izleyebileceğiniz en iyi türk gerilim filmi. şahsen benim çok hoşuma gitti. soluksuz izledim. helal olsun yapımcılara da, oyunculara da. sonunu merak ederek izledim.
teknik olarak güzel bir film, eleştirelecek cok noktası var, oyunculugunu begenmedigim bir iki nokta var fakat filmin sonu gerçekten çok güzeldi, tahmin edemedim ben mesela. bu yönden sevindirici.
yalnız hikaye amerikan filmlerinden araklama. keşke daha özgün bişey olsaydı.
yalnız şunu söylim, bu film bi 20 yıl önce yapılsaydı kült olurdu.
2009 yapımı türk korku gerilim filmi. Almeda Abazi, Öykü Akay, Damla Debre, Kerem Firtina gibi oyuncular başrolleri paylaşmaktalar.
----spoiler----
film bildiğin teen slasher diye tabir edilen filmlerden. "geçen yaz kadınlar plajındaki tollette ne bok yediğini biliyorum" tarzı filmlerden yani.
filmi tam çıtır çerezlik buldum. yani alacaksın cipsini felan izleyeceksin ama korkma ve gerilme beklentisi olmadan. öylesine eğlencesine. zaten beni de bu filme en çok bağlayan şey pantolon giymeyen ve memelerin yarısını gösteren hatunlar (istisnasız hepsi) oldu. yani vücut sergilenmesi açısından da amerikan teen slasherlarını aratmayan bir film. gerçi bu film'De seks sahnesi yok.
herneyse filmin konusu kısaca şöyle. içlerinden birkaç tanesi haricinde külliyen orospu ya da orospu ç. olan 6 tane genç ödev için safranboluya gelirler. arabaları bozulur, otel rezervasyonları iptal olur. özellikle kızlara tecavüz edecek gibi bakan bir adamın yardımıyla bir konak bulurlar. sonra konak'dak ne idüğü belirsiz bir şey ya da birileri gençlerle uğraşmaya ve onları yaralamaya başlarlar. hatta bir kasedi izlemelerine yardımcı olurlar. eskiden birkaç tanesinin bok yemesiyle tecavüze (ki tecavüz sahnesi de bayağı bir absürd) uğrayan ve komaya giren (nasıl girdiğini anlamadım) bir kız olan ezginin (ki kendisi film'deki en güzel kız) tecavüz kasedi. tabii ki gençler birbirlerine düşer. herbirisinin bir tarafları yanar, çizilir, bazı organları koparılır... ama öldürülmezler. en sonunda gecenin sabahında evin kilitli olan pencereleri ve kapısı açılır. hayattan ümitlerini kesen gençler de gider ufka doğru. katilin kim olduğunu da izleyip görürsünüz artık.
kerem fırtına'nın iyi oyunculuğu, katilin kim olduğunu filmin sonunda görene kadar tahmin edemememiz ve kızların daşlığı filmin olumlu yanları. bunlardan başka olumlu bir şey gelmiyor aklıma. eğer amerikan teen slasherlarının safranbolu'da geçen türk versiyonunu izlemek istiyorsanız izleyin yoksa uzak durun!
----spoiler--
izmirde metroya üçyol durağından binildiği takdir de yaklaşık 1 dakika sonra " sonraki istasyon konak" diyen anonstan kısa bir süre içinde varılabileceği anlaşılan semttir.
Geçen haftaki izmir seyahetimde, Konak vapur iskelesi' nin yakınlarında otururken çingene bir aile ile karşılaştım. Bu mutlu aile yemeklerini yedikten sonra, kalan çöp namına ne varsa hepsini denize attılar. ilk başta şöyle bir tepki kabardı uygar yüreğimde " Ah ne kadar görgüsüz insanlar, denizi kirletiyorlar "
Daha sonra aileyi izlemeye devam edip safiyane tutumlarını görünce, farkettim acı gerçeği. Denizi kirletmiyordu benim kardeşlerim, atıklarını doğaya bırakıyorlardı binlerce yıldır yaptıkları gibi.
Aslında doğayı kirletenler onlar değil, doğayı kirletenler o poşetler,o tetrapak kutular, o kimyasallar. Sorun atıklarımızın denize atılması değil, sorun bizim denize atılamayacak kadar kötü şeyler üretmeye başlamamız.
galata'da bulunan, terasından aynı anda galata kulesi'ni,kız kulesini, eminönü'nü ve daha bir çok istanbul'a özgü güzelliği görebileceğiniz, pastaları oldukca güzel olan, eski bir apartman görünümünde ve çok katlı bir cafe.
biraz 'testere'den biraz 'geçen yaz ne yaptığını biliyorum'dan esinlenilmiş olan ve oyuncularının aşırı yapmacık olduğu bir tür yerli korku filmi. ancak daha önce çekilmiş olan türk korku filmleriyle kıyaslanınca türklerin bu işte gitgide daha iyi olmaya başladığı ortada. bir on yıl sonra, amerika'nın bundan onbeş yıl kadar öncesini yakalayabileceğimizi umuyorum. yani bugünlere gelmemiz için daha yirmibeş yılımız var. önemli değil, 45 yaşımda sağlam bir türk yapımı korku filmi izlesem de olur benim için.
filmde korku öğesi şu şekilde sağlanmıştır;
--spoiler--
bir adet konak vardır. 3 katlıdır. elemanlarımız orta katta dururlar. birisi aşağı iner veya yukarı çıkar, az geçmeden bir çığlık yükselir. diğerleri yanına gelir, bakarlar ki arkadaşları yaralı, bağırırlar, ağlarlar falan filan
--spoiler--
safranboluda geçen filmde ege ağzıyla konuşan yerli halkın olduğu dandirik görünümlü film. memlekette geçiyo diye izliyim dedim, sinirim bozuldu akşam akşam.
izmir'iN en büyük ilçelerindenken karabağlar'a yarısını vermiş ilçedir.
akp, konak'ı madem alamıyoruz, bari konak'ın bir kesimini ayrı ilçe yapalım belki orayı alırız demiş, ama o böldükleri ilçe bile kendilerine oy vermemiştir.
türk yapımı, korku-gerilim türünde bir film. Bu cümleden sonra daha fazla yazmaya gerek yok ama yine de kısaca birkaç şey söyleyeyim.
--spoiler--
elemanlar eve kapatılmış durumda ve dışarı çıkmaya çalışıyorlar. kapatan kişi de birbirlerini öldürtmeye çalışıyor bunları. Evin kapısı tahtadan, kavga olduğu sırada da elemanın biri diğerine baltayla saldırdı. Ve şu an dışarı çıkmaya çalışıyorlar. Çok zekice kurgulanmış bir film yav.
--spoiler--
özellikle kızların oyunculukları dışında güzel olduğunu düşündüğüm film. Safranbolu nun ve evlerinin güzelliğini önümüze çıkartan, korku öğelerini iyi kullanmış ve gizemin çözüldüğü yerde herkesi ters köşeye yatırarak puanı kapmıştır. şu ada isimli karakter daha güzel bir hatun olsa tadından yenmezmiş ama damla debre için kızlara puanımı yüksek veriyorum...
