+şimdi siktirin gidin!
-...
-nasıl siktirelim efendimiz?
--spoiler--
izlenmesi gereken bir başyapıt. Senaryo, oyuncular, mizah her şey harika. Romalılar bize ne verdi ? sahnesi favorim. Dini, sol grupları, gibi bir çok şeyi harika ve zekice bir şekilde eleştiriyor. Ve ayrıca çok komik.
absürdimzin üstadı, monty python elinden çıkma, özgün ve üstün mizahsal bir yapıt. her şeyden evvel; kendi inanç düzlemlerini bu denli başarılı yerebilen batı kültürünü, ayakta alkışlamak gerek.
ancak, kasten yapılıp yapıldığı anlaşılamayan, musevilik ve hrısitiyanlık dinlerinin yer değişimi söz konusu. ilk etapta, museviliğin bir kolu, mezhebi olarak doğan hıristiyanlık bunu evrenselleştiren dek, yereldi. brian, filmdeki kimliği musa peygamber, tam tersi şekilde, isa kavmine hitap ederken, henüz peygamber olarak yansıtılmaz; ki zaten, kendisinin peygamber oluşu da, fevkalade başarılı yerilir. romalı askerlerden kaçarken, tesadüfen bir divanın üzerine ayaküstü düşer, ve anlattıklarını beğenen kavmi, çölde peşine düşer.
tebliğcilerin dile getirdiklerinin, ilerleyen devirlerde sapma olasılığı ve hatta realitesi, çok başarılı ve güldürücü ele alınıyor. bunu yansıtan mizansende, isa'nın söylediği; "doğrular mukaddestir" sözü, arka sıralardaki kullarına, "peynirciler mukaddestir" olarak ulaşır.
kendilerine bir lider, kral arayan kavimler, peygamberlik atfettiği kimsenin, her davranışını örneklem alırlar. brian'ın sandaletinde, ayak izinde bir işaret olduğunu düşünür halkı. bundan sonrası, diğer peygamberlerin istediği ancak brian'ın istemdiği bir yükseliştir ki; yaşadığı cinsellik ve aksaklıklar "devrimci ambianstaki" bu genci, kavmine sevdirir.
