düşünen ve sorgulayıcı (!) insanlarımızın kullandığı laflardan biri..bunu duyduktan sonra "vay anasını sayın seyirciler" den başka diyecek bir şey kalmaz....
fıkra versiyonu şöyledir : temel birgün eve geldiğinde eşi fadime ile dursun'u yatakta yakalar.
fadime :
-temel açıklayabilirim. desede temel'in gözü dönmüştür. silahını çeker ve dursun'a 2 el sıkar. sonra silahı başına dayar.
fadime :
-dur temel bari kendine kıyma.
temel :
-sus * sıra sana da gelecek.
elin değmişken beni de et o zaman. diye cevap verilebilecek bir diyalog başlangıcı. karşınızdaki verdiğiniz cevabı anlarmı, anlamazmı o da onun zeka seviyesine bağlı tabi.
şöyle gelişir olaylar;
yurdum varoşlarının birinde, saf temiz bir kızı ifal eder bir çakal.
bu çakal fırıncıda çıraktır. ifal ettiği kızsa fabrikada işçidir. kızın hayalleri çakalınsa arzuları vardır bitmek bilmeyen, doymak bilmeyen. Kız çocuklar düşler yaş yaş boy boy, çakal fantazi kurar bol bol. fırın da fırına verdiği ekmeklerin hamuru açmadan hemen önce kimbilir neler yapmıştır o elleriyle fantazilerinin eşliğinde, sonra hamuru açmaya başlar, öyle ki hamurun o yumuşak dokusu insan eti gibi gelir onun gözüne, yoğurur da yoğurur, kızın işten çıkacağı saati beklemektedir bir yandan. saat gelir, saf kız fabrikadan çıkar kendisine asılan şefinin pis bakışları altında. ama sevdiğine açmaz konuyu, başını belaya sokmak istemez onun. gel gör ki sevdiği kızın başını boka sokacatır az sonra en cıvığından...
işte bu akşamın sabahında kız kendini bildiği bir mahallenin bildiği bir evinin bilmediği bir odasında bilemediği bir halde bulur. detayları bütün türk filmleri en ince ayrıntısına kadar anlatır.
Ve işte bu sabah kız intahar edecektir, ama sıradan bir intahar değildir o, kendini intahar edecektir kız. işte o kız, köprüye çıkıp şov yapmayandır, çatıya çıkıp necati gelmezse atlamam diye bağırmayandır. Susar sadece ve ağlar.
yağsız bir ilmeğin halkasına takar boynunu, ölümü boğulma eşliğinde çamaşır ipinin boynu kesmesiyle birlikte dehşet bir acıyla gelir. işte kız kendini intahar etmiştir.
antonin artaud'un bir sözünde geçer: beni intihar ettiler. bu sözü, ahmet oktay "yol üstündeki semender" adlı kitabının girişinde epigraf olarak kullanmıştır.
(bkz: yol üstündeki semender)