kemalizm dini

    29.
  1. ideolojiyi din haline getirmiş dangalakların ve ardıllarının göremedikleri durum.

    bunlar için herhangi bir mevzu fikir ve kanıt sunarak bir olayı değerlendirmek değildir. dogma karşıtlığı argümanını sahiplenmiş dogmaları vardır. bunun haricindeki herşey ya büyük övgüdür, ya bok atmak. çap bu kadar, bunu da biliyoruz.

    burda atatürk'ün kendine ilahi öz, rububiyet atfettiğine dair hiçbir iddiaya rastlanmamıştır tarih biliminin kayıtları arasında. çünkü asıl eleştiri atatürk'e değil, onu maske yapıp, putlaştırıp, adeta bir "dini" unsur haline getirip bunun üzerinden yolunu bulanlaradır. bu sistemi yürütenler de kemalizmin fos olduğunu bilir ama kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla kıvamında bunların peşine takanların kafasına sokmak gerekir ki birşeylerin bu ülkede bu karanlık yok olsun.

    hristiyanlık ile ilgili bütün araştırmalar bir şekilde hristiyanlığın temelinde varolan isa figürüne ve bunun temel kaynağı olarak da isa'nın yakını olduğu kabul görmüş zevatın eserlerine dayanır. dolayısıyla kemalizm olarak kendini tanımlayan hareketin ne olduğuna bakarken de atatürk'ün en yakınlarının, el üstünde tuttuğu, sofrasında defalarca yer verdiği kişilerin eserlerini incelemekte bir beis yoktur. çünkü bu konuda başka kaynak yoktur. ha tutar da atatürk'ü kendisinden başka kimse anlatamaz dersen varacağın nokta "türk şöförü en asil duygunun insanıdır" ciddiyetindeki resmi sözler yığını. şimdi o küçük beyninde biraz hücre faaliyeti görülmeye başlamıştır umarım.

    eğer başladıysa şunu da anla, bu ülkede vatan, millet, sakarya ayağına kemalizm ilkeleri saçmalığı için adam öldüren güçler varken bile işte ben bildiğimi cesurca söylüyorum. senin gibi linç kampanyalarına, cumhuriyet mitinglerine, cart curta hazır bekleyen, emre amade mal sürüsüne ve ölsek arkamızdan hain diye bahsedilmesine de kafamı takmayacak kadar cesurum. dış kuvvet olsun, iç kuvvet olsun bana farketmez. bildiğimi söylerim.

    bir de kendine bak bakalım, dış kuvvet sözkonusu olursa bakalım senden hızlı göt açma meraklısı çıkacak mı? baksana içerdeki kuvvete bile göt açmayı ideolojin haline getirmişsin, arkana eli silahlıyı almışsın, sadakat şerefin olmuş.

    memati adlı bir dizi karakterinin "böylesi şeref" ile ilgili cuk oturan bir sözü vardır ama onu da söylemeyelim, daha yeni çıktık çaylaklıktan.
    7 ...
  2. 23.
  3. tekrar söyleyelim, kemalizm dininden kasıt kemalizmi iman edilen, açık açık ilan edilen bir din olarak kabul etmek, teoloji kapsamında incelemek falan değildir. dindar gözüyle bakmak da değildir.

    kemalizme yöneltilen "din" ifadesinden kasıt, insanların bir yalanı kitleler halinde tabulaştırıp, hayatlarını kemalizmin belirlediği sakıncasız görüşler ve yaklaşımlar çerçevesi içine endekslemesidir. gelişmiş ülkelerin politik tarihlerinde de az-çok abartılmış karakterler, olaylar vardır tabi ki. ama bunların hiçbirinda atatürk - türkiye ilişkisini bulamayız.

    mesela amerika'da abraham lincoln'ü ya da thomas jefferson'ı koruma kanunu, almanya'da milli günlerde bismarck'ın mezarında üst düzey güvenlik güçleri memurlarının toplanıp yılmadan mücadele mesajı vermesi ya da fransa'nın politik sisteminin rakiplerinin napoleon bonaparte düşmanı diye tanımlanması gibi saçma, dini seremonileri andırır işler yok. kaldı ki bu ülkelerin ulusal kahramanları da atatürk kadar yoğun şekilde vurgulanmış, tanrısallaştırılmış kişiler değildirler. atatürk - türkiye ilişkisini andıran politik kahraman figürleri daha çok kuzey kore tarzı diktatörlüklerde rastlanan bir durum. yeri gelmişken, dünyada kuzey kore ve iran ile birlikte anayasasında insan ismi bulunan üç ülkeden biri olduğumuz iddiasını da düşünmek lazım. gerçi kuzey kore ve iran anayasalarını okumuş değilim ama böyle bir iddianın doğruluğu bu konulara ilgisi olan kimseyi şaşırtmazdı. bu şaşırmayışın da arif olana anlattığı birşeyler vardır sanırım.

    "din" kavramı, islami tanımlama haricinde daha ekstrem ya da daha ılımlı tanımlamaları da olan bir kavramdır. din ismi geçen heryerde bu kavramı illa esnaf hacı osman amca mentalitesiyle üretildiği ön-kabulü ile değerlendirmemek gerekir.

    mania, moda, radikalizm vs. gibi ifadeler de kullanılabilirdi elbette "din" gibi daha köklü bir tarihi ve anlamı olan bir kelime yerine. ama atatürk'e yoğun şekilde "tanrısal özellikler atfedilmesi" sebebiyle ve olayın vahametini en açık şekilde ifade ederek uyarmak amacıyla kemalizmi "din" olarak tanımlamanın haksızlık olmayacağı da açık.
    6 ...
  4. 21.
  5. ancak kemalizmin dışından bakınca görülecek şey.

    konuyu kuyruk sokumundan anlayıp din kavramı ile ilgili inanan-inançsız tartışmasının argümanlarıyla açıklamaya çalışmak bu tabirin gayet net ve basit kastını anlamamak demektir.

    kemalizm, diğer kişi diktatörlüklerinin çoğunun aksine, diktatörün hayatında sürdürülen dalkavukluk geleneğinin diktatörün ölümünden sonra da devam ettirilmesidir. bunun sebebi ikinci diktatörün kendini kabul ettirmekteki beceriksizliğidir, dışarıdaki konjonktürdür, menderes-inönü arasındaki pazarlıklardır vs'dir, o ayrı konu.

    bir zamanların ittihat ve terakki çoğunluklu kapıkullarının ve haleflerinın, bir totaliter diktatörlüğün elit bürokratları olarak yeniden örgütlenmesiyle ortaya çıkan "meşruiyet argümanı" ihtiyacına cevap olarak üretilmiş bir mitolocyadır "kemalizm dini"nden kasıt.

    yediği dayağı yıllar sonra şöyle dövdüm, böyle harcadım diye anlatan tip misali kendi tarihini sansürleyerek efsanevi bir kahramanlık destanı şeklinde yeniden yazan bir devlet politikası yani, başka bir açıdan. bunun baş kahramanı da gitgide tanrısallaşan bir atatürk elbet. her gelen egemen, bu yalan dolan destanın anlatımına günün ve kendisinin siyasi ihtiyacına göre birşeyler kattıkça iyice çığrından çıktı bu iş ve sonunda inanmayanları ezmeyi meşru gören bir mania haline geldi.

    yanlış anlatılmış, iyi veya kötü yönde abartılmış, gerçeklikten uzaklaştırılmış karakterleri ve efsaneleri ile "avam dini"ni anımsatır hale gelmesidir bu kemalizm adlı hilkat garibesine "kemalizm dini" denmesinden kasıt.

    yoksa kemalizmin içinden bakarsan göreceğin şey sadece "tanrı atatürk ve onun aydınlığının askerleri olan çılgın türkler" ile "bir zamanlar menderes ve özal isimlerine sahipken şimdi tayyip adıyla reenkarne olmuş iğrenç bir büyük şeytan"ın savaşıdır.

    uyan..

    uyan ey gözlerim gafletten uyan..
    6 ...
  6. 31.
  7. kendi halkının bireyi olmaktansa, halkın köpeği olmayı tercih eden ama onu da beceremeyip üç-beş uyanık paşanın köpeği olup kalmış olanlara kalın gelen tespit.

    saçmalıklarından hâla kemalizmin tarih ile ilgili yalanlarına bile iman ettikleri anlaşılanlardan fazla birşey beklememek lazım tabi. dün doğu perinçek verirdi gazı bunlara ona buna "cıya ajanı cıya ajanı" diye bağırırlardı, bugün ergun poyraz'lardan yalçın küçük'lerden gazı alır millete "amerikancı, musanın çocuğu, yahudi" diye sallar, yarın başka bir zıpçıktının gazına gelir başka bir saçmalıktan bahseder.

    çelişki yumağına öyle dolanmışlardır ki halkı katakulliyle gaza getiren, silahlı örgütlere bölen, birbirini katlettiren ittiahçı/kemalist zihniyete önce alet olur, yapılanlara tepki büyüyünce de suçu efendilerinin diğer iç tehdit olarak gördükleri insanların üstüne atar.

    daha 12 sene önce kadar iktidarlarını korumak için yalan dolanla müdahale yapan, destekçilerine ödül olarak bankaları hortumlatan, toplumu kaosa sürükleyen ve bu suçun bedeli olan ekonomik krize sebep olan paşaları vardır bunların çok kıymetli. bir de bunlara gaz veren, darbe yapsalar da yine yolumuzu bulsak diye dört yandan ayakçılık yapan bunu da demokratlık diye sunup takiyenin âlâsını yapan toplum virüsleri vardır. kimi akademisyen, kimi patron, kimi gazeteci. bunlarla da vakti geldikçe bir şekilde hesaplaşılır. hadi bu şerefsizler üç kuruşa tamah edip kendi işlerini çeviriyor parsayı topluyor onu anlarım, insanoğlu çiğ süt emmiş.

    peki pek kemalist, pek vatansever bir darbe ile belki kendisi, belki sevdikleri zarar göreceği halde, suçun yapanın yanına kâr kalacağı bir sistem önerildiği halde bu darbecileri "vatan, millet" edebiyatıyla, "sadakat" dallamalığıyla, "kemalizm süperdir, atatürk gökten indi, düşmanı dövdü bizi kurtardı" mentalitesiyle canhıraş savunan bizim mallara ne demeli? cevap sorunun içinde.

    gerçek muhalefet ve gerçek cesaret, komutanlıkla değil darbe ile meşgul olduğu için kötü yönetilen bir orduda ölümüne sebep olunan çocuğun annesini başörtüsü yüzünden orduevine almayacak kadar yüzsüzlüğe cüret edebilen, elindeki silahı ilk fırsatta sana doğrultmaktan çekinmeyecek olan, atatürk masallarıyla eğitilmiş darbecilere muhalefet etmektir.

    yoksa bende bilirim taşşakları yayıp oturarak yolu bulmayı, hiçbirşey yapmasam üniversitelere alınmadıkları için yurtdışına eğitime gitmek isteyen başörtülü kızlara yurtdışında okul bulup aracılık ücreti alırım, kemalizmden güzel indragandi yapma yolu mu var?

    atatürk kendisine ilahlık atfetmemiş olduğu için bu din konusunda atatürk'e söyleyeceğim birşey yok. ama bu demek değil ki atatürk'ü eleştirmem. eleştiririm, sonuna kadar giderim hem de. onu da bir zahmet entrylerimden ara bul. gerçi benim özgürce konuşmamın benden öncekilerin kemalizme muhalefet etmesinin ürünü olduğunu, sonraki nesillerin daha özgür olabilmesinin de benim neslimin kemalizme muhalefet cesaretine bağlı olduğunu göremeyecek kadar sığırsan onlardan da birşey anlamazsın ya.

    ama hakkını da yemeyelim, çok çağdaş eğitim görmüş ve çağdaş desteği derin almış bir sığırsın. aynen devam et:

    kemalist bak darbe negzel darbe
    6 ...
  8. 24.
  9. kemalizm gerek toplumdaki yansımaları üzerinden yapılan analizlerle, gerek de doğduğu dönemin gözde hardcore kemalistlerinin beyanlarından anlaşılabileceği üzere "din" tarzı bir harekettir. argümanlarını batının pozitivist filozoflarından apartmış olması veya zahid islami düşüncelerin anlayışsızlıkla köhneleşmesini kendine meşruiyet sağlamak amaçlı bir şark kurnazlığıyla kullanması, hatta bilim, özgür düşünce falan gibi çekici kavramların ardına saklanması birşeyi değiştirmez. kemalizm bir dindir.

    "dindarın gözüyle bakmak" ifadesini söyleten düşünsel altyapı da kemalizm dininin islam dinini aşağılayarak kendini yükseltmesi projesinin bir sonucudur. "bu müslümanlar da herşeye dindar gözüyle bakıyor cahil bunlar yau" şeklindeki şablon bir aşağılamanın getirisidir.

    burda kimseyi dinden çıkmakla, kafirlikle falan itham etmiyorum. bu konuda fetva verecek bilgi seviyesinde değilim. bu insanları vurun kahpeye misali dinsizlikle itham etmek, linç etmek değil yapmak istediğim. korkunç bir illüzyona kapılarak akıl tutulması yaşayan bu insanlar için cehennem çığırtkanlığı yapmak da değil, sadece ve sadece hakikate ve saadete davettir tek hedefim.

    bu hedefe ulaşmak için yapıyor olduğum şey de, insanların tanımlanması bile yapılamamış bir cehaletten kurtuluş güdüsü ve zannıyla kapıldıkları, ancak işin özünde onlarca senedir on milyonların beyinlerini yıkayagelmiş bu "ihtişamlı kemalizm cehaleti"ni dini bir hareket anlamındaki boyutlarıyla gözler önüne sermektir. ha, arada dalgamı da geçerim ama. hiç kusura bakmayacaksın.

    imdi,

    işin özünü böylece belirledikten sonra, bu kemalizm dinini, kemalist rahiplerin bu dinin mentalitesini açıkladıkları örneklerden okuyalım. görelim bakalım asıl "dindarın gözüyle bakmak" kemalizm dininde nasıl oluyormuş:

    behçet kemal'den:

    Atatürk ekber!
    Atatürk ekber!
    Ancak O var Atatürk!
    Evliya odur,
    peygamber odur,
    sanatkâr Atatürk.

    Talihe hâkim,
    zekâya önder,
    doğma serdar Atatürk.

    Bunları geçti insan büyüğü:
    Kendi kadar Atatürk!

    Atatürk ekber!
    Atatürk ekber.
    Bizde O var. Atatürk!

    Ne evliya, ne de peygamber..
    Halkına yar Atatürk.

    (behçet harikalar diyarında diyorum buna..)

    bir diğer behçet kemal bodoslaması:

    Kaç yıldır Türkçe'ydi Tanrı'nın dili
    insana ne ilâh, ne de sevgili
    Ne de ana-baba aratıyordu
    Her an yaratıyor, yaratıyordu.

    (- yaratiyür dedün de, canum nasul çay çekdü.. + çay getirüüüün !!!**)

    ***

    sadece şiir mi? no dude:

    "Atatürk'ün sefahetlerinde, Atatürk'ün kötü iptilâlarında bile Homerik bir destan rüzgârı vardı. içki sofrasında elini her kadehine uzatışı Tanrılar Tanrısı Zeus'un altın kupalar içinde kevser şarabı dağıtışını andırırdı ve riyaset ettiği cümbüşler, gerek Çankaya köşkünün samimî havası, gerek Dolmabahçe sarayının ihtişamlı dekoru içinde ve gerekse herhangi bir dost evinin mütevazı çatısı altında olsun: daima Olempus tepesindeki "bezm"ler gibi zaman ve mekân mikyasının dışına taşardı. Bilmiyoruz Mevlânâ'yı kendinden geçiren şarkılar ve rakslar ne cinstendi? Fakat Atatürk'ün her biri bir mistik tarikatın "âyin"inden farksız muhabbet meclislerinden ruhlarımız "cuşiş" denilen halin en yüksek mertebesine ermiş olarak çıkardık."

    Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Atatürk, istanbul: Birikim Yayınları. 1981. s 121-122.

    (yakup sen iyi adamdın da sanırım içince sapıtıyordun..)

    ***

    tekrar şiire dönelim, bakalım Halil Bedii Yönetken kaç kiloluk bir şiir sıçmış:

    Tanrı gibi görünüyor her yerde
    Topraklarda, denizlerde, göklerde
    Gönül tapar, kendisinden geçer de
    Hangi yana göz bakarsa: Atatürk.


    (vıhhh.. terledim ha!)

    ***

    bir diğer aslında normal olup da, içince sapıtan şairimiz Faruk Nafiz Çamlıbel'i takdim etmekten şeref duyarım:

    Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil
    Kanlı bir göz yaşı nehrinde muazzam tabutun
    Ey ilâhın yüce dâvetlisi, göklerden eğil
    Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!

    On milyon bel, iki kat olmuşken eğilmeden
    O'nda on beş milyonun boyu birden uzaldı.
    Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmeden
    Taptığımız ne varsa, hepsi ondan şekil aldı.

    (han duvarları'nı sen mi yazdın, babana mı yazdırdın? doğru söyle lan!!)

    ***

    Yusuf Ziya Ortaç'da gramajda sayın yönetken'den aşağı kalır değil:

    Topladı avucunda yıldırımı, şimşeği
    Yoktan var ediyordu tanrı gibi her şeyi

    ***

    tüyü dikme şerefi ise Nurettin Artam'a:

    Koca bir güneşin akşam olmadan
    Dağların ardında sönüşü gibi
    Millete can veren, vatan yaratan
    Tanrının göklere dönüşü gibi.
    Her zaman ırkıma büyük Baş Atam
    Tanrılaş gönlümde, tanrılaş Atam!

    ***

    ancak o da ne, yalakalık yarışında iç kulvardan edip ayel ayrıldı da geliyor:

    Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe
    Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe.
    Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun
    Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun.
    Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı'yla müsâvi
    Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî
    Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses
    insanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez!

    ***

    ancak onun adı kemalettin kamu
    kimseye bırakmaz başdalkavukluğu:

    Burada erdi Musa
    Burada uçtu isa
    Bülbül burada varsa
    Hürriyet için öter.
    Ne örümcek ne yosun
    Ne mucize, ne füsun
    Kabe Arab'ın olsun
    Çankaya bize yeter.

    ***

    şiirden bıktıysanız buyrun size yıllar yılı milli utancın değişmemiş adresi: cumhuriyet gazetesi.

    "Atatürk yarım ilahtır. Türklerin babasıdır. Hiçbir devlet şefi için hayatında bu kadar heykel dikilmemiştir." (5 ağustos 1935)

    (bu arada iddialara göre atatürk peygamber mi, tanrı mı, tanrı gibi mi, yarı tanrı mı? nedir titri tam anlaşılamıyor. yani şimdi atatürk belediye otobüsüne binse tam tanrı bileti mi atacak, yarı tanrı bileti mi belli değil.. bir mezhepsel ayrılık var yani bu konuda*)

    ***

    yine şiire dönecez ama vasfi mahir kocatürk ne demiş bu konuda, görelim:

    Peygamber, tanrısına duymadı bu hasreti
    Vermedi bu kudreti tanrı, peygamberine.

    ***

    neyse, bakalım mebus ruşeni bakur efendi "din yok milliyet var" adlı kitabında neler saçmalıyor:

    "Bizim kutsal kitabımız, bilgiyi esirgeyen, varlığı taşıyan, mutluluğu kucaklayan, Türklüğü yükselten ve bütün Türkleri birleştiren "ulusalcılığımızdır". O halde felsefemizde din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılıktır. Ulusunu seven, ulusunu yükselten ve ulusuna dayanan insan, her zaman güçlü, her zaman namuslu ve her zaman onurlu bir insandır"

    (breh breh.. fantastico..)

    ***

    artık kemalizm dini oscarı'nın en güçlü adaylarından şeref aykut'a söz verme zamanı. zira kitabına verdiği "kamalizm dini" adı ve içine boca ettiği yazı çöplüğü fazla analiz gayretine yer bırakmıyor:

    "Gençlik, Türklüğün dayangacı ve geleceğin biricik umududur. Onun inanını doldurmak, vicdanını doldurmak ister. Bu sebeplerdir ki, onu Kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve coşkun tapkanı yapmak, onu bu kutsal, ulusal ve kurtarıcı dini olanca derinliği ve inceliği ile oydamlamak ister. Ta ki, Kemalizm dinine inanı artsın. işte disiplin altında gençlik böyle olacaktır.."

    (senin gibi sığırlar yüzünden bu ülkede nesillerin beyni yıkandı. yaşları 80'e geldi hâla elde cumhuriyet gazetesi geziyorlar. seni ve senin gibileri cehaletinize acıma ile ve sebep olduklarınız yüzünden de nefretle anıyorum.. elbette birileri birgün gelip nefretle anılacağını yüzüne söylemiştir. işte oldu. tarihin utanç verici, mide bulandırıcı bir parçasısın..)

    ***

    behçet kemal'in çakma mevlid'i, nutuk'tan alıntılar, birkaç şiir ve paragraf daha vardı yazıya eklemeyi düşündüğüm ama darlandım artık bu kadar dalkavuk takımı beyanından.

    anlayana sivri sinek saz. anlamayan da cumhuriyet mitinglerine devam etsin amoagoyum. ne diyelim başka.
    10 ...
  10. 27.
  11. kemalizm denen akıl tutulmasını kemalistlerin sözlerinden inceleyerek verilmiş bir isim.

    karşıt fikirlerin ise samimiyetle durumu kabul etme veya saygın görüşlerle karşı argüman ileri sürme yerine,

    "islamiyetin din olduğunu söylüyorsak, hristiyanlığın veya budizmin din olmadığını söyleyebiliriz. çünkü bunlar çok farklıdır. yok budizm dindir dersen o zaman tibet'in bir ülke olmadığını söylüyor olmalısın. tibet'e ülke mi dedin, e o zaman şanlıurfa dediğin nedir ha? bana bunun cevabını ver. bunu söyle. aşın bunları, işte biz böyle ördük demir ağlarla 10 yılda 15 milyon genç, çağdaşlık ve sübhaneke, dinimiz, amin."

    şeklinde davarzanlık kıvamında olması da tezi güçlendiren bir örnek olabilir ancak.
    5 ...
  12. 22.
  13. --spoiler--
    yediği dayağı yıllar sonra şöyle dövdüm, böyle harcadım diye anlatan tip misali kendi tarihini sansürleyerek efsanevi bir kahramanlık destanı şeklinde yeniden yazan bir devlet politikası yani, başka bir açıdan. bunun baş kahramanı da gitgide tanrısallaşan bir atatürk elbet. her gelen egemen, bu yalan dolan destanın anlatımına günün ve kendisinin siyasi ihtiyacına göre birşeyler kattıkça iyice çığrından çıktı bu iş ve sonunda inanmayanları ezmeyi meşru gören bir mania haline geldi.

    --spoiler--

    su anlatımı cok sevdim. ironi falan degil, cidden. tarihi kesip de anlatmak her siyasi partinin ve devlet otoritesinin yaptıgı bir seydir. ( hatta milliyetciligin dogması da resmi tarih ile gayet alakalıdır). ingiltere, abd, fransa hepsi yapar. ( bu ulkelerin guclu olduklarına dikkat cekerim).

    --spoiler--
    yanlış anlatılmış, iyi veya kötü yönde abartılmış, gerçeklikten uzaklaştırılmış karakterleri ve efsaneleri ile "avam dini"ni anımsatır hale gelmesidir bu kemalizm adlı hilkat garibesine "kemalizm dini" denmesinden kasıt
    --spoiler--

    bunu da cok sevdim. gercekten uzaklastırılmıs karakterler ve efsaneler her devletin olmazsa olmazıdır. hepsinde vardır. standarttır, normaldir. kendini vatanı icin harcayan muhtesem sahsiyetler, kralice jean d'arc, abraham lincoln... teeeeyy...

    bu durumlar her ulke icin standarttır. fakat bu gerceklikleri, din olarak yorumlamak bir dindarın gozunden dunyaya bakmaktır.

    (#4971855)
    4 ...
  14. 5.
  15. komik olan böyle bir tamlama -tasvir, teşhis artık ne derseniz- üzerinde durmaktır.

    bu tür başlıklar siz-biz diye taraf oluşturmaya bölmeye güdümlülerdir. ortada ne böyle bir din vardır ne de bu dinin kafirleri. yeter artık, gelmeyin bu oyunlara...
    5 ...
  16. 18.
  17. vakit'e manşet olası muhteşem dinci zırvası.
    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların daha kemalizm nedir, nutuk nedir bilmeden salladığı ibare.
    3 ...
  18. 6.
  19. cumhuriyete giydirilmeye çalışılan deli gömleğidir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük