bugün

misafir kelimesi köken itibariyle arapça üzerinden dilimize geçmiştir. misafir kelimesinin aslı müsafirdir. sefer eden, seyyah, yolcu anlamına gelmektedir.

seferi olmak deyiminin de arapçadaki çoğunluk kullanımı olarak da değerlendirilebilir.

bugün misafir kelimesi türkçe içerisinde seferi olmaktan ziyade konuk, ziyaretçi anlamıyla yerleştiğini söyleyebiliriz.

eş anlamlı kullanımı için (bkz: konuk)
hoş bir kelime daha: Sayenizde.

Sâye Farsça "gölge" anlamına geliyor. "Bu işi sizin sayenizde yaptım" demek de sizin gölgenizde, himayenizde, desteğinizle yaptım anlamı taşıyor.
iki zıt kelime: güzel ve çirkin.

çirkin farsçadan. çirk kir ve irin demek. çirk-în de kirli. buradan mecazen göze hoş gelmeyen olmuş.

güzel ise has türkçe. bu ise gerçekten göz ile alâkalı. gözel yani güzel, göze hitap eden.

hala anadolu da kullanılan bir kelimedir, gözel...

edit: Çirkin kelimesinin Türkçesine geldiğimizde de tam karşılığı Eski Türkçe "yablak"tır. Orhun kitabelerinde "közi kaşı yablak..." ifadesi geçer.

Edit 2: Yine de esas güzel ve çirkinliğin ruhlarımzdan vasıl olduğunu da belirtelim ki, bir anlam karmaşası olmasın...
aşk kelimesinin kökü, aşeka'dır. nereden geldiğini bilmiyorum fakat sarmaşık demek. insanı sarıp kuşatan bir sarmaşık. maşuk kelimesi de aşk'tan gelir. erkek sevgili demektir.
Osmanlı son devrinde "sosyalizm"e karşılık olarak kullanılan kelime iştirâkiyye idi.

burada kelimemiz, Arapça "ortaklık" anlamındaki iştirak kelimesinden geliyor...
karantina kelime kökeni
venedikçe cuarantína "venedik'e gemiyle gelen yolculara uygulanan kırk günlük karaya çıkma yasağı" sözcüğünden alıntıdır. venedikçe sözcük venedikçe cuaranta "kırk" sözcüğünden türetilmiştir.
bazı kelimeler, türkçe'den çıkar sonra dönüşmüş olarak, aslına rücu eder.

fransızcadan dilimize giren bergamot kelimesinin kökü yine türkçedeki “beg(bey) armudu”dur. türkçe kökenli isim, bir başka meyvenin adı olarak fransızcadan geri alınmıştır.

not: beg kelimesi orhun yazıtlarında geçmektedir.
görsel
yazılımdaki log bildiğin kütükten gelmedir.romada kural kitabı yani codexi yazmak için kütük kullanılırmış.

gebermek ölünce şişen cesetlerle yakından ilişkilidir.uçmağa giden ruhların aksine ölen kişilerin ruhu değil bedenleri öncelenir.köpükle ve tüyleri kabaran köpekle aynı köktendir
Meczup kelimesi aklı melekesi yerinde olmayan anlamında kullanılsa da muhteşem bir kelime. Arapça, birine/bir şeye doğru çekilmiş kişi anlamına gelen meczup; cezbeye gelen anlamından türemiştir.

pervane olmak, deyimi tam da bu kelimenin bir karşılığı olabilir..

edit: bu minvalde, cazip kelimesi de aynı şekilde kökene karşılık geliyor...
bugüne bir kelime kökeni bırakalım; kelimemiz, merdümgiriz...

merdümgiriz kelimesi, farsça merdum “insan” ve girіz “kaçan” kelimelerinin izdivacından doğmuştur. insanlardan kaçan, çekinen, insanlar arasına karışmaktan, onlarla birlikte olmaktan hoşlanmayan kimse demektir.

edit: asosyal kelimesine bir alternatif olarak asli manada kullanılabilir.
berceste; farsça ber “üzere”, ceste “sıçramış” ile ber-ceste; “yukarı sıçramış, değeri yüksek” anlamına gelir.

esas manada seçkin sözler için kullanılır. divan edebiyatı da kendi döneminde seçkin olarak kabul edildiği için, berceste beyitler namınca ifade edilmektedir.

(bkz: berceste beyitler)
paleografi, filoloji, epigrafi...
Kelimelerin kökenlerini inceleyen bilime etimoloji denir.

Etimoloji: Etymos ve logos kelimelerinden gelmektedir. Etymos: bir şeyin aslı + logos: söz, kelime demektir.
oruç kelimesi dilimize, farsça’daki ruz “gün” sözcüğünden geçmiştir. farsçaya da, soğdca rōç sözcüğünden türetilerek geçmiştir.

rızık “günlük yiyecek”, nevruz “yeni gün” ve rüzgar sözcükleri de aynı kökten gelmektedir...

oruç, yeni bir hayatı, yeni bir günü temsil eder manada... yeni bir hayata rızkın önemini kavramayı öğretir. bu vesileyle bayrama yenilenmiş olarak çıkmak ümidiyle...
ingilizcedeki "crime" sözcüğünün aslında "cürüm" sözcüğünden gelmesi.

"Cürüm" sözcüğü yerine daha çok "suç" sözcüğünü tercih etsek de bu sözcük dilimizde sıkça kullanılmaya devam ediyor. Arapça "crm" kökünden gelir ve dilimize geçtiği gibi ingilizceye de geçmiştir. Sözcüğün kökenine dair şöyle bir düşünce de var: Kökeni "crimne, cemere" gibi eski Frenk ve Latin sözcüklerden geliyor. 10-12. yüzyıllara kadar kullanımı var.

https://onedio.com/haber/...olojik-baglantilar-716402
Çarşı.

Fransızcadan gelen çar (dört) kelimesi ile farsça sû (yol-yön) kelimesinin birleşiminden türemiş birleşik bir kelime. Dört yol. Evet bu kelime neden eskiden beri tüm çarşıların şehirlerin merkezdeki en büyük dörtyol ağzına denk gelen meydan yerine kurulduğu gerçeğini de açıklıyor.
Kelime arapça bir sözcüktür.
Kelam sözcüğünden türetilmistir.
Arabı sikeyim size bir şey olmasın.
sözcük sözcüğü arapça kelime sözcüğünün türkçe karşılığıdır, adı üzerinde, sözün ufağı-kelime anlamı taşır.

kelime değil, sözcük denilmelidir.
karantina, italyanca ‘quaranta’ yani kırk sözcüğünden geliyor. ortaçağ’da limana yanaşan gemilerdeki insanların hastalık riskine karşı kırk gün karaya çıkmaları yasaktı. sözcük anlamını buradan kazanmıştır.

ek bilgi; Avrupa'daki veba salgınından gelen bir kelime olduğunu söyleyebiliriz.

1347-1351 yılları (bkz: kara ölüm)
taşak kelimesini ele alırsak, taşmaktan gelir.

penisin uzantısı olarak kabul edildiği için, penisin taşan kısmı gibi görülmüş antik mısır döneminde ve taşak demişler.

taşalım anlamında yani, orta anadolu şivesi ile. gelek, gidek, görek gibi; taşak.

neden taşayım değil de taşak dendi ve 1. çoğul kullanıldı derseniz, 2 tane yumurtadan oluştuğu için taşak demişler.
yanlış, kardeşim cahil cahil konuşmayın yav.

yarak kelimesi de tıpkı taşak gibi "yarmak" fiilinden türemiştir. hadi yaralım! gibi.

zaten uzvun kullanım amacıyla da birebir bağdaşır.

tabi sadece çişten çişe kullananlar "işeyek" de diyebilirler kendi aksesuarlarına, onların ki pek yarak olmuyor nihayetinde.
Türkçe'de "idol" Fransızca'daki 'idole' sözcüğü, yalancı tanrı, tapınılan kimse, manâsındadır. Eski Yunanca eídolon, 'είδολον" sözcüğünden alıntıdır. Yani bir tanrı icat etmeye gidiyor.

idolüm var derken, dikkat ediniz.
türkçedeki bütün fiiller öz türkçe kökenlidir.