bugün
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim13
- sabah aç karnına içilen bira12
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın11
- sözlük kızından gelin olmaz13
- ayça tilki10
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- vatandaşlık farkı alan otel21
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- cumaya gidenlerin çok azalması16
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü14
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar8
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı15
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel8
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
kelebek isminin çoğul halidir.
Kuşların cıvıldadığı renkli bir yaz gününde, Alsancak'da bir banka oturmuş kendi ayaklarıyla oyuna dalmıştı küçük bir çocuk gibi. içinde gezinmekte olan kelebekleri elini sokup tek tek özgür bırakmak istiyordu. O kadar birikmişlerdi ki, bir an kendisinin yavaşça havalanacağını sandı..
Dakikalarca öylece oturup kurtarılmayı beklemeye koyuldu.
'O'na benzeyen yüzlerce yüze baktı; ama yüzlercesine.. Her baktığı 'O'ndan sonra yeni bir kelebek ekleniyordu diğerlerinin yanına; tam midesinin ortasına. Kendi ağırlığını neredeyse hissetmiyordu. Vücudunun ve kafasının ağırlığını taşıyan o kelebeklerdi sanki, fakat daha fazla ayakta tutmaya yetmedi kelebekler oğlanı; yine o banka salıverdi kendini.. Tekrar başladı ayaklarıyla oynamaya..
Saatlerce orada öylece oturup kurtarılmayı bekledi.
Kelebeklerin yol açtığı bir fırtına vardı sanki içinde. Körfeze giren her gemiye doğru koşup çılgınlar gibi bağırmak istiyordu, fakat buna gücü yoktu.. Henüz kendi ağırlığını bile taşıyamıyordu. Ayağa kalkmayı denemek istedi.. Kelebekler onun ayağa kalkmasında bir nebze yardımcı oldu ve doğruldu. Bir simitçinin yanına doğru ilişti ''O'nu seviyorum'' diyebilmenin düşüncesi bile ona yettikten sonra geri döndü ve yine o banka salıverdi kendini.. Yine başladı ayaklarıyla oynamaya.
Günlerce orada öylece oturup kurtarılmayı bekledi; tabi ki kelebekleriyle..
Elinde bir parça beyaz peynirden başka birşey yoktu. Ayaklarıyla oynuyordu. Kelebeklerini besliyordu. Yine 'O'na benzeyen yüzlerce yüze bakıyordu; ama yüzlercesine.. Baktıklarından sonra yeni bir kelebek ekleniyordu diğerlerinin yanına. Sanki canının içinde canlar vardı. Yüzeylercesi hem de..
Büyük uğraşlarla, az önce oturup ayaklarıyla oynadığı banka yavaşça uzandı. Berrak gökyüzüne bakmaya koyuldu. Bulutlardan şekiller çıkartmaya çalıştı ama her seferinde 'o'nun yüzüne benziyorlardı yine. Üstelik bulutlar da ona 'O'nun yüzü kadar uzaktı. Yine kelebeklerin sayısı artıyordu..
Aylarca orada öylece uzanıp kurtarılmayı bekledi. Ses çıkartmadan yine; kelebekleriyle..
Artık o kadar fazla birikmişti ki içindeki kelebekler, acı vermeye başladı. Sanki mide çeperini delmeye çalışıyorlardı, içini yavaşça kanatmaya başlamışlardı. Aniden yavaşça gökyüzüne havalanmaya başladı oğlan;
Yükseldi..
Yükseldi..
Yükseldi..
Yükseldikçe nefesi kesilmeye başladı.. ilk defa artık haykırmak zorunda olduğunu anladı ve var gücüyle boşluğa doğru bağırdı;
''SENi SEViYORUM !''
Onun bağırışıyla içindeki her bir kelebek özgür kalmıştı, fakat ağırlığını taşıyan bir şey kalmayınca çocuk, gökyüzünden aşağıya doğru düşmeye başladı. Düşerken saniyeler süresince kurtarılmayı istedi. Artık kelebekleri de yoktu. Bu büyük bir rahatlık olmalıydı nihayet, fakat istem dışı yollardan kendi sonunu hazırlamıştı. Üstelik ne yaparsa yapsın her türlüsü sonu olacaktı. Biliyordu..
Düştüğü yerde kanlar içinde yatmaktaydı. Çevresine doluşan yüzlerce insana son bir kez baktı; yüzlercesine... Dakikalarca kurtarılmayı bekledi..
insanlara son kez bakarken öksürdü ve ağzından son bir kelebek daha yavaşça gökyüzüne süzüldü.. Oğlan; yüzündeki tebessümle gozlerini yumdu.
Cesedi Alsancak'da, yüzlerce insan arasında saatlerce kaldırılmayı bekledi.
Dakikalarca öylece oturup kurtarılmayı beklemeye koyuldu.
'O'na benzeyen yüzlerce yüze baktı; ama yüzlercesine.. Her baktığı 'O'ndan sonra yeni bir kelebek ekleniyordu diğerlerinin yanına; tam midesinin ortasına. Kendi ağırlığını neredeyse hissetmiyordu. Vücudunun ve kafasının ağırlığını taşıyan o kelebeklerdi sanki, fakat daha fazla ayakta tutmaya yetmedi kelebekler oğlanı; yine o banka salıverdi kendini.. Tekrar başladı ayaklarıyla oynamaya..
Saatlerce orada öylece oturup kurtarılmayı bekledi.
Kelebeklerin yol açtığı bir fırtına vardı sanki içinde. Körfeze giren her gemiye doğru koşup çılgınlar gibi bağırmak istiyordu, fakat buna gücü yoktu.. Henüz kendi ağırlığını bile taşıyamıyordu. Ayağa kalkmayı denemek istedi.. Kelebekler onun ayağa kalkmasında bir nebze yardımcı oldu ve doğruldu. Bir simitçinin yanına doğru ilişti ''O'nu seviyorum'' diyebilmenin düşüncesi bile ona yettikten sonra geri döndü ve yine o banka salıverdi kendini.. Yine başladı ayaklarıyla oynamaya.
Günlerce orada öylece oturup kurtarılmayı bekledi; tabi ki kelebekleriyle..
Elinde bir parça beyaz peynirden başka birşey yoktu. Ayaklarıyla oynuyordu. Kelebeklerini besliyordu. Yine 'O'na benzeyen yüzlerce yüze bakıyordu; ama yüzlercesine.. Baktıklarından sonra yeni bir kelebek ekleniyordu diğerlerinin yanına. Sanki canının içinde canlar vardı. Yüzeylercesi hem de..
Büyük uğraşlarla, az önce oturup ayaklarıyla oynadığı banka yavaşça uzandı. Berrak gökyüzüne bakmaya koyuldu. Bulutlardan şekiller çıkartmaya çalıştı ama her seferinde 'o'nun yüzüne benziyorlardı yine. Üstelik bulutlar da ona 'O'nun yüzü kadar uzaktı. Yine kelebeklerin sayısı artıyordu..
Aylarca orada öylece uzanıp kurtarılmayı bekledi. Ses çıkartmadan yine; kelebekleriyle..
Artık o kadar fazla birikmişti ki içindeki kelebekler, acı vermeye başladı. Sanki mide çeperini delmeye çalışıyorlardı, içini yavaşça kanatmaya başlamışlardı. Aniden yavaşça gökyüzüne havalanmaya başladı oğlan;
Yükseldi..
Yükseldi..
Yükseldi..
Yükseldikçe nefesi kesilmeye başladı.. ilk defa artık haykırmak zorunda olduğunu anladı ve var gücüyle boşluğa doğru bağırdı;
''SENi SEViYORUM !''
Onun bağırışıyla içindeki her bir kelebek özgür kalmıştı, fakat ağırlığını taşıyan bir şey kalmayınca çocuk, gökyüzünden aşağıya doğru düşmeye başladı. Düşerken saniyeler süresince kurtarılmayı istedi. Artık kelebekleri de yoktu. Bu büyük bir rahatlık olmalıydı nihayet, fakat istem dışı yollardan kendi sonunu hazırlamıştı. Üstelik ne yaparsa yapsın her türlüsü sonu olacaktı. Biliyordu..
Düştüğü yerde kanlar içinde yatmaktaydı. Çevresine doluşan yüzlerce insana son bir kez baktı; yüzlercesine... Dakikalarca kurtarılmayı bekledi..
insanlara son kez bakarken öksürdü ve ağzından son bir kelebek daha yavaşça gökyüzüne süzüldü.. Oğlan; yüzündeki tebessümle gozlerini yumdu.
Cesedi Alsancak'da, yüzlerce insan arasında saatlerce kaldırılmayı bekledi.
(bkz: schmetterlinge im bauch)
iki saplı bıçaktır.
her kanat çırptıklarında içinize huzur dolduran şirin narin kısacık ömrü olan canlılar...
kelebekler osurmaz osursada duyulmaz diye bir atasözünde başrol oynayan uçan bi böcek türü..
ömürleri bir insana göre kısa bir kargaya göre çok kısa sevimli yaratıklardır.
izlemektir onları zevkli yapan, narin kanatları ile kollarınıza dokunuşlarıdır.
sevmeye dahi kıyamazsınız dokunursanız ölürler öyle bir sevgidir onlara duyulan sevgi.
renkleri, uçuşları, hareketleri. sanki mutluluktan dans eder onlarcası yüzlercesi.
1 güne neler sığdırırlar mutludurlar yine de. gülümserler sanki o güzelim çiçeklerin şekerli tadına bakarken.
sevmeye dahi kıyamazsınız dokunursanız ölürler öyle bir sevgidir onlara duyulan sevgi.
renkleri, uçuşları, hareketleri. sanki mutluluktan dans eder onlarcası yüzlercesi.
1 güne neler sığdırırlar mutludurlar yine de. gülümserler sanki o güzelim çiçeklerin şekerli tadına bakarken.
Ben beklemem diye devam eden esprinin başıdır. Tabi bir de 1 günlük ömürlerinde lambaya kafa atan bir hayvan çeşididir.
En nadide bulunan türü at zikinde olanlarıdır.
kelebekler, gerçek hayattaki yerleri mi, yoksa hayallerimizdeki mi? Şüphesiz özgürlüğün, rengin, hayalin temsilcisi kelebek... hür olarak, tabiatta, uçarlar... renk renk, benek benek, bazen beyaz bazen sarı... güzel hayaller uyundırırlar iç dünyamızda...
ama kelebeklerle tırtılların aynı varlık olduğunu düşündüğümüzde durum aynı mıdır? Kimbilir hangi kelebek, hangi zararlı tırtıldır ve yeşil yapraklara ne zarar vermektedir....
ama kelebeklerle tırtılların aynı varlık olduğunu düşündüğümüzde durum aynı mıdır? Kimbilir hangi kelebek, hangi zararlı tırtıldır ve yeşil yapraklara ne zarar vermektedir....
150000 türü mevcut olan sanat harikası özel kuşlardır kelebekler.
1 gün yaşıyor yalanıyla meşhur hayvan. Evet.
seni görünce karnımda kargalar uçuyo demiştim de küfür etseydin daha iyiydi demişti anlamamıştı ki öküz kelebeklerin 1 günlük ömrü varken kargalar 200 yıl yaşarmış. ben yanımdan hiç gitmesin istemiştim
ışığa aşıksan kelebek , allah a aşıksan meczup derler..
Sana gözüyle bakanlar teni , kalbiyle bakanlar seni görür..
Gözkapagi perdedir göze, açıktır..sen gòrüyom sanırsın.. gören sadece gözse , kör olduğuna kanıttır..
Sana gözüyle bakanlar teni , kalbiyle bakanlar seni görür..
Gözkapagi perdedir göze, açıktır..sen gòrüyom sanırsın.. gören sadece gözse , kör olduğuna kanıttır..
arka ayakları ile koku alır ve duyargaları dokunma ile aktif hale gelir.
Kara bata çıka yürürken, soğuğun kestiği kulakları rüzgarın sesini hala işitebiliyordu. Kalp atışlarının ritim tuttuğu kış şarkısının henüz bitmeye niyeti yok gibiydi. Yollar olabildiğine uzun, alabildiğine karla kaplıydı. insan çığlıklarını, silah seslerini arkasına almıştı. Her adımında bir kelebek daha, başının üstünde kanat çırparak O’na eşlik etmeye başlıyordu karla kaplı yollarda. Her bir adım yeni bir nefes gibiydi. Yaşamak, bu zamanlarda büyük marifetti. Ölüm ise pek çoğuna ödüldü.
Sundance film festivalin de jüri büyük ödülünü alan film. Şarmaşık filmini çok sevmiştim bunu da merakla bekliyorum. Günümüz türk sineması için çok önemli bir isim tolga karaçelik.
https://twitter.com/sunda...status/957455287002087425
https://twitter.com/sunda...status/957455287002087425
Fragmanı yayınlanan film. Fragman kötü bkm filmleri tarzında oluşturulmuş ama merakla bekliyorum filmi. Sanırım bu sulu komedi havasını seyirciyi çekmek için yaptılar. 30 mart'ta sinemalarda.
https://www.youtube.com/watch?v=5haJDNWiqUY
https://www.youtube.com/watch?v=5haJDNWiqUY
Tolga karaçelikin gişe memuru ve sarmaşık tan sonraki uzun metraj filmi. Bu cuma vizyonda.
absürd mizahla dirsek temasında yer yer duygulandıran senenin izlenesi filmlerinden. izleyin derim.
Bu dünya için fazla güzel olan ve boşuna yaşayan varlıklar. zaten hemen ölecekleri için gördüğüm yerde süreyi daha da kısaltmak adına kendilerine yardımcı oluyorum.
güncel Önemli Başlıklar