kemalizm

entry1488 galeri104 video9
    1317.
  1. türkiye cumhuriyetini kurup geliştiren ve asla ülkemizden silinmemesi gereken asil ve değerli ideoloji.
    4 ...
  2. 1318.
  3. akıl ve bilimi miras bırakan, dogmalara karşı olan, yerliliği ve milliği esas alan, hakiki türk milliyetçiliğin adresi olan güzel ideolojidir. dinciler, ılımış solcular ve öşşexçiler kemalizm hakkında bir halt bilmeden atıp dururlar çünkü bu ülkenin temelinde bu ideoloji vardır. her çağa uygun ve her çağda iş yapacak mis gibi düşüncedir. kıskananlar çatlasın ulan.
    2 ...
  4. 1319.
  5. Ben ne komünistim
    Ne de faşist
    Ben kemalistim.
    2 ...
  6. 1320.
  7. militer,nasyonal ve liberal sosyalizm.
    0 ...
  8. 1321.
  9. Bataklık islam coğrafyasında uygar insanın öncüsüyüz.
    0 ...
  10. 1322.
  11. guzel ve mantıklı bir ideoloji. kimseye bir zararı olmaz bence. nasıl ki islamcılık varsa atatürkçülük de var.
    2 ...
  12. 1323.
  13. ben bu görüşle büyüdüm şekillendim. atam izindeyiz.
    1 ...
  14. 1324.
  15. bizi kurtaracak tek fikir akımı bu.
    3 ...
  16. 1325.
  17. Altı ilkesi vardır Bunlar:
    Devletçilik
    Halkçılık
    Cumhuriyetçilik
    Milliyetçilik
    inkılapçılık
    Laiklik.
    2 ...
  18. 1326.
  19. 1327.
  20. 1328.
  21. küçük çocuklara anlatılan masalların ideolojileşmiş hali. milliyetçiliği desen türkçülük adı altında faşizm propagandası, halkçılık desen sosyalizm tarafından kapitalizm ile çürütülmüş ve halkın din-i mübîni islam'ının eleştirisi için leone caetani'nin islam tarihi'nden alıntılar, oryantalist islam anlatısı.¹ O dönemin gazetelerine baktığımızda grev, sendika yasakları, yunan iş verenlerin türkleri kovması.. özellikle son madde hem milliyetçilik hem de halkçılık için önem arz eder. bu halkçılığın üzerinde ali şükrü bey cinayeti de vardır tabi. ²
    cumhûriyetçilik içinse "aydınlar" konseyinin onayıyla "halkçılık" ilkesi dışı uygulamadır ve sadık kalınmayan, 1936 cezaevi yasasının faşist musollini anayasasından alındığı, ³ hitler'in "onun öğrencisi, bir musollini, iki ben."⁴ Dediği cumhûriyetçiliktir. Cumhûriyet ilkelerinde ise halkçılık vardır ve bunun devamında tek parti yönetimi, halkçılık değildir. halkçılık ilkesini de taşıyan cumhûriyetçilik içinse halkın şikâyetlerini gazetelere yapabilmesi ve devamında çoklu parti sisteminin ortadan kalkması ile beraber cumhûriyet tezi de yer ile yeksan olmuştur.
    cumhuriyet,
    Arapça cumhūr “çokluk, kalabalık, halk” sözcüğünden +īya(t) ekiyle türetilmiştir. 5
    cumhûriyetçilik ilkesinin üzerinde durmak isterim.
    cumhûriyet üzerinde biraz daha durmak isterim.
    eski chp milletvekillerinden süreyya ilmen'in hatıratı şöyle:
    TBMM’de her ne kadar “hâkimiyet milletindir” diye bir levha asılmış olsa da, milleti temsil edecek milletin seçtiği kimse
    yoktur. Ayrıca halkın hükümete müracaatlarında işittikleri hakaret ve karşılaştıkları müşkülat, bu ülkede halkın kıymeti olmadığının en açık deliliydi.

    Süreyya Paşa’ya göre, CHF’nin bir programının olmamasına karşın SCF’nin bir programının bulunması, Halk Fırkası’nda, işlerin belli
    Bir program ve plan çerçevesinde değil rastgele yapılıyor olması, parti içerisinde
    konuşmak isteyenlerin “fırka disiplini, fırka menfaat-i âlisi” diyerek
    susturulmaları önemli sıkıntılardı. 6

    inkılâpçılık mes'elesi ise tamamen borç içerisinde yüzdürülerek yapılmış bir mevzu idi.
    MiLLiYET
    Kari Şikayetleri
    7 Kanunusani 1934
    "Bir Çok Hareketlerimizde Garplılaştık"
    Garplılar gibi gülüp eğleniyor, oturup kalkıyor, yiyip içiyor, misafir kabul
    ediyor, süsleniyoruz. Yalnız ne yazık ki hala garplılar gibi
    selamlaşamıyoruz. Bir kere, herşeyden evvel muayyen bir selam tarzımız
    yok. Tanıdık birine rastlayınca; ya teklifsizce sırıtarak: " –Yahu
    !..Nerelerdeydin" diye laf kapısı açıyoruz, yahut ta ; yüksek bir şahsiyet
    karşısında isek şapkamızı başımızdan yarım metre yukarıya kaldırıyoruz.
    Dilimize hangisi kolay gelirse, "bonjur!", "sabahlar hayrolsun!",
    "merhaba!" yahut düpedüz frenkçe "salut!" diyoruz. Aramızda selam
    alırken züppelik olsun diye faşist usulü kolunu havaya kaldıranlar, elini
    göğsü üstüne kapayıp "huu..." diye eğilenler, beş parmağını dimdik tutarak
    askerce başına götürenler vardır. Biri arapça başlar, frenkçe bitirir. Öteki
    frenkçe başlar, türkçede karar kılar. Hala kandilli selam usulünü bir türlü
    bırakamadık, – vaay efendim – Selamımız "merhaba!" diyemeyiz. Çünkü
    herkes merhabalaşmaz. "Bonjur, bonsuvar, bonnüvi" gibi kelimeler bizim
    değil frengin malıdır. Biz bu gidişle anlaşılıyor ki ömrümüz oldukça doğru
    dürüst selamlaşamayacağız. Bari çocuklarımız birbirlerinden selamı sabahı
    kesmeseler....
    Milliyet Köşe Yazarlarından '7'
    SON POSTA

    Kari Gözile Gördüklerimiz
    10 ikincikanun 1936
    Kumar iptilası
    Kumar iptilasının artması, memlekette başka şekillerde eğlenmek
    imkanlarının azlığındandır. Bu imkanlar çoğalmadıkça, insanlar, boş
    vakitlerini, iskambil kağıtlarının heyecanile tutuşturmaktan
    kurtulamayacaklardır.
    Taksim Valdeçeşmesi sokağı

    gibi gibi.. ekonomik inkılâplar içinse aydınlığa mektuplar'ı öneririm.

    kemalist arkadaşlar'ın tanımları da komiktir. ayrıca bu sanatlardan sadece ikisi.. cinsel filmler yüzünden çocuklarını sinemaya götürmeyen mi dersin, mektep şikayetleri mi, dayaklar mı.. sen sooor ben söyleyeyim.
    vesselâm

    kaynakça:
    ¹ Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri - Cilt 2
    ² Ali Şükrü Bey Cinayeti ile alakalı daha detaylı bilgi için (bkz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey Muhalefeti)
    ³ bkz. 1936 anayasası
    ⁴ Onur Atalay - Türk'e Tapmak
    5 - Cumhûriyet Maddesi - Nişanyan Sözlük
    6 - SÜREYYA (PAŞA) iLMEN VE SERBEST CUMHURiYET
    FIRKASI
    - Ö. Kürşad KARACAGiL∗ (sayfa 8)
    7 - Güney Dinç - Aydınlığa Mektuplar.
    2 ...
  22. 1329.
  23. Beyinsiz islamcıların bir türlü anlayamadığı mis gibi ideolojidir. Aklı, bilimi, çalışkanlığı, Türk milliyetçiliğini, yerliliği ve medeni olmayı esas alır. Dogmatik değildir çünkü başbuğ Atatürk bizzat kendisi ben arkamda dogma bırakmıyorum demiştir.

    Sanıldığı gibi komünizmle, sosyalizmle, sosyal demokrasi gibi gerçeklikten uzak dandik ideolojilerle zerre alakası yoktur.

    Kemalizm de Evrim teorisi gibidir. islamcılar zibilyon tane saçma sapan anlam çıkarır kemalizmden.

    Din gibi irrasyonel (akıl dışı) bir şeyden medet umanların kapasitesini zorlar bu ideoloji. Hayali Afganistan olanların sonu idam sehpası oldu. Din bireysel bir şekilde yaşanır. Devlet ise akıl ve mantıkla yönetilir. Dinin bir sike faydası dokunmamışken 48 fabrika açmış, çeşitli inkılaplar yapmış kemalizmi eleştirmek ne haddinize?
    1 ...
  24. 1330.
  25. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü çok seven ve ana lider gören birisi olarak bir türlü kendimi içerisinde konumlandıramadığım ideoloji.

    Sonuna dek Atatürkçüyüm.
    Ve Atatürkçülük ile kemalizm'in farklı şeyler olduğunu düşünüyorum.
    Kemalizm ismen daha eski olsa da şu anki yapısı ile Mustafa Kemal paşa vefat ettikten sonra oluşturulmuş, daha yapay ve Mustafa Kemal'den bence uzak bir ideoloji.

    Mustafa Kemal Paşa'mın 6 ana ilkesine bağlılık demek bizlerce Atatürkçülük demektir.

    Atatürkçülük Mustafa Kemal Paşa'yı lider görüp, açtığı yolda yürümek, muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda bulan, dinamik bir fikir iken; Kemalizm daha çok dinamizmi miras bıraktığı halde Mustafa Kemal Paşa'yı tutucu bir çizgiye indirgemiş, batıcı çizgi ve değerleri kutsallaştırmış bir çizgi gibi geliyor bana.

    Atatürkçülük daha bir Türk halkını kapsar iken Kemalizm daha elitist bir çizgidir.

    Ekşide şöyle bir şey vardı; doğu perinçek kemalisttir, ümit özdağ atatürkçüdür.
    meral akşener atatürkçüdür, önder sav kemalisttir.
    Ülkenin milliyetçi Türkçü cephesi daha çok Atatürkçülük altında toplanırken, ulusalcı avrasyacı kesimi Kemalizm altında toplanmaktadır diyebilir miyiz emin değilim. Ama böyle gibi.
    1 ...
  26. 1331.
  27. sen küçük çocuklara anlatılan masalları karıştırıyorsun çocuk...
    1 ...
  28. 1331.
  29. Cumhuriyetimizin olmazsa olmazı, batıya açılan kapının anahtarı. Kesinlikle vazgeçilemez.
    1 ...
  30. 1332.
  31. Sayesinde demokrasiyi iliklerimize kadar yaşiyoruz.
    Bakiniz bize bu özgurlüğü saglamiştir.
    https://x.com/Ajans_kumpir/status/1795915890799653290?t=wEUfQ_1yC6jbNpTm8KvL-w&s=19
    0 ...
  32. 1333.
  33. tenkîd edilemeyen yazımın devamında hâlâ daha demagoji yapılarak müdâafa edilen ideoloji.

    bir arkadaş, sosyâlizm ve komünizm ile alakası yok diye bir hitâb ve tanım kullanmış.
    ey muhterem, cûmhuriyet'in komünizm denilerek ilân edildiğini, sovyet hâriciyeleri ile olan mektûbatlarını ve m. kemâl'in hâkimiyet-i milliye yazılarına hiç mi bakmadın efendi?

    kemâlizm, herkesin eğip büktüğü ve şekil verdiği ideolojidir. bir arkadaşta irite edici üslub ile sıkışınca tenkîdini dinî konular üzerinden yapmış. ekşi'de tekfir ettiğim muhterem yazâr zatların, buraya da akın etmeleri ile müteessif oldum.

    bir arkadaşımız ile ıtlâk etmiş. evveliyâttan câhil, Arapça chl kökünden gelen cāhil ‎جاهل‎ “bilmeyen, bilgisiz” sözcüğünden alıntıdır.¹

    yazmış olduğum eleştirisel makâlenin sonunda me'hâzını vermiş bulunuyor ve okumuş bulunuyorum. sizin gibi kalıplarda yaşayan zât-ı mûhteremlerin tenkîdine mâzhar olan kâdir mısıroğlu'ndab me'hâz değil, mâkale, hâtırat, doktorâ tezilerinden me'hâz verdim.

    bir mektep muâllimimin vecizesi ile vesselâm edeyim, kişinin anlattığı, karşısının anladığı kadardır. size bu tasrih dahi kâfi.

    o 48 fâbrikada çalışan âmelelerin neler çektiğinden, ekonomik inkılâbların nasıl yapıldıklarından bihâber insansınız zaten. tatil-i eşgâl kanunlarından, sendikâların kapatılışından, işçilerin ırkçılık görmesinden de mevzubâhs yazdım ama hâlbuki kemâlist anlayış, devlet propagandası dışı kaynak okumadığını düşünememişim.

    inkılâbın kelime manâsı değişim, dönüşüm, devrim, bir halden başka bir hale dönmedir. bu ilkede halkçılık dediğiniz etiğe aykırıdır bilhassa okuyucu şikâyetlerinde paylaştığım metni de okumadığınız ortada. yargısız infâz yapmayın be. halkın bu duruma râzı ve riâyet göstermemesi, cûmhuriyetçilik ilkesine de, halkçılığa da aykırıdır.

    lâiklik bizâtihi din-i mûbin-i islâm'a aykırıdır. burada açıkça halka karşı bir emperyâl gücün olduğu açıktır. bu kelimelerin dâhi hâşiyesinin verilmesi, anlaşılması bakımından icâb eder meselâ.

    inkılâbların halk üzerindeki tesirine bir göz atın bakalım:
    Vakıt
    Vakta Gelen Mektuplar
    11 Temmuz 1929
    Okumuyoruz Çünkü...
    Gençlik hakkındaki iddialar objektif bir görüşün mahsülü olmakla beraber
    birçoğu isabetsiz değildir. Gençlerin okumadığı hakkındaki iddia gayet
    yerindedir. Bunun sebebini çok gerilere, harbı umuminin tevlit ettiği
    buhranlara atfedecek yerde daha yakın ve daha maddi olan sebeplerine bir
    çare göstermek daha iyi değil mi?
    1) Gençlik Türkçe yazılmış masalları okumakla vaktini sarfedemez.
    2) Lisan bilmediğinden garptaki ciddi eserleri okuyamaz.
    3) Mekteplerdeki okutma usullerinin köhneliği okumaya meydan
    bırakmıyor. Muallim ve müderrislerin çoğu talebenin muayyen bir kitabı
    ezberlemesinden ve imtihanda bunları aynen tekrarlamasından başka bir şey
    istemez. Çünkü ötesini kendi de bilmiyor. Bu tedrisatın büyük bir serbestlik
    olmasına ve talebenin hususi tetkik ve tetebbülerine mani oluyor.
    4) Garpta çıkan en mühim eserleri ihtiva etmesi ve herkesin istifade
    edebilmesi için gece yarısına kadar açık kalması icap eden
    kütüphanelerimizim ne halde olduğunu söylemiye hacet yok.
    En son olarak şunu söylemek istiyorum: Genç neslin terbiyesini cahil ve
    hantal ellerden alıp inkilabın ruhunu anlıyan okumuş gençlere tevdi
    etmelidir.
    Yüksek Mühendis Mektebi

    hani övgülerinize mâzhar olan mâarif inkılâblarının olumlu tesiri?
    ANADOLU
    Halkla Başbaşa
    7 Teşrinisani 1937
    Kitapsızlık Derdi
    Sayın Bayım: ilkokul dördüncü sınıfında bir çocuğum okumaktadır.
    Tedrisata başlanalı iki ay olduğu halde hala Tabiat Kitabı kütüphanelere
    gelmemiştir. Bu hal yalnız bu sene olmuş değildir. Seneler var ki, böylece
    devam edip gitmektedir. Tedris zamanına yetiştirilmeyen bu kitapların
    gecikmesinden kimse mesul değil midir?
    Topaltında
    2 ...
  34. 1334.
  35. câhilane tavırla islâmcı diyen zatlara iki kelâm:

    cemâl-i islâm'ın âhseniyetine vâkıf olamamış beyinlere fikr-i hiciv dâhi vâhidir.

    elhamdûlillâh, ehl-i dâlâletten allâh-ü azimüşşan'a sığınırım, filhâkika malûmunuz ehl-i diyânet bir zâtım, islâmcı dediğiniz mes'ele, ehl-i diyânet mes'elesi ise, elhamdûlillâh.

    merâm ve vesselâmımı niyâz-ı mısri hâzretlerinin (k.s) nutku ile yapayım

    Dermân arardım derdime, derdim bana dermân imiş

    Būrhân sorardım aslıma, aslım bana būrhân imiş

    Sağ û solu gözler idim, ben dost yüzün görsem deyû

    Ben taşrada arar iken ol cân içinde cân imiş

    hâşiye : islâmcı hitabınızı da iletirseniz mûtmâin olurum.
    1 ...
  36. 1335.
  37. kesin olarak türkiye cumhuriyeti' nin batı ve doğu yaşantısının harmanlandığı, ülkeyi ayakta tutan ilke ve inkaılapların tutmaya devam etmesinin sağlanması açısından vazgeçilemez olan ideoloji.
    insanları kutuplaştırmak yerine bir insanın hem inanıp hem çağdaşlığa açık olabileceği gerçeğini kabullenmek gerekiyor. geleneklerimizden kopmadan çağdaş dünyaya ayak uydurmak en doğru seçenektir.
    zaten çağdaş dünyada dinin hakim olduğu bir yönetim biçimi aykırıdır ve eski çağlarda kalmıştır, orada da kalmaya devam etmelidir.
    1 ...
  38. 1336.
  39. batılılaşmayı hukuk, demokrasi, özgürlük gibi değerlerle değil yemeyle, içmeyle, giyinmeyle benimseyenlerin ideolojisidir.

    ne cumhuriyetçiliği cumhuriyetçiliktir, ne halkçılığı halkçılıktır. karman çorman tuhaf bir şeydir.

    şahsımca türkiye'de kemalizmi en iyi anlayan ve anlatan kişi prof. dr. atilla yayla'dır. atilla hoca'nın kemalizmle ilgili yazılarını okumak, ezber bozma noktasında çok faydalı olacaktır.
    2 ...
  40. 1337.
  41. 1338.
  42. lenin yoldâşın hitâbında "türkiye, sosyâlist olamaz." diyor idi lâkin mustafa subhi devamında şefik hüsnü gibi kahramanlar ile bunun mümkünâtını görmüş bulunduk lâkin mustafa subhi meçhûl biçimde ali şükrü bey gibi cinâyet davâsına karışırken şefik hüsnü tevkifâttan tevkifâta koştu. osmanlı'da dâhi tercemesi yapılan komünist mânifestonun, kemâlist hükûmette lâmeşrû olması, kemâlist sosyalizm çatısı altında türkçülük taslayan hikmet Kıvılcımlı'nın dâhi iktisâdiyyât mes'elesi hakkında teşrif etmiş bulunduğu eserinin yasaklanması.. gibi gibi. osmânlı dâhi saltânât gibi hiciv edilebilecek bir rejim ile ayakta kaldıysa, türkî cûmhuriyet hayli hayli kalır.

    kemâlist rejim, bürokrasinin rahatlığıyla dilediği gibi hareket ederken çamur at izi kalsın modeli ile çıkarcı bir yol tercih etmiştir.

    sakallı nureddin paşâ'yı hicivkârane tenkîd eden m. kemâl'in türkçülüğünün sorgulandığı koçgiri isyanından hiç bahsedilmez ama. bilhâssa kemâlizm için lâmeşrûdur. türkmen bir ailenin kürdî istiklâli müdâafası sonucu protestosu ve devamında teçhizâtlarını bırakmalarına rağmen hunharca katledilmesi.. ve komite başında olan m. kemâl'in bu mes'elenin bahsine nutuk adlı teşrifinde girmemesi mes'ela..

    kâzım karabekir paşâ mesela.. yakılan hâtırat-ı hâkikatleri, istiklâl mâhkemesinin idâmını meşrû kılması.. kurduğu partinin kapatılması..

    veyâhut istiklâl harbleri.. önderler dışında kaç asker biliyorsunuz ey kemâlistler? azımsanmayacak kadar az.

    işte aslında buradaki hâşiyede cümlelerin özünde saklı. kişinin anlattığı, karşısının anladığı kadardır.
    vesselâm.
    2 ...
  43. 1339.
  44. vâhhabi değil o, vehhâbidir, câhilane bir yazım.

    vehhâbiliğin ne demek olduğunu bilmeyen me'hâzlarımdan, hâşiyelerimden gram faydalanmamış kemâlistlerin, kalıplarla yaşayan kemâlistlerin yine asli delili olmayıp laf yetiştiren kemâlistlerin hicivkârane tenkîdleri son derece mehdek, madâhik.

    bir mehdek de bana "nurcu" Demiş.

    risâle-i nûr'ları okumadan "said-i kûrdi, risâle eleştirileri" yazarak önüme lem'â koyacaksın belki kendini akl-ı kemâl zanneden arkadaş. ben akâid dışı, ahkâm konularında hicivkârane bir risâle tenkîdi yaparım. hayatında açıp risâle okumamış, seküler ekşici benzeri mehdek ve madâhikler, burada sidik yarışına teşebbüs ediyorlar. gülünç.

    vehhâbi diyerek iftirâda bulunan zât için birer meh'âz daha vereyim,
    vehhâbiler, sâhih ölçütten başka hâdis-i şerîfin kabûl ve makbûl olmamasını buyururlar.
    (bkz: tasavvuf) mesela.

    ve düz bir noktâ-i nazâr ile tefsir ederler.

    elhamdûlillâh, vehhâbi değilim.
    1 ...
  45. 1340.
  46. hitâbet ve imlâ mevzûusu hakkında ise, dedelerin nurcu muydu muhterem yazar? dedelerin de bu kitâbet ile yazarlar ve iştigâl olurlar idi.

    gâyret-i câhiliye için çalışmayı bırakın, vesselâm.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük