doğan cüceloğlu nun bizlere kazandırığı meseledir.
kendisinin bu konuda değnisinden farklı olarak bu kavram üzerine:
bu mesele kültürünüzün verdiği yani aileden gelen veya çevreden gelen zaman içinde sizin derinliklerinize işlemiş olan, ait olduğunuz kültürün niyeti olarak algılamağınız en doğrusudur.
birilerinin zengin doğmasi veya fakir doğması.
birilerinin savaşın tam ortasın da doğmasi veya pempe düşler ülkesinde doğması.
birilerinin ingilizce konuşan olarak doğması veya ingilizceyi sonradan kolejlerde öğrenmek için doğması veya hiç buna nail olamaması.
ve nice sıralaya bileceğim enteresan ve bir o kadar da garip örnekler.
ve akabinde
çok önceleri uzunca düşünmüştüm.
insanlar neci olarak doğar?
ama en önemli açılımım bireylerin siyasal kimliğe bağlı olarak doğmasıydı.
önceleri yahudi olarak doğmayı veya zengin ingiliz ailesinin bir ferdi olarak doğmanın anlamını düşündüm.
ve türkiyemle alakalı bu açılımları daha da genişlettim.
konyalı olarak doğmayı ve izmirli olarak doğmayı
imam hatipli olarak doğmayı veya robert kolejli olarak doğmayı.
ve en sonun da doğan cüceloğlu nun bir tür amerikan global politika düşünürlerinden bir sebeple arakladığı bir kelimeye denk geldim.
kültür niyetliliği
iş bu meselede
siz şimdi boşverin ingiliz aristokrat ailesinde elitist olarak doğmayı.
sizlere türkiye de kültür niyetliliği açısından doğmayı anlatayım.
klasik deyiş olan konyalı ve izmirli meselesinde kültür niyetliliği.
bir sebeple konyalı olarak dünyaya geldiniz.
nedir konyalı olmanın kültür niyetliliği?
konyalı kültürünün veya o kültürün niyetinini taşımanızdır.
çocukluğunuzdan beri sizlerin en derinliliğine işlemiş bir niyetlilik.
ve siz bu niyetlilikle oy verirsiniz, hayatınızı yaşarsınız veya buna göre tepki verirsiniz.
bir başka açı olarak, izmirli doğmak şudur:o bağlamda oy verirsiniz, hayatınızı bu tür sürdürürsünüz.
daha farklı bir yaklaşımla.
örneklersek:
cumhuriyyet gazetesi okunan bir aile de doğmak.
vakit gazetesi okunan bir ailede doğmak.
imam ailesinde doğmak.
chp delegesi olan bir ailede doğmak.
kürt olan aile de doğmak.
yörük olan ailede doğmak.
alevi olan ailede doğmak.
sunni olan ailede doğmak.
işte bütün bunlar size doğduğunuz ailenin sahip olduğu kültürün niyetliliğini taşımanıza sebep olur.
işte bu yüzdendir saldırganlığınız veya sahiplenmeniz.
bir an hep karşı çıktığınız recep tayyip erdoğanın ailesinde doğduğunuzu farzedin.
o zaman sizin için şimdi geçerli olan düşünceleriniz bu ailede de geçerli olacak mı? kendiniz açısından.
buna evet demenin pek kolay olmadığını sanırım takdir ederseniz.
peki bu kültür niyetliliği gerekli midir?
evet. kesinlikle. hemen akla gelecek olumsuz yönleriyle beraber kesinlikle gereklidir demek en doğrusu.
buna yok demek de pek mümkün değil.
çünkü bu yazıya bile vereceğiniz her türlü olumlu veya olumsuz tepkiler bir tür kültür niyetliliği.
ve bu kültür niyetliliği genel olarak aileden gelen bir niyetliliktir.
peki, hiç mi farklı bir durum oluşmaz?
oluşur.. bariz örneğiyle babalar ve oğullar.
neticesi devrim. hiç değilse kişisel veya kendinizde gerçekleştirdiğiniz devrim.
burdaki devrim kelimesini bile çoğunuz kültür niyetliliği sebebiyle klasik anlamıyla anlamakta ve bu yazıya bir siktir git çay koy gözüyle bakmaktadır.
aynı zamanda kültür niyetliliğinden sıyrılmanın bir farklı yoluda.
ama tam olarak sıyrılma bile olmaz.
devrim
cemil meriç in belirttiği entelijansiya ola bilmedir.
yani bir nevi pergel olmayı bilmektir.
kendi toplumundan uzaklaşmadan diğer toplumları veya düşünüşleri bilme ve kavraya bilmedir.
burda bile kültür niyetliliği ağır basmaktadır. yani bir nevi bağlı olduğunuz kültürü bir daha savuna bilmek için veya sarsılmaz tezler oluştura bilmeniz için bir tür telkindir.
kültür niyetliliğinden sıyrılmayı bir tür lumpenleşme hatta cengiz aytmatov un dediği gibi mankurt olmanın bir nevi olarak görmenin de doğru olduğunu kabullenmek hatta savunmak bile bir kültür niyetliliğidir.
fakat zaman içinde sahip olduğunuz kültür niyetliliğinden kaderin bir oynu olarak sıyrılmanın doğal yollarıda ola bilir.
ve netice olarak kültür niyetliliğinden sıyrılmışlara örnekler: ernest hemingwayde diye biliriz. aynı zaman da tolstoy u da örnekleye biliriz. ve tabi ki turgenyev i bu meseley kata biliriz.
ve en önemli örneği en sona sakladık: mevlana
son tanım:
en basitinden bugün deli gibi oy verdiklerilerimiz veya vermediklerimiz
okuduğumuz veya okumadığımız gazeteler, kitaplar
laiklik ve benzeri meseleler
din ve benzeri meseleler
ve nice her gün normal olarak sergilediğimiz tepkiler, davranışlar
bilinçaltımızda silinmez yeredinmiş bir kültür niyetliliğin dışa vurumudur.